17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S Çin’de bir kilise TRATEJİ 15 ÇinVatikan ilişkileri kurulmadan krize girdi... Pekin’de piskopos krizi Çin ile Vatikan arasında diplomatik ilişki kurulmasına yönelik çalışmalar krizle başladı. Pekin piskoposlarını olabildiğince kendisi atamak istiyor. Vatikan ise buna tepkili. başlamasıyla, özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde dine yönelenlerin sayısı günden güne artıyor. Katolik, Protestan, İslam, Budizm ve Taoculuğu resmi din olarak kabul edilen günümüz Çin’inde, 1 milyar 300 milyon nüfustan yaklaşık 100 milyonu çeşitli dinlere inanıyor. Çin’in resmi verilerine göre, 85.000 ibadethane, 300.000 din adamı, 3.000’den fazla dini topluluk, 74 din okulu bulunuyor. Çin’in ulusal düzeydeki dini toplulukları arasında Çin Budizm Derneği, Çin Taoizm Derneği, Çin İslamiyet Derneği, Çin Yurtsever Katoliklik Derneği, Çin Yurtsever Hıristiyanlık Hareketi Komitesi ve Çin Hıristiyanlık Derneği var. Çin’e 7. yüzyılda gelmeye başlayan Katoliklik, Afyon Savaşı’nın patlak verdiği 1840 yılından sonra yaygınlaştı. Günümüzde Çin’de resmi kayıtlara göre, 100 Katolik bölge, 5 milyon Katolik (ABD kaynaklarına göre 10 milyondan fazla), 5000’e yakın kilise, 12 de Katolik okulu bulunuyor. Protestanlık, Çin’e 19. yüzyılda gelmiş ve Afyon Savaşı’ndan sonra yaygınlaşmaya başladı. Resmi kayıtlara göre, bugün Çin’de 10 milyon Protestan, 18.000’den fazla papaz ve 12.000’i aşkın kilise ile 25.000 ibadethane bulunuyor. Çin hükümeti, 1951 yılında Vatikan temsilcilerini kovduğundan beri, Vatikan’ın onayını almadan, bağımsız olarak bugüne kadar 170 piskopos atadı. Son yıllarda Vatikan ile ilişkilerini geliştirmek isteyen Çin hükümeti, piskopos adaylarını Vatikan’ın onayı ile atamak istiyor. Ancak Vatikan, adayların komünist partisine yakınlığı gerekçesi ile Çin’in gösterdiği adaylara sıcak bakmıyor. Çin’de son yıllarda yeraltı Hıristiyan dini teşkilatları hızla arttı ve katolikler, Vatikan’a bağlı "yeraltı kiliseleri" ile devletin denetimindeki kiliseler arasında bölünmüş durumda. Çin, Katoliklere ancak hükümetin izin verdiği yerlerde ibadet yapmalarına izin veriyor. Hükümet Katoliklerin ibadetlerini Çin’in "yeraltındaki kiliseler" dediği dini toplantılar ve evlerde oluşturulan kilise ve dini mekânlarda yapmalarına karşı sıkı kontrol uyguluyor. Buralarda ibadet edenler sık sık tutuklanıyorlar. Hür Asya Radyosu’nun haberine göre, Çin’de 2004 yılında sadece 4 ay içinde 400’den fazla yeraltı dini teşkilatı misyoneri tutuklandı. Çin’deki devlet kontrollü kiliseler ise Papalık tarafından tanınmıyor. yaşıyor. Bunların yüzde 59’u Katolik, yüzde 29’u Protestan ve yüzde 12’si Ortodoks’tur. Çin’deki Hıristiyanların sayısı ise yaklaşık 20 milyondur. Son yıllarda Çin’in Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek istemesine paralel olarak, bu ülkeler de Çin’de Hıristiyanlığı yaymaya yönelik çalışmaları artırmış durumda. Vatikan’ın amacı ise, nüfusu fazla olan Çin’de Hıristiyanlığı yaymaktır. Dolayısıyla, son yıllarda Çin ile ilişkilerini geliştirebileceği mesajını, Hong Kong Piskoposu Joseph Zen aracılığıyla gönderdi. Ancak Çin, Vatikan’a ‘Tayvan’la ilişkilerini kesersen, diplomatik ilişki kurarız’ cevabını verdi. Piskopos Zen, "eğer Çin hükümeti kiliseye gerçek bir özgürlük sunmaya hazırsa, Vatikan istemeyerek de olsa Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmeye hazır olacaktır" açıklamasını yaptı. Uzmanlar arasında ÇinVatikan diplomasi ilişkisinin er geç kurulacağı görüşü hâkim. Bunu her iki taraf da biliyor. Anlaşmanın 2008 yılında Çin olimpiyatlarından önce olacağı savunuluyor. Papa 16. Benedict, 2008 yılında Çin’i ziyaret etmek istiyor. Çin hükümetinin, Vatikan ile diplomatik ilişki kurulduktan sonra, piskopos tayin ederken Vatikan’ın onayını almak zorunda olduğu için, 2008 yılından önce mümkün olduğunca fazla ve genç piskopos tayin ederek boş yer bırakmamaya çalıştığı yorumu yapılıyor. Vatikan da bunu engellemeye çalışıyor. Çin, Vatikan’ın bütün baskılarına rağmen piskopos atama konusunda denetimin kendisinde olmasında ısrarcı gibi gözüküyor. Ancak, Vatikan’ın kısa ve orta vadede nüfusu kalabalık olan Çin’de Hıristiyan nüfusu artırma uğruna, Çin ile yapılan pazarlıklarda eskiden daha esnek davranma ihtimali söz konusu olabilir. Çin hükümeti, Vatikan ile diplomatik ilişki kurarak, Hıristiyan dünyası ile ilişkilerini düzelterek, onların kendisine yönelik dini özgürlük baskılarını hafifletmek, etkinliğini artırmak ve en önemlisi Tayvan’ın siyasal alanını daraltmak istiyor. Ayıca, Çin hükümeti, toplumunda artan gerilimi inanç yoluyla azaltmak için, Uyumlu Toplum sloganıyla inanç özgürlüğü yönünde önemli adımlar atıyor. Bu düşünce ile hareket eden Çin hükümeti, 1949 yılından beri ilk defa, İlk Dünya Budizm Forumu’nu düzenledi. Siyasi iktidara tehdit oluşturmayan Konfüçyüzm ve Budizm’i canlandırarak Dalay Lama’nın etkisini zayıflatmayı, Konfüçyüzm’in ve Budizm’in etkisindeki Asya ülkelerinde etkin olmayı ve ülkede hızla artan Hıristiyanlığı da dengelemeyi amaçlıyor. Çünkü Çin hükümeti Vatikan ile diplomatik ilişki kurulduğu zaman kiliselerin Hıristiyan Çinlilerle dolmasını istemiyor. Böylece, Vatikan, dünyanın kurtuluşu için bütün insanları İsa’ya kazandırma politikalarını sürdürürken, 21. yüzyıldaki hedefi ve güçlü rakibi de Çin olabilir. Papa XVI. Benedict Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası [email protected] D iplomatik ilişkilerin kurulması için görüşmelerin sürdüğü bir dönemde Pekin ile Vatikan arasında piskopos krizi yaşanıyor. Vatikan’ın onay vermemesine ve Hong Kong Kardinali Joseph Zen’in karşı çıkmasına rağmen, Çin hükümeti kısa süre önce Anhui ve Yunnan eyaletlerindeki kiliselere Liu Xinhong ile Ma Yinglin adlı piskoposları atadı. Vatikan, Papa 16. Benedict’in onayı ile Çin piskoposunu aforoz ettiğini açıkladı. Son yıllarda özellikle Roma Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa İkinci Jean Paul’ün ölümünden sonra, iki taraf arasında resmi ilişkilerin kurulması ümidiyle yapılan çalışmaların yoğunlaştığı bir sırada, Çin’in, denetimindeki Katolik kiliselerine Vatikan’ın onayı olmadan piskopos ataması, taraflar arasında sorunların büyümesine yol açtı. Piskopos atama sorunu Çin ile Vatikan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması için yapılan müzakerelerde en önemli engel olmaya devam ediyor. Vatikan’ın sözcüsü Joaquin NavarroValls yaptığı açıklamada, Çin’de dini özgürlüklerde ciddi bir ihlalin söz konusu olduğunu, yapılan bu atamayla Çin’in kilise birliğine derin yara açtığını belirtti. Çin hükümeti de arka arkaya basın açıklaması yaparak Vatikan’ın tepkisini ‘temelsiz’ olarak nitelendirirken Vatikan’dan, dini bahane ederek Çin’in iç işlerine yönelik müdahaleleri durdurmasını ve bir an önce Tayvan ile diplomatik ilişkisini keserek Çin ile ilişkilerini geliştirmek için uygun zemin hazırlamasını istedi. Çin hükümetinin denetimindeki Katolik kiliselerin yetkilileri de dini çalışmaları (Vatikan’dan) bağımsız şekilde sürdürme ilkesini kararlılıkla izleyeceklerini vurguladılar. Çin ile Vatikan arasındaki ilişkiler, Komünist Parti’nin 1949 yılında iktidara gelmesinden sonra 1951’de kesilmiş ve Çin hükümeti Katoliklik dâhil bütün dini kurumları ülkesinden kovmuştu. Vatikan, o tarihten beri Tayvan ile diplomatik ilişkisini sürdürürken, Çin hükümeti de, Vatikan’ın piskopos atamasını ve Papa’nın dini liderliğini reddediyor. ÇİN’DE DİNSEL DURUM Türkiye’de de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde piskoposlar Papa tarafından tayin ediliyor. Bu durum, Vatikan ile diplomatik ilişkisi olmayan komünist Vietnam’da da aynı. Ancak Pekin hükümeti, piskopos atama durumunda geçmişte olduğu gibi bugün de Vatikan’ın onayını almayı reddediyor ve bu VatikanÇin ilişkilerinde en önemli sorun olmaya devam ediyor. Dini inançları reddeden komünist rejimdeki Çin’de, reform ve dışa açıklık politikasının uygulanmaya PAPA’NIN ZİYARETİ Katolik Kilisesi kaynaklarına göre, dünyada 1,5 milyar Hıristiyan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle