17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 D C S genişletilmesi ve 2003’te Azerbaycan askerlerinin Amerikan kuvvetleriyle birlikte terörizme karşı manevralar yapması, İran’ın kuzeydeki potansiyel sıkıntılarını oluşturmaktadır. Böylesine bir kuşatma altında kendini yalnız hisseden İran’ın, elindeki ciddi miktardaki Petrodoları silahlanma ve caydırıcı bir güç elde etmek için kullanacağı son derece açıktır. Ortadoğu’da dokunulmazlık elde ederek bölgesel gücünü kıtalararası boyutlarda yaymayı ve başta ABD olmak üzere nefesinin erişebileceği her yerde söz hakkı elde etmeyi isteyen İran esasen bu iddialı çizgisine Şah döneminde başlamış ve dönemin en modern ordularından birine sahip olmuştu. Özellikle, Şah döneminde o zamanın en gelişmiş uçakları olan F14 ve F4 savaş uçakları ile 9 adet Boeing 747 nakliye, 14 adet Boeing 707 ve KC707 tanker uçağının alınmış olması, 6 adet Wellington sınıfı BH7 Hovercraft’ın donanmaya katılması İran’ın askeri emellerini ortaya koyar. Ayrıca Şah’ın daha o zamanlar 26 adet nükleer santral kurulmasını planladığı ve bunun sonucunda elde edilecek birikimle bir nükleer güç olmayı hedeflediği gerçeği de İran’ın tarihin her devrinde geniş bir vizyonla bölgesel TRATEJİ oğu ve batıdan ABD kuşatması altında bulunan İran’a saldırının olası sonuçları Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] 979’daki Devrimi’nden bu yana İran ilginç gelişmelerin yaşandığı bir ülke görünümüne geldi. Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad’ın “Ekonomik, politik ve siyasal çizgimizi Mehdiİmam’ın dönüş günü için hazırlamalıyız” ve “Batı’yı taklitten sakınalım” şeklindeki söylemlerinin yanı sıra son günlerde özellikle İsrail’i hedef alan çıkışları da dikkat çekici. Ayetullah Humeyni’nin başa geçtiği günlerden çok farklı ve rejim açısından güvenli bir düzeye gelmiş olan İran Ordusu ile Devrim Muhafızları ve Besiçler’e güvenen ve geçmişte Devrim Muhafızları’nın (Pasdaranlar) ve dini milis örgütü Besiçler’in üyesi olup İran Özel Kuvvetleri’nde de görev yaptığı söylenen Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın, arkasındaki askeri destek de hesaba katılırsa bugünün İran’ındaki gücü, hiç de hafife alınmayacaktır. Yine aslında nüfusun çoğunluğunu oluşturan azınlıklara karşı Farslar’ı kenetleyerek milli bir heyecan içinde tutmaya çalışan İran yönetiminin, Fars asıllı nüfusunun da Ahmedinecad’ın arkasında bu rüzgarla durduğu söylenebilir. ABD ve İsrail’in de İran’ın nükleer çalışmalarından dolayı yapabilecekleri bir harekat olasılığı, İran halkının yönetimin arkasında daha güçlü bir şekilde yer almasını sağlıyor. Humeyni Devrimi’nden bu yana ABD’nin İran çevresindeki kuşatmasının artmış olması da Farsları giderek rahatsız eden bir husus. BD, Ortadoğu’da İran’ı doğu, batı kuzey ve güney A yönlerinden kuşatma için girişimlerini büyük oranda tamamlamış bulunuyor. Afganistan ve Irak’a yerleşen ABD, Azerbaycan aracılığıyla kuzeye de varlık oluşturmaya çalışıyor. ABD ve İsrail’in kendisini hedef aldıklarını gören İran, diplomasinin yanı sıra askeri açıdan da hazırlanmaya çalışıyor. güç olma olgusunu askeri güç faktörüne bağladığını da gösterir. Bu bağlamda, İran’ın son günlerde Rusya Federasyonu’ndan sipariş ettiği, değeri 1,5 milyar dolar civarında olduğu söylenen TORM1 tipi hava savunma füzeleri dahil çeşitli silahlar, askeri gücünü batı dünyasının uyguladığı ambargoya rağmen ciddi ölçülerde geliştirmek istediğinin bir kanıtıdır. Yine Rusya ve Kuzey Kore’den aldığı teknik yardımlarla bugün balistik füze teknolojisinde geldiği nokta da dikkat çekicidir. 1.300 kilometre menzilli Şahap3’lerin İsrail dahil Ortadoğu’da her yere erişebileceği gerçeği önem arz ederken, ABD’nin itirazlarına karşın Rusya’nın süregelen teknik yardımıyla geliştirilen Şahap4’lerin 2.000 kilometre menzile erişebileceği söylenmektedir. Bunların yanında bir ara İran’ın üzerinde çalıştığı Şahap5’in geliştirilmiş şekli olacağı iddia edilen 10.000 kilometre menzilli Şahab6 projesinin sonradan yürütülmesinin durdurulduğu da iddia edilmiştir. Söylendiği üzere İran’ın 10.000 kilometre menzilli böyle bir füzeye sahip olması, ABD’nin doğu sahillerinin İran menziline girmesi sonucunu doğurabilecekti. İran’ın özellikle hava savunma alanında attığı adımlar ve Rusya’dan ge 1 liştirilmiş uzun menzilli S300’ler almış olması önemlidir. Yine hava savunmasında kullanılmak üzere Çin yapımı HN5A ve HQ2’lerin üretildiği söylentileri, Misaq1 Saeqeh, Sayyad1 ve Tahageb tipi yerden havaya kısa menzilli hava savunma füzeleri ile Crotale ve Rapier tipi füzelerin ters mühendislik yöntemiyle geliştirilmiş olması ve Kosar (FL8), Fecri Derya (C701) ve Nasır (FL9) tipi füzelerinin üretimi İran’ın hava saldırılarına karşı kendi olanaklarıyla ciddi bir savunma geliştirdiğini göstermektedir. Bu noktada elindeki silah sistemleri de göz önüne alınırsa, olası bir Amerikan veya İsrail saldırısında İran’ın, hava saldırılarına karşı Irak’ın Körfez Savaşları’ndaki başarısızlığına uğramayacağını ve daha etkin bir savunma gücü göstereceğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda, İran’ın savunma çabaları kapsamında Rusya’dan almayı planladığı; ? Yerden veya havadan gemilere karşı “Moskito” balistik füzeleri, ? “YahontE” tipi gemilere karşı füzeler, ? “Clup” tipi Cruise füzeleri, ? TORM1 tipi hava savunma füzeleri, ? Radarlara karşı kullanılacak uzun menzilli balistik füzeler ile, ? Mig29 ve SU24’ler için, geliştirilmiş balistik ve havadan havaya füzeler önem kazanmaktadır. İran’ın, ABD ve İsrail’in İran’a karşı girişecekleri olası bir harekatta özellikle Körfez’deki ABD güçlerini hedeflediği ve “Moskito” ile “YahontE”ler ile Hürmüz Boğazı’nı kapatmayı hedeflediği akla gelmektedir. İran’ın nükleer çabaları ah döneminde gözünü nükleer enerjiyi hızla edinmeye ve en kısa zamanda atom bombasına sahip olmaya diken İran, 1995 yılında Fransız, Belçika, İspanyol ve İtalyan ortaklığından oluşan Eurodif uranyum zenginleştirme tesisine yüzde 10 hisseyle ortak olmuştur. Buna paralel olarak inşası başlayan santraller ve gizlice sürdürülen nükleer silah programları da 1979 Ocak ayına kadar sürmüştür. Daha sonra durdurulmuş olan çalışmaların 1984 yılında, Humeyni tarafından yeniden başlatılması kararlaştırılmıştır. Halen İran’ın; ? Tahran Üniversitesi’ne ait 5 İran’ın çevresindeki ABD üsleri fganistan’ı pratik olarak işgal eden ABD, Pakistan’daki Pasni ve Yakobabad üsleri dahil dört üsse sahip olarak, İran’ı doğudan kuşatmış durumda. Özellikle Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Kuveyt, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerindeki üs ve asker sayısını artıran ABD, yine Irak’taki yaklaşık 130 bin askeri ile İran’ı batıdan da kuşatmış durumdadır. Ayrıca daha batıdaki İncirlik Üssü, ABD’nin toprakları dışındaki en önemli birkaç üsten sadece biridir. Azerbaycan’daki eski Sovyet askeri üssü Nassosni’nin Amerikan yardımıyla modernleştirilip A Ş ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle