17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Pontus’u canlandırma hayali... C S TRATEJİ 5 Türkiye yeni sorunla karşı karşıya Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] Ermeni iddiaları nedeniyle son dönemde ciddi sıkıntılar yaşayan Türkiye, şimdi de Pontus iddialarıyla karşı karşıya. Uzun süreden beri altyapı çalışmaları sürdürülen iddialar, nihayet su yüzüne çıkarılıyor. da sağlama almak için Türkiye’de yaşayan "gizli Pontuslular"ın varlığı ilan edildi, sürgün hikâyesi anlatan birkaç film hazırlandı kimisi ödül aldı ve ardından iddialar propaganda yoluyla uluslararası arenaya sürüldü. Soykırımı tanıma, özür ve tazminat talep ediliyor. Çok tanıdık, çok bilindik. Ama yetkililer yine hazırlıksız. Duymayanlar varsa; Yunan Parlamentosu 1999’da da 14 Eylül’ü "Küçük Asya" soykırım günü olarak kabul etmişti. Venizelos’un bile ilk iddiasından vazgeçerek On’lar Komisyonu önünde Fener Patrikhanesinin istatistiklerine (1918) dayanarak Rum nüfusun 100.700 olduğunu ifade etmesine rağmen bugün dile getirilen rakamlar astronomik boyuta ulaşmış durumda. Düzenlenen kongrelerde ve yayınlanan kitap, makale ve bildirilerde Türklerin 19161918 ve 19191923 yılları arasında 350 bin Pontuslu'ya soykırım uyguladığı ancak 180 bininin Yunanistan’a dönebildiği iddia ediliyor. PanPontus Federasyonu Başkanı Prof. Yorgo Parkaridis, Türkiye’den "Pontus Soykırımı için özür dilemesini istiyor. Yunan Bakan Nikos Çiarçionis da "Pontus soykırımının uluslararası alanda Ermeni ve Yahudi soykırımıyla birlikte tanınması gerektiği"ni söylüyordu. Görülüyor ki soykırım mağduru bir milletin önce toprak, sonra devlet kazanması ve sonra da "en fazla kayrılan millet" haline gelişi Ermeniler gibi Yunanlıları da harekete geçirdi. Asılsız iddialarla yola çıkan Ermenilerin kat ettikleri yolun Yunanistan’ı cesaretlendirdiği düşünülecek olsa da Pontus soykırımı iddiaları çok da yeni değil. Anadolu’yu Trabzon’dan güneye doğru kesen hattın batısında eski Helen uygarlığını canlandırma arzusunun bir parçası Pontus Soykırımı iddiası. 1830’da yürürlüğe sokulan "beş denizli iki kıtalı büyük Yunanistan"ı kurmayı hedefleyen Megali İdea’nın Anadolu’daki parçalarından birisi. T ürkiye, yeni bir soykırım iddiası ile karşı karşıya. Hazırlıkları yıllar öncesinden tamamlanmış, plan çoktan yürürlüğe konulmuş. Türkiye’de ise bir sessizlik söz konusu. Gerekli tepki henüz resmi yollardan gösterilmiş değil. Ermeni soykırımı iddialarının bugün baş edilemez hale gelmiş olmasının sorumlusu da aynı sessizlik, aynı strateji yoksunluğu değil mi? Tepkisizlik bir ulusun yeniden doğuşu olan Kurtuluş Savaşı’nı lekelemek isteyenlerin iştahını kabartıyor. Tarihimizin şanlı dönüm noktaları yurdu kurtarmak için kendilerine karşı savaş verdiklerimizce kirletilmek isteniyor. Osmanlı milliyetçiliğinin örgütlendiği kentte, İttihat ve Terakki’nin karargâhı, İttihatçıların "Kabei Hürriyet"i Selanik’te, Atatürk’ün evi ile aynı bahçeyi paylaşan Selanik Başkonsolosluğu’nun hemen dibinde "Pontus Soykırım Anıtı" dikildi. Şaşırtıcı olan böylesi bir anıtın Türkiye Başbakanı’nın resmi bir ziyaretinin hemen ardından dikilmiş olması değil, nicedir çalan tehlike çanlarının nasıl olup da Ankara’dan duyulamadığı oldu. Selanik Belediyesi anıtın yapımı kararını 2001 yılında almıştı. 19 Mayıs’ın "Pontus Yunanlılarının Türklerce Katlini Anımsama Günü" olarak kabul edilmesi kararı Yunan Parlamentosu’nda 24 Şubat 1994’te alınmış, Cumhurbaşkanı tarafından da aynı yılın 7 Mart’ında onaylanmıştı. Sözde Pontus sınırları içinde gösterilen Havza’dan çekilmiş bu fotoğraf, iddiaları yalanlıyor. TÜRKİYE’NİN ÇEKİNİK TUTUMU Soykırım olduğunu reddetmek, Soykırımın başına "sözde" kelimesini koymak, belgeleri tozlu raflardan çıkarıp aslında o bölgede Türklerin katledildiğini anlatmak/anlatmaya çalışmak Ermeni soykırımı iddialarında olduğundan daha fazla etki yaratmayacaktır. Belki de Kıbrıs’ta Rumların giriştiği katliam, Yunanistan’da Batı Trakya Türklerine karşı yürütülen etnik ve kültürel yıkımla başlayıp Bulgaristan’daki Türklere, Kırım Tatarlarına, Uygur Türklerine yönelik yok etme faaliyetleri ve Azerbaycan Türklerine uygulanan soykırımla devam eden sistemli bir propaganda girişiminin zamanı gelmiş de geçiyordur. Dünya soykırım tarihinin okunması gerekecek ve sıra elbette ki Telafer’e de gelecek. Nitekim sayılan tüm bu yok etme amaçlı faaliyetler soykırımın gerçekleşmesi için gereken "siyasi iktidarın bir ırkı yok etmek için temel aldığı bir ideolojinin varlığı, halkın ve yönetimin ırkçı olması, yok etme operasyonunun sistematik ve planlı olması ile bunun o ırkın yaşadığı toprakların bütününde uygulanması" gibi şartların tamamını taşıyor. Üstelik öylesine yakın tarihliler ki tanıklar da belgeler de hala ulaşılabilir, dünya kamuoyuna hatırlatılabilir durumda. Ne var ki, Türkiye’de, soydaşlara uygulanan haksızlığa gösterilen anlamsız hoşgörü ve yersiz unutma, acıların dindirilmesini imkânsız kıldığı gibi pek çok konuda eli kolu bağlı kalan Türkiye’nin gizli bir silahının olmasını da engelliyor. Devletin ve milletin âli menfaatleri, Türkiye’nin yayılmacı politikalar izlediği yorumlarının yapılmasına engel olmak adına feda ediliyor. YOKTAN VAR EDİLEN SORUN Yunanistan, ABD, Kanada, Avustralya, Almanya, Rusya, İsveç, İsviçre başta olmak üzere dünya çapında kurulan 176 Pontus derneğinin ve bunların eşgüdümünü sağlayan federasyonların Yunan resmi makamlarının teşvikiyle düzenledikleri faaliyetler ise daha eski tarihlere dayanıyor. AB’den alınan kredilerle de Doğu Karadeniz Bölgesi’ne "Unutulmayan Kaybolan Vatanlara Gezi" adı altında geziler, uluslararası "Pontus Helenizmi Kongreleri" ve İngiltere, Almanya, Moskova’da ve 1990’da da Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg binasında sergiler düzenlendi. 1982’ye gidildiğinde, dönemin Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merkuri’nin Türkiye topraklarını Pontus, Ermeni ve Kürdistan olarak bölünmüş gösteren bir haritanın resmedildiği kartpostalları "Anavatanları Kurtarma Dünya Komitesi" adına dağıttığı anımsanacaktır. Pontuslu arandı, Pontuslu bulundu, örgütlenme çalışmaları tamamlandı stratejinin sürekliliği için Pontuslu (?) gençlere yönelik faaliyetlere ağırlık verildi, stratejinin nihai amacına ulaşmasını Y faaliyetlerine unanistan’ın i Sem"Pontus Helenizmi Tarih 93), 19 sım Ka pozyumu" (11 rilen şti kle rçe ge Selanik’te ği" rne De lar slu ntu "Sümela Po dü te ik’ lan Se ), 94 paneli (16 Ocak 19 i izm ya Helen zenlenen "Küçük As bu yöndeki ) Kongresi" (27–29 Kasım çerçevede Bu r. rdi kle ne ör yakın tarihli tan bayraklarıyDoğu Roma ve Yunanis Adası'nda yapıla donatılmış Patmos mpozyumu (23 lan Çevre ve Vahiy Se 'ın organize ettan Eylül 1995), Yunanis "Karadeniz'i lık lar tiği 1,5 milyon do rçevesinde düKurtaralım" gezisi çe vorossisk, Yalzenlenen ve Batum, No Varna, İstanbul ta, Odessa, Köstence, a birer oturumu ile Selanik limanlarınd Bilim ve Çevre gerçekleştirilen "Din, lül 1997) da Ey Sempozyumu"(2028 rtalomeos’un Ba . ihmal edilmemelidir i r le t e y li a a f s u t n o P in temizliğine(!) da katıldığı, Karadeniz’ gezinin "ElefteTrabzon’dan başlayan gemiyle gerçekrios Venizelos" adlı bir ı. Avrupa Koleştirilmesi de manidard nkası, BM Ba misyonu'nun, Dünya nistan Ticaret na Yu ve ı ram og Çevre Pr alan sempozi Bankası'nın da desteğin dağıtılan haa ınd yumun Trabzon ayağ ontus Gölü" olaritalar da Karadeniz "P rleşim yerlerinin rak gösterilmiş ve ye i. Anadolu’nun isimleri Rumca verilmişt Rum çeteleri, işgali sırasında kurulan nların faaliyetPontus dernekleri ve bu de temiz olhiç leri konusunda geçmişi si’nin bugün ki ne ha trik Pa m Ru mayan skiden Hıris"e Patriği Bartalomeos, dığı bölgelerde tiyan toplulukların yaşa yaşamasına izin yeniden Hıristiyanların ebini ilk kez verilmelidir" iddia/tal 2000’de yapKapadokya'da 07 Mayıs e getirmiştir. dil tığı ayinde yüksek sesle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle