Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Madoıına'nınpayına 15 dakika düşüyorolabilir. Pekı, kimm ünü daha uzun sürelı olur? O ayn mcsele. Tüm dünya Madonna'yı unuttuğunda bile, Homer varlığını sürdürmeyc devam edecek. Kimse Homer'den röportaj istememişti zaten. Hatta Cervantes'den bile. üoğru Cervantes'le yapılmış röportaj yoktur. Her kutsal haftada Don Kişot'u okuma huyunuz devam ediyor mu? Elbette! Fibette! Kutsal bir fedakarlık gibi geliyor kulaBu bir kutsal feda değil. Kutsal edebi yeminlerimin ve edebiyata olan inancımı yenilemek gibi bir şey. Hıçbır okuyuş bir öncekinın aynı olmuyor diye düşünüyorum. Ben yeni bir okuyucu muyum, kitabı gerçekten yeniden keşfediyor muyum, bunu bilmiyorum. O kadarçokzenginlik içeriyorki, kendini her defasında bir yenilik olarak sunuyor. Ben bununla yeni bir şey söylemiyorum: Bunu Borges de söylemişti. Ben Cervantes' in, onun dahi tasavvur edemeyeceği geleceğiyim. Benim her yıl oturup kitabını yeniden okumam, onun tasavvuruna sığmazdı. Ama bu kitap, ben ve tabii ki birçok başka kimse onu her sene okuduğum için canh. 17. yfizyılın bir şövalyelik hikâyesinde böylesine çok kalıcı şey bulabiliyorsunuz demek? Sanıyorum ki evet. Bana sinema gelince radyo geçerliliğini koruyacak mı diye sorabilirdinız. Televizyon gelince sinema geçerliliğini koruyacakmı diye sorabilirdiniz.Ve internet denilen bu meşhur aygıt çıktıktan sonra önceki biçimlerin herhangi biri geçerliliğini koruyacak mı diye sorabilirdiniz.Peki böyle bir sorunun cevabı ne olurdu? Geçerliliklerini korumayı sürdürecek. Okuyan kitle bir azınlık olsa bile, okuma birçok yönden varlığı şüphe götürmez etkilereyol açacaktır. Sürrealızmm, kübizmin formal keşiflerinin20. yü/yılınsonundakireklamlardavücutbulacağııııkimaklınagetirirdi?Joyce"un anlatımteknıklennındonvedeodorantsatışınahizmetedeceğinikimaklınagetirirdi? Sanat, bir kapılarıte (kılcal damarlar) prensibi ıloğı ultusundaişlevinigösterir. Yeni biçimler keşfedilse bile, farklı sanatlaryaşamlarını .siırdürecekler. Nclerkeşfedilecek neler! Ba/ıkırı korkunç olacak vehayatlanmızı işgal edecek. Ben, beni yeni yataktan kalkmışpıjanıalıhalimlegörebilecekleribir telefon istcmezdim. Ama öj lc bir telefonunuz olacak. Olacak. Lvet. Sizin, edebiyata sinematik bir vizyonla daldığını/ı söylüyorlar. Bilmiyorum. tşin aslı şu ki, benim romanlanmsinenıayauygunolmayacakderecede edebîler. Ne /aman benim romanlanmdan birini sinenıaya uyarlamayı deneselerbaşansız oluyor çünkü tamamıyla sözsel bir şey. Bunuel bana derdi ki: Sizin sözsel yeteneğinizi çok kıskanıyorum. Ben yazma konusundaçokyeteneksizim. Anneme: "Sevgili anne, sana yazdığımı söylemek için sana bu mektubu yazıyorum. Seni seviyorum, oğlun Luis" diye mektup yazarım. Sözü atarsanız dünya çöker. Söz dünyanın desteğidir. Düşünelim ki bir çocuk vahşi doğada doğuyor, terk edilmış. Başka bir çocuk buluyor sonra yalliği yaratması gerekir. îletişim, nefret, aşk ve tutkular; dil ortaya çıkmasaydı, sadece için için yaşanabilirdı. Ve şu yaşadığımızanlık iletişim çağında... Bakın, her şeyden önce kelımenin hâkimiyetini ele geçirmeyi hedeflemeyen birdiktatörlük olmamıştır. Diktatörlüklerin ilk yapmak ıstediği şey, sözmonopolünü kurmaktır. Gelecek bu mu? Söz bile acele mi etmek ga. Başlangıçta söz vardı E kimayının lO'uydu.Günlerdenpazardı. Sonbahar, Londra'yaherzamanki gibi aşın erken gelmişti. Keskin bir rüzgâr esiyor, şakır şakır yağmur yağıyordu. Belki de bu yüzden, yazarbavullannı toplamaktaydı. Britanya'nın sisinden, Avrupa'nın sertkışından davetkar ve ılık Aztek güneşinin koruyucu kollanna, kirli havalı Mexico City'nin sıcaklığınauçacaktı. Öykülerdüzmeyeyarayan kelimeleri ona veren müzikli diliyle buluşmaya... Carlos Fuentes yola çıkmadan öncc El Mundo gazetesinin sorulannı yanıtladı. Yazar, eskidcn bir röportajla ulaşılabilen bir varlıktı. Günümüzde, büyük yazarlar, bir şarkıcı ya da fîlm oyuncusu gibi, bir promosyona, yeni bir kitaba bağımlı hale geldiler. Elbette. Yazar artık eskisinden farklı bir şey haline geldi. Yıllarca yıldız olduğumuz Güney Amerika'da bile eskiden olduğumuz şey değiliz. Ama ben hep derim: Madonna'nın ya da Tom Cruise 'un yanındabiz neyizki? Kamusal kişiliklerolarakmevcut değiliz. Warhol, "Herkesin 15 dakıkalığına ünlüolmayahakkıvardır"demişti. Bızyazarlann payına düşen ise 2 ya da 5 dakika. Belki ve bir araya geliyorlar. Dilin doğması ve sos