Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Bayrampaşa Cezaevi'nde ölüm orucu yapan mahkumlar Fazilet Partisi milletvekili Bekaroğlu'nu unutmadılar. tftarsaati için peynir, salata, helvadan oluşan bir sofra kurdular. Cezaevinde bir gün ORAL ÇALIŞLAR B ayrampaşa Cezaevi 'nin koridorlan sessizdı, karanhktı. Içeriye girerken gergindik. Birçoğunu mektuplanndan tanıdığım siyasi tutuklu ve mahkumlarla ilk kez yüz yüzc gelecektim. Kapıda bizi karşılayan yüzü hafıf sararmış, sakallan yeni uzamayabaşlamış gence Mustafa'yı sordum. Mustafa içeridekilerin sağlık sorunlannı takip ettiği için bana sık sık mektup yazıyordu. "Hangi Mustafa?" diye sordu. "Mustafa Tosun" dedim. "O Mustafa bcnim Oral Ağabey" dıye cevapladı. Son mektubunda şunlan yazmıştı: "Sizlere bu kez sağlıkçı olarak değil,ölümorucunadönüşccek,süresizaçlık grevine başlamış bir tutsak olarak yazıyorum bu mektubu. Genel direnişimiz 20 Ekim'debaşladı. Bumektubumunardından, ölüm orucu sırasında yaşadığımız sağlık sorunlan ve genel durumumuzu, sizlere düzenli mektuplarlabildırmeye devam edeceğim. Ölcceğiz... '84 ve '96ölümoruçlarında olduğu gibi... Geçkalmayın istiyoruz." Mustafa, bızı üzerıne çıçcklerkonmuşbir masa ve çevresinde oturma yerleri bulunan birodayagötürdü. 1.5 litrelikplastiksuşişelen ve su bardakları getirdiler. Ölüm orucu yapanlan temsilen üç kişilik bir grup geldi. Ercan, Şadi, Aydm'dı gelenler. Ne ıstediklerini sorduk vc ölüm orucunu hangi koşullarda bırakacaklannı öğrenmek istcdik. Ara verdiğimizde, Orhan Pamuk ve Can Dündar'la koğuşlara yöneldik. ölüm orucu yapanlar bir koğuşta toplanmışlar sohbct ölüm orucu yapanların yakınları F tipiprotestosunu dışarda sürdürdüler. ediyorlardı. Yüzleri sararmıştı. Bizi görünce ayağa kalktılar, buyur ettilcr, oturmamızı istedilcr.Tekcrtckcrsağhklannı sorduk. "lyiyiz" dediler. Ikinci kata çıktığımtzda "ilk ekip"dedikleriilkbaşlayanlaroturuyordu. Onlardaha halsizdi. Bir kısım tutuklu, havalandırmada volta atıyordu. Ölüm orucu olmayan başka koğuşlara da gittik. Onlar da, sonucu mcrak ediyorlardı. Ölüm orucu yapanlannlalcplerini onlar dadestekliyorlardı.SelimAçan'ı,Kenan Güngör' ü gördüm. Kenan bızım kuşaktandı. 1968yıllannınhukuköğrencisi.Uzun yıllardır ıçerdeydi. Yakalanmış, serbest bırakılmış, yeniden tutuklanmıştı. Öyküsü uzundu ve yasamının önemlı bir kısmmı cczaevlerinde geçirmişti. Ne kadar yattığını ve ne zaman çıkacağını sormak istemcdim. Selim Açan, bizden birkaç yaş küçüktü. Biz 1968'de Siyasal Bilgilcr Fakültesi'nde öğrenci ıken o aynı semttckı Kurtuluş Lisesi'ndeydi. Herikisiylcde 12yılönceBursa Özel Cezaevi'nde bırlikte kalmıştık. Onlar çıkıp yeniden migirmişlerdi, yoksahepiçerde miydiler? Kenan'ın ayağı hafıf aksıyordu... Belli ki bir olayda sakat kalmışn. YaşarKemal.TeslimTöre'yigörmek istediğini söyledi. Tcslim 1968'li yıllann Malatya'sında en bilinen devrimcilerden biriydi. Deniz Gezmiş'lerle birlikte dağa çıkmaya hazırlanan ckiptcndi. TİP yöncticisiydı. Uzunheybetli biradamdı. Saçlan bcmbcyaz olmuştu, yine esprileriy le bizleri güldürdü. Içeridcki soğuk havaya sıcakl ık kattı. Görüşme uzun sürdü, akşam olmuştu. Temsilcilerdcn Aydın, "Mehmet Bey oruç, ona ıftar için bir şeyler hazırlayabilir miyiz?" diye arkadaşlanna sordu. Fazilet Partisi milletvekili Profesör Mehmet Bekaroğlu da bizimle birlikte görüşmeye katılıyordu. Ölüm orucu yapanlar, Ramazan nedcniyle oruç tutan Bekaroğlu'nu unutmamışlardı.Tepsi içinde, peynirler, salata, helva geldi. Yanında da çaylar. Aslında hepimiz gün boyu hiçbir şcy yemcmiştik vc acıkmıştık. Bir sessizlık oldu. Önce Bekaroğlu ekmeğe uzandı, ardından bizler. Biz yiyorduk vc konuşuyorduk. Onlar sararmış yüzjeriyle bizi izliyorlardı. Açlık grevlerinden bilirim, bellibirgünüaşıncaacıkmahissikaybolur. Onların da klasık anlamda açlık hıssını kaybettıklerinidüşünüyordum. Yemekleryendi, kalanlan açlık grevindeki tutuklularalıp götürdüler. Ölüm ve yaşam, açlık ve yemek. Görüştüğumüz odada garip bir çelişki yaratıyordu. Bu yazıyı yazarken önümde ölüm orucuna katılanlann mektuplan duruyor. Gebze Cezaevi 9. Koğuş'tan Gökhan Topal, "Taleplerimiztamamen insani ve cezaevi koşullannın ıyilcştinlmesıne dönük... Hâlâ y üreklerin mavıye sevdalı olduğuna, hâlâ umutlann. güzel günlere inancın diri tutulacağına inanıyoruz" diyor. Omraniye Cezaevi'nden Nahit Aydoğmuş, "Kuşkusuz hepimiz gclcceğin dahagüzcl.dahasorunsuzolması taraftanyız"diyeyazmış. Gülcan Öztürk Uşak Cezaevi Kadınlar Koğuşu'ndan, Fahrettin Şahin, Çanakkale Cezaevi'nden Aysu Baykal, Buca Cezaevi'nden Bülent Ersoy, Banş Yıldınm ve Ümit Kanlı, Ümranıyc Cezaevi 'ndcn Ahmet Ibilı, Nazılli Aydın Cezaevi'nden Demz Zeren, Ümraniye Kadınlar Koğuşu'ndan Gülay Kavak, Ali Polat, Bayrampaşa Cezaevi 'nden Sakıne Altın'ın mektuplanm yeniden okuyorum. Adım adım Bayrampaşa Cezaevi 'nin koridorlannı terk cdcrken, belleğime ycni yüzlcr kazınıyor. Kimseler ölmesın dıyorum. Ölümün vc öldürmcnin bir çözüm olmasından kurtulmay ı diliyonım. Arkamı dönüp son kez koğuşlara bakiyorum. Gözümün önünden yıllar, cczacvleri geçiyor. Değişmeycn kadcrimize kahrediyonım.^