Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLARDO SÖZLÜGÜ Her oyunda olduğu gıbı bılardoda da, oyuncular aralarında özel bir "jargon"la, özel bir dılle konuşurlar Yenı bilardo öğrenenler ıçın bu dllı kullanmak, her yerde bu kelımelerle konuşmak özel bir anlam taşır Işte bu dıldekı bazı kelımeler ve anlamları Istaka' Bilardo oynanan sopa Bant: Masanın dört kenarından her bırı Tek bant: Özel bir sayı alma bıçımı Ibp, öteki ıkı lopa çarparken, sadece bir banta, yanı masanın kenartanndan sadece bırıne çarpar Turnlke: özel bir sayı alma bıçımı Top, ılk topa çaplıktan sonra en az ıkı banta, yanı bir köşeye gırer (bu turnıkeyı andınr) ve öteki topun uzerıne gıder Beş bant: Top, ıkı topa bırden çarpmak ıçın masanın dört kenarına bir kaz ve bu kenarlardan bırıne de ıkı kez çarpar Çaktlrmak: Kendı topunuzun en dıbıne vurduğunuzda, top aslında gerıye doğru dönmeye başlar ama vuruş suratlyle de ılerı gıder, daha doğrusu ıtılır Ilk topa çarptığında durur ve bu dönme sayesınde gerı gerı gelmeye başlar Yürutmek: Çektırmenın tam tersıdır Bu vuruşta, ıstaka topun tam ustune ısabet ettırılır Böylece top, hem llerıye doğru kendı etrafında döner, hem de ıtme suratıyle duz gıder ilk topa çarptığında da durmaz, ılerı doğru hareketını bu kendı etrafında dönme sayesınde surdurur Ince görmek: Bazen toplar öyle bır pozısyonda olur kı, öndekı topu "çok ınce görmek" yanı kendı topunuzu ona sadece değdırmek ve yonunun fazla değışmemesını sağlayarak, öteki topa gıtmesını sağlamak gerekır Bu vuruş "ınce görmek"tır Sota Kolay sayı alınabılecek pozısyon Sota kalmak Rakıbe kolay sayı alabıleceğı bır pozısyon bırakmak Serlslne oynamak: Bır ıstakada bırden çok sayıda sayı almak, bır sayıyı alırken ızleyecek sayıyı öngörmek hazırlamak H V Rakibl guzel bir sayı aldığında, usta bilardocu fFotoğraf: MÜMTAZ SEZGİN) den oluşan satranç tahtasında sonlu sayıdaki oyundan sonsuz sayıda maç Uretmek mümkünse, bilmem kaç metreye, bilmem kaç metre boyutlarındaki bilardo masasında da sonlu miktarda sayı alma biçiminden sonsuz miktarda sayı çıkarmak milmkUn. Bunu başarmak için, her sayının alınış biçimini ayrı ayrı düşünmek gerekir. Bir sayının nasıl alınması gerektiğini düşünmek, topun hangi süratle ve hangi yolu izleyerek gideceğini kararlaştırmak, topların birbirine çarptıktan sonra ne olacağını kestirmek ve sayının olmasından sonra, toplann duruş biçiminin nasıl olabileceğini öngörmek demektir. Çünkü hiçbir zaman hiçbir bilardo oyuncusu tek bir sayı almak için vuruş yapmaz, yapmamalıdır. Bilardocu, sayıyı alırken bir sonraki sayıyı da düşünmeli, vuruş tercihini ona göre ayarlamalı, yani "serisine" oynamalıdır. Beyin, bir sayı almak için ideal biçimi seçtiğinde, kol ve bacak kaslanna gereken emirleri vermeli, duruş ve vuruş ideal olmalıdır; ne biraz eksik, ne biraz fazla. Işte bu nedenle, bilardo ne "spor"dur, ne de "oyun". Bilardo, biraz spordur, biraz oyun ve biraz da yaşama biçimi. ölçülülügUyle, insanlara ve olaylara biraz tepeden bakan tevazusu ile, asla başkalarıyla arasındaki mesafeyi azaltmayan, ama hiçbir zaman da "çekimserlik" ya da "girginlik eksikllgi" diye de tanımlanamayacak olan vakuru ile bir yaşam biçimi. ıstakasını yere hafif hafif vurur. tanesi Üzerinde kesin karar vermek içindir. Kararı verdikten sonra gerekli olan, beynin emirleri, kol ve bacak kaslarına iletmesi ve vuruşun kusursuz olmasıdır. Ne bir kıl yukarı ya da aşağı, ne de bir kıl sağa ya da sola değmelidir ıstaka. "Usta" bir bilardocu olmak için öncelikie vücudunuzun her tarafını beyninize ve manUgınıza emanet etmeniz gerekir. "Usta" bilardocular, asla duygusal tepki vermezler, hiçbir şeye şaşırmazlar, hiçbir şeye gereğinden fazla sevinip, gereğinden fazla uzülmezler ve hiçbir zaman gereğinden fazla hareket etmezler. Istakayı tutmalan, bilardo masasının etrafında dolaşmaları, son derece zariftir. Istaka ya yere değer ya da kol havaya, masaya dik durur. Yere paralel geldiği zamanlar, sadece ve sadece topa vurmak içindir. "Usta'Mar, ıstakalarını yürürken ya da dururken yere paralel tutmazlar, böylece başkalannın karnına, göğsüne, ağiına ve gözlerine karşı bir tehdit olmazlar. "Usta" oyuncular, hiçbir zaman tek bir ıstakada bir sayı çekmezler. Mutlaka iki ya da daha fazla sayı alırlar ve sayı alamadıkları zaman da rakiplerine asla kolay kazanılacak bir sayı bırakmazlar. "Usta" oyuncuların vuruşlannda hiçbir zaman, "Ah biraz daha Ince görecekti", "sol falso fazla geldi" ya da "Aa, tuşladı, ne şanssızlık" gibi kusurlar bulunamaz. "Usta" oyuncunun şansla hiç ilgisi yoktur; çünkü şu kadar metre karelik bilardo masasında teorik olarak her şeyi hesaplamak mümkündür ve hiçbir şey nedeni olmaksızın gerçekleşemez. Ve deminden beri saydığım bütün bu özellikleri edinmek için yıllar ve yıllar boyu bilardo oynamak, masa işleticilerine yüzbinlerce lira saymak ve yetenekli olmak gerekir. Bilardo oynamaya başlayıp da ilk kez bir ra kıbimı yendiğımde, "Aslında çok kola> bir oyun bu bilardo" dıyc düşunmuştum; ne kadar yanılmışımül1 rilardocunun topa vuruşu, tatlı bir "tıkk" sesinden ibarettir. (Fotoğraf: MÜMTAZ sürdürebilirsiniz. Ne var ki bu teori, "teori" olarak kalmaya mahkumdur; çünkü tarih boyunca böyle bir oyuncu görülmemiştir ve görülmeyecektir. Böylesine sonsuz dikkat, sabır ve kontrollülüğü belki de yalnızca Sherlok Holmes, Arsen Lupen, mttfettiş Poirot ya da gençken James Bond gösterebilirdi, ama onlar da hiç yaşamadı. "Usta" bir bilardo oyuncusunun düşeceği en kolay tuzak, kendine gereğindcn fazla güvenmektir. "Usta" olmak için kendine güvenmek birinci koşuldur, ama gereğinden biraz fazla güvenmeye başlarsamz kendinize, topa bir kıl hızlı ya da yavaş, bir kıl daha soldan ya da sağdan vuruverirsiniz ve o sayıyı ve ondan sonra gelecek sayılan, hepsini, ama hepsini kaçuırsınız. Zaten böyle bir hatadan sonra zincirleme olur, kendinize kızmaya başlarsınız ve öteki, daha öteki sayılan da kaçırırsıruz. Bilardo oynayan insanın en azından oyun süresince kendi İcendisiyle barış içinde olması gerekir. "Aceml" bir oyuncunun öğrenmesi gereken en önemli şey, topa vurma bıçimidir. Çünkü, acemi bir oyuncu ile usta bir oyuncuyu birbirinden ayırdetmek için onları seyretmeye hiç gerek yoktur; dinlemek yeter! "Aceml"nin ıstakası topa değdiğinde tabiri caizse "kiit" diye bir ses çıkar, oysa "usta"nun vuruşu, tath ve kibar bir "ükkk" sesinden ibarettir. Topun masa üzerinde çok yol katetmesiyle topa vuruş hızı arasında doğrusal bir ilişki yoktur. Daha da önemlisi, vuruş anında çıkan sesten topa ne kadar hızlı vurulduğunun anlaşılması, sadece "hüsnü kunıntu'Mur. SEZGİN) lyi bir bilardo masasını kötüsünden ayıran en önemli şey, topun masada yürürken çıkarttığı sestir. Eğer top, masada giderken ses çıkartıyorsa, eğer top bantlardan birine çarptığında, çarpma sesi çıkartıyorsa, o masa kötüdür, soğuktur, topa vuran oyuncu da zaten "usla" bir oyuncu değildir. Çok sayıda usta oyuncu izledim ve çok sayıda usta olma ihtimali bulunan, ama olamayan insan gördüm. "U§ta" oyunculann hepsinde ortak özellikler vardı: Hepsi de göze batacak kadar mütevazı ve vakurlu insanlardı. Aynı Humprey Bogart gibi davranıyorlardı insanlara. Arada mutlaka belli bir mesafe bırakarak. Bir tUrlü usta olamayanlarda da ortak özellikler vardı: Art arda akükJan sayüan yüksek sesle sayıyor, sayı almalan bittiğinde, "Tam 15 çektim" diye herkesin duyacağı şekilde bağırıyor, rakip güzel bir sayı aldığında ıstakasını yere hafif hafif vurarak, alkışlayacak yerde yüksek sesle, "Bravo" ya da "Aferin" diyor, çay bardaklarını masanın kenarına koyup, zaman zaman da çayı masaya Bilardo, öncelikie keskin bir zekâ, keskin bir döküyorlardı. Kızdıklarında, ıstakalarını ma görüş gücü, engin bir tecrübe ve inisiyatif kulsaya vurarak kırmayı deniyorlardı. lanma alışkanlığı gerektirir. Bilardo topu, tam Ukalalığı bu dereceye vardırdıktan sonra, bir küredir ve bir küreye boyutlardan birini sürdürmenin hiçbir sakıncası yok. Bence bi kullandığımızı varsayarsak 360 derecenin herlardo, aynı satranç ve briç gibi, tam bir beyin hangi bir tanesinden bakabiliriz. "sponı." (Bu oyunlardan söz edilirken, neden Engin tecrübe, bu 360 dereceden dörtte üçüoyunun adının ardına bir de "sporu" kelimenü ya da üçte ikisini bir bakışta elcmek için sinin eklendiğini bir türlü öğrenemedim.) tyi bir bilardocunun tanımını yapmaın is gerekir. Keskin görüş gücü ve zekâ, geride katense, hiç düşünmeden, "Beyni Ue viicudu ara lan açılardan hangilerinin "ideal"e yakın olsında miikemmel uyumu sağianuş kişi" derim. duğunu belirlemekte kullanıhr. İnisiyatif kulÇünkü nasıl 32'si siyah, 32'si beyaz, 64 kare lanma alışkanlığı ise, seçilen birkaç açıdan bir 17