06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 ARALIK 2000. SAYI7C9 Âvustralya'dan Japonya'ya, neye merakı olanlar, ney çalmak isteyenler arayıp buluyorlar Ferit Usta'yı. Çünkü o, yirmi beş yıldır motosikletinin üstünde, Yugoslavya'dan Hatay'a ney yapımı için uygun kamış anyor. Ama kendisine neyzen demek istemiyor. Ney ustasıyım, neyzen değil YAZIVE FOTOĞRAFLAR: ŞULE ALTUNDAĞ "Yirmi bir çeşit ney, yirmi beş senede ancak bir araya geldi." Bu sözlerney ustası Ferit Yavuz'a ait. Ferit ustaya ney ustası demek yerine "neye gönül vermiş bir zanaatkâr" demek daha doğru aslında. Yirmi beş yıldırmotosikletinin üstünde, Yugoslavya'dan Antalya'ya oradan Hatay'a toprağın izini sürüyor, ney yapımı için uygun kamış anyor Ferit Usta. Yola çıkarken bir de yol azığı alıyor yanına: Sabır ve emek. Uygun ölçülerde kamışı bulmak kolay olmuyor çünkü. Onlarcakamışarasındanyılda ancak üç beş tane çıkıyor ney yapabilecek. Ama o yılmadan üşenmeden devam ediyormesleğine. 1947 Tekirdağ doğumlu Ferit Yavuz. Küçüklüğünden merakı varmış müzik aletlerine. Çocukken bulduğu sazlan, kamışlan toplar, onlardan kaval yaparmış. Babası onu her gördüğünde onlan elinden alıp kırar, o da oturur bir tane daha yaparmış. Bunlan anlat ırkcn ciddi bir tavır alıyor Ferit Usta. "öyle hafife almayın, ben çok önceden baş koydum bu işe" der gibi. Askerlikten sonra Istanbul'ayerleşiyor. Uzun bir süre sanatçılarla çalışıyor. Onlara kaval üfleyerek ekmeğini kazanıyor. Neyle tanıştığı tarih ise 1975.0 gün bugündür her an birlikteler. Bu zor zanaatı birzevke dönüştürmüş. Ferit Usta, neyi ilk eline aldığında apayn bir çalış tekniği olduğunu görüyor. Neyin kavalla zurnadan farklı olan ses tınısı ve özellikleri dikkatini çekiyor. Bir ara Kırklareli'ne gittiğinde kendisi gibi ney ustası olan Yahya Usta ile tanışıyor ve neyin nasıl yapıldığını onu izleyerek öğreniyor. Istanbul'a geldiğinde, Yahya Usta'da bulunan torna makinesinin aynısından alarak evinin çatısındaki küçük atölyesinde başlıyor ilk denemelerine. Gözlemlediklerini uygulamaya geçiriyor. Değişik topraklardan getirilmiş kamışlarla dolu atölyede, neyle ilgili kitaplar, gazete kupürleri, başpare (neyin tepesindeki ağızlık kısmı) yapımında kullanılan boynuzlar, abanoz, şimşir ağacından başpareler var. Ferit Usta daha sonralan 1 stanbul 'da tanıştığı neyzenlerden, ustalardan projeler, teknikler öğreniyor ve geliştiriyor kendini. lşte, zaman içerisinde gelişen el hassasiyetiyle, maharetli bir ney ustası oluyor Ferit Yavuz. Gözleri neylerin üstünde gezinirken hepsini aynı anda üflemek, keşfettiği seslerin hepsini aynı anda dile getirmek isteğiyle dolu anlatıyor Ferit Usta: "Ney kamışa açılır. Kamışın çatlaksız, dar boğumlu, parlak olanı idealdir. Herkamıştan da ney olmaz. Neyde kullanılacak kamışın, yumuşak toprakta yetişmesi gerekiyor. Haziran, temmuz sıcağı görmüş kamışlar, kasımdan şubata kadarkesilebilir. Buaylardasularçekilir, kamış su almayı bırakır, kurumaya başlar. Ney açılabilecek güzel kamış bulunduktan sonra sıra temizlenmesine gelir. Bıçaklayapraklartemizlenir, tüpte yavaş yavaş yakmadan ısıtılır. Bütünboğumlarel yardımıyla dizde düzeltildikten sonra kamışbeklemeyealınır. Birkaç gün sonra da fınnlanmasıyapılır." Bu işlemlerden sonra sıra sazın deliklerini açmayagelir. Bu aşamatitizdavranmayı gcrektiriyor. Deliklerin yerlen pergelle milim milim ölçülüyor. Ferit Yavuz: Neyin ömrü insan ömründen uzundur. Delikler ağaç burgu ile açılıyor. Rast sesini bulmak esastır bu işlemde. Ardından dügah perdesi, segah perdesi, hicaz ve neva perdeleri açılıyor. Bütünperdeleraçıldıktan sonra panzvana denilen, neyin çatlamaması için en üstteki boğuma yerleştirilen madenden bir halkatakılıyor.Gerisiustanınağzından: "Neyin baş kısmı kesilir, buraya tornada şekillendirilen başpare takılır. Tamamlanmış ney bir süre petrolden damıtılan bir sıvı olan naftada, bir süre bademyağında, son olarak da susamyağında bekletilir. Yağlama neyin ömrünü uzatır. Neyin ömrü insan ömründen fazladır. 250 yaşında olanlan vardır, hatta300." O bir ney ustası ama "neyzen" olarak görmüyor kendini. Oy sa o, ney yapımının y anı sıra senelerce ney üfleyen biri. Bu düşüncesinin nedenini, "Neyzenlerin kçndine özçj bir tavn var, akademik bir tavır bu, bense alaylıyım" diyerek açıklıyor. Fent Usta'yı tanıyanlar, bilenlergelip ney istiyorlarmış ondan. O da neylerin kimini hediye ediyor, kimini de hediye fiyatına satıyormuş. Onu tanıyanlar sadeceTürkiye'yle sınırlı değil. Âvustralya'dan Japonya'ya, neye merakı olanlar, ney çalmak isteyenler arayıp buluyorlar Ferit Usta'yı. ÖStelik zaman zaman anyor, minnettarlıklannı dile gctiriyorlar kendisine. Hattakimi zaman mektupla dile getiriyorlar duygulannı. Neyler, uzunluklarına ve sesözelliklerine göre çeşitli isimler alıyorlar. Örneğin Bol Ahenk Neyi, tok ve kalın bir ses çıkarırken, Kız Neyi daha ince bir sese sahip. Ferit Usta'nın yirmi beş senede oluşturduğu koleksiyonundaki neyler çok çeşitli. tşte onlardan birkaçı: Bol Ahenk, Davut Mabeyn, Davut, Şah Mabeyn, Şah, Mansur Mabeyn, Mansur, Kız Mabeyn, Yıldız... Ferit Usta'nm ney yapımının yanı sıra ilgilendiği önemli bir uğraşı daha var: Spor. 18 yıl güreş yaptıktan sonra atletizme başlamış. Bu alandakı performansı da hiç fena değil. Gerek Türkiye 'de gerekse yurtdışında yapılan atletizm yanşmalanndan çok sayıda birincilik, ikincilik madalyası var. Zatcnustanın sporcu yönü, neyzenliğıni geliştirmesine de yardımcı olmuş. Usta neye öyle birüflüyor ki ney çatl ıyor adeta... Bize çaldığı uşşak makamındaki parçayla kulaklanmıza küçük birmüzikziyafetiçekmeyideihmaletmiyor usta. "ömriin şu biten neşvesi tam olsun eren* ler Son meclisi câm üstiine câm olsun eren Ferit Usta'nın madalyalaru..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle