Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Istanbuf'un Sultanahmet semönde yaşatılan bır geçmış. "Istanbul El SanaOarı Çarşısı " Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından kurulan bu çarşı, yalnızca turistlere el sanatlarımızın örneklerinı satabilmek ıçin değıl, hat sanatını, tezhip ve minyatür geleneğini, "kendı yağında kavrulan bir çarşı" urgütlenmesi içinde yeni nesle öğretmek, sanatkâr yetiştirmek gibi bir işlevi sırtlanmış. İstanbul El Sanatları Çarşısı Turing Kurumu'nun, Sultanahmet'teki harap bir yapıyı işlevine uygun bir biçimde kullanmak amacıyla giriştiği çalışma sonucu ortaya çıkmış "El Sanatları Çarşısı" m Tarık Ersoy Mekanın amaca uygunluğu ve harap durumdaki bir eserin kurtarılma gerekliliği birleştirildiğinde Gülersoy'un deyimiyle "ortaya Istanbul El Sanalları Çarşısı çıkmı$". Profesör Dr. Süheyl Ünver'in çabalarıyla daha da gelişen tezhip ve minyatür sanatı bugün çarşıda iki dukkânla temsil ediliyor. Cerrahpaşa grubu, Sühey Ünver'in kızı Gülbiin Mesara ve Ülker Erke, Topkapı grubu ise, Mimar Sinan Universitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölumü öğretim görevlisi ve Topkapı Sarayı Nakışhanesi Başöğretmeni Cahide Keskiner ile Melek Anlel tarafından idare ediliyor. Her iki dükkânda tezhip ve minyatür sanatını sürdüren hocaların ortak öğretmeni olan Dr. Süheyli Ünver'in sayesinde bugün Topkapı Sarayı'nın bünyesinde de kurslar devam ediyor. Cerrahpaşa grubu ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin bir dershanesinde kursu sürdürüyor. Cerrahpaşa Okulu'ndan Ülker Erke "Biz minyatür sanatının ölmedigini göstermek ve yaşalmak istiyoruz" derken duvarlardaki eserleri işaret ediyor. " Amacımız bu sanalı yeni nesillere ögretmek, halka ve (uristlere göstermektir. Bizim lanılmak istedigimiz eski Türk sanatı oldu(Ju için buraya sadece eski minyalürlerin kopyalarını koyduk." Bu röproduksiyonların arkalarında ise Ingilizce ve Türkçe olarak özgün eserin hangi sanatçıya ait olduğu yazıyor. "Eserlerin salılması için teşvik olur" diyen Erke, bir zamanlar dükkânlarda sanatçıların başucuna asılan levhalarda yazılı şu sözleri anımsatıyor: "Maarifet iltifata tabidir Müşterisiz meta, zayiidir." Çarşının kemerli kapılarından birer ikişer turistler süzülüyor içeriye doğru. Dükkânların önüne kadar gelip içerilere bir göz atıyorlar. Yeni açıldığı için turistlere olduğu kadar Türklere de yabancı olan bu mekan yavaş yavaş çekiyor meraklılarını. Cemile Kardeş de bunlardan biri. Kardeş yeni yazdığı Arapça duaları nasıl ve kime susletebileceğini soruyor. "Eskiye ve dualara karşı merakım var" diyor Kardeş, "aşama asama bu eserlerin nasıl meydana geldigini gorüvorum ve yeni bir seyler ogreniyorum." Topkapı Sarayı Nakışhanesi'nde sanat tarihi, motif anatomisi, kompozisyon boyama ve desen derslerinin yanısıra öğrencilere saydam gösterileri de yapıldığını belirten Cahide Keskiner "temennimiz bu sanata gönülden baglanan insanın çoöalmasıdır" diyor. 2. Beya/ıd devrinde kurulan nakışhane geleneğinin bugun de devam ettirilmesinin önemine de değinen Keskiner, konuşmasını Cerrahpaşa kursuna devam eden bayan Eüsabeth Harter'in tezhip sanatıyla ilgili sorularını yanıtlayarak sürdürüyor. Avusturya Lisesi'nden emekli olan Harter "tezhibi ve Rumiyi çok sevdigini ve sadece bir goziinii kullanarak süsleme yapabildiğini" söylüyor. Bazı hattatlar hazırladıkları eserleri buraya getirip tezhibe bırakıyorlar. Emekli memur Ali Selçuk 17 senedir hattalık yaptığını ve emekli olduktan sonra daha fazla çahşabildiğini söylüyor. Selçuk'un eserleri de süslendikten sonra diğerleri arasında yerini alıyor ve müşterisini bekliyor. D stanbul El Sanatları Çarşısı'nda günün ilk ışıkları ile beraber bir hareket başlıyor. Birbiri ardına açılan ve butun gün boyunca açık kalacak olan kapıların ardında eskı Turk bebeklerinin etekleri düzeltiliyor, sedef kakma ve ağaç oyma kutulara yeni bir yer bulunuyor. El yazmaları ve minyaturler mustakbel alıcılarını beklemek üzere sıfırdan baslayarak vücut buldukları bu mekanda beyaz duvarlara diziliyor. Turing Kurumu tarafından Sultanahmet Yeşil Konak yanında restore edilerek açılan İstanbul El Sanatları Çarşısı'nda hat sanatçıları, ebru, ciltleme atelyeleri eski Türk bebekleri, oyadantel sanatçıları ve Türk takıları birer dukkânla temsil ediliyor. Tezhip ve minyatür sanatçıları ise sayıca kalabalık oldukları için iki ayrı dükkânda çalışıyor ve eserlerini sergiliyorlar. Çelik Giilersoy, tstanbul El Sanatları Çarşısı'nın gelişen endustri karşısında yavaş yavaş ölen el sanatlarının yeniden canlandırılması amacıyla açıldığını belirterek şunları söylüyor: "Modern baskı makineleri kullanıldıkça hal sanalçıları azalıyor. Tek (ek yapmak yerine yiizbinlerce iiretiyoruz. Yavaş yavaş ölüyor el sanatlarımız. Fakat Batı kendi el sanatlarını her tiırliı olanağı kullanarak yaşatıyor. Biz de çarşıyı yok olan bu sanalların birer drnegini sergilemek için gerçekleştirdik. " Ölmekte olan el sanatlarımıza yeni bir kan I Istanbul El Sanatları Çarşısı'nda uretilen minyatür, tezhip ve hat ruprodüksiyonlarının arka yuzlerine, İngillzce ve Türkçe olarak, özgün eserin hangi sanatçıya ait olduflu yazılıyor. '