17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 C S Chavez’in sosyal devlet politikası atin Amerika ülkelerinden Venezuella, dünyanın en fazla petrol ihrac eden beşinci ülkesi konumundadır. Ne var ki başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere bir çok petrol üretici ülkede olduğu gibi Venezuela’daki enerji kaynakları da petrol tekellerinin kontrolünde olduğu için, halkın refahını arttırmaya yönelik kullanılamaması dünyanın gelir dağılımı en bozuk ülkeleri içinde yer almasına neden olmuştur. Petrol üreten ülkeler ABD tarafından “Üretim Paylaşım Anlaşması” (Production Sharing AgreementPSA) yapmaya zorlanırlar. Anlaşmayı yaparlarsa gelirlerden faydalanamadıkları için zenginleşemezler, yapmazlarsa Irak örneğinde olduğu gibi işgal edilirler. İran, Suriye, Libya ve Saddam dönemi Irak’ın ortak özelliği bu anlaşmayı yapmamış olmalarıdır. Diğer Ortadoğu ve Latin Amerika ülkelerinden petrol üretenlerin hemen hepsi PSA anlaşmasını ABD ile yapmaları nedeniyle gelir dağılımı en bozuk ülkeler içinde yer almaktadırlar. Başka bir ifade ile yalnız başına petrol zengini olmak yetmiyor. Petrol diplomasisi iyi kullanılmadığında ülkeye zarar veriyor ve kalkınmasının önündeki engele dönüşüyor. TRATEJİ V enezuella, Ekvador’un ardından Bolivya’da da ulusalcısol yaklaşım iktidara geldi… Latin Amerika’da Bolivarcılık Yar. Doç. Dr. Kenan GÖÇER Beykent Üniversitesi [email protected] enezüella devlet başkanı Hugo Chavez diğer seçilmiş ancak darbeler ile devrilmiş Latin Amerika liderleri ile aynı kaderi paylaşmamak için, ekonomik ve siyasal alanda oldukça başarılı politik önlemler almaktadır. Chavez, 19. yüzyılın Latin Amerika’da sömürgeciliğe karşı ulusal kurtuluşu simgeleyen ve Bolivarcılık alarak bilinen ideolojisini, dört önemli politika aracıyla hayata geçirmeye çalışıyor. Birincisi enerji kaynaklarını kullanarak ülkesinin dünyadaki en bozuk gelir dağılımına sahip ülke problemini çözmek, ikincisi enerji kaynaklarını sosyal devlet lehine kullanmanın ABD’nin çıkarları ile çelişmesinden dolayı olası bir darbeye karşı ülke içinde siyasi, ekonomik ve askeri önlemler alarak 1973’te Şili devlet başkanı Salvador Allende’nin kaderini paylaşmamak, üçüncüsü ABD’nin küresel sistemde keyfi ve çifte standartlarla dolu dış politikası ile oluşmuş potansiyel tepkiden kaynaklanan antiemperyalist rüzgarı petrolden gelen gücüyle arkasına alarak bölge ülkeleri üzerindeki nüfuzunu arttırmak, dördüncüsü ise soğuk savaş döneminde doğu blokunun hatalarını tekrarlamayarak kendisine doğrultulmuş psikolojik savaş araçlarını bertaraf etmek. V L BD’ye yönelik eleştirileri ile iktidara gelen ve ülkenin petrol gelirlerinin önemli bir bölümünü halka yönelten Chavez, Latin Amerika halklarının ilgi odağı olmaya başlıyor. Bölgede, antiemperyalist, ulusalcı ve solcu eğilimler güç kazanıyor. Son olarak Bolivya’da ilk kez yerli bir ulusalcı Evo Morales iktidara geldi. A ğılımlarının “İnsani Kalkınma İndeksinde” (HDI) en gerilerde bulunan Afrika ülkelerinin bile altında yer almalarıdır. Oysa Latin Amerika ülkelerinin ekonomileri Afrika ülkelerinden çok daha büyüktür. İkinci çarpıcı gösterge ise dünyanın beşinci petrol ihraç eden ülkesi olan Venezuela’nın, en yoksul yüzde 10 dilimindeki nüfusu ülke gelirin sadece yüzde 0,6’sını almasıdır. Bu oran tüm ülkeler içindeki en büyük yoksulluk göstergesidir. Diğer petrol üreten ve ekonomileri Latin Amerika içinde oldukça önemli yeri olan ülkelerden SİHİRLİ KUTU Chavez ve Bolivarcılık enezuella, Kolombiya, Bolivya, Ekvador ve Panama devletlerinin İspanyol sömürge yönetiminden bağımsızlıklarını kazanmalarında Simon Bolivar (17831830) önderlik etmişti. Sömürge durumundaki Latin devletlerinin birleşik bir Latin Amerika kurmayı hedefleyerek bağımsızlık savaşlarını sürdürmek, yabancı tekelleri kaldırıp kaynakları kamulaştırarak eşitlik özgürlük mücadelesi vermek Bolivarcılığın temelini oluşturmaktadır. Chavez’in Bolivarcılık yorumunda Simon Bolivar’ın yanında Simon Rodriguez (18691853) ve Ezequiel Zamaro (18171861) gibi iki kişi daha vardır. Bu yüzden Bolivarcılık “Üç Köklü Ağaç” kavramı ile de adlandırılır.(1) Bölgede birçok marksist örgüt kendini aynı zamanda Bolivarcı olarak ta tanımlamaktadır. V yönetime katılım, gelir gibi parametreleri dikkate alan yeni bir gösterge geliştirmesine neden olmuştur. Bu acı tablo aynı zamanda Chavez’e karşı Şubat 2002 yılında Petrol tekelleri, muhalefet kilise, işçi sendikaları ve medya girişimiyle başlayan genel grev ve darbenin ardından yaklaşık milyonlarca yoksul halkın büyük bir tutkuyla ve çığlıkla sokaklara dökülerek başkanlarına sahip çıkıp darbeyi püskürtmelerinin de göstergesidir. Gürcistan, Ukrayna gibi ülkelerde gerçekleşen renkli devrimlerin ilk ayağının Venezuela’da yapılması halkın desteği ile bertaraf edilmiştir. Ulusalcı sosyal politikaların sonuçları enezuela’da 1999 referandumu ardından anayasanın değiştirilmesiyle petrol kaynakları üzerinde kamunun rolü güçlendirilmiş ve ulusalcı politikalar kısa sürede sonuç vermeye başlamıştır. Çocuk ölüm oranı binde 24’ den 17’ye gerilemiş, bir kaç yılda binlerce Bolivar okulu açılmıştır. Toprak reformu ile yoksul köylülere yılda 600 bin hektar toprak verilmektedir. 700’den fazla atıl durumdaki fabrikaların yeniden açılmaması kamulaştırma sürecini başlatmıştır. V Tablo 1’de seçilmiş Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin gelir dağılımları görülmektedir. Tablo, ülke gruplarına göre en zengin ve yoksul yüzde 10 ve yüzde 20’lik nüfusun toplam gelirden aldıkları payları ve oranlarını göstermektedir. Tablodaki en çarpıcı gösterge Latin Amerika ülkelerinin gelir da Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde de gelir dağılımı yoksul Afrika ülkesine göre daha bozuk durumdadır. Öyle ki, Meksika’da 1990 sonrasında ekonomik büyüme ile işsizlik artışının birlikte gerçekleşmesi BM Kalkınma Programı’nın (UNDP) insani kalkınma (HDI) adı altında eğitim, sağlık, kadın, ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle