Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN KONUĞU 'Rejisörle müzikçi birlikte çalışmalı' Batıda film müziği yapmanın adeta bir sanayi dalı haline geldiğini belirten Akgün, . "Oradaki rejisör de bir parça piyano filan çalıyor," diyerek, film müziğinin daha senaryo aşamasında, ortak bir çalışma içinde ele alınması gerektiğini söylüyor. "Alçaktan Uçan Güverciri'in film müziğini yapan Müjdat Akgün: 1950 yılında Bursa'da dpğmuş Müjdat Akgün. Özel Bursa Lisesi'nden mezun olduktan sonra da İstanbul Üniyersitesi Çapa Tıp Fakültesi'ne girmiş. Yaşamında müziğin ağır basmaya başladığını anlayınca, fakülteyi terk edip kendini tamamen müziğe vermiş. Televizyonda izlediğimiz, "Aganta Burina Burinata", "Yalancı Dünya", "Kaçaklar" gibi dizilerin müziklerini yapan Akgün, Türkiye'de müziğin yalın anlatılmasından yana. "Çünkü çok fazla yüklenm'iş orkestrayı analiz edecek bir dinleyici kitlesi yok bizde" diyor Günsell Önal / ANKARA • Film müziği yapmaya nasıl başladınız? tlk film müziğiniz nasıl ortaya çıktı? •"Alçaktan Uçan Güvercin" diye bir.film vardı televizyonda. Ünal Küpeli, "Ben bu filmde çok iddialıyım" dedi. tlk kez bir drama filmi çekiyordu. "Özgiın miizik yapabilir miyiz, becerebilir miyiz" diye sordu. Ben de "Vallahi Istanbul'da bu işi kovaladım, ama somut olarak bir film muzigi ustlenmişligim yok. Sadece merakım var, yaparız" filan dedim. tlk öyle başladı. • tlk denemeniz olduğu halde nasıl başardınız? Film müziği yapmak nasıl bir şey? • Sadece hayal gücümden yararlandım. Nasıl yapılır diye tahmin ederek yola cıktım. • Nasıl bir tahmin bu? • Filmi uzun uzun seyretmiştik, ama seslendirme yoktu. Kaba kurgusu yapılmıştı ve konu bana anlaııldı. Senaryo da vardı elimde. Görüntüyu de gördüm. Artistlerin odaya girip çıkışları, ağlamaları, üzülmeleri gibi fılmı çerçeveleyecek üç dört ana tema yaka, ladım. Evde bir de kronometre vardı. TRT'de o dönemde, (hoş şimdi de öyle ya) bu işi yapan eleman bilgi sahibi değildi. Yani özgün bir müziği, fîlme oturtma kurgusu daha TRT'de olm'»dıâı için, kaş göz yararaktan yapıyorduk. Allah'tan Adil Daldal vardı. Aslında montajcı değildi, ama montajı onunla birlikte yaptık. Çunku o hissediyordu, nasıl girecek, nasıl çıkacak diye. şacaktım. Yani o filmden o kadar çok şey öğrendim. daha varsa orada, birisi kalkıp onu kaldırıyor filan. Yani 3 dakikada hem aynı temayı hiç hissettirmeden işleyip, bir taraftan da o kücük sekanslara müzik uydurmak gerekiyor. Belgesellerde öyle bir zorunluluk yok. Ancak çok enteresan beklentıler olur. Boş bir araziyi çekerken, birdenbire güneşin doğması gibi. Ancak oraya müzikal bir efekt bindiriliyor. • Çok uzun sürdü diyorsunuz, ne kadar zamanda tamamladınız bu müziği? • Üç ay filan sürdü. "MardinMünih Hattı" altı bölümdü, 1.5 ayda filan yaptım ki o da çok iddialıydı. • "Alçaktan Uçan Güvercin"m müziği istediğiniz gibi olmadı her halde? • Yok, oldu. O kadar uzun sürdü ki o çalışma, sıkıyönetim başlamıştı. Sabahın dördünde, beşinde TRT'nin arabasıyla ancak eve gidebiliyordum. "Bu gece çalışmayız" herhalde diye düşünürken, Ünal, "İmdat Müjdat şurası otuımadı" diyordu. Tekrar gidiyorduk. Yani o film kafamıza takılmadan, aksaklık olmadan, tümümüz bir rahatsızhk hissetmeden üç beş günde, bir haftada bitseydi, belki ben, beş film yaptıktan sonra ancak o tek filmi bitirdiğim zamanki deneyime filan ula • Belgesellere müzik yapmakla dramalara müzik yapmak arasında fark var mı? • En rahatı belgeseller aslında. Çünkü sadece totaJ süre var. Yani belgesel anlatılan konunun total süresi var. 3 dakika, 5 dakika, 20 saniye olabiliyor. Ama o 20 saniyenin içindeki pasajlar da çok özgün oluyor. Ama dramalarda diyelim 3 dakikalık bir anlatım var. O 3 dakika kendi içinde 20 pasaja filan ayrılmış vaziyette. Yani birisi kapıdan girdi, içeridekini görüp yüzünde hayret ifadesi belirdiği anda müzikte bir şey oluyor. Fakat girerken ayafı takıldı yere düştü diye bir efekt • Yaptığınız müziği anlatır mısıntz? • Benim müzik anlayışım şu: Müzik ne kadar rahat olursa ben o kadar mutlu oluyorum. Film müziği yaparken, ben bu rahatlığı çok fazla duyuyorum. Yani bir tek gitar, bir tek flutle ya da yanına çok ufak tefek, yemeğin sosu ya da tuzu, karabiberi diyebileceğim gibi çok ufak müzikalitelerle parçayı çok rahat bitirmek istiyorum. Bazı müzikler bir türlü rahat bitmez. Bütün orkestra işe girer, herkes ne biliyorsa dökmüştür ortaya, fakat parça bir türlü rahat bitmez. Bu parçalar piyasada belki tutmuştur, onu dinleyenler "vay be" filan diye parçayı çok ınühim bir şey zannederler. Fakat böyle çok sıkışık, 6