17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kafasındaki silinmez ülküyü ortaya açıkça koymuştur. Makarios, 1960 Anayasasını işlemez hale getirmek için Yorgacis, Papadopulos ve Klerides’i gizli bir hareket planı olan AKRITAS PLANI’nı hazırlamakla görevlendirdi. Makarios’un liderliğinde kurulan AKRİTAS teşkilatı ve aynı isimle anılan AKRİTAS PLAN’ı Kıbrıs Türklerinin direnişlerini kırma ve en kısa sürede adanın bir bütün olarak Yunanistan’a ilhakını sağlamayı hedefliyordu. Rum kesiminde yayınlanan Patris gazetesinin 21 Nisan 1966’da birkaç maddesi hariç tümünü bastığı planda Tassos Papadopulos’un bu teşkilatın Başkan Yardımcısı olarak atandığı belirtilmektedir. 1963 yılı Aralık ayında Küçük Kaymaklı’da yer alan Rum saldırısında ve 6 Şubat 1964’de onlarca Kıbrıslı Türkün öldürüldüğü Arpalık baskınında Papadopulos Nikos Sampson ile birlikte, bizzat planlayıcı ve uygulayıcı olarak yer almıştır. 23 Ekim 1967’de, BM Günü’nde yaptığı konuşmada "Bizim için özgürlüğün anlamı, Elenizmin güneydeki ileri karakolunun, ulusal kimlikle birleşmesidir" demiş ve bu konuşmasından bir ay kadar sonra da 15 Kasım 1967’de Kıbrıs Türk köyleri Geçitkale ve Boğaziçi’ne, adadaki Yunan askeri birlikleri ile müşterek büyük bir Rum saldırısı gerçekleştirilmiştir. Papadopulos 1976 yılında Rum Temsilciler Meclisi Başkanlığı’na seçildi ve 1978 yılına kadar bu görevi yanında "Toplumlararası Görüşmelerde" de görüşmecilik görevi yürüttü. 1978 yılında Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Spiros Kiprianu aleyhine, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün okullarda dağıtılmak üzere gönderdiği yardımları sattığı yolunda söylentiler ortaya atıldı ve bu iddialar 14 Mayıs 1978 tarihli Simerini gazetesinde yer aldı. Kiprianu bunun kendisini görevinden uzaklaştırmak için yapılan dış kaynaklı bir komplo olduğu açıklaması yaptı ve olaya adı karıştığı gerekçesiyle Papadopulos’u görüşmecilik görevinden aldı. Kiprianu ile yaşadığı bu uyumsuzluktan sonra Papadopulos 12 Kasım 1980’de "Merkez Birliği Partisi"ni kurdu, ancak bu parti uzun ömürlü olmadı. Papadopulos 1991’de yeniden Milletvekili seçildi ve 2000 yılında da Kiprianu’nun ölümünden sonra Demokratik Birlik Partisinin (DIKO) başına, rakipsiz aday olarak geçti. Zaten başkan Spiros Kipriyanu, ölümünden önce, DİKO'nun başına Tasos Papadopulos'un gelmesini istediğini de açıklamıştı. C S TRATEJİ tamamen imkansızdır" (Sunday Mail, 9 Şubat 2003). 19 HEDEF: ENOSİS Papadopulos’un aklında tek bir hedef ve tek bir çözüm vardır. Hedefi Enosis’tir yani Kıbrıs adasının tümü ile Yunanistan’a ilhak olmasıdır. Bunun için adada Rum çoğunluk idaresi altında üniter bir devlet kurulmasına gereksinim vardır. Aksi takdirde Türklerin Referandum veya kendi gelecekleri hakkında karar verme (Self determinasyon) hakları olacağından, enosis hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle de "Son Hedef"ten bir önceki basamak da "Üniter Devlet"i kurmak zorunluluğudur. Bu nedenle daha düne kadar, Türkler kardeşimizdir, biz onlarla kucak kucağa, barış içinde yaşarız diyen Rumlar, 24 Nisan 2004 Referandumunda gerçek düşüncelerini ortaya koydular. Sonra da referandumdan günümüze kadar geçen zaman içinde de Türklerle ortak bir Federal Devlet kurmak yerine içinde sadece Rumların söz sahibi olduğu "üniter" bir devlet kurmak istediklerini açık açık söylemeye, Fedrasyon girişimlerini baltalamaya ve tezlerini de pekiştirmeye başladılar. Bunun son örneği geçmiş günlerde Fransız L'Express gazetesinden bir gazeteci ile yaptığı röportajda "yüzde 82 nüfusa sahip Kıbrıslı Rumlarla, yüzde 18 nüfusa sahip Kıbrıslı Türklerin Federasyon kurması olanaksızdır" diyerek Papadopulos bizzat kendisi verdi. Papadopulos aklındaki enosis sürecini de çoktan başlattı. Papadopulos "Son hedef"e gidişin ilk adımı olarak 2013 yılına kadar iktidarda kalmayı planlamaktadır. Bunun için öncelikle 21 Mayıs 2006 seçimlerinde DIKO oylarını yükseltmeyi ve Parlamentoda partisini 2. büyük parti haline getirmeye çalışmaktadır. Stratejisi EOKA’nın 50. yıldönümünde madalya verdiği EOKA’cılardan ve ailelerinden, yani Kıbrıslı Rumların sağ kesiminden oy almaya yönelik her tür girişimi yapmak ve küçük partilerin oylarını da çalarak kendisin 9 olan Milletvekili sayısını 15’lere kadar çıkarmaktır. Papadopulos son günlerdeki çıkışları ve aşırı milliyetçi konuşmaları ile oylarını bir hayli arttırdı. Barometre Papadopulos’un başkanı olduğu DIKO’nun oylarının yüzde 16’lardan yüzde 24’lere çıktığını ve 21 Mayıs’taki seçimlerde 9 olan Milletvekili sayısını epey arttıracağını gösteriyor. Buradaki taktiği, 12 Şubat 2008 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine arkasında çok sayıda DIKO ve AKEL Milletvekili ile girmek ve 2. dönemi de kazanmaktır. Türkiye’nin AB’ye girmek arzusu, 3 Ekim 2005 TürkiyeAB Katılım Ortaklık Belgesindeki Limanları açmak koşulu ve elindeki VETO kozu, kendisine yeni fırsatlar yaratacağı ve istediği tavizleri koparabileceği inancındadır. Askersiz ve Türkiyesiz kalan Kıbrıs’lı Türkleri bir gecede hap gibi yutacağını hesapladığından, AB’yi de arkasına alarak 1974 sonrasında Türkiye’den gelen göçmenlerin ve Türk Askeri’nin tümden geri gitmesi için her yolu denemeyi ilke edinmiştir. Mülkiyet konusunu ise, 1976 DenktaşKlerides, 1977 DenktaşMakarios ve 1979 DenktaşKyprianu anlaşmalarına aykırı olarak AİHM kanalı ile delmeye ve KKTC Topraklarındaki 1974 öncesi Rumlara ait taşınmaz malları tek tek de olsa ele geçirmeyi denemektedir. Nihai hedefi "Üniter Rum Devleti"ni kurmaktır. Tasos için çözüm, Rumların tüm adanın tek egemen gücü olduğu 19631974 dönemine dönülmesidir. Kendisini Makarios'a benzetenler olduğu hatırlatıldığında, "keşke benzeyebilsem" demektedir. Papadopulos, adada 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti idaresine dönülmesini isteyecek en son kişidir. Kiprian Ada’da 1974 öncesine dönülmesi, üniter ve Rum bir Kıbrıs oluşturma fikrinden geri adım atmayan Papadopulos, 2013 yılına kadar iktidarda kalma planları yapıyor. akın etmesi, canını çok sıktı. Kuzeye geçişi önlemek için psikolojik baskıya başvurdu. İlk gidenler adeta hain sayıldı. Denktaş 19 Mayıs 2003'te Politis gazetesine verdiği demecinde, Klerides'in aksine Papadopulos ile iki dost Kıbrıslı olamamalarının nedenini güzel bir şekilde ortaya koydu: "1967'de Kıbrıs’a gizlice geldiğimde yakalanmıştım. Makarios Bakanlar kurulunu toplayıp ne yapacakları konusunda görüş istedi. Papadouplos ve Kiprianu bir ağızdan "köpek gibi vurun" dediler." Papadopulos 2004 Referandumu döneminde, yapılan anketlerden de cesaretlenerek müthiş bir "Hayır" kampanyası başlattı. 7 Nisan akşamı televizyondan Ulusa Sesleniş programında "Hayatımın en zor günü. Kendimi kötü hissediyorum. Dramatik saatler yaşıyorum. Ben bir devlet devraldım, bir toplum bırakamam. Annan Planı'na HAYIR" diye haykırdı ve ağladı. Hedefine ulaşmıştı. Ertesi gün anketler referandumda "Hayır" diyeceklerin yüzde 85 olduğunu gösteriyordu. AKEL'in özellikle Kıbrıs Türklerini düş kırıklığına uğratan Papadopulos'a verdiği blok oy desteği ile, 24 Nisan referandumunda Rum kesimi’nde "Hayır" oyları yüzde 76 oldu. Güney Kıbrıs’taki önde gelen sendika liderlerinden ve AKEL Polit Büros üyesi olan Andreas Ziartides, Tasos Papadopulos’un Türkler hakkındaki düşüncesini şu sözleri ile açıkça gözler önüne sermiştir. "Çok kötü bir özelliğini farkettim...onun (Papadopulos’un) Türkler’e karşı nefreti hastalık boyutundadır. O, Türklerle ilgili konularda hasta bir ırkçıdır. Tasos Papadopulos oldukça, Kıbrıslı Türklerle bir uzlaşmaya varılması ‘PAPADOPULOS’LA OLMAZ’ Papadopulos retçi tutumunu, daha sonraki yıllarda da devam ettirmiş, 198586 yıllarında BM Genel Sekreteri’nin sunduğu çözüm planlarına, 1992 yılında BM Fikirler Dizisine, 1993 yılında BM Güven Artırıcı Önlemler Paketine ve son olarak da 24 Nisan 2004 tarihinde Referanduma sokulan Annan Planına da karşı çıkmıştır. Bütün bu siyasi faaliyeti sırasında, adanın tümünün bir "Rum adası" haline getirilmesi hedefinden hiçbir zaman ayrılmadı. Takvimler 16 Şubat 2003’ü gösterdiğinde, başkanlık seçimini 1977'den sonra ilk kez birinci turda kazanan lider oldu. Seçim öncesi "Karpaz'ı isteriz", "119 bin Türkiyelinin adada kalmasını öngören Annan Planı çözüm olarak kabul edilemez" ve "Klerides'in kabul ettikleri beni bağlamaz. Her şey sıfırdan başlayacak" diyen Tasos Papadopulos, artık başroldedir. Denktaş’ın o günlerde yaptığı "Papadopulos'la olmaz" kehaneti, günümüzde bu uzak öngörüsünün ne kadar doğru olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bir süre "Uzlaşmaz olan Türk tarafıdır" diye propaganda yapma fırsatı bulduysa da, bu fazla uzun sürmedi. 23 Nisan 2003'te Denktaş’ın tarihi bir manevrayla sınırları açması, Tasos'un sevincini kursağında bıraktı. On binlerce Rum’un kuzeye
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle