07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

isi işaret ederek, "Aaa Turgut Özal geçiyor", diyor. O kadar zam yaptıktan sonra '.aklanma ihtiyacını mı anlatıyor, onu anlayamadım. Ama güzel bir karikatürdü... • Efendim sanırım siz, karikatürcüler onuruna yemek veren "dunya üzerindeki tek başbakansımz Fakat yine de karikatürcüler peçete ya da masa üzerine o gün karikatürünüzU çizmişlerdi. IZllerinden kurtuluş pek yok galiba? D Bir daha imkânımız olursa, tekrar toplayacağız. O gün çizdiler miydi, bilmiyorum. (Can Pulak hatırlatıyor.) Çizdiler evet. Orada şey vardı, Zeki'ydi galiba (Beyner), Oğuz Aral, Tekin Aral, Cafer Zorlu'da vardı. Hürriyet'ten Nehar Tüblek gelememişti. O epey ortadirek olarak, bizim karikatürümllzü yaptı. Yani ortadirekle beni çok seviştirdi. • Sayın özal, karikatürcülerden kimleri seviyorsunuz? D Aral Kardeşler iyi. Onu itiraf etmem lazım. Fakat Tekin mi, Oğuz mu daha iyi söyleyemem. Güzel şeyler yapıyorlar. Mahalli seçimlerden sonra, çok güzel bir karikatür yapmışlardı. Sunalp'le Calp yaralı bereli, öbür tarafta da lnönii'yle, Avcı var. Ben bunları Meclise doğru sokuyorum, öbürleri dışarıda bekliyor. tki tarafta da bir takım yara bereleı olmuş. Ben diyorum ki, "Hadi bakayım Meclis'e.. Bir daha o sokak çocuklanyla kavga etmeyin..." Bu da güzel bir fikirdi. Karikatürcüleri çok seviyorum. Hakikaten bastnda en ileri taraf karikatür. Yani karikatürümüz de çağ atlamıştır. • Nükte ile aranız nasıl? özellikle son Sakarya milinginde espritüelliğiniz üzerinizdeydi. Gözlemlediğimiz kadartyla, espri yapmayı seviyorsunuz. D Ben gençliğimden beri şaka yapmayı severim. Fakat şaka yaparken çok dikkatle olmak lazım. Insanlar alınabiliyor. Güzel espri y.apüğımızı zannediyoruz, o espri yerini tutmuyor. Hiç unutmuyorum; mahalli seçimlerdeydi. Biz kavga etmeyen, üslubu yumuşak olarak tanınıyoruz. ödemiş'te bir toplantı yaptık. "Beşi bir yerde bir ANAP elmez" lafını söylüyorum. Tesadüf nereden aklıına geldi, Bakî'nin bir şiiri var: "Kadrini sengi musallada biliip ey Bakî / Durup ei bağlayalar karşısına yaran saf saf" ... O akhma geldi, iedim ki, bu scçımde sizler de bunları, muialla taşına yatıracaksınız. Söyledim, ama iöylediğime de pişman oldum. Tabii ertesi ;ün, bütün gazetelerde, o yer a!dı. Hepsi bala hücum ettileı. "Muhalefeti imha elmek. kötii şey dilemek" diye. Bir dc araseçimde Karabük'teydik. Erdal Bey'le ilgili olarak, biz onları ikna ettik kandırdık manasına, "Ne olacak? Boyu uzun" dedim, herkes gerisini anladı, tabii onu da söylediğime pişman oldum. (Gülüyor.) Sonra ö?ür diledim. • Efendim, anarşinin durduğu söyleniyor, aslında anarşi Güneydoğu'ya "rotasyona" gitmedi mi? • Hayır, oradaki anarşi, bizim Türkiye'nin geçirdiği 78, 79 ve 80'li yıüarın başındaki anarşi değildir. Okullarda, şehirlerde "sokak kavgalan" yoktur. Yani onunla muka yese edilemez. Bu bakın Ingillere'de de İspanya'da da vardır. Sadece ufak bir örgüttür. Bizimki tabii onlar gibi de değil. Yani onlar gibi yıllar sürecek bir iş değil. Biraz sonlarına yaklaşıyor gibi bir durum var. • Yurtdışında ve yurtıçınde hemen hemen herkesi tabiri caizse "kafaya aldınız. " Fakat bir turlu "enjlasyonu" kafaya alamadınız. D lnşallah enflasyonu da kafaya alacağız. Yani milTet inanıyor ki, "Bu işi becerse becerse yine Özal becerir." Şimdi hadise şu: Hayat pahalılığı ile enflasyonu tam manası ile karıştırmamak lazım. Hayat pahahlığı, cnflasyon ne kadar aşağıya çekilse dahi devam edecektir, haberiniz olsun. Yani herkes geçim zorluğundan bahsedeccktir. Çıınkii ekonomik hadiseler bunu gösteriyor. • Sayın özal, son yedi yıldır, annelerin çocuklanna, "yemeğinizi yiyin, yoksa 12 Turgut özal, esprisi Tekin Aral'a ait ve Şevket Yalaz'ın çizdiği "Zampiyon" karikatürünün önünde. Eylül öncesine döneriz" dedikleri söyleniyor. • Şimdi tabii, demin enflasyonla ilgili söyledim, enflasyon meselesinde netice alacağımızı umit ediyoruz. Şimdi 80 öncesini ben şoyle karakterize ediyorum: Mesele anarşi meselesi değildir. 70 ile 80 arası yıllar, Türkiye'nin kaybettiği yıllardır. Koalisyonlar gelmiştir, çok ters zıt fikirler, birbiriyle imtizaç edemeyen fikirleı, ayru anda iktidar olmuştur. Ondan sonra birçok sıkıntılar yaşanmıştır. Anarşi vardır, yokluk vardır, birçok şeyler vardır. Türkiye'nin başına bir daha gelmemesi lazım, halkımız da böyle bir durumu istemiyor. Bunu bütün gezilerimizde müşaade ediyorum. Burada şöyle bir fark daha var: Eski liderler o yılların siyasi lilerleridir, bunu söylediğimiz zaman hepsi beraber alınmaya başhyorlar. Ama kendilerinin dahi, bir daha Türkiye'nin 70'li 80'li kötü yıllarına dönmemesini istemeleri lazım. • Sık sık gündeme gelen konulardan birisi "Siyasi varisinizin" kim olacağı sorusu. n Yok, öyle bir şey olmaz. Siyasi partilerde liderler, o partinin kendi bünyesinden çıkarlar. • Siyasette başarılı olmak için kimsesiz mi olmak gerekıyor? Ne amca, ne dayı. ne yeğen, ne çocuklar? U Ben bunu dezavantaj olarak görmüyorum. Maalesef basınımız bunu çok istismar ediyor. Ama bence, doğru değildir. Siyasetçinin tabii akrabası da olacaktır. Çocuğu da, babası da anası da olacaktır, tabii olabilirse. Çok geniş bir akıabası, akraba grubu da olacaktır. Ama maalesef bunlar hep "ucuz satılabilen metalar" diye basınımız tarafından alınıyor ve bunun da artık devrinin geçtiği kanatindeyim. • Kaynak yaratmakta üst'ünüze yok. Basbakanlık konutunu Araplara kiraya vermeyi düsünüyor musunuz? U (Kahkaha atıyor.) Başbakan olmadan evvel aldığımu uç ufak yazlığjmız var. Aktur, Side, ve Istanbul Maltepe'de. Şimdi Meclisteki milletvekilleri toplanmışlar, beni de bir iki yere daha soktular. Tabii onlar bittikten sonra ya çocuklara vereceğiz ya da satacağız. Benim bu kadar yere gitmem mümkün değil. Hanıma diyorum ki, "Biz gidemiyoruz, bırak bunları, orada her birinin yazhgı iki uç milyona kiraya veriliyormuş, niçin vermiyorsun?" "Yok, benim evime kimse girmesin" diyor. "Yahu oturmuyorsun, bırak çıkaralım eşyaları, çıplak olarak verelim?" Ona da razı değil. Tabii orada hanımın dediği olur. Anlatabiliyor muyum? Evde hanım hâkimdir, onun dediği olması lazım. Biz de sesimizi çıkarmıyoruz. Yalnız tehdit ediyorum, diyorum ki, "Yazlıklara daha fazla vergi getirecegim, ona göre sen zorlanacaksın, neticede kiraya vereccksin..." Genelde, turizm her tarafa açık olmalıdır. Basınımız Arapları epey ürkütmeye çalıştı. Gelenler zengin insanlardır, belki yanlarında dört hanım vardır, ama diğer ileri ülkelerde bunlar itibar görürler, onun için ben ülkenin ilerliliği ile bunu bağdaştıramıyorunı. Diyorum ki ülkemiz ileri olursa bu gibi konular münakaşa edilmez. Gelen gelir, ücretini alır, işimizi görüruz. • Sayın Başbakan, Türkiye küçük Amerika mı, yoksa Suudi Türkiye mi olacak? D Çok kere söylemişimdir; bir kere daha ifade ediyorum, Türkiye'nin benzerliği, daha çok Japonya'yadır. Hatta bir aradayken Avrupalı dostlarımıza dedim ki. "Bizi miişterek pazara almazsanız biz de burada 7080 milyonluk, Balı'da bir Japonya olur, başınıza bela olunız." • Televizyonda en beğendiğiniz program "lcraatın tçinden"mi diye sormuyoruz... (Kahkaha atıyor) "Ben Bilirim'', örneğin... D Pek fazla televizyon seyredemiyorum. Bazı programları kasetler halinde istetiyorum. Geçen gün Petro'yu biraz seyrettik. Güzel bir seri aslında. Tarihi programlar iyi. Bir de "Askerler" var galiba. O seride güzel ama ben devamlı seyredemiyorum. Bir gelişmeyi, bir çizgiyi anlatıyor. Bizim fevkalade az vaktimiz var. Cumartesi geceleri bazen hanımla beraber oturur, bizim de işimi? yoksa eğer eğlence programı oluyor, komedı falan, onu seyrediyoruz. Biraz Zeki Alasya, ile Melin Akpınar'ı çıkarabilseler daha iyi olacak. • Celal Bayar'a sahip çıktınız, Adnan Menderes'e sahip çıkıyorsunuz, niçin Süleyman Demirel'e sahip çıkmıyorsunuz? G (Kahkaha atıyor.) Şimdi Celal Bayar'a sahip çıkmadım, Adnan Menderes'e de sahip çıkmadım. Yani şu manada sahip çıkmadım, hiçbir zaman, "Biz onların devamıyız" demedim. Söylediğim, sağlıkiı fikirlerin devamıdır. Söylediğim tek şey, memleketimize hizmet verenleri hizmet dönemleri bittikten sonra da korumamız, değerlendirmemiz şeklinde. Hele onlann başından bir takım hadiseler geçmişse o yaraları muhakkak sarmamız lazım. Bu düşünceyle onlarla ilgili meşhur kanunu çıkardık. Ayın on yedisinde Adnan Menderes Hava Limanı'nı açmaya gideceğim. Aileleri ile mutabakata varabilirsek cenazeleri de tmrah'dan alacağız, bir yere götüreceğiz. Aileleri ile mııtabık olabilirsek, onu da söyleyeyim. Süleyman Bey'c gelince, her zaman söylerım, benim Raşbakanlığımı yapmıştır, kendisinin müstcşarlığını yaptım, kendisi aleyhinde bir şey söylemış değilim. Kendisinin hizmetleri vardır, onları her zaman taktir ctmişimdir, hatta yasakları kalkıncaya kadar da kendisi aleyhinde herhangi bir laf söylemedim. Bugün de fazla bir şey söylemek istemiyorum. Nihayet siyasi parti rakibimizdir, onlar bir şey söyler, biz başka bir şey söyleriz, söylediklerini ceılı ederiz, fakat bunu çok itinalı yapmaya gayret ediyo 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle