Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tramvay Vatmanların çan sesleriyle yüklü Şimdilerde, İstanbul sokaklarında, tanış minibüs şoförleri 'havalı kornalanyla' birbirlerine "N'aber?" derken, bir zamanlar vatmanların çanlanyla hal hatır sordukları günleri anımsamak, yalnızca bir "geçmişe özlem" değildir! lya Osman Saba, "Kış Gezintileri" adını verdiği bir an) yazısında (1957), çocukluğunun Istanbul'unda tattıgj zevkleri anlatırken, tramvaylardan uzun uzun söz eder. Tramvay sürücüsü vatmanlar, onun çocuk gözünde, birer 'modern masal kahramanfdırlar: "O, (vatman) iki yanlı ağaçların gölgesinde dümdüz uzanan Dolmabahçe caddesine doğrulur doğrulmaz, sol eliyle kullandığı demir kolu, kadranı uzerinde.ölçülü hareketlerle beş, yedi derken, nihayet dokuz rakamının ılzerine getiriyor, arabamız, sanki sevinçle, sanki şahlanarak ileri atılıyordu. Ben hep o anı, dokuz rakamının ıçimde yaratacağı heyecanı bekliyor; o an, tramvayın en keyifli yolcusu muhakkak ben oluyordum" Ziya Osman Saba'nın çocukluk tramvayları, kadınlara mahsus kanepeleri, erkeklerin perdeli "selamlık" bölümleri, fanuslu ampulleriyle yeşil renk Osmanlı tramvaylarıdır. Ama o günün çocuklarının gözünde, en hızlı, en 'modern' taşıt aracıdır bu tramvaylar. Ziya Osman Saba'nın bu çocukluk anılarını kaleme aldığı 1957 yılında, lsianbul'da hâlâ tramvaylar vardı. Ama bunlar tETT'nin kırmızı tramvaylarıydı artık; ancak o yılların Cumhuriyet dönemi Türkiyesinin 'hız' ölçülerine göre, yineçocukların ilgisini çekecek bir hız ortalamasına sahiptiler... Şimdi gelin, o günlerin bir vatmanına kulak verelim: "Tramvaylar, düz yolda, duraklar arasında, saatte 60 kilometre hız yapabilirlerdi..." Evet, eski İstanbul tramvaylarında 1953 yılında vatmanlığa başlamış olan Ömer Sevfnç, şimdilerde dolmuş şoförlüğü yapıyor. Yirmi Uç yaşında atıldığı 'vatmanhk mesleği'nin anılarını şöyle aktarıyor bize... "...Malum, o zamanlar vasıta az; geçerli akçe de şotörlük değil, vatmanlık yapmaktı. İstanbul'da, İETT ldaresı'nde ancak 2530 kadar otobüs vardı; tramvaylar ise oldukça yaygınIstanbul'da ılk elektrıkli tramvay 1909 yılında, KaraköyOrtaköy arasında dı. Toplu taşımacılık açısından bütün yükü tramvaylar çekerdi. işlemeye başladı Bu arada. Galata Köprusu'nden de bir hat geçırıldı Yolcunun yüzde 80'ini onlar kaldırırdı. Bir tramvay, römorkuyla birlikte, yaklaşık olarak 300 kişi alırdı. Inanıyorum ki, bugün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, yeni ve modern tramvaylar şimdi de sefere konsa, yine aynı rahatlık, kolaylık yaşanır. Ancak bu şimdilerde imkânsız gibi; çünkü raylar ve UstDurt yuz bın altın lira teki teller kaldırıldı. Halbuki yeni bir sisteme geçilebilirdi. Şu sermaye ıle 1869 yılında anda tramvaylar, Almanya'da hâlâ çalışıyor ve sürekli model kurulan istanbul Tramvay değiştiriliyor. tleride vatmanlık mesleği tarihe karışacak, çünkü Şırketı'nın atlı tramvayları, B^. önce AJmanlar, sonra da Fransızlar tramvayları yöneten ılk kez GalataTophaneı bilgisayarlar ve robotlar geliştirmeye başladılar bile...' BjşıktaşOrtaköy hattında ışlemeye başladı. Z Ali Hasdemir Avrupa'da bilgisayarlı tramvay "~^ Iramvay adabı Biz yine tstanbul'a dönUp, "tramvayh günler"de, tramvaylara nasıl binilip inildiğini, genelde ne gibi kuralların yürürlükte olduğunu öğrenmek istediğimizde ise, Ömer Sevinç şunları dile getiriyor: "Tramvaylarda biletçiler oldugu için, arkadan binilmesı gerekirdi, inişte ise, her iki kapı da kullanılabilirdi. Idarenin nizamnamesı gereği, arka kapıdan binen yolcu biletini aldıktan sonra öne doğru ilerler, geniş hacimli bir vasıta olduğu için, oturacak yer yoksa, serbestçe ayakta dururlardı. ö n kısımda, vatmanın yanında durulması yasaktı. Polis ve asker ise, önde ayakta durabilırdi" Ömer Sevinç'in bu sözleri, bıze Ziya Osman Saba'nın "tramvay sefası"nı anımsattı... Demek ki üstadın bu çocukluk zev ki, 'iltimaslı' bir durumdan kaynakianıyordu. Tlpkı INecati Cumclı'nın dızelerin deki gıbı: "Beni herkes ^ severdi çocuklu^umda. Arabacı yamna olurtur. / Kırbacı bana verirdi." Istanbul'da, 1930lu ve 40lı yıllarda, toplu taşımacılıjjın butun yükünu elektrıkli tramvaylar çekerdı