Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bitkilere ağıt yakma zamanı Yeryüzünde bir milyona yakın bitki türü var. Yakın bir gelecekte bunlann 2.171'i yok olacak... "Platantera bijolia", yani halk dilindeki adıyla "salep", Karadeniz kıyılannda sık rastlanan bir tür yaban çiçeği. "Cymbidium" ise, 45 değlşik cinsi olan orkide türünden biri. tki tür de ölüme mahkum... VURAL AHI • "Bingölyaylasının ahalisi... Yaylamn mahsulleri, beşinci iklimdekiyirmi dokuz dağdan en verimlisi bu Bingöl dağıdır... Nice çesitli bitki ve otları olduğu gibi kimya otu dahi vardır. Nice kere binlerce koyunların dişleri altın ve gümüş gibi cilalanmıştır. Sarı tutya, kırmızı tutya, mor tutyalar var ki, güzel kokusundan adamın damağı kokulanır. Bütün sürmeciler bu tutyalan toplayıp, göz ağrılarına tutulanlann gözlerine sürme ederler. Allah emriyle görme kuvveti ve uzağı görme hastl olur. Beyaz sarı ve kırmızı çesitli menekse, fesleğini, erguvanı, dibası, gülleri içinde dahi çesitli nilüferleri, meyveden her tanesi Arapkir dütü kadar lezzetli çileği olur. Çesitli kekkeri ekmeği, renvendi sümbülü, rumisi asfuri nergisi, hasılı doktorluğa ve doktorlara yarayan bitki ve çiçekleri olur ki, hesabım Cenabı bâri bilir." Yukarıdaki tümceler, ünlü gezginimiz Evliya Çelebi'nin "Seyahatnamesi"nden alınmıştır. Bingöl yöresinin doğal bitki örtüsünü betimleyen bu zenginliğin, bugün aynı yörelerde var olduğunu söylemek zor. Thismia Americana, Sophera toromiro, Calandrinia feltonii, Lotus berthelotii, Myosotis ruscinonensis... Latince adlar taşıyan bu bitkilerin ortak özellikleri ise, tümünün de artık yer yüzünden silinmiş olmalan. Kimsenin onlarla ilgilenmemesi nedeniyle, sessizce yok olup gitmişler bu dünyadan. Bitki dünyasında yaşanan soykırımın göstergeleri bunlar. Bilinçsizce yağma edilerek bitkisizleşen bir dünya, radyasyon kadar zararlı yeryüzü ve insanlar için. Her gün bir bitki türünün eksildiği, dünyamızda, botanikçiler ve fizyolojistler de kaygı içinde. 326 bitki türünün yok olduğu dünyamızda, 2171 bitki türü de yakın bir gelecekte yok olacak; 2357 tür bitkinin ise, "yıllarının sayılı" olduğu belirtiliyor. Yurdumuzda da insanların doğayı kendi isteklerine göre yönlendirmesi, çayırların, bostanlıkların inşaat alanına çevrilmesi, toprak erozyonları, fabrikaların saçtıkları zehirler yüzünden kirlenen çevre, bitki soykırımına neden olmaktadır. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz tstanbul Üniversitesi Ana Bilim Dalı Botanik Kürsüsü Profesörü Betül Tütel, şu bilgileri veriyor bize: "Türkiye'de bir bitki soykınmı yaşanıyor. İnsanlar doğayı istedikleri gibi yönlendirmek istiyorlar. örnek olarak; bir baraj acıldıgında veya nehrin yatağı degişlirildiginde, o çevrede bitki ölümleri oluyor. llgililer projeleri uygulamadan önce botanikçilere haber bile vermiyorlar. Önce o yöredeki bitki türlerinin saptanması gerekir. Öyle tür bitkiler var ki, dar alanda yetişir. Biz buna 'endemik bitkiler' diyoruz. Dünyada bunlann eşi yoktur. Benim üzerinde çalıştıgım bir bitki var: 'Plantago cuphratica' yalnız Fırat havzasının çevresinde dar bir alanda şp*| yetişir. Bitki öldürülürse, dünya ıı/erindcn bu tür bitki de ortadan kalkmış olur. Güney Anadolu'daki GAF için o yörenin dogal bitki örtüsünü biz kendimiz, şimdiden saptamaya başladık. Oysa böyle projelerde Batıda, botanikçilere haber verilir. Çevre telle çevrilip korumaya alınır." % f Botanik Profesörü Betul Tütel'in bu sözleri bize, DUnya Çevre Kortıma Örgütii Başkanı Fulco Pratesl'nin ttalyan Panorama dergisine yaptığı şu açıklamayı anımsattı: "Bitkiler hareket etmezler, uçmazlar, şarkı söyleyip, kendilerini okşatmazlar. Bu yiizden de onlardan çok az söz edilir, bunun bir kanıtı da pek çok çiçegin, halk arasında bir adı olmayıp, sadece Latince bilimsel adları ile yetinmek zorunda kalınmasıdır." Dünya Çevre Koruma örgütü, 1985 yılını bitkilerin korunmasma adamıştı, ama bu da bitkilerin korunması için yeterli olmadı. Dünya üzerinde bir milyona yakın, "Türkiye florası"nda da yaklaşık 9000 tür bitkinin var olduğu dUşünülürse, Türkiye'nin bitki türü bakımından zengin bir ülke olduğu söylenebilir. Ne ki, bilinçsizce doğayı tahrip etme yüzünden, bitki türlerinde azalmalar, yok olmaların varhğı da gözden kaçmıyor. Bunun yanı sıra, bazen değişik hayvanların alışık olmadıkları bölgelere yerleştirilmeleri de bitki dengesini bozuyor. Sardunya ve Somali'de yetiştirilmek istenen keçilerin, bu yöredeki yeşilliğin ölmesine neden oldukları biliniyor. Yengeç ve oğlak dönenceleri arasında kalan bölgedeki ormanlar, büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmış durumda... Bu bölgedeki 12 ülkede (Brezilya ve onun çevresindeki ülkeler; Zaire, Gabon, Güney Afrika, Malezya, Endonezya), dünyanın bitki örtüsünün yüzde 4O'ı bulunmakta. FAO'nun (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım örgütü) araştırmaİarına göre, bu yörelerde, her bir dakikada 20 hektar orman yok olmakta. Bu rakam, günde30 bin hektara, yılda ise 150 bin kilometre kareye ulaşmakta. Sadece Amazon çevresinde 400 bin kilometre kare orman, bir yıl sonra ortadan kalkacak. Yıllarca gerçek bir botanik cenneti olarak kabul edilen, Madagasgar ve Tayland'ın geniş ormanları artık birer anı oldular. Madagaskar'ın önceleri yüzde 85'i ormanlarla kaplıyken, bu oran şimdi yüzde 5'e düştü. 1990 yılında belki de Asya'nın (Güney Birmanya, Papua ve Yeni Gine dışında), tüm ormanları ortadan kalkacak. 2000 yılında, bu gidişle yalnızca üç yörede sık ormanlar kalacak. Bunlar Brezilya, Güney Amerika'nın kuzeydoğusu (Guyana, Surinam, Fransız Guyanası) ve Kongo Körfezi ile Zaire olarak sayılıyor. 1970'li yıllarda, bitki örtüsünün yüzde 10'unun tehlikede olduğu bildirilirken, bu rakam, günümüzde yüzde 20'ye çıktı. Bu veriler karşısında bilim adamları da ne yapılması gerektiği konusunda ikiye ayrıldılar... Kimi, hâlâ bitki örtüsünü kurtarmanın mümkün olduğunu söylerken, kimi de elde kalanların, "bitki bankaları" tarafından türlerinin korunmalarını salık veriyor. Bitki türlerini koruyan bankalar şu anda dünyanın bazı bölgelerinde bulunmakta. En ünlü merkez Londra'da Kew Gardens'ta. ltalya'da ise Baıi Üniversitesi kapsamında, aynı çalışma sürdürülüyor. Bitki materyali, dondurulup eski 70/80 derecede veya sıvı azot içinde, eksi 196 derecede korunuyor. Böylece korunan tohumlar, yüzlerce ve binlerce yıl sonra da ekilmeye hazır bekliyorlar. D Alp Dağlan'mn çiçeklerinden Anadolu yaylaiannın bitkisi "Dam Koruğu"na kadar, tam 2 bin 357 bitki ve çiçek türü, kısa bir süre sonra bu dünyadan göçüp gidecek sessizce...