Katalog

Küresel iktidar, tarımı da etkiliyor boyut getiriyor. Gene küresel iktidarın karar merkezleri tarafından dayatılan ve "sosyal güvenlik reformu" denilen sürecin gerçekleşmesi halinde SBF Öğretim Üyesi doğacak olumsuzlukların, tarım kesiminde daha da belirgin bir biçimde kendisini göstermesi ugünkü DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü), kaçınılmazdır. vaktiyle GATT adıyla kurulmuş ve bir Bir sosyal güvenlik kurumunun gerçekliği, süre faaliyetini bu adla sürdürmüş olan başka bazı koşulların yanı sıra gelirin yeniden örgütün yerini almıştır. 5 Kasım 1999 dağılımına sağladığı katkıyla bağlantılıdır. Gerekli tarihinde, 43 yaşında Koreli bir köylü olan, yalnızca çalışan kişinin kendisinin ve ülkesinden kalktı, İsviçre’ye GATT’ın merkezinin işvereninin değil, yarattığı değerden yararlanan bulunduğu Cenevre’ye kadar gitti; GATT’ın genel tüm toplum kesimlerinin özellikle de işveren merkez binasının giriş holünde karnına bıçağını konumunda veya rantiye konumunda olsun veya saplayıverdi. olmasın ödeme gücü olanların tümünün ödeme Koreli köylünün başvurduğu bu yöntemin güçleri oranında, sosyal güvenliğin finansmanına savunulabilir bir yanı elbette ki yoktur; ne var ki katılmasıdır. Bunun yolu, devletin sosyal adalet ülkesinde içine yuvarlandığı ekonomik çöküşün temelinde sağladığı vergilerle sosyal güvenliğin kaynağını ve asıl sorumlularını isabetle finansmanında önemli bir pay üstlenmesidir. belirlediğinde de kuşku yoktu. Ayrıca bu olay, kitle Özünde, sosyal sigorta ve sağlık hizmetlerinin iletişim araçlarıyla donanmış görünen günümüz özelleştirilmesi anlamına gelen olası dünyasında, insanların geniş bir bölümünün değişikliklerin getireceği ve tarım kesiminde dertlerini anlatabilmek çalışan yoksul işçilerle bakımından içinde bağımsız veya kendi bulundukları çaresizliği hesabına çalışan ve nasıl bir durumundaki yoksul iletişimsizlik duvarıyla köylülerin sırtına kuşatılmış olduklarını bindirilecek olan bir göstermesi bakımından yapılanmanın, etkin ve da bir hayli anlamlı sonuçlar düşündürücüdür. doğurması nasıl Küresel İktidar beklenebilir. Merkezleri Aladağlı Mıho Küresel iktidarın, Tarımsal nüfusun IMF, DTÖ gibi karar karşı karşıya bulunduğu merkezlerinin sorunlarla küresel dayattıkları politikaların iktidar merkezleri Türkiye tarımı arasındaki bağlantıyı üzerindeki yıkıcı görmek her zaman kolay etkileri, Türkiye olmuyor. Konu buraya Ziraatçılar Derneği gibi gelince 2002 yılı tarım kesiminin başlarında Diyarbakır’da sorunlarını dile getiren HADEP’li belediyenin örgütlerin başlıca tiyatro topluluğu yakınma konusunu tarafından sahnelenen oluşturmaktadır. Aladağlı Mıho isimli TZD’nin 27.12.2005 oyunu anımsamadan tarihli Ulusal Tarım edemeyeceğim. Kongresi’nin sonuç Oyundaki Mıho, bildirgesinde de ısrarla örneklerine çok vurgulandığı üzere, rastladığımız yoksul bir özellikle 1999’dan bu köylü yurttaşımızı Küresel iktidar, IMF, DTÖ, gibi karar merkezleri ile tüm dünyaya tarım politikaları dayatıyor yana IMF temsil ediyor. Mıho, programlarının ipoteği yaşamı boyunca değişik altına sokulmuş bulunan Türk tarımı çöküş kişiler tarafından çok ezilmiş, çok horlanmış. istihdam olanaklarının sağlanmakta olduğunu noktasına gelmiştir. Bir zamanlar tarımdaki Oyunun sonuna doğru Mıho, bu kişilerden birisini söylemenin de çok uzağında bulunmaktayız. canlılığın sağlanmasında başlıca unsur olan tarım yere sererek kurtuluşunu ilan ediyor. İlginç olan bu Gelir Adaletsizliği ve Sosyal Güvensizlik satış kooperatifleri her türlü destekten yoksun kişinin kim olduğudur. Bu kişi Mıho’yu kendi Kuşkusuz, tarım içinde ve tarım dışında bir çığ bırakılmışlar, işlevsizliğe terk edilmişlerdir. Köylü çapında dolandırmış olan mahalle bakkalıdır. Daha gibi büyüyen işsizliğin çaresinin ülkede mevcut ve kendi kaderiyle baş başa bırakılmış; tarıma ayrılan da ilginci, yanımda oturan HADEP’li avukatın fakat acımasızca çarçur edilen potansiyelin pay hızla azalmış, 2006 bütçesinde binde 7’ye verdiği yanıttır. "Ağaya ne oldu?" diye sorduğumda istihdama yönlendirmesinde aramak gerekir. Ne kadar düşmüştür. aldığım yanıt şu oldu: "Oyunun orijinal var ki, gelir dağılımında büsbütün belirginleşin Buna karşılık, rekabet etme durumunda senaryosunda yere serilen ağaydı. Kişilik haklarına bozulma, bu konuda aşılması giderek güçleşen bir olduğumuz ve bize bu politikaları dayatan tecavüz olmasın diye onu çıkardık yerine bakkalı engel oluşturmaktadır. Devleti küçültme çığlıkları ülkelerde tarıma yönelik mali destek sistemli koyduk." Bu yanıttan sonra "bakkalın kişilik arasında her türlü kamusal denetimden ve olarak korunmaktadır. 2002 yılında Amerikan hakları yok mu?" diye sormaya gerek olabilir mi? yönlendirmeden soyutlanan bir kesim, sahip çiftçisi, yılda ortalama 20 bin dolar, Meksika Aladağlı Mıho’nun içine düştüğü durum ve olduğu geniş mali olanaklarla üretmeden, istihdam çiftçisi 700 dolar kamusal destek almıştır. başına gelenler konusunda gerçek çözümün yaratmadan kazanç elde edebilme lüksüne erişmiş ABD’deki 25 bin pamuk işçisinin yararlandığı mali uluslararası sermayenin tasallutundan uzak, bir bulunuyor. Bu durumu 13 yıl kadar öncesinden destek, bir Orta Afrika ülkesi olan Burkino başka deyişle küresel iktidarın karar merkezlerinin gözlemleyen, İSO eski başkanlarından Memduh Fasso’nun toplam yurt içi hasılası kadardır. etki alanının dışında bir Türkiye yaratmak Hacıoğlu, "ülkenin kaymağını yiyen ve sayıları bini AB ve Tarım olduğunu görmek ise, köyün ağasının bu bağlamda bulan rantiye aileler"in durumuna dikkat çekmişti. Avrupa Birliği ortak tarım politikası oynadığı olumsuz rolü görmekten çok daha zor Tarım kesimindeki çarpıklık, tarımda çerçevesinde kendi ülkelerinin tarımına sağlanan olsa gerek. çalışanların sosyal güvenliği sorununa da ayrı bir Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI B mali destek, 2005 yılında 43 milyar Avro kadar olmuş; birliğin ortak bütçesinin yüzde 44’üne ulaşmıştır. AB’ye girmemizin önkoşulu olarak bizden istenen ise tarımsal nüfusun yüzde 10’a düşürülmesidir. Böylece, 20 milyon kadar insan daha tarım dışına atılacaktır. Esasen geçen yıl, tarımın istihdamdaki payı yüzde 34’ten yüzde 29,5’a düşmüştür. TÜİK verileri, 2005 yılının son çeyreğinde tarım kesimindeki istihdamın 1,5 milyon azaldığını göstermektedir. Bütün bunlar, tarımda oluşturulan işsizlik ve yoksulluk koşullarının sonucu olarak sağlanmıştır. Nitekim, ülkemizde kişi başına milli gelir 5 bin dolar olmasına karşılık, tarımda 1500 dolar civarındadır. Yani, alınmayacağımız giderek daha da açıklık kazanmış bulunan AB hayali uğruna, tarımı bir işsizlik yuvasına dönüştürme hedefine odaklanmış bulunuyoruz. Öte yandan, tarım dışı kesimde, tarımdan kopan işgücünün kapkaççılık gibi yollara malzeme olmaktan kurtarılmasını ve sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesini mümkün kılacak 27