Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN K ONU 6 U 'Aklımın altınını kâğıda döküyoruırf Evinin her köşesini, "iflah bulmaz bir biçimde" çalışma yeri durumuna getiren Salâh Birsel, "Baharlan ve sonbaharda balkonda çalışıyorum. Kafama bir ferahlık vereyim diye..." diyor. Salâh Birsel, gününün çoğunu salondaki berjerinin üzerinde geçirmektedir. Koltuk ile yanındaki küçük sehpa onun yazılarının mutfağını oluşturmakta. Uykusu kaçtığında gece yarısı, koltuğun üzerindeki abajurun solgun ışığında denemelerine notlar almakta. Dünya işleri, bir zavallı sarı at, şiirin ilkeleri böyle bir köşede düşünülmüştür. Sigarayı bırakmış, sakalını da kestirmiştir; ama yine de bir iz vardır yüzünde yapıştırma bıyıktan, temize çekilecek bir günlükten. Günlüklerin arasına sıkışmış şiirlerden. Birazdan yeni bir denemeye başlamak için voltaya çıkmanın zamanıdır. "Portatıf bir masam var. Makineyi bu masaya koyup öyle çalışıyorum." / Salâh Birsel'in "yazılı" bir günü... •^ "Kahvemi kendim pişiririm. Çayımı demlerim. 1 ^ "Akşam yemeölnden sonra evde volta atarım." züyle bakarım. Çünkıi burada elimin altında 35, hatta daha fazla kıtap vardır. Onları okurum. Oradan aklıma bir şeyler gelir Ya kalkıp günlüğe bir şeyler yazarım ya da denemeye gııışirım. Reflk Durbaş S • Kalkar kalkmaz ne yapıyorsunuz? D Kalktığım zaman, aç karnına ıkı bardak > u çekıyorum. Bunu hıç şa>maz bir şekıldc > yapıyorum. Sonra bekliyorum, o su vucudumun içinde gıdip yerini bulsun Bir yarım saat bekliyorum Ardından kahvaltıya oturuyo rum. Işte bu yarım saatlık bekleme süresını de ya7i yazarak geçırıyorum. Çunkü sabahın ılk saatlerinde, dıyeceğim saat on olmakla bırlikte, yanı yataktan kalkınca nıide boşken, kafa çok tyı çalışıyor. Yanı o yarım saatte çalışırsam uklımın butun altınını kâğıdın ü/.crıne dökmuş oluyorum. alâh Birsel, 1919 yılında Bandırma'da doğmuş. Kasım ayında. tçinde bulunduğumuz ay, onun 69. doğum yıh. tlk şiirinin de 1937 yılında "Gttndttz" dergisinde çıktığını anımsatırsak, demek ki sanat yaşamında bu ay, 41. yıü oluyor. Bu 41 yıl içinde Birsel'le şiir Uzerine olsun, deneme, eleştiri, günlük Uzerine olsun birçok konuşma yapıldı. Yeri geldiğınde kendisi, sanatı uzerine açıklamalarda bulundu. Bu kez Birsel'le özel yaşamı uzerine konuşmayı yeğledik. Bir günü nasıl geçiriyordu? Akşamlan ne yapıyordu? Nasıl yazıyordu? örneğin güne nasıl başlıyordu? D Ben geceleri genellikle geç yaüyorum. Birde ikıde. Bazen uykum kaçıyor, kalkıp dörtlere kadar oturuyorum. O yüzden sabahlan geç kalkıyorum. 9.30,10 olmadan yataktan kalkmıyorum. Daha erken uyanırsam yatakta yine saatın 10 olmasını bekliyorum. Boylece gözlerimı dinlendirmis oluyorum. Yani gözlerim kapalı bir şekilde yaüyorum. kahvaltıya oturuyorum. Eğer o gün Jale'nın işi var da erkenden gitmişse, genellikle benım kahvaltımı hazırlamıştır. Ama hazır değilse, mesela ekmeğimı kendiın kızartıyorum. Bunu Jale'nın olmadığı bir sırada söyleyecektım, tam da üstumü/e geldı. (Bu sırada salona eşi Jale Hanım giriyor, guluşuyoruz). Ben aslında kahvaltıyı kendim yapmayı severim. Jale"ye pek bırakmak istemem Kahvemı kendim pışırırım. Çayımı kendim demlerim. Kahvaltının da bir kısmını kendim hazırlarım. Mesela domates yiyeceğim; domatesi yıkar, doğrarım. Biberın pullarını kendin> temizlerım. • Hemen mi akhnıza gelir? ! D Tabiı hemen aklıma gelmez. O anda aklıma gelme/. Onu bırkaç gundur, birkaç haftadır, ba?en bırkaç aydır hazırldmışınıdır. Mesela şimdi kedıler uzeıine bir deneme yazmak istiyorum Kedilerle ılgılı bırtakım yazılar, birtakım kıtaplar okuyorum. , • Gun ilerleyince... n Gun ilerlemeye başlayınca biraz yorgunluk hissedersem çalışmaktan, bu kez jımnastiğe kalkıyorum. Gerçı jımnastıkte şımdi yoga moga modası var, ama ben onları bilmiyorum. Bız gençlığimizde Isveç jimnastiği öğrenmıştik. Selim Sırrı Tarcan'ın lsveç'ten getirdiği jimnastiği. Okulda da bu jimnastiği • Sıgara ya da çaykahve... D Eskıden uyanır uyanmaz sigara içerdim O devırler altın çağdı. Şımdı kahve içiyorum. Ama kahvaltıdan sonra. Aç karnına yalnu ca su çekiyorum. • Kahvaltıya dönelım... D lşte o yarım saat var ya, ya yazı yazarak ya gazete okuyarak geçiriyorum. Sonra • Uzun mu sürer kahvaltı? I ] Uzun sürmez. 1015 dakikada biter. Kahvaltıdan sonra gelir burada, (Oturdugumuz koseyi gosteriyor) salonda otururum. Bıraz yazı ya?ma havasına gireyim diye beklerım. Burada havaya gırmişsem, hemen çalışma odasına geçerim. Ama burada da çalıştığım olur Ben buraya yazılann mutfağı gö 6