28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tariş, biyodizelle atağa kalkacak üretimi yetersiz olduğundan bitkisel yağ ihtiyacı ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)ithalat yoluyla karşılanmakta ve yıldan yıla artış Sektöründe Türkiye'nin öncü kuruluşlarından göstermektedir. Bitkisel yağ üretimimiz yıllara göre Tariş Pamuk Birliği, adına "yağlı tohumlar" değişmekle birlikte ortalama 800850 bin ton unvanını da ekleyerek biyodizel üretimine ithalatımız ise yıllık 700 bin ton civarındadır. soyundu. Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Biyodizel sektörünün gelişimine paralel olarak Birliği Başkanı Basri Özçoban, yaşama yağlı tohumlu bitkilerin, sürekli geçirecekleri projeyle her yıl artan hububat ekimi nedeniyle yorulan bitkisel yağ ithalatını bir ölçüde alanlara ekilmesi ile, hem bu engelleyeceklerini ve üreticiye ucuz alanlar bitki besin maddeleri ile mazot desteği vermiş olacaklarını zenginleştirilecek, hem de söyledi. biyodizel fazlası bitkisel yağın Türkiye gibi geçmişte petrol, gıda tüketimine kazandırılmasıyla günümüzde petrol ve doğalgaz ithalatımız yurt içi üretimle gelecekte de sadece doğalgaz bağımlısı dengelenecektir. Pamuk ve diğer olması öngörülen bir ülkede alternatif yağlı tohumların tarımında, kaynaklar yaratılması gerektiğini hububat ekimine nazaran daha vurgulayan Özçoban, bu nedenle birlik fazla motorin tüketilmektedir. 50 olarak 1992 yılında pazar piyasasına bini aşkın Tariş Pamuk Birliği sunulan biyodizele öne verdiklerini üreticisi ortakların motorin söyledi. Biyodizelin tarım sektörü için tüketimleri dekar başına 30 ile 60 de önemli olduğunu anımsatan litre arasında değişmektedir. Özçoban, şu bilgileri verdi: Dekar başına elde edilebilecek "Biz de Tariş Pamuk ve Yağlı Tariş Pamuk ve Yağlı biyodizel miktarı da 3840 litreler Tohumlar Birliği olarak üretici Tohumlar Birliği Başkanı düzeyinde olup, tarımsal tüketimi ortaklarımızın üretimde en büyük Basri Özçoban hemen hemen birebir olarak girdilerinden biri olan mazot maliyetini karşılamaktadır." düşürmek için harekete geçerek bir bölüm Bu amaçla birlik bünyesinde Tariş Enerji AŞ'yi üreticimizi kanola ekimine yönelttik. Kanola, kurduklarını belirten Özçoban, "Amacımız bir tohumu yüzde 4050 oranında yağ içeren önemli bir ülkenin dışa bağımlı olmadan üretebileceği bir yakıt kültür bitkisidir. Ülkemizde yağlı tohumlu bitkilerin İ olan biyodizeli ortaklarımıza dağıtmak. Bu çalışmalarımız aynı zamanda tarımsal sanayinin güçlenmesini sağlarken ve kırsal alandan göçü azaltmayı da amaçlıyor. Bu proje kapsamında Aydın'da 100 bin tonluk bir biyodizel tesisi ve TARİŞ kart otomasyon sistemini kurmak için çalışmalarımız tamamlandı" dedi. Özçoban, projenin gelecek yıl yaşama geçirilebilmesi için biyodizelin ÖTV’den muaf tutulmasını da istedi. Özçoban'ın verdiği bilgiye göre, sistem kapsamında üretici ortaklara özel Tariş Kart dağıtılacak. Ortaklar bu kartla anlaşma yapılan akaryakıt dağıtım istasyonuna gidecek ve ekeceği ya da teslim edeceği pamuk miktarı kadar motorini satın alacak. Tariş de ortakların aldığı motorin kadar biyodizeli akaryakıt şirketine verecek. Ortaklarla hesaplaşma da ürün teslimatı sırasında yapılacak. Türkiye’nin bitkisel yağ durumu TBMM bünyesinde oluşturulan zeytin, zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar araştırma komisyonundan elde edilen bilgilere göre, bugün gelinen noktada ülkemiz yağlı tohum üretimi, bitkisel yağ gereksinimimizin ancak üçte birini karşılayabiliyor. Her yıl büyüyen açık, 1.5 milyar dolarlara ulaşan ithalatla karşılanmaya çalışılıyor. 20052006 sezonunda ülkemizde 850 bin ton yağlık ayçiçeği, 28 bin ton soya ve bin 200 ton kanola rekoltesi bekleniyor. Zeytin umut oldu Doğu Akdeniz Zeytin Birliği Başkanı Güler: “AB ülkelerinin yıllık 700 bin ton yağ açığı var. Bunu iyi değerlendirmek gerek” dedi. A DANA (A.A) Doğu Akdeniz Zeytin Birliği (DAZB)Başkanı Mehmet Güler, Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkelerinin yıllık 700 bin ton olan yağ açığını iyi değerlendirmesi gerektiğini bildirdi. Güler, yaptığı yazılı açıklamada, Adana ve yöresinde bulunan yaklaşık 1 milyon zeytin ağacından 20 bin ton civarında zeytinyağı elde edildiğini, Türkiye'deki toplam üretimin yüzde 30,72'sinin Doğu Akdeniz Bölgesi'nden karşıladığını vurguladı. Bitkisel yağ açısından dışa bağımlı hale gelen Türkiye'de, yaklaşık 625 bin 540'ı kapama ve 300 bini dağınık olmak üzere toplam 925 bin 540 hektar alan üzerinde 107 milyon zeytin ağacı varlığı tespit edildiğini vurgulayan Güler, bu ağaçların 92 milyonun meyve verecek konumda bulunduğunu kaydetti. Dünya zeytinyağı ihtiyacının her yıl 100 bin ton arttığına dikkati çeken Güler, şöyle devam etti: ''Dünya zeytinyağı tüketiminin yüzde 40'ını tek başına karşılayan İspanya'da 2005 yılı itibariyle dona ve kurağa dayalı ağaçlarındaki yüzde 50'ye varan verim kaybı probleminin asgari 5 yıl süre ile devam edeceği tahmin ediliyor. Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerinin yıllık 700 bin ton olan yağ açığı ile dünya zeytinyağı ihtiyacının her yıl 100 bin ton daha artarak büyümesi de göz önünde tutulduğunda, Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı pazarında önemli fırsat elde ettiği düşünülmektedir. Bu sebeple, Suriye ve Ürdün'de susuzluğa tahammüllü olan ağaçlandırma çalışmaları, teşvik edilmektedir. Zeytinyağının tüm dünyada trendi artmaktadır. Türkiye'nin de bu yarıştan geri kalmaması ve desteklenmesi gerekmektedir.'' Türkiye'de tarım konusunda sıkıntıların artık yüksek sesle dile getirildiği bir dönemde zeytinin, bölgede çiftçinin umudu haline geldiğine belirten Güler, Adana İl Tarım Müdürlüğü'nün destekleme çalışmalarında bugüne kadar toplam 1 milyon 370 bin fidan dağıtıldığını hatırlattı. Güler, önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 15 milyon fidan dikilmesi halinde, Doğu Akdeniz Bölgesi'nin tarım deseninin değişeceğini de ifade ederek, şunları kaydetti: ''İstidamın artması, yeni bir zeytin esnafı ve yağ sanayiinin oluşmasıyla ekonominin canlanması ve refah seviyesinin yükselmesi, en büyük ortak hedef olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde 500 milyon zeytin ağacı sayısına ulaşılarak yılda asgari 1 milyon ton zeytinyağı üretilmesi uzak bir ihtimal olarak görülmemektedir. Zira, Türkiye'de üretilen oleik asit oranı düşük ve kaliteli natürel zeytinyağları Avrupa ülkelerinde tercih edilmektedir. Bölgemizdeki salamura yeşil zeytin avantajının da iyi değerlendirilmesi halinde, özellikle AB'ye 2007 yılında üyeliği kabul edilecek olan Romanya başta olmak üzere Almanya, İsviçre, Japonya ve Çin'de pazar payımızın artacağını şimdiden söylemek mümkündür.'' 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle