08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13EYLÜL 1998. SAY1651 eservepanolann oradasergilenmesini sağlar. Bizim Bedri Rahmiler bu ke? oraya taşınır. Ancak tamamı değil. 160 kadarı. Belki de.Gülhane'dekiatımalanındaokadarkalmıştır. Tahmin edcccğiniz gibi, scrgidcn sonra Istanbul Belcdiyesi kcndi malınasahip çıkmazvepanolan unutur. Ben ilk araştırmalar sırasında öykünün Kıbrıs boyutunu bilmiyordum. Belediyede kimseciklerdcsözünüetmemişti. Belediye Sarayı'nıniçindcbirkaçkezdöndüm. Birileri "üho! Opanolarşimdi birilerininevinde banyolarısüslüyor,"gibisindenbirdedikodu attıortaya. Birden AtölyeGarajlarMüdürü dostum Atilla Baydemir'den bir haber geldi. Panolar Edirnekapı'nındışındakimüdürlükteydi. Burası belediye araçlarının bakım onarımlarının yapıldığı ve depolandığı bir tesisti. Bay demir beni oradaki eski bir havuza götürdü. Aşağı y ukarı 4 metreye 6 metre birhavuz. Dcrinliği 1,5 melrc. Havuzyüksckçc bir ycre yapılmıştı. Orada birikcn su çöpkamyonlannıyıkamayayanyor. Havuzun üstü kapalıydı. Alüminyum bir strüktür ve camlar. Utarit Izgi'nin ünlü yapı elemanları rrn^caba? Bilcmeyeceğim. emekli olduktan sonra Moda'da yaşamaktaolanbirpaşailetemaskurmuşve ondanilginçbilgilereldeetmişti.Olayın Kıbns boyutunu böylece öğrendik. Sergiden sonra sahipsizbırakılanpanolan almışlar ve orada (subay ya da astsubay, emin değilim) orduevinin lokantasına yerleştirmişlerdi. Süs unsuru olarak. Bir ara, oradaki çatışmalar sırasında, panolar zarar görmesin diye erler onları sırtlarında taşımış, bir yana gizlemişlerdi. Bunakarşın, bazı panoların saldırı sırasında hasara uğramış olduklansöyleniyordu. Paşada panoların saydamları da vardı. Mehmet görmüştü onlan. Ancak paşa bu konuda konuşmak istemiyordu. Kimseyi de kabul etmiyordu. Paşa, Mehmet'co sırada Bolu'da bir birlikte görevli olan bir komutanın adını vcrmişti. Mehmet gidip o komutanı da buldu ve ondan tamamlayıcı bilgiler elde etti. Kdirnekapı'daki 19 panoda ufak tefek hasar vardı. Mehmet annesinin, Krcn Eyüboğlu'nun gereken onanmı severck yapacağını söyledi. Panolar kamyonlara yüklendi ve Atilla Baydemir onları tstanbul Manifaturacüar'dakipanodan bir detay... Eren Eyüboğlu'nateslitnetti. Kotil bu yeni öğelenn ışığmda kararını çi kadrosunaatanmıştı. Paşa"Danışmanmaverdi. Ordudan Kıbrıs'taki panolan isteyenışmanbilmem.herkesaitolduğukadroya!" cekti. Onlan Edirnekapı 'daki panolarla bir dey ince kadrolanmızm ne olduğu da ortaya leştirip kamuya sunacaktı. Bunun en iyi yeri çıktı. Örneğin TurgutCansevermczbahada de Harbiyc'dcyapımı bilmekte olan ordueviöküz kesici idi. Ben de mecralarda idim; yanin arkasında, Muhsın Ertuğrul Tiyatroni kanalizasyon işçisi. lstifa etmek yasak. su'nun yanındakı yeşil alandı. Kıbrıs'taki Doktor raporu almak yasak. Paşa da bizlerle panolan orası için ordudan istemek daha ko özellikle ilgileniyor. lstiyor ki, kadromuz lay olurdu. neyse onun gereği işi yapalım. örneğin, ben Projeler. Projeler. Aytekin Kotil'inenüret kazma kürek kanalizasyonlarda çahşayım. O günlerde sevgili dostum Ergun Köknar ken olmaya başladığı günlerdi. Örneğin açHür riyet'te görevden uzaklaştınldığıma damış olduğumuz TaksimZincırlikuyu Terirkısabirhabcryapmıştı. Paşa bunun hıncıcihli Yol'una yenileri eklenecckti. Ilafif nı Haliç'teki birmotor gezintisinde belediMetro projesi başlatılacaktı. Çağdaş bir hayenin fotoğrafçısından çıkardı. "Bu haberlelin projesi tamamlanmıştı. Yeni yerleşme ri sen sızdınyorsun" diye bağırdı ve /avallıyı alanlan oluşturulacaktı. denizeatmaklakorkuttu. Ve 12 Eylül geldi, çattı. Kotil görevden Bu ortamın huzursuzluğu içinde Bedri uzaklaştırıldı. Başkanlığa yerleşen (adını Rahmi'nin canım panolarının üzerine 3,5 şimdi kimseninanımsamadığOpaşabeledisayfalık birnot hazırladım. Bundaolayı anyenin yönetici kadrosunu hallaç pamuğu gibi attı. Yani belediyenin örgüt belleği yok ol latıyorvesahipçıkılması gerektiğini vurgudu, gitti. Bu sırada Atilla Baydemir de görev luyordum. Bu benim belediyede yazdığım son yazı oldu. Notun son satırları şöyleydi: den uzaklaştırıldı. Kotil'in danışmanlarına "Konuyla ilgilenmiş olan diğer ilgililerin iseyapılmadıkbırakılmadı. Ahmetlsvan'ın günlük meşgalelcri arasındaolayı tamamen bulduğu zekice bir formülle danışmanlar işunutacakları endişesi ile Bedn Rahmi Eyüboğlu panolan olay ı hakkındaki bütünbilgileriarzetmeyibirgörevbildim. Saygılanmla." Belediyede silletokatişlem gördüğümüz son günlerden birindc, bu notu kültür konulanndan sorumlu kılınmışolanhavacıalbayaverdim.Ilgiyleokuduveteşekkür etti. Gereği yapılır umuduy la ayrıldım yanından. Günler geçti. Politik fırtına dindi. Ama panolar hakkında bir şey duymadım. 12 yı I sonra, l4Ocak 1992'deCumhuriyet'te kısa bir haber görene kadar. Anadolu Ajansı'nın bir haberiydi bu. Mehmet Eyüboğlu'nun yakınmasına yer veriyordu. "Panolann bulunması yolundakigirişimlcrsonuçsuzkaldı. 1960 yılındanberikayıp. Son olarak Kıbrıs'a sergilenmek için gittiğini duyduk. Pano TürkiyeCumhuriyeti'ninmalıdır. Mutlaka bulunarak Türkiye'ye getirilrnelidir."diyordu Mehmet Eyüboğlu. Haklıydı. Ancak bunlar daha çok kamunun malıydı. Sizin, bizim, hepimizin. Elbette bunların kamunun kullanımına sunulması gcrekiyor. Evet de, panolar nerede? Kıbns'taki 160 pano nerede? lstanbul'da bulunup da onarım için Ercn Eyüboğlu'nateslimedilmişolan 19pano nerede şimdi? 200'ü tamamlamak için gereken diğer panolara nc oldu? Busorularınyanıtınıbilmiyorum. Bilmediğim başka şeyler de var. Bu vahşct daha kaç yıl sürüpgidecek? Acaba bazı dostlar ortaya çıkıp panolarla birlikte ayaklar altına alınmış olan ortak onurumuzu kendilerine dert edinecekler mi? Yoksa, örneğin ben.daha uzun zaman bu öyküyü orada burada anlatmaklamıyetineceğim? örneğin, rastlantı sonucu beni dinleyip okuyanlar da "Vah vah! Ne rezalet! Ne rezalet!" demekle mi yetinecekler? Sonra dabelediyeyi,bürokrasiyi acı acı vebilgiççe eleştirip konuyu unutacaklar mı? Bu sorulann da yanıtını bi lmiyorum. Bunları düşündükçe aklıma başka bir soru takılıyor. Toplum olarak bu kadar somut, bu kadar elle tutulur bir olaya sahip çıkmayı beceremiyorsak, bunun mekanizmasını kuramıyorsak, böy le bir yeteneğimiz yoksa daha soyutkavramlara(parlaksözlerpatlatmanın ötesinde) nasıl sahip çıkacağız? Örneğin cumhuriyeti, demokrasiyi nasıl savunacağız?«« Pano ayaklar altında... Yapmıniçinde,havuzunkenanndadolaşmayayarayan 1 metre enindebirdüzlük vardı. Ayak altındaki bu düzlük Bedri Rahmi'nin Brüksel'de altın madalya kazanmış olanpanolanndanoluşuyordu.Bunedenle, yapının içine girince ayaklarınızın altından güneş doğmuş gibi oluyordu. Ancak yalnızca 19 pano vardı orada. Ötekilerncrcdcydi? AklımaManifaturacılarÇarşısı'ndabirköşeyisüsleyen Bedri Rahmi'ninduvan geldi; çünkü çok bcnziyordu. Neredeyse aynı renkler, aynı desenler. Aynı cümbüş. Aynı bayram. Aynı yaşam sevinci. Daha sonra gittim, baktım oraya. Hayır. O duvar ayrı panolardan oluşmuyor. Tek birparça. Aynca 1965 tarihinitaşıyor. Durum'u Kotil'e duyurdum. Edirnekapı'yabirliktegittik. YanımızdaMilliyct'ten ZeynepOral da vardı. Zavallı Kotil ayaklannın altındaki rezaleti görünce sarardı. Zeynep Oral gazetenin ilk sayfadan verdiği bir haber yaptı. Bu sırada Eyüboğlu'larla temasa gcçtik. Devreye Bedri Rahmi'nin oğlu Mehmet girdi vebize tamamlayıcı bilgi getirdi. Mehmet, 12 Eylül öncesi Istanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil'in danışmanı olan Atila Alpöge, Bedri Rahmi'nin kaybolan 200 panosunu bulmakla görevlendirilmişti. Altın madalyalı yapıtlardan 19'unu Edirnekapı'da ilgisiz bir yerde buldu. Darbenin ardından mezbahaya tayini çıktı, ama o aramaktan vazgeçmedi. Şimdi soruyor: Kamu malı olan bu sanat eserleri nerede? Bedri Rahmi'nin Munifaturacılar Çarşısı 'ndakipanosu Brüksel için yaptığıpanolan çok andınyor. Aynı renk cümbüşü, aynı uynakhk...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle