26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

türlü değişmeyen Abhazya gerçeğini, bölgede TürkRus çekişmesi oluşturarak değiştirmeyi hedeflemiş olabilir. Bu konuda Türkiye’den dost ülke olarak bazı beklentileri de olabilir. Ama, bu tür beklentiler içerisinde olan ülkenin yetkililerinin Türkiye ile ilişkilerinde söylemlerine ve adımlarına dikkat etmeleri gerekir. Gürcü yetkililerin açıklamaları ve Gürcistan’ın adımları başta da ifade ettiğimiz üzere bu ülkenin Türkiye’nin hassasiyetleri konusundaki politikalarla çelişiyor. Gürcistan’dan kopmaya çalışan Abhazya’nın ve Acaristan’ın (bu sorun artık önemli ölçüde ortadan kalkmıştır) bağımsız olmaları halinde Türkiye’nin Karadeniz’de iki uydu devlete sahip olabileceği iddialarına karşın, Türkiye ısrarla Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü destekledi. Türkiye, Gürcistan ordusunun yapılanması sürecinde kendisine açık destek verdi, sürece maddi katkıda bulundu. Türkiye Gürcistan’a ciddi boyutlarda askeri yardım yapıyor. 2006 yılının sadece ilk çeyreğinde 1.8 milyon dolarlık askeri yardım yapıldı. 26 Nisan 2006’da ise Gürcistan sınır kuvvetlerine 667 bin dolar tutarında askeri malzeme yardımı yapıldı. Türkiye, dış politika dengelerini korumalı... C S TRATEJİ 17 Hamas’a bekle gör politikası Turhan FIRAT Em. Büyükelçi yazıdan oluşan Filistin sorunu ile ilgili yazı serisini yaklaşık 4045 gün önce hazırlamıştım. Güncel bir sorun olduğu için bu arada hızlı ve önemli gelişmeler oldu. Bu gelişmeleri de dikkate alarak birkaç ilave yapmak istiyorum. Aşağıda kısaca bu gelişmelerle ilgili değerlendirmelerimi belirteceğim: Namaz kılan maskeli Hamas militanları... 1. Filistin’de genel seçimleri kazanan Hamas örgütü yeni Hükümeti kurmakla görevlendirildi. Filistin İdaresi Başkanı Mahmud Abbas demokratik seçimle işbaşına gelen Hamas’ı Hükümeti kurmakla görevlendirdi. 2. İsrail’de yapılan seçimleri de Şaron’un kurduğu Kadima Partisi kazandı. Ancak beklendiği kadar başarılı olamadı. Olmert Başbakan oldu. Hem İsrail’de hem Filistin’de yeni Hükümetler işbaşına geldi. 3. İkinci önemli nokta, ABD’nin İsrail’i çok yakından desteklemesidir. ABD’nin bu desteği İsrail’in kuruluşundan beri muhtemelen en yüksek düzeyine ulaşmış durumda. 4. Devlet kurma mücadelesi veren Filistin halkı bir zamanlar Filistin Kurtuluş Örgütü’nün sahip olduğu desteğe bugün sahip değildir. Soğuk Savaş devrinde FKÖ belirli ölçülerde Doğu Bloku’nun, 3. Dünyanın, Arap dünyasının ve İslam Örgütü’nün desteğini sağlayabiliyordu. Bugün Hamas’ın böyle bir şansı yoktur. 5. Hamas, başta İsrail olmak üzere, ABD ve AB tarafından terörist bir örgüt olarak tanımlanıyor. Terör ve şiddeti bırakmadığı sürece Batı dünyası Hamas Hükümetini dış dünyadan tecrit edecektir. Filistinlilerin gündelik yaşamı dahi Arap ülkelerinin yardımlarına ve Batılıların insafına bağlıdır. Bunun uygulaması da başlamıştır. Hamas’ı terörist bir örgüt olarak görmeyen ve Filistinliler olacaktır. Zira askeri başarı şansı olmayan ona en yakın olabilecek Rusya dahi mart ayı başında Filistinlilerin görüşmeler sırasında eli zayıftır. Dışişleri Bakanı Lavrov’un ağzından, Hamas Türkiye’ye gelince: adil ve kalıcı bir çözüm için değişiklik göstermezse ciddi bir siyasi geleceği Türkiye’nin katkıda bulunması doğaldır. Ancak iç olamayacağını ifade etti. Filistin İdaresi Başkanı politika nedeniyle kamuoyundan puan toplamak için Mahmud Abbas da Ankara’yı ziyareti sırasında 24 atılacak yersiz adımlar zarar getirir. Halid Meşal’in nisanda "….eğer Hamas değişmezse, ben yetkilerimi Ankara ziyareti buna iyi bir örnektir. Terörist olarak kullanacağım. Ancak demokratik bir seçimle başa tanımlanmış Hamas’a uluslararası alanda meşruluk gelen Hamas’ı hemen görevden alamam. Bir süre kazandırmaya yönelik ve diğer ülkelere de örnek beklegör stratejisi izleyeceğiz" dedi. Bu durumda olabilecek bu ziyaret İsrail’i telaşlandırdı ve işin Hamas terör ve şiddetten vazgeçerek görüşmelere başında bu gelişme İsrail ve Yahudi lobisi tarafından yanaşmazsa, Batılıların ve FKÖ’nün Hamas’ı durdurulmak istendi. ABD’nin de Hamas ziyaretine görevden uzaklaştırma yoluna başvurmaları beklenir. bu kadar önem vermesinin nedenleri arasında Yahudi Temennimiz Filistinliler arasında bir iç savaşın lobisinin sert tepkisini göz önünde bulundurmak başlamasının önlenmesidir. gerekir. 6. Daha önceki yazılarımızda 1993 Oslo Filistin sorunu tıpkı Kıbrıs sorunu gibi Türk halkı Anlaşmaları’nın, 2000 Camp David Zirvesi’nin, 2002 için hassas bir konudur. Ancak devletler hisleriyle Yol Haritasının, 2002 Arap Barış Girişimi’nin Filistin değil, gerçeklere dayalı akılcılıkla hareket ederler. sorununun çözümü ve Filistin devletinin kurulması 5 yolunda belli başlı aşamaları oluşturduğunu fakat sonuca ulaşılamadığını ifade etmiştik. Bununla birlikte bugünün koşulları içinde bir çözüm aranırsa, şöyle bir çerçeve ortaya çıkıyor: ? Terör ve şiddete son verilmesi, ? İsrail’in tanınması, ? Yapılmış anlaşmalara uyulması, ? Filistin devleti kurulması için görüşmelere başlanması. Görüşme masasında zorlukla karşılaşacak taraf GÜRCÜ YETKİLİLERİN TUTUMU Şaakaşvili, 20 Mayıs 2004’te başlayan Türkiye ziyareti sırasında ortaya koyduğu talepler konusunda kendisine açık destek verilmesine karşılık, ilginç şekilde aynı ziyareti çerçevesinde TürkGürcü Eğitim ve Kültür Vakfı’nın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’de olmasının kendisini duygulandırdığını, "Çünkü Türkiye’de, Gürcistan’da yaşayanların iki katı kadar Gürcü bulunduğunu" söylemişti. Eleştirilere rağmen, benzeri mahiyetteki açıklamayı Haindrava’nın yaptığını görüyoruz. Gürcü yetkililer, bir yandan tüm etnik azınlıklar bağlamında ciddi sorunlar yaşamasına karşın, Gürcistan’daki Azerbaycan Türklerinin sadık, devlete sorun çıkarmayan vatandaşlar olduklarını vurguluyorlar, diğer yandan da en az hakkı Azerbaycan Türklerine tanıyorlar. Bir yandan Türkiye’yi stratejik ortak olarak nitelendirip, diğer yandan Kars Anlaşması’ndan doğan yükümlülüklerini tanımazdan gelerek Acaristan’ın statüsünün daraltılması yönünde fiili ve hukuki adımlar atabiliyorlar. Bir yandan Ahıska Türkleri konusunda uluslararası kuruluşların kararlarından doğan yükümlülüklerini yerine getirmemekte, diğer yandan uluslararası kuruluşların kararları nedeniyle Rus üslerinin boşaltılmasının gecikmesinden şikayet ederek bu konuda Türkiye’nin desteğini arayabiliyorlar. Gürcistan yetkililerinin bu ilginç duruşunu Türkiye’nin ve bir dönem BTC konusunda Gürcistan’ın nazını çeken Azerbaycan’ın dikkatli değerlendirmesi gerekiyor. Bu kadar sıkıntı içerisinde bile, kendisi ile iyi ilişkiler geliştirme konusunda önemli adımlar atan ülkelere karşı farklı kozlar kullanmaya, hatta yeni kozlar elde etmek için her yola başvurmaya çalışan Gürcistan’ın daha olumlu şartlara sahipken nasıl davranacağı merak konusudur. Türkiye zamanında bazı devletlerle ilişkilerinde tek taraflı taviz yoğunluklu politikalar izledi. Fakat Gürcistan, hem kendisini "Ağabeyleri" ile karıştırma huyundan vazgeçmeli, hem de Türkiye’nin dış politikasının ciddi nitelik değişimi geçirmekte olduğunu unutmamalıdır. Kuşkusuz TürkiyeGürcistan ilişkileri her iki ülkenin yararındadır ve gelişerek sürmesi bölgesel bağlamda da faydalı olacaktır. Fakat, bunun için tüm tarafların yükümlülüklerinin farkında olması gerekir. Türkiye her halükarda küresel ve bölgesel gelişmelerin yeni seyrine uygun şekilde kendi bağlantılarını kurar. Ama, bu kadar sıkıntı içerisinde bile, desteğine en çok muhtaç olduğu ülkelerden birisine karşı şahinvari bir duruş sergilemeye çalışması orta ve uzun vadede Gürcistan’ın yararına olmayabilir. Filistin seçimlerinde başarılı olan Hamas’ın değişip değişmeyeceğinin belli olacağı bir sürece girildi. Bu süreç sonunda Mahmud Abbas ve Batı yeni taktiklere yönelebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle