17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Tarihsel süreç içinde ve günümüzde AB’nin adadaki soruna yaklaşımı… C S TRATEJİ Kıbrıs için yeni plan yolda Prof. Dr. Ata ATUN KKTC Yakın Doğu Üniversitesi [email protected] B’nin Kıbrıs sorununa yaklaşımı, kendi içindeki çalkantılarla ve ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları ile direk bağlantılı ve bu nedenle de biraz inişli çıkışlı. Kıbrıs’ta iki taraf var ve bunların her ikisi de AB için olmazsa olmaz konumunda. Biri AB üyesi Kıbrıslı Rumlar ve anavatanları Yunanistan, diğeri AB dışındaki Kıbrıslı Türkler ve anavatanları Türkiye. A ABKIBRIS İLİŞKİLERİNİN TARİHİ Genelde ABKıbrıs ilişkileri, Temmuz 1990’da Rumların üyelik başvurusunda bulunmasından itibaren değerlendirmeye başlanır. Oysa bu bağlar, dünbugün başlamış değildir ve AB’nin siyasi ve ekonomik bir birlik haline gelmesinden yüzyıllar öncesine dayanır. 2 Şubat 1392’de Avignon’a giden Kıbrıs Kralı I. Peter, tüm Avrupa Krallarını dolaşır ve Haçlı Seferine katılmaya çağırır. 28 Temmuz 1435’de ise Kıbrıs Kralı Janus’un erkek kardeşi Hughes, Kıbrıs Kardinali olarak Fransa’ya gider ve tüm Kral, Kraliçe, Prens, Prenses, Dük, Düşes, Kont, Kontes ve Şövalyeleri Fransa’nın Arres kentinde toplantıya çağırır. Toplantının ana teması "Avrupa Birliği’ni kurmaktır. Tarihsel bağın yanında bir de Rumların, Yunanistan Kraliyet ailesi aracılığıyla Avrupalı kraliyet aileleri ile yapılan evliliklerden oluşan kan bağı var Avrupalı yöneticiler ile. Avrupalıya göre Kıbrıs, bir Avrupa adası idi ve Osmanlı Devleti 1571 yılında gelerek haksızca ve üstün savaş gücünü kullanarak aldı. Ada’nın İngilizlere geçmesi, Kıbrıslı Rumların içindeki ENOSİS ülküsünü kamçıladı ve adada huzursuzluk başladı. Huzursuzluk doruk noktasına 1963’de ulaştı ve 1974 Barış Harekatı da olayların kırılma noktası oldu. Aniden Kıbrıs’ta her şey tepetaklak oldu ve yeni bir düzen, yeni bir idari sistem geldi adaya. Yan yana iki devlet. Birbirine küs, birbirini görmek bile istemeyen iki halk ve onların idareleri. Diğer taraftan Avrupa’nın Türklerle yedi yüz yıllık bir düşmanca ilişkisi var. Bazen tek tek, bazen de aralarında ordular, filolar derleyip Türklerle savaşmışlar. Avrupa’nın doğusundaki bu gücü parçalamak, küçültmek istemişler. Birinci Dünya Savaşı’nda sonra iyice budamışlar ama gücün özü hala yerinde kalmış. Kıbrıs’ın Ortadoğu ve petrol nedeniyle önemi biliniyor. ABD, Türkiye ile daha yakın işbirliği için Türkiye’nin elini rahatlatmayı, bu kapsamda sonbaharda Kıbrıs için yeni bir planı gündemine almış durumda. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları içine iki tane bağımsız ve Kıbrıs’tan bağlantısız İngiliz üs bölgeleri koymayı başardılar: Ağrotur ve Dikelya üsleri. Üs topraklarına girerken girişteki tabelada aynen şu kelimeler yer alıyor: "You are entering the British Sovereign Base Area", yani "İngiliz Hükümran Üs Bölgelerine giriyorsunuz" deniyor. İngilizler bu toprakları, üzerinde güneşin batmadığı İngiliz İmparatorluğu toprakları olarak kabul ettirmişler ve bu topraklar içinde Kıbrıs Rum cumhuriyeti veya KKTC yasaları değil İngiltere’deki yasalar aynen geçerlidir ve uygulanmaktadır. Eğer bir trafik suçu işlerseniz, sizi üslerdeki İngiliz Mahkemesine çıkarırlar ve başında geleneksel peruğu olan İngiliz yargıç sizi yargılar. Cezanızı da anında ödersiniz veya içerde yatarsınız. Bu denli "İngiliz" olan bu üslerin Mağusa yakınlarındaki Dikelya isimli olanında, tüm Ortadoğu’daki her tür elektronik haberleşmeyi dinleyecek kapasitede son derece gelişmiş bir dinleme üssü bulunuyor. Limasol yakınındaki Ağrotur üssünde de, bir askeri havaalanı var. Kıbrıs’taki 5. havaalanı ama sadece İngiliz ordusunun kullanımına açık. Uluslararası her tür uçuş yapılabiliyor. Dünyadaki en gelişmiş askeri havaalanlarından bir tanesi. İçinde nükleer başlıklar bulunan nükleer başlık depoları ve yer altında koruganları var. İngilizlerin hiç bir koşulda bu üsleri bırakmak gibi bir niyetleri yok. Son 70 yılda Kıbrıs ile ilgili sunulan 19 Anlaşmanın tümünde de İngiliz üsleri anlaşma kapsamı dışında kaldı. Aşağıdaki listede, 1947 Lord Winster planından başlamak üzere, 1960 Kıbrıs Anayasası’na ve günümüze kadar gelen tüm planlarda İngilizlere Kıbrıs’ta üs verilmesi maddesi var: 1. 1947 LORD WINSTER PLANI 2. 1948 EDWARD JACKSON ANAYASASI 3. 1952 Mac MILLAN PLANI 4. 7 Eylül 1955 – Mac MILLAN PLANI 5. 8 Ekim 1955 JOHN HARDING ANAYASASI 6. Kasım 1955 ve Ocak 1956 HARDING PLANI 7. 13 Temmuz 1956 LOED RADCLIFFE PLANI 8. 19 Haziran 1958 – Mac MILLAN PLANI 9. 24 Eylül 1958 PAUL HENRY SPAK PLANI 10. 16 Ağustos 1960 KIBRIS CUMHURİYETİ ANAYASASI 11. 31 Ocak 1964 DEAN ACHESON PLANI 12. 4 Mart 1964 U THANT PLANI 13. Temmuz 1964 DEAN ACHESON PLANI 14. 1965 GALO PLAZA ÖNERİLERİ 15. 1979 WALDHEİM ÖNERİLERİ 16. 26 Şubat 1990 TÜRK ÖNERİLERİ 17. 18 Haziran 1992 BUTROS GALİ FİKİRLER DİZİSİ 18. 1993 BM GÜVEN YARATICI ÖNLEMLER ÖNERİSİ 19. 24 Nisan 2004 ANNAN PLANI Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında yapılan 1959 Londra ve Zürih Konferansları’ndan sonra mutabakata varılan anlaşmada Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilanı ve bu Cumhuriyetin temel taşı olan 1960 Kıbrıs Anayasası içinde İngiliz Hükümran Üs Bölgeleri bir daha çıkmamak üzere yer aldı. Sonraki planlarda ise, Annan Planı da dahil olmak üzere, Kıbrıs’taki İngiliz Üslerinin yapılacak anlaşmalar dışında kalacağı her seferinde bir madde olarak yer aldı. ABD İÇİN ÖNEMİ Bu aşamada ve İngilizlerin Kıbrıs’taki bu askeri Ağrotur Üssü’ndeki dinleme istasyonu... İNGİLİZLERİN KIBRIS’I İkinci Dünya Savaşı’nda Churchill ile Stalin’in ortaklaşa çizdikleri mavi çizgiye göre Yunanistan ve Kıbrıs, İngiliz etki bölgesi içinde kalınca, bölgedeki İngiliz varlığı bir o kadar daha artmış. İngilizler, 1959 Londra ve Zürih Anlaşmaları sonrası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle