11 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

I meyecekler. Bu da büyük tepkilere yol açacak. "Anıa " diyor Tcherine " Nercde olduğunu bilen insanlar da var. Onlar kendi düşüncelerini ve giyinı tarzlarınısürdürecek." N S AN Önce anneye başkaldırı... Modanın ekonomık, sosyal \e siyası her olaydan etkilendiuıni belirten Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi Işlctmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi ve (ienel Miidürü Cem Hakko, "Moda toplumsal yaşamın her alanına karışıp beslenmccien k o nuta, otomobillerden ilaçlara, nıüzikten tatil tasaı ılarına varıncaya kadarbütüntüketimdavranışlarında damgasını taşır" divor. Bu etkileşimin ancak modanın doğduğu, yaratıldığı ttalya ve Paris'te yaşanması ya da yaşananlardan bu ülkelerin etkilenmesi durumunda ortaya çıktığını ve modaya yansıdığını sözlerine ekleyen Hakko, kapılaraçıldıktan sonra Rusya'ya ait çizgilerin modayı ctkilediğini anımsatıyor. Modanın bir başkaldırı niteliği taşımasma örnck olarak annelerin uzun etek giydiğı zamanların genç kı/ların nıini etck giymesini gösteren Hakko'ya göre anneye başkaldırı olabiliyorsa, siyasi başkaldırı da rahatlıkla modayla gerçekleşebilir. Hakko, "Türkiye'de bugün yaşanan siyasi değişimin modaya yansıması olası mı" sorusunu ise şöyleyanıtlıyor: "Türkiye'de bugün yaşanan siyasi değişim modaya yansısaydı ve modanın doğıışu ttalya ya da Fransa değil de Türkiye'de olsaydı, büyük bir yaratıcılıkörneği verebilirdik.Çeşitlilik de gösterebilirdik. Ama ne yazık ki ülkemiz henüz modaya yön veren ülkeler arasında değil. Şu an bunun gerçekleşmesi için bu ülkelerin içinde olduğumuz siyasi değişimden etkilenıp modada bunu yansıtmaları gerckmektedir." 11 Nisan tarihli Nevvsvveek dergisi Türkiye'yi konu alan makalesinde "Türkiye'nin lslanıi politikacıları belki de Islam dünyasının modaya en meraklı militanları. Şefleri kcskin hatlı, ter/i elınden çıkma takım elbiseler giyer, kravat takar. Peçeli kadınları ise Paris'ten Müslüman şıklığını dile getirecek desinatörler davet etmekten sözeder" diyor. Bu anlayışın günlükyaşamayansımasınıisezamangösterecck...^ Kundera: Ben tek tip olmaya karşı çıktım Fransa 'dayaşayan Çekoslovakyazar Milan Kundera, uzun yıllar sonra sessizliğini bozarak siyaset ve edebiyat üzerine görüşlerini açıkladı. Mayruk: "Tepkiler modayı bnllrleyecek.' V arolmanın Dayanılmaz Hafıfliği adlı kıtabıyla sol çevrelerde taıiışmalar yaratan (,"ckoslovak yazar Milan Kundera 10 yıldır ilk ke/ görüşlerini basına açıkladı. BııAıııerikangazetesinde sözlerinın çarpılılmasından bu yana bir daha asla bu duruına düşmeyecegine yemin elmış, "85 yılından sonra hep susmuştu. Sosyalist Blokun yıkılışından önce ya/dıklarıyla. özellikle de "Varolmanın Dayanılma/ llarıfliği" adlı mmanıyla antikomünıst, Amerikan'nın 5. kolıı gibi sıfatlar yakıştııılan Kundera 1949 yılında Çekoslovak Komünist Partisı üyelığinden çıkartılmıştı. "Şaka" adını taşıyan romanı ise Prag Balıan'nın önde gelen sembollerınden bıri olmuştu. üazetelerle konuşmama preıısibini yıne koruyan Çekoslovak yazar, Le Monde'untalebi üzerine düşüncelerinibelli başlı üç konuda yazılı olarak verdi. Buya7i Ingilizbasınındadayayımlandı. Şeytansı Hayat (Diabolum) Bir romancı olarak çalışnıalarım açısından Bnhemya'da ya/.dıklarımla, Fransa'da ya/dıklarım arasında bir fark yoktur llatta, komünist Bohemya'da yazdığım romanlarla Fransa'da geçen "Immortality" (Ölümsüzliik) adlı romanım için bile aynı şeyi söyleyebilııım. Böylesı birkesintiyi varmış gibi kabul elmek hatta bunu kaçınılmaz gönnek iki önyargıya birden aynı anda avlanmakanlamınagelır. Kastettığimönyargılardanilki,estetikbir olaydır. Romanın sanatını ve sonuçlannı sorgular. Bazı insanlar, bir ülke ya da bir toplum üzerine tanıklık arayışı içinde olmakla direnirler. Örneğin: Life is Elsevvhere (Yaşam Başka Yerde), Staliniznıin en sıkıntılı dönemlerinde yaşayan bir şairin hikâyesidir. Dünyaya Stalinizmi anlattığımın sanılmasını istemem. Kitabın teması varoluşçudur, liriközelliklertaşır. Komünistterörün devrimci lirizmi. Insanoğlunun lirizme doğru sonsuz yönelişinin yolunu beklenmedik şekilde aydınlatmıştır. Aynı şekilde Sonsuzluk romanımın ana teması bugünün Batı dünyasındaki 'gösteri toplumu' değildır. Insanherzaınanbirgösterici olmuştur. İçinde gösteri dünyasının tohumlarını barındırmıştır. Bu yalnızca diğerlerinin gözünde insanın imajını betiınle Vakko'nun Oenol MUdürü Cam Hakko. lar. Bazıları da tam tersini yapacak. Bence açık giyinmek dinsizlik değil. Müslümaniığın çok afedici tarafları vardır. Belki o öyle bir şey yapacak ki cennete gidccek. RP'nin çarşafı nasıl beni etkileyebilir ki? Çiller'ineşarbıdaöyle..." Moda anlayışını, "Daha bağımsız, daha özgür ve daha özgün" sözleriyle tanımlayan Modacı Tcherina ise modanın kendisini bir başkaldırı olarak göriiyor. RP'lilere bakışı ise "Mcrkezdeki insanlar". Her tiirlü düşünceye aynı uzaklıkta duran bu insanlarla bütünleşmek isteyenler çıkacak. Çünkü dışarda kalnıak iste yen sürekli bir varoluşçu sorunu içselleştırerekgenişletenbirgörüntüdür... Ikinci önyargı ise, komünist vedemokratık dünyaların neredeyse tamamen biıbiıine karşıt olduğu inancıdır. Siyasi ve ekoııonıik bakış açısından bu böyle olabilir Ama bir romancı içın, ayrılık noktası bireyin somut hayatıdır. Bu bakış açısından yola çıkıklığında da ıki dünya arasındaki ben/erlikler daha az şaşııiıci değildir. Çekosfbvakya'dakı komiinal binaları ılk gördüğümdc komünist dehşetin tam bir manıfestosıınu seyrettiğımi diişünmüştüm. Barbarlık tımsali hoparlörlerden yükselen avanakça müzik seslen üzerine kendı kcndıme şu sonııca varmıştım: Bireyleri, üstlerine empoze edilen aynı gürültü ile birleşmiş aptallarkollektifinedöndürmeisteğisaptadım. Komünizmin bana modern dünyanın özelliklerini karikatür şeklinde göründüğünüçoksonraları farkettım; herşeyekadir ve her yerde nazır bürokıatlaşmaydı bu. Sınıf savaşının yerıni kurumlaıın onu kullananlara karşı küstahlığı almıştı. Resmi söylemdeki aptalca gençlik sevgisi. Sürüler halinde organı/.c edilen latiller. Köylülerin i/.lerıııın lamamen ortadan kaybohnasıyla kırlık bölgelerın belırgınleşen çirkınliği... Tek tip oimak. Ve bütün bu ortak paydalar içinde en kötüsü bireye ve özel yaşamına saygısızlıktı. Bu saygısızlık kutsal bilgilenme hakkını sağa sola savurarak haklı gösterilmeyeçalışılıyordu. Yatakodalarımızı mikrofonlarla donatan polis dc kendi 'bilgilenme hakkını' kullandığını iddia etmeyecek miydi? Her ne rejim olursa olsun, hepimiz aynı yoğun eğilimlerin bu diabolum içinde birbirini empoze ettiği bir ortamda yaşıyordunı "Ölümsüzlük"teki öğrctmen Avnarius'un dedigi gibi 'bir de karakterimin en iyi yanını harekete geçirebilsem!' Goethe'nin mirasına Hıanet Avrupa'nın cıı buyiık başarısızlıklarından biri tarihi bırbütünlük olarak bir roman yaratamamasıdır. Avrupa sanatının çoğu böyledir. Herhangi birantolojiyi, yadaelyazması bir kitabı karıştırdığınızda aynı şeyi görürsiinüz. livrensel edebiyat, ulusal edebiyatın üstüne eklenen bir şey gibi kavranmıştır. Ama romanlara baktığınızda Sterne'nin Rabelais, Diderot'nun Sterne, O E R G İ 1 7 N İ S A N 1 9 9 4 S A Y I 4 2 1 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle