17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S D emokrasi adına kaçan fırsat... Araz Aslanlı TRATEJİ 11 Seçim sonrası Azerbaycan TUSAM Kafkasya Araştırmaları Masası Kasım 2005’te Azerbaycan’da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin ardından ülkede artış gösteren gerginlik, yerini göreceli sessizliğe bırakmış durumdadır. Şu anda seçimlere ilişkin daha çok Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki (AKPM) görüşmeler ve sonuçları iptal edilen bölgelerde yenilenecek seçimlere yönelik hazırlık konuları konuşulmaktadır. Aslında, Gürcistan’da, Ukrayna’da ve Kırgızistan’da gerçekleşen yönetim değişiklikleri ve Moldova yönetimi örneğinde gerçekleşen politika değişikliği, seçim yapılan diğer eski Sovyet cumhuriyetlerine yönelik beklentileri de beraberinde getirmişti. Azerbaycan’daki parlamento seçimlerinin öncesinde, bu nedenle olacak ki, Azerbaycan devamlı surette “devrim dalgası”nın yeni adresi olarak gösterilmekteydi. Daha önceki değerlendirmelerimizde, Azerbaycan’da iktidar değişikliği ihtimalinin düşük olduğunu nedenlerini sıralayarak ifade etmiştik. Azerbaycan’da parlamento seçimleri öncesi durumun en önemli özelliklerinden birisi toplumun değişiklik beklentisi içerisinde olması, fakat bu beklentinin mutlak anlamda iktidar değişikliği beklentisi olmaması idi. Yani, toplum, ciddi değişiklikler yaptığı taktirde mevcut yönetimi destekleyebileceğini de ifade etmekteydi. Uluslararası kuruluşlar, seçimlerin ya demokratik şartlarda gerçekleştirileceğini, ya da Azerbaycan’daki mevcut yönetimin uluslararası alanda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını açıklamaktaydılar. İktidar, resmi söyleminde mükemmele yakın derecede demokratik bir seçim gerçekleştireceğini ifade etmekte, ama bölgedeki yetkililer aracılığıyla halka devamlı olarak, “bu seçimler yine bizim istediğimiz gibi sonuçlanacak, kimse boşuna heveslenmesin” mesajı verilmekteydi. Muhalefetin görüşü ise, ya seçimler adil olacak, ya da “devrim” kaçınılmaz olacaktır, şeklindeydi. arlamento seçimleri öncesinde eski Sovyet P cumhuriyetlerindeki renkli devrim sırasının Azerbaycan’a geldiği yorumları yapıldı. Seçimler sonucunda gündeme gelen iddialar üzerine 10 bölgede oylamanın yenilenmesi kararlaştırıldı. Muhalefetin gösterileri hem ülke hem de dış kamuoyunda etkin olamadı. Gelinen noktada seçimlerde demokrasi açısından başarılı bir sınav verildiği söylenemez. pılmasını öngören iki kararname imzalaması, toplumun tüm kesimlerinde ve uluslararası kuruluşlarda seçimlere yönelik beklentilerin yükselmesine neden olmuştur. Fakat, seçim günü yaşananlar ve arkasından sonuçların açıklanmasıyla birlikte, farklı tepkiler ortaya çıkmıştır. Önce Merkez Seçim Komisyonu (MSK) dört bölgedeki sonuçları usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle iptal ederek, kararı onaylaması için Anayasa Mahkemesi’ne yollamıştır. Anayasa Mahkemesi ise, 6 bölgede daha seçim sonuçlarını iptal etmiştir. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, 13 Mayıs 2005 tarihinde sonuçları iptal edilen bölgelerde ara seçim yapılmasını kararlaştırmıştır. Yani günümüze kadar 125 kişilik parlamento için 115 kişi resmen milletvekili ilan edilmiştir. Geri kalan 10 yer için de seçim yapılacaktır. Resmi sonuçlara göre 115 sandalyeden 56’sını iktidar partisi olan Yeni Azerbaycan Partisi (YAP), 40’nı bağımsızlar elde etmiştir. Muhalefetin en önemli üç partisi (Azerbaycan Demokrat PartisiADP, Azerbaycan Halk Cephesi PartisiAHCP ve Müsavat Partisi) tarafından oluşturulmuş olan Azatlık Bloğu sadece altı sandalye kazanırken, geri kalan sandalyeler çeşitli küçük partiler arasında paylaşılmıştır. Azatlık Bloğu’ndaki partilerin başkanlarından hiçbirisinin kazanamaması, ismi çok az kimse tarafından duyulan Ana Vatan Partisi’nin iki sandalye kazanmasına rağmen, Azerbaycan’ın en büyük partilerinden birisi olarak kabul edilen ADP’nin bir tek milletvekili bile çıkaramaması ilginç sonuçlar olarak görülmüştür. Seçimler daha devam ederken Azerbaycan genelindeki 125 seçim bölgesine ilişkin olarak, bine yakın usulsüzlük ve hile iddiası ile ilgili mercilere başvuru yapılmıştır. Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlaması ile daha önceki seçimler sırasında yaşanan süreçler tekrarlanmıştır. İktidar partisi yetkilileri seçimlerin bazı olumsuzluklar dışında başarıyla gerçekleştirildiğini ve seçimleri kazandıklarını açıklamıştır. Azatlık Bloğu ve muhalefetteki diğer önemli güç merkezi olan Yeni Siyaset Bloğu usulsüzlüklerin ciddi boyutlarda olduğunu iddia ederek, sonuçlarını tanımadıkları seçimlerin yenilenmesi talebiyle gösterilere başlamıştır. Başkent Bakü’de, Neftçala, Fizuli, Zakatala, Bilesuvar ve diğer çok sayıda bölgede geniş çaplı gösteriler düzenlenmesine ve açlık grevleri gerçekleştirilmesine rağmen ciddi sonuçlar alınmamış ve bu gösterilerin resmi sürece hiçbir etkisi olmamıştır. Uluslararası kuruluşlar, seçimlere ciddi eleştiriler yöneltmiş, özellikle Avrupa Konseyi ve AGİT raporlarında seçimlerin uluslararası standartlara uygun olmadığı ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan, Türkiye’den, İran’dan gitmiş olan gözlemciler, seçimler konusunda olumlu görüş bildirmiştir. Örneğin, AKP İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş seçimleri “Azerbaycan’da demokrasinin tam olarak sağlandığının bir göstergesi” olarak değerlendirmiştir. Parlamentoya bağımsız olarak girenlerin büyük çoğunluğunun “bağımlı bağımsız” oldukları iddiaları da söylentilerin gerçeklik payını artırmaya başlamıştır. Nitekim, parlamento başkanı seçimi sırasında ve onu takip eden diğer oylamalarda, iktidar partisinin önerisinin aleyhinde ya bir oy kullanılmış ya da hiç aleyhte oy çıkmamıştır (Azatlık Bloğu adına seçimi kazandığı açıklanan kişiler bu oturumlara katılmamıştır). Seçim sonrası Azerbaycan edeflerine büyük ölçüde ulaşmış görünen iktidar, seçim sonrası bazı adımlar atmaya başlamıştır. Devlet Başkanı İlham Aliyev’in kararı ile bazı yeni bakanlar atanmış, bazı illerin valileri değiştirilmiş, Savunma Sanayi Bakanlığı kurulmuştur. Seçim sürecinde hedeflerine ulaşamayan muhalefet, özellikle bu süreçte ABD’nin, Türkiye’nin ve Rusya’nın tutumlarına tepki göstermiş, meydanlarda yaptığı 6 H Seçim süreci ve sonuçlar eçime kadarki süreçte, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in mevcut yasalara ek olarak seçimlerin daha demokratik şartlarda ya S gösterileri ise, bir süreliğine ertelemiştir. Uluslararası kuruluşların tepkileri açısından ise, Azerbaycan’ı önemli bir süreç beklemektedir. Azerbaycan raportörlerinin seçimlere ilişkin sert eleştirilerine dikkat çeken bazı araştırmacılara göre AKPM’nin Ocak 2005 toplantısında yeni seçilmiş Azerbaycan Parlamentosu’nu tanımama ihtimali bulunmaktadır. Bu durumda Azerbaycan bir süre AKPM’de temsil edilmeyecek ve özellikle Azerbaycan açısından büyük önem taşıyan, Karabağ sorununa ilişkin kendi tezlerini anlatma noktasında önemli bir arenayı kaybetmiş olacak. Fakat, Azerbaycan yetkililerine göre böyle bir tehlike bulunmakla beraber, bu tür bir kararın alınma ihtimali yüksek değildir. Çünkü, Azerbaycan yönetimine göre, ülkede demokrasinin gelişmesi için ciddi adımlar atılmıştır ve bu adımların AKPM tarafından dikkate alınmaması olanaksızdır. Azerbaycan’da demokrasinin yerleşmesi açısından bakıldığında bireysel gözlemlere de dayanarak ciddi bir ilerlemenin kaydedilemediği ve Azerbaycan adına önemli bir fırsatın kaçırılmış olduğunu ifade edebiliriz. Azerbaycan’daki süreci dışarıdan, sadece “Soros güdümlü muhalefet ile antiSoros nitelikli iktidar” veya “diktatör yönetimle demokrat muhalefet” arasındaki mücadele olarak görenler ise, sürecin asıl niteliğinden habersiz yorumlarıyla kendi kamuoylarını devamlı yanlış bilgilendirmiştir. İlk grup Azerbaycan’daki seçimlerin hemen sonrasında “başkaları için örnek olabilecek demokrasiden”, ikinci grup ise, “halkın devrim istediğinden ve bu devrimin mutlaka gerçekleşeceğinden” bahsetmiştir. Bu husus özellikle, Azerbaycan’ın komşusu, dostu, stratejik ortağı olan Türkiye’de daha fazla dikkat çekmiştir. Türk aydını ve politikacısı, muhalefet veya iktidar partisi yandaşlığını bir tarafa bırakarak Azerbaycan’ın iç dinamiklerini, toplumun durumunu ve ihtiyaçlarını dikkate alarak, demokrasinin yerleştirilmesi adına, yapması gereken gerçekçi yorumlardan ve atması gereken asıl adımlardanbüyük ölçüde uzak kalmıştır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Azerbaycan’ın önemli bir fırsatı kaçırması ve gereksiz uluslararası baskılarla karşı karşıya bırakılması nedeniyle, Azerbaycan’daki yetkililer ve politikacılar kadar, taşıdıkları sorumluluk ölçüsünde ilgili Türk aydın ve politikacıları da sınıfta kalmıştır, denebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle