17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 A C S men rejimin geleceğini tehlikeye atacak bu söylemlerin, ahlaki ve hukuki perspektiften değil stratejik bir taktik olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. İran İslam Cumhuriyeti’nin siyasi geçmişi de bu ülkenin olaylara yaklaşımında ahlaki veya hukuki yaklaşımları değil siyasi çıkar yaklaşımını benimsediğini göstermektedir. İran’ın uzun yıllardır terörü dış politika aracı olarak kullanması, kendi rejimini diğer ülkelere yayma çabası, bu bağlamda ülkelerin iç işlerine karışması ve İran’da yaşayan halkların haklarını ihlal etmesi buna en açık örnektir. Nitekim bu açıklamaları yapan Ahmedinecad da uluslararası hukuku ve ahlaki normları en fazla ihlal eden kuşağın takipçisidir. İran’ın kısa ve uzun dönemli dış ve iç politika stratejilerinde meşhur Humeyni dönemine döndüğünü gösteren söz konusu söylemler, halkının sadece yüzde 37’sinin oyunu alan Ahmedinecad’ın, ülke içinde ve bölgede popülaritesinin artmasına da hizmet etmektedir. İran gibi bir devletten uluslararası baskılarla karşı karşı TRATEJİ hmedinecad’ın İsrail karşıtı açıklamalarının taktiksel değerlendirmesi… İran’ın ‘önleyici vuruş’ denemesi Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu Araştırmaları Masası on günlerde İran’ın nükleer çalışmalarına odaklanmış olan dünya gündemi, bir anda Ahmedinecad’ın İsrail ile ilgili açıklamalarına yöneldi. İsrail’in yer yüzünden silinmesi gerektiğini söyleyen Ahmedinecad, daha sonra Yahudi sorununun Batılı devletlerin suçu olduğunu ve bu nedenle İsrail’in Avrupa veya ABD’ye taşınması gerektiğini söylemiş, daha da ileri giderek Holokost’un bir mit olduğunu iddia etmiştir. Politik anlayıştan uzak spekülasyon sayılabilecek bu açıklamalar, kimilerine göre Ahmedinecad’ın siyasi tecrübesinin olmamasından, kimilerine göre de gündemi değiştirme çabasından kaynaklanmaktadır. Bir çok siyaset analizcisine göre nükleer çalışmalar, terör ve insan hakları konusunda dünya gündeminden düşmeyen İran, yeni cumhurbaşkanının açıklamaları ile daha zor duruma düşecektir. Nitekim, Ahmedinecad’ın açıklamaları sadece ABD ve İsrail tarafından değil aynı zamanda Avrupa Parlamentosu tarafından da kınanmış; Rusya ve Çin’in eleştirilerine maruz kalmıştır. İran’ın bazı devlet yetkilileri bu açıklamaların İran düşmanlarının işine yaradığını söylerken üstü kapalı olarak Ahmedinecad’ı eleştirmişlerdir. Uluslararası alandaki baskılara rağ BD ve İsrail’in öncelikli hedefi konumuna gelen A İran, yeni taktikler deniyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın Rusya ve Çin tarafından dahi eleştirilen İsrail karşıtı söylemi bir anlamda dikkatleri başka yöne çekme ve ‘ön alıcı vuruş’ olarak değerlendirilebilir. Ahmedinecad, açıklamalarıyla hem iç hem de bölge kamuoyuna mesaj veriyor. ya kaldığı bir dönemde, böyle açıklamaların gelmesi tesadüf olarak görülmemeli ve açıklamalarla rejimin iç ve dış politikalarında ne gibi beklentiler içinde olduğu analiz edilmelidir. İran’ın önleyici vuruşu apolyon’un “En iyi savunma saldırıdır” stratejisinin, 11 Eylül sonrası ABD’nin “önleyici vuruş” stratejisi ile benzerlik gösterdiği söylenebilir. “Önleyici vuruş” stratejisi günümüzde birçok devlet tarafından bölgesel ve küresel bazda kullanılıyor veya kullanılmak isteniyor. ABD, ElKaide ve Taliban’a karşı önleyici vuruş stratejisini Afganistan ve Irak’ta kullanmış ve halen kullanmaktadır. İngiltere, Rusya, İsrail ve İran gibi devletler de tehdit algıladıkları devlet, örgüt ya da grupların saldırılarını önlemek için karşı saldırıda bulunacakları tehdidini savurmuşlardır. ABD küresel çıkarları nedeniyle önleyici vuruş stratejisini uygulamaya koymuş, diğer devletler ise psikolojik unsur olarak kullanmıştır. 14 Eylül 2004’te gerçekleştirilen Beslan olaylarından sonra Rusya, Gürcistan ve Azerbaycan’ı hedef göstererek Çeçenlere destek verenlere; İran ise, nükleer tesislerine yönelik saldırı olasılığı hissetmesi durumunda İsrail’e karşı önleyici vuruş stratejisini kullanabileceğini açıklamıştır. İran’ın güvenlik politikasında “en etkili savunma, saldırıdır” stratejisinin 1979 sonrasında sık sık uyguladığını görmekteyiz. Humeyni döneminde İran’ın, devrimi çevre ülkelere yayma çabaları bu stratejinin bir parçası olmuştur. İran İslam Rejimi, komünist, monarşik veya demokratik rejimlerin kendi totaliter rejimine yönelik oluşturduğu tehdidi engellemek için saldırıya geçmiştir. Bu şekilde çevre ülkelerin iç işlerine müdahale ederek o ülke rejimlerinin kendisini olumsuz yönde etkilemesini engellemeye çalışmış ve etrafında adeta İslami rejimlerden oluşan tampon bölgeler oluşturmayı hedeflemiştir. İran’ın Irak’taki mevcut faaliyetleri de söz konusu stratejinin parçalarından biridir. ABD’nin Irak’ta S N toparlanması sonrasında yeni hedefin kendisi olacağını düşünen İran, bu bağlamda Irak’ta etkinliğini artırabilmek için siyasi atağa geçmiştir. Nitekim 15 Aralık seçimlerinden Şiiler’in zaferle çıkmasında, İran’ın da etkisi büyük olmuştur. Ahmedinecad’ın İsrail’le ilgili açıklamalarını da yine aynı strateji çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. İran’ın İsrail ile olan ilişkileri dış politika bağlamında İranABD ilişkilerini, İranAB Nükleer Görüşmeleri’ni ve İran’ın bölgesel politikalarını yakından ilgilendirmektedir. Bu açıklamalar uranyum zenginleştirme sürecini kendi topraklarında gerçekleştirmekte ısrar eden İran’ın Nükleer çalışmalarına yönelmiş dikkatleri başka bir yöne çekmeyi hedefleyebilir. Şöyle ki, Ahmedinecad antisemitist çıkışları, 21 Aralık 2005’te yapılan İranAB Nükleer Görüşmeleri öncesinde yapmış ve görüşmelerde İran, kendi topraklarında uranyum zenginleştirme hakkından vazgeçmeyeceğini tekrar belirtmiştir. Ahmedinecad, Arap dünyasının düşmanı İsrail’e yönelik sert açıklamaları ile Arap ülkelerinin desteğini kazanmayı hedeflemektedir. İran’ın muhafazakar liderlerine göre Hatemi döneminde Batı ile ilişkilerde izlenen ödün verici politikalar, Ortadoğu’da ABD ve İsrail’in etkinliğini artırmıştır. Ortadoğu’da planlanan değişimlerin temelinde İran’ın rakipleri (buna Araplar da dahil edilebilir) bulunmaktadır. İran, Hatemi döneminde Batı ile ilişkilerinde ilerleme kaydederken, bölgesel etkinliği azalmıştı. Ahmedinecad’ın ise, Batı ile ilişkileri ikinci hatta üçüncü plana atıp, sınır komşuları, bölge ülkeleri (Ortadoğu, Basra Körfezi, Orta Asya ve Kafkasya) Rusya, Çin ve International Herald Tribune 2425 Aralık ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle