07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17ARALIK2OOO SAYJ 76» Münih'teki Yunan Kilisesi'nin piyanist papazının, Aylin Aykan'a "Bizim kilisede çalar mısınız" demesi ilginç bir serüvenin başlangıcı oldu. Dostluk müziğinin notalan Ege Denizi'nde uçuşmaya başladı. Piyanist Aylin Aykan'la müzikolog tlke Boran konuştu. Pesüs diye bir proje B in dokuz yüz seksen dokuzdan beri solist ve oda müziği piyanisti olarak konserler veren Aylin Aykan programlarını hazırlarken, farklı kultürlerin ve dönemlerin müziği arasındaki bağlantılan ve bu sımrlar ötesı müziğın kcndineözgütadınıhissedilirveduyulurkılmaya ve dil ve müzik arasındaki karşılıklı etkileşime özel bir önem veriyor. Türkiye ve Yunanistan'da, halk müziğinin, sirtakUerin, çeşit çeşit pop müziğinin yanı sıra, klasık müzik de olduğunu bir grup müzikseverin ve meraklısının dışında pek az kişinin bildiğini söylüyor. Aylin Aykan, her iki ülkenin de öncelikle 20. yüzyılın başından beri son derece ilginç ve benzersizbestecilenn yarattığı zengin bir geleneğe sahip olduğunu vurguluyor. Aylin Aykan'ınburepertuvan ilginç bir karşılaştırmanın dayolunuaçıyor: Birbirinden çok farklı tarzlara sahip olan bu bestecilenn her biri, ülkelerinin tınılannın kültürel mirasıyla, Batı Avrupa'nm müzik eğitimi geleneğini nasıl değerlendiriyor, müziklerinde nasıl bir araya getıriyorlar. Münih 'te doğan Aylin Aykan müzikoloj i ve felsefe eğitimi almış. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi etkinlikleri çerçevesinde kısa süre önce Almanya'dan Türkiye'ycgelen piyanist TürkYunan dostluğuna bir anlamda katkı sağlay acak birdekonsergerçekleştirdi. Repertuvannda "Türkiye'den ve Yunanıstan'dan Piyano Eserleri"ne yer veren Aylin Aykan, Adnan Saygun ve özkan Manav'ın yanı sıra, Yunanistanlı sanatçılarNikos Skalkottas, Yannis Constantinidis ve Minas Borboudakis'in eserlerini seslendirdi. Aylin Aykan müzikolog tlke Boran'ın sorulannıyanıtladı: Yunanistan ve Türkiye'den müzik projcsi nasıl başladı? Aslında bu çok uzun bir hikâye, mümkün olduğunca kısa anlatmaya çalışacağım: Üç sene kadar önce Münih'teki 29 Ekim kokteyline bir Yunan kilisesinin papazı geldi. Piyanistmişkendisı de. "Acababizim kilisede bir konscr vermek istermısiniz, bir Türk olarak güzel olur" dedi. Tam da o sırada besteci Minas Borboudakis'le tanışmışhm. Türk müziği ve Yunan müziğıyle birprogram yapalım diye düşünmüştüm. Aynı zamanda ikı tiyatro oyuncusula konuşmuştum, biri Türk biri Yunanh. tkisı de Münıh'te aktör olarak çalışıyordu. Birisi çok iyi AlmancaTürkçe konuşuyor, diğeri çok iyi AlmancaYunanca konuşuyor. Bir şeyler yapalım dedim. Bundan sonra "Pesüs" diye bir proje çıktı. Üç dilden şiirler: Edip Cansever'in şiiri Pesüs, Yunanıstan'dan Kavafis ve Seferis'in şiirleri ve iki kültürden müzikler ve birazcık da Debussy. Bir şeyler ortayaçıkarttık: Parça değil, tiyatro da diyemeyeceğım, konser de değil ama hepsinden öğeler bulunduruyor. Doğaçlama da var, diller, müzikler iç içe giriyor. Böyle ortaya çıktı. Biz buna başta politik düşünmeden yalnızca estetik bir fikir olarak başladık ve Yunan kılisesine teklif ettik. Tarih debelirlendi. Fakat son anda "Maalesefyapamayacağız galiba" diye ha Münih te doğan Aylin Aykan, müzikoloji vefelsefe eğitimi almış... ber geldi. Sonra ben anladım ki Bonn'daki Yunan Büyükelçiliği' Türk müziğini öyle bir tanıyor ki... Hasan kiledi. Insanlarçokpozitifreaksiyongösterne haber vermişler ve oradan kabul edilme Uçarsu ile kontaktı o sağladı. Bu şekilde baş diler. Bu resitali orada yapmak istiyorum. miş. ladım keşfetmeye. Sanınm seneye orada büyük bir konser düFakat proje bir şekilde devam etti... Evet devam ettı hatta orada başladı diyebiliriz, çünkü o zaman inat ettim. Bugüne kadar yaklaşık 20 kez oynadık. Çok ilginç yerlerdc, bir kilisede, Münih Istasyonu'nda, Berlin Bergama Müzesı'nde oynadık. Hamburg'agittik. EnsoneylüldeKıbns'agittik. Çok güç oldu. Temsilden bir gün önce sınır kapandı, Türkler gelemedi. Tam sınırda oynadık ve Yunanlılar Türk şarkılan söylediler, çok güzel oldu. tstanbul'daki konser programmda çok sayıda genç besteci vardı, hcm Türk hem Yunanh... Sizin çağdaş müziğe olan ilginizi gösteriyor sanınm. Evet ama bu da son senelerde gelişti. Doğrusu pek tanımıyordum. Bu Pesüs projesi ıçin başladım araştırmaya. Çok komik ama bir Alman müzikolog arkadaşım yardımcı oldu. Türkiye'de de çok bağlantılan var ve Bu programda Debussy de yer aldı, bu nasıl bir bağlama oturuyor? Doğu kültürü ile etkileri olan bir besteci Debussy ve Huit Epigraffes Antique'in hikâyesi coğrafi olarak Türkiye'de, Likya'da geçiyor. Ama Antik Yunan dünyasında... Burada iki kültür buluşmuş. Debussy çok etkilenmiş bundan ve arkaık bir stilde yazmış. Burada bu ıkı dünya buluşmuş ama bunu bir Avrupalı düşünmüş. Onun için köprü olarak onukoydum. Genç Türk bestecilerinin yurtdışında tanıtılması ve eserlerinin icra edilmesi gerekiyor. Bu konuda sizin projeleriniz var mı? Tabii, bu projeyi genişletmek istiyorum, bu daha başlangıç, bu konuda birçok yere müracaat etmeye başladım. Daha çok besteci tanımak istiyorum daha çok eser tanımak... Kıbns'a adım attım ve bu beni çok etzenlenecek. Orayakatılmak istiyorum. Tabii bütün bunlar sponsor gerektiriyor. Türkiye'de başka konserler vermeyi düşünüyor musunuz? Çok istiyorum. Italyan Kültür Mcrkczi 'ndeki konser çok anlamlıydı benim için. Yaklaşık 50 sene evvel annem aynı salonda ılk rcsıtalini vermiş, o zamanki öğretmeni Italo Brancucci eşlik etmiş ona. Benim dc ilk lstanbul resitalim aynı sahnede oldu. Benim için çok özel bir şey oldu bu, hiç unutmayacağım. Türkiye'de biraz daha uzun süre kalmak istiyorum. Almanya'da doğdum hep orada yaşadım ama lstanbul'a gelince eve döndüm gibi hissediyorum. Bir ayağım orada bir ayağım burada yaşamak istiyorum. Zaten hep kendimı öyle hissettim, birköprüde gibi. Her ikı dünyayı da tanıma şansım olduğu için anneme ve babama her zaman teşekkür etmişimdir.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle