Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Geçmişin nostaljısıni bir kenara bırakıp küçük günlerle gerçeklere geçtiğimizde, Ömer Sevinç'e bilet fıyatlannı ve vatmanların ücretlerini soruyoruz... x "1953 yıllarında, sivil bileti 11 kuruş "tam", talebe ve asker bileti ise 6 kuruştu. Çok ucuzdu... Tramvaylar yoksul vasıtasıydı, iyi bakıldığı takdirde, 5060 sene kullanılabilirdi. Şimdi çahştırılan otobüsleri görüyorsunuz, en çok 6, bilemedin 7 senede çöpe atılıyor. Bu savurganlıktır. Benim maaşıma gelince, yine 1953 senesi, 85 lira aylık alırdım. 15 lira kira verirdim, kalan 70 lira ile çok rahat yaşardık. Evliydim, iki çocukluydum, fakat soframdan kaşar peynirinin eksıldiğini hatırlamam. 34 lira ile pazardan bir haftalık nevaleyi kUfeyle alırdık hiç unutmam. Paramız değerli ve bereketliydi o zamanlar!' Bir tramvayın kullanılması nasıldı, motorlu taşıtlara göre daha mı zordu, diye bir soru yönelttiğimizde ise şu yanıtı aldık: "Tramvaylar sabit bir yoldan giderdi, dolayısıyla kullanımı daha kolaydı. Yolu, istikameti belli olduğundan, zikzak yapması mümkün olmadığından daha rahat sürülurdü. Fren yaptıktan sonra 18 metreye kadar durma hakkı vardı. Bir vatman, bu mesafeden daha kısa bir yerde durursa zamanından önce hareket kabilıyecinde bulunduğu için, usta ve emniyetli kabul edilirdı v ilnız şu hususu da belirtc,w. <ıı, manevracı vatman olarak depoda da çalıştığım Şeraiettin Akın (56), 1950'lurde ıçın bilirim, parça sıkıntısı çebaşladıjjı mesleğını Almanyad kilirdi. Hatta eski hurdadaki sürdürmüş Şimdtlerde. bir marke ıramvaylardan parça sökülüp yenisine takıldığını bilirim." işletiyor Türkiye'de son tramvay, 1966 yılında seferden kaldınlmış .Bu da, fstanbul'un Anadolu yakasındaki KadıköyHasanpaşa tramvay hattı imış. Dünyada ılk kez 1833 yılında New York kentinde kullanılan tramvay, Türkiye'ye erken gelen bir 'Batı icadı! 1869 yılında lstanbul'da kurulan özel bir tramvay şirketı sayesinde kentin sokaklarının görünümü değişivermiş: Yollara ray döşenirken, eskı "Arnavut kaldınmı" yollar, parke taşıyla kaplanmış. Tamamlanan iki hattın çalışmaya başlamasıyla da, kent yaşamı hissedılir bir canlıhk kazanmış. Tahtırevanlnra, tenteli arabalara ve kafesli kupa arabalarına binemeyen 'ortadirek' Osmanlı, bu yeni taşıtı hemen benimsemış. Osmanlı tramvaylarında, Macaristan'dan getirilen özel kadanalarkullanıhrmış. Yokuşlarda, çift at koşulur ve zaman zaman yığılıp kalan kadanaları harekete geçirmek için yolculann yardımı istenirmiş. Ilk elektrikli tramvay ise, imparatorluğun başkentinde değil, dönemin padişahı Abdulhamit'in 'elektrik korkusu' yüzünden Şam'da işletilmiş. Daha sonra, 1909 yılında lstanbul'da KaraköyOrtaköy hattında elektrikli tramvaylar çalışmaya başlamış. Kentin Anadolu yakasında ise tramvay, cumhuriyet döneminden sonra, 1928 yılında devreyegirmiş. Şimdi ise, kentin son tramvayları, yine Anadolu yakasında, Kadıköy'ün Kuşdilı semtindeki "Taşıtlar Miizesi''nde, 'ziyarete kapalı' olarak, Ûmer Sevinç (55), vatmanlıjjı bırak "ebedi istirahatgâhlarında", mış, ama şımdı de dolmuş şoförü sessiz ve hareketsiz bekleşolarak Istanbul sokaklarında mekteler. Şerafettin Akın, 56 yaşında; o da ömer Sevinç gibi, Türkiye'de 1950'lerde başladığı vatmanlık mesleğine Almanya'da devam etmiş. Geçen yıl mesleğini noktalayarak Bağlarbaşı'nda bir market açıp işletmeye başlamış. lstanbul'da 10 yıl, Almanya'nın Hannover kentinde 20 yıl, yanı toplam 30 yıl vatmanlık yapmış: "önce biletçilikle girdim işe; altı ay sürdü. Sonra 45 gün kursu tamamlayıp vatmanlığa başladım. Belediyeye o tarihlerde yeni geçmişti tramvaylar. Anadolu yakasında, Beykoz'a kadar giderdık. Kadıköy'e, Üsküdar'a, Bostancı'ya, Fenerbahçe'ye ve Kısıklı'ya kadar olan bütün hatlarda çalıştım. En son UsküdarKısıklı hattında çalıştım. Ben Almanya'ya gittikten bir buçuk yıl sonra 1966'da öğrendik ki Istanbul'dan kademeli olarak tramvaylar kaldınhyor. Buna orada çok üzüldük. Sanınm 1966'nın sonlarıydı, tamamen kaldırıldılar!' Bir ömür verdikleri, geleceklerini bağladıkları tramvaylar konusunda, iki vatmanın ortak temennileri şu: "Fakir fukaranın uzun ömürlü vasıtası olan tramvay, otobüs gibi ağır masrafları olmadığı için, maliyeti düşıik tutularak halkın ucuz hizmet aracı olabilir. Keşke geriye, tramvaya dönüş yapabilsek, ama bunun hayal olduğunu biliyoruz..!' • lETT'nın Istanbul'un Kadıköy yakasındaki Taşıtlar MuzesT'nde, yüz yıllık tramvaylı yaşamdan kesıtler görmek mumkun Sürücüsünden vatmanına, biletçısınden vardacısına (Boru uttürerek atlı tramvaya yol açan çıöırtkan), değışik mankenlerle süslenmlş bu kesltler Ama ne yazık kı, müze ziyarete kapalı' ın ırdiııvdyidnnaa, naremıiKseiamıiK usulü uygulanır. arabaların ön tarafı bir perde ile kadınlara ayrılır ve bınenler karıkoca blle olsalar, ayrı kısımlarda otururlardı Ama yine de tramvay buluşmalarında Sşıklar perde arasmdan bırbirlerıne mektup uzatırlardı 1960lı yılların son tramvayları Pırıltıh kırmızı renklerı, tır perdeden çıngıraksesleri, deri kaplı zarıf koltukları ve "cakalı" son an sıçramalarınahazır sahanlıklarıyla, 60 lı yıllarda gençlığını yaşamış kuşaflın anılarında, pırıt pml bir köşebaşında durur