Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 CUMHURtYET DERGİ sık soruyordu kendine "Bana bir şey olursa, çocuklarımakimbakar?"Buis,lerbirbitse, çocukları Bodrum'a dönse, yenıden çalış,mayabaş.lasaondanmutlusuolmayacaktı. Bel bir kere bükülünca... Vezır'inöyküsübırçokGüncydoğulu'nun öyküsüylebenzeşıyordu. Yoksullukveeğitimsizlik belini bükmüştü. Hiç okula gidememişti. Köyündeçobandı. Askerden sonra baktı karnı doymuyor, tuttu Bodrum'un yolunu. Kendinden önce gelen hemsenlcn yardımcı oldu ona öncelerı. Önce ınşaatlarda kazma kürek salladı, ardından badanacılık öğrendi. Yazlançalışıpkışlarıyiyordu. Biraz para yapınca gidip evlcndi yavuklusu Aliye ile. Ardı ardına da çocukları oldu: Fırat, Şchriban, Vcdat ve Dılan. En büyükleri Fırat dokuz yaşında, en küçükleri Dılan ise henüzikiaylıktı. "Beniherkes Bodrum'dabilir. Bugüne kadar kimseyle bir sorunumolmadı.Karakola ilkdefabui^içingıttım. Başımabunlargeldi"diyerekkendınısavunmayaçalıştı.Onu en çok korkutan da "Şikayetını geri almazsan buralarda bannamazsın" demelerı olmuştu. "Ben nereye gidey im" diye sorunca da"Yunanistan'akaç"demişlerdi.Yanıtı onlara değil, kcndi kcndınc söylenerek verdı: "Ben vatan haını mıyım1' Yunanıstan'aniye kaçayım? Benbu vatanaaskerlikyaptım. Ama beni buradayaşatmayacakolsalargideceğim yeri bilıyorum..." Nereye gideceksin sorusunu yanıtlamı^ yor, "ben bilıyorum" demekle yetınıyordu. 1982'de Bodrum'agelen Vezırotuz dokuz yaşındaydı. Artıkkendınıyan Bodrumlukabul ediyordu. Buradan ba^ka yerde yaşamayı düşünemiyordubile: "Memlekete geri dönsek karnımızı doyuramayi7. (,'ocuklarımı daokutamam. Buradan başka hıcbır yerde tanıdı klanm, akrabalarım yok. Buradan ba^ka bır yerde barınamam. Bodrum'da bunlar oluyorsa, bas,ka yerde neler olmaz. Bana buraları terkct dıyorlar. Gıdersem dc... Bunlann hepsı bırbıtse, çocuklanmı bir geri getirsem, yıne eskisi gibi geçinip gideriz." Neydi, nasıldı eskisi gibi geçinip gitmek? Altı nüfus ayl ık kirası on beş milyon lira, iki göz bir evdc kalıyorlardı. Şebeke suy u yoktu, gereksınmelenni yüz metrc uzaklıktaki kuyudankarşılıyorlardı.Tuvaletdeevindışındaydı. "Lvden yı lan da, akrep de çıkıyor" diyordu, yazlan her hafta iki milyon liralık ilaç alıyordu: Zehirli hay vanlann eve yanas;masını engellemek ıçin. BodrumclayaşamasınakarşınVezır'ıntek eğlencesı AslanKıraathanesı'ndebatakoynamaktı.Sanayıçarşısınıngirişindeki Aslan Kıraathanesi inşaatçılann yogun olarak "takıldıklan" bir mekândı. Isten çıkıp buraya gclıyor, yenıyor ya da yenılıyor, sonra da evınin yolunu tutuyordu Denızegırmeyisevmıyor.çocuklarınıda denizesokmuyordu. "Biz böyle şeyleribilmeyiz" diyordu. Eiji vcçocuklarıylahiçdolaymamıştı Bodrum sokaklannı, birkaç dcfa dışarıya çıkmışlardı o da doktora gıtnıek ıçın:"Çocuklaryadakarımhastalandığında doktora gittik. Onun dışında hiç bırlikte sokağaçıkmadık, biz böyle ^cylercahijik değiliz. Sonra karım dogru dürust Turkçe'de konuşamıyor. Denıze gırmek, dolaşmak ıstemez." Sonra anidensordu. Motorsikletimi alırlar mı? Nedenalsınlar? Bana ımzalattıkları o dılekçeden sonra cvıme haciz getirırlermiş, her şeyimı alırlarmış. Benım en kıymetli eşyam ınotorsikletim, 70 milyon. Onu alırlarsa ne yaparım. Işc onunlagidıyorum. Kım söy ledı bunlan? Arkadaşlarım söyledi. Bir insan, iiç dilekçe YAZI VE FOTOCRAFLAR: HÜLYA ERGİJN i / HHÜoplumsal haksızlık herkesin 9 1 fli evinegırer.bahçeMndekikapılar bunu önleyeme/, çünkü haksı/lık yüksek duvarları da aşargcçcr: üırakin ınsanlar kendt yatak odalarınin bır köşesıne sığınsın, haksızlık orada da nasılsa bulacaktır. Solon" Esmeryüzüdahadakarardı.Gözleridolu dolu, boğuk bir scslc konuş. tu. "Ben ne yaptım onlara? Dayak yıyen ben, küfur ışıten ben, bırdc bana nclcr ımzalatmışlar" Üçüncü dılekçcyı vcrmesinınarefesinde böyle derlleniyordu Vczir Dolançay. Sonra da bacaklarındaki, kollarındaki, sırtındaki darp ızlennı göstenyor, tüm vücudunun ağnmasından yakınıyordu. Avukat Semray Doğan da "bana danışmadan nıyc ımzaladın" dıye soruyordu haklı olarak.Odatehdiledildigini,dörtçocuğuolduğunu, en öncmlisı de okuma yazma bılmedığınıanlatıyordu' "Dılekçeyidevletınkarakolundayazdılar, banadaımzalattılar. Biranevvelkurtulmak istcdim. Meğersebunlarbcni yakmak istemıs.lcr..." Arkadaşları ve akrabaları onun ıçin kaygılanıyor, yalnız bırakmıyorlardı. "On beş giındüı ne doğru dürüst yemek ylyebilıyor, nedeuyuyabiliyor. Hvınde yalnız kalamıyor. Hergünbirycrcmısafirgidiyor. Bunezamana kadar devam eder?" dıye soruyordu en yakın arkadaşı Cengiz. Mustar Dayı da "Böyle gıdersedelirir"diyordu. "O kadar korktum ki, ailemi bile Van'a gönderdım. Bir an evvel kurtulmak istiyorum. Beni dövenden şıkayetçi olmayacağım ama ben kimseye iftira etmedım." Böyle dedikten sonra uzun uzun sustu. Bu olaylar sırasında çevresiyle arası daiyîceaçılmış.tı."Davasındandönmesinı"kimse sındırcmıyordu. Arkadaşlannavc akrabaları nagöre "bır korkak"tı. Yalnız bırakılmıyorduama"korkaklığı"herfırsattabaşınakakılıyordu. "Korkak"lığından utanıyorduama nıyetibuış.tenbıranöncekurtulmaktı...Sık