Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 1995. SAYI 484 KISA ÖYKÜ 17 tine adam, lingir lingir... Somyalan, sandalyeleri tüfek misali kucaklamış insanlar "Allah Allah" diye koşuşturuyor. Cümle kapısına yükleniyor herkes kendi dairesinin. Kapı kırmaya ne hacet? Rüstem bu isyanı bekler gibi, fiştekler gibi, kapı 1 an kındmk bırakmış. Yahut pervaza telle tutturmuş. Kaç haftadır memlekette dolanıp duran fısıltıyı duymaz olur mu? Herkes herrasgeldiğindc fikirdöküp döşemedi mi niccdir?" Bak, kimseye demedim ha. Tekçe sana söylüyorum. Sende kimseye detne, e mi: Biz bu pazar evleri basıyoruz..." Ele verilen sır, say ki yele verilmiş. Uçan kuşlar bunu Rüsteme yelden tcz iletti, hep biliyoruz bunun böy l'olduğunu... Kendi evini basan insanlar, evlerimize girdik ki... Birne girsek Selamii, bir de ne girsek, hay girmez olaydık... Bunlarevdeğil ki... Yapı yeri bunlar... Kabası bitti dencn evler bitmemişki... Yapı sürüyorhâlâ... Hani ev, nerde ev? Bunlar ev mi? Diş köşe ev arayın bakalım, hile hurda acemisi insanlar... Gene de bir inat, bin murat, camsız pencerelere perde çaktık. Molozların içine sedir kurduk, örtüsünü serdik, kırlcntlcrini attık. Nazarlıklar... Hameylılar, çocuk patikleri asılıverdi kapı ardlanna... Taşı, lavabosu, musluğu, termosifonusökülüpkaçınlmışbanyolann içine bebe oturakları rengârenk diziliverdi hcmen... Çeyiz sandığımın üstüne oturdum, girişte, oturmadım da çöktüm... Derin düşünmcklere açıldım... Hayal etmek, hallctmenin yansı deyip dc Selami, hayallcrimizepupayelken... Yeşilpancurluyuvamız... Molozarası yuvamız... Rüştünü ispatlayan kooperatifimiz... Senin neyineydi, apartman denen, ycn i moda ai 1 e ev i ? Toprağa kıtlık kıran mı girdiydi? Belki de girdiydi... En yalınız kişisi bendim, o mahşcryerinin. Erim, Akdcniz'i aşmış gitmişti.nzıkpeşisıra... Maaremgilin koşu cmeklisi atı bizdcn daha mı soyluydu da, alıp başını gitmişti, "üstü açık tenekeden ahır yerine semti meçhul" diyerek. Ben böyle kendi içimle alır verirken, çevremebaktım: Betonlaharcın,piriketle kirecin arasında yorgun yüzlü koltuklar... Hangisi hangi hanenin, belli değil. Sanki koltuklar da kendi aralarında fısırfısır... Tedavülden kalksabile, vazgcçilmezimiztel dolaplar... Bakır leğençeler, salça kürüttüğümüzdövmebakırsiniler... Se petler, sonracığıma eski zaman şarkısı kanaviçe nakışlı bohçalar... Küçüktüpler.gül yüzlü çaydanlıklar... ev sıcağı tencereler... Komsuluk manzarası kuruldu hemen. Işte bundan çok içim aydınlandı, en çok bundan... Bu manzaranın güzelliğinden evler ansızın solup al ıp vermeye koyuldular inan olsun... Kolay mı, insanları geldi, can sıcağına kavuştular. Yüreği kabaran kadınlar, mütayitin bağırtısıyla ağlamaya koyuldular. Çocuklar o hengâme ortasında oyun kumşu, oynuyorlar, dünya mutlusu onlar... Yerimiz yurdumuz bcllolsa da, biz de çocuğa çağaya kanşsak erim, haksızmıyım? Seslerçalınıyorkulağıma, çeyiz sandığımın üstüne tünemişken: Yaşasın yeni cvimiz. Kahrolsun evsahipleri. Öyle deme lan, biz de ev sahibiyizbak... Sahi mi? / Ana kız, sahi biz ev sahibi olduk mu? Belki oldukoğlum... Belki dc olmadık kız anne? Allah etmiye uşağım, o nasıl söz?" Balkon kuşu nineler, baktıydım komşuteyzelerle sözün bclini bükmeyebaşlamışlarbile. Dcrken çağanın tcki bir balkona Saldırıyı püskürtmesine püskürttük, takipçiye de verdik mahkeme için. Ama, içimizde bişeyler kırıldı, sürgün vermiyor... sitenin çevresinde sopa, taş, deynek satanlar türedi, seyyar satıcılar... yeni bir işgal, savaş durumu olur ise, vatandaşın ihtiyacı görülsün için... Çıktı da... Bastıran kışa kafa tutan on daire sahibi, bir uçtan cvlcrin ince işini tamamlayıp, bir uçtan da misler gibi içinde yaşarken... lğneyle kuyu kazmak misali tamamlanırken evler... Mütayitkanal boyundaki naylon çadırlardan, öbür millctin adamlarından birordu topladı kendine. Saldı bu dağ adamlannı bizimkilcrin üstüneee... . Kendi de avukatıylan sipere yatmış, görenler anlatıyor. "Aha", demiş,"Evsefv, iştesizeev. Damı ya' pışik, nem çekmez, taştan evler. Dilediğinizin kapısını kırın, girin, sizin olsun. Kira mira isteyen namerttir..." Döküp döşemeye ne hacet Selami, değil mi? Umarsızlığın kol gczdiği yerde düşünmek pek bir hükstür. Buumarsızkıromilletinçoluğu çocuğu, atası bir saldırdılar ki evlerimize...sopalarla,sedirlerle,kapılarımıza kafa atarak, sille tokat... Bir uçtan da bağırtıları geliyor kuolancasesiylcbağırdı. Bağırdıkine, lağımıza. bağırtısı bana kadar uzandı: "An Ev tunneee, para tunnee, iş tunnce.kızannee.pekişimdin'öolacaneee... Emaaki çocuk boldur... Evi ak?" de bulduk, veren Allaha çok şükür. Sahi şimdi ne olacak Selami, di Haydin, Allah Allah... Aİlah Alye, içimden sana danışırkcn, aklım lah... lan bunun karşılığını verdim: Ne Yetişin ey Ayaliii, öbür evlerin olacağı var mı, savaş çıkacak. sahaplarıncrdesiniz,koşunmillct... biz dc böylc bağınyoruzki, kendi sesimizden kendimize kuvvet gele... Sabah ne zor oldu o gecc, bilsen... Kayınbabamla ben Pantollandık, kaskctlendik, sabahın erinde bütün büyüklcre telefon açtık... Kaymakama koştuk. Mütayiti tutuklattık. Savaşımız kıyasıya iki gün sürdü. Onlar gitmcm Allah gitmem, direniyor. Biz cansiperane, ev ccphesinden çckilmiyoruz... Bana su çeyiz dengimin kordaalesini çözmek nasip mi hey yarappim, diye nece fikirlendim... Otuz değil, üç otuz aileymiş bu gelenler. Dilleri denişik, yüzlcri farklı çizilmiş, adsız, ikinci nüsha ademler bunlar... Yürek harici, imkânlar harici kişiler. Tek emeğe bin kişi çöken, renk renk uzun, üç etekli, çenesi, alnı, el üstleri, mor dövmelcri. Kızları hınzmalı, avuç içleriyle parmak uçlarına kınalar vurulu, beter öflceli, gözleri çocuk gözü, umutlan kınk, kimle ncyin savaşı yaptıklarından habersiz, fikri kıt insancıklar... Sonracığıma kızları gümüşlü, şıngırmıngırbilezikli.ortasılaltaşlıgümüşküpcli... Malım araya gideceğinc canım araya gitsin diyerek, kendimizi sipcrettikdairelere... Kimimiztapuyu duvara astı, tablo niyetinc, ki«