29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cüzamın çaresi çoktan E bulunmuştur 3 Cumhuriyet Dergi'nin 16. sayısmda cüzamla ilgili bir yazı yayımlamıştım. Bu konunun uzmanı bıiim adamı Sayın Prof. Dr. Türkân Saylan'dan aydınlatıa bir yazı aldım. Tesekkür ederek aynen yayımlıyorum. Vehbi Belgil üzam (lepra), tedavi edilmediği man insanları sakat edebilen bir hastalık olması nedeniyle ne yazık i korku ve dehşet simgesi olmaya dcvam etmektedir. Oysa bilim adamları bu konuda çok yol almışlar ve insanlığın korkulu rüyasını bugün artık kesinlikle iyileştirilebilen herhangi bir hastalıktan farksız duruma getirmişlerdir. Ne yazık ki bu buluşlar ve uygulamalar, binlerce yıldan beri eüzamlıların çektiği acıların lam olarak son bulmasına yetmemiştir; çünki) cüzam hastalığı, halen geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sagjık sorunudur ve çoğu tropikal ve subtropikal kuşakta olan bu ulkelerdeki hastaların sağlık kııruluşlarına ulaşmaları, erken dönemde teşhis edilerek düzenli şekilde ve yeterli süre ilaç almaları kolay ve yaygın şekilde sağlanamamaktadır. Cüzamın ilk tarihsel ilacı, Hindistan'da yetişen Hydnocarpus adlı bir ağacın meyvclerinden elde edilen "chauhnoogra yagı" idi. Hastalığın belirtilerini biraz olsun iyileştiriyor, lakin ağızdan alınınca bulantı yapıyor, enjeksiyonları ise ağrılı oluyordu, yine de uzun yıllar kullanıldı. XX. yüzyılın ortalarında ise tüberküloz ilaçları araştırılırken cüzamın ilk etkin ilacı, anasulfon, ABD'de Fagel ve arkadaşları tarafından ilk kez bir grup lepralı hastada denendi ve başarılı sonuçlar alındı. Anasulfon olan bu ilacın ilk türevleri Diazon ve Promin adlarıyla 1940'larda kullanınıa girdiler, daha sonra 4:4 diamino difenil sulfon, Dapsone ve Uisulone adlarıyla Cochrane ve arkadaşları tarafından, aynı yıllarda çeşitli ülkelerde kullanılmaya başlandı. Bugün halen en önemli cüzam ilacı olan Dapsone (kısaca DDS), mikropların üremesini durduran (bakteriostatik) bir etkiye sahiptir ve bu nedenle de hastalığın bazı tiplerinde ömür boyu kullanımı gerekmiştir. Dapsone, ağızdan alınan tabletler ve depo enjeksiyonlar halinde kullanılmıştır. Bugün 100 mgr.'lık Dapsone tabletleri cüzam tedavisinde kullanılan 3 ana ilaçtan biri olarak önemini korumaktadır. 1950'lerde Ryric, tiosemikarbazonlan cüzam tedavisinde kullanmaya başlandıysa da fazla etkin olmayan bu ilaç bir süre sonra bırakıldı. Yine 1953'te tüberkülozda etkili olan ve kısaca Ciba 1906 diye adlandırılan bir ilaç cüzam tedavisinde kullanıma girdi. Uzun yıllar tek başına veya öbür ilaçlarla birlikte uygulanan Ciba 1906'nın kullanımından daha sonra vazgeçilmiştir. Cüzam basilleri tüberküloz basillerine pek çok özellikleri açısından benzediğinden, iki hastalığın tedavisi konusundaki araştırmalarda daima bir paralellik olmuş ve birçok tüberkuloz ilacı, cüzamda da etkili bulunmuş, kısa veya uzun süreler kullanılmıştır. Dapsone ve Disulonc adlı sülfonlar uzun yıllar tek başına uygulanınca hastaların pek çoğu iyileşirken, 1975'lerde, bazı hastalarda basillerin ilaca direnç kazandığı ve yeniden hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı saptandı. Bu, çok önemli bir alarm işaretiydi ve aynı olay tüberkuloz tedavisinde de yaşanmış, önlem olarak bu hastalık tüberküloz basillerine etkili en az iki veya üç değişik ilaçla tedaviye başlanmıştı. Cüzam tedavisinde de Dünya Sağlık örgütü 1980'lerden başlayarak tüm ülkelere birden fazla ilaçla tedavi yöntemini önerdi. Tüberküloz araştırmaları sırasında bulunan ve mor bir boya olan Clofazimine, 1962'de Brovvne ve arkadaşları tarafından lamprene adıyla cüzam tedavisinde başarıyla uygulandı. Bu ilacın da etkisi, bakterileri öldürmekten çok üremelerini durdurucu özellikte idi. Kara derililerde başarıyla uygulanan bu ilacı beyaz derililerde cildi boyadığı için kullanmak pek hoş olmuyordu. Tüberkülozun en etkin ilacı olan Rifampisln ise ilk kez Brezilya'da, I963'te Opromolla tarafından cüzamda kullanıldı ve son derece etkili olduğu, ilk dozdan sonra ribonuklcik asit sentezini baskılayarak basilleri öldürdüğü saptandı. Bu sonuç, hastalığın tedavisinde bir devrim idi. Çünkü Rifampicine, Dapsone gibi bakteriostatik değil bakterisidal, yani mikropların üremesini durdurucu değil, onları öldürücü idi. Bu bilimsel sonuçların cn iyi göstcrgesi ise deney hayvanı olarak kullanılan farelerdi. Şualanarak veya timüsleri çıkarılarak dirençleri kınlan farelerde birkaç ayda cüzam hastalığı oluşturan ince uzun çomaklar halindeki solid basiller, Rifampisin'in ilk dozlarından sonra paramparça oluyor, frajmante ve granüler hal alıyor ve artık direnci düşürülmüş fareyi hasta edemiyorlardı. Üstelik tüberkülozda ancak çok yüksek dozlarda etkiii olan bu ilaç cüzamda çok düşük dozlarda yeterli olabiliyordu. Bu çok kıymetli ilacı da, gelişigüzel kullamp dirençli suşlar oluşmasını önlemek için tek başına değil öbür cüzam ilaçlarıyla birlikte kullanmak gerekmektevdi. Cüzam tedavisinde etkili bir başka ilaç da Kliunamid ve Protlonamid diye iki şekli olan bir eski tüberküloz ilacıdır ve 1972'lerde cüzam tedavisine girmiş olup etkisi bakteriostatiktir. Beyaz derililerde, Lampren'in cildi boyama sorunu olduğun da alternatif olarak kullanılmaktadır. Görüldüğü gibi son 45 yıl içinde cüzam, tam anlamıyla tedavi edilebilir hal almıştır. Az basilli tüberküloid cüzamda Dapsone ve Rifampisin'le 6 aylık bir tedavi yeterlidir. Çok ilaçla tedavisi gereken lepromatöz cüzamda ise Dapsone ve Rifampisin'e ilaveten ya Lamprene'i veya boyama durumu sorun yaratıyorsa, Etionamid veya Protionamid'i ekleyerek 3 ilaçla 2 yıllık bir tedavi yeterli olmaktadır. Böylesine kesin ve güvenli bir tedavisi olan cüzam hastalığı acaba neden hâlâ yokedilmemiştir ve neden hâlâ cuzamdan dolayı insanlar sakat kalabilmektedirler? ... KISA..> KISA Nükleer santral robotları Kimı ülkelerde, atom santrallarında, insan yerine robot çalıştırılıyor. Bunlar yakın gelecekte santralların bütün işlerini üstlenecekler: Evvelce binlerce işçlnin çalıştığı fabrikaların, şimdi elektronık araçlar, uzaktan komuta araçları sayesinde, çok az ışçı ile yetinmeleri gibi... Robotlar, zaten tehlikeli, agır işler için düşünülmüştü: Cehennem sıcaklığındakı elektrik fırınlarına girebilmek, deniz dibi çalışmaları yapmak, ağır yükleri kaldırmak, kuyulara inebilmek, zehirli gazlı alanlarda dolaşmak gibi... Şimdi sırf robotla çalıştırılan nükleer santrallar üzerinde duruluyor. Böyle bir robot, yakında yeteneklerini kanıtlayacak Robotun gözlerı iki video kamerası (yideo için film çeken makine) ile görüyor. Üçüncü 'göz' bir ayağında: Basılacak yeri görmeye yarıyor. Ayakları kedi ayağı gibi dört tane olduğundan, rahat basamak çıkabiliyor, engellerin üstünden aşabiliyor. 250 kilo ağırlık taşıyabilen robot, santrallarda, patlayan su borularını, açılan vanaları kapatabilecek. Ne yazık ki, cüzam halen pek çok ülkede iyi Ne yazık ki cüzam halen pckçok ülkede bilinmiyor ve hastaların çoğu geç dönemde, iyi bilinmiyor ve hastaların çoğu geç döoluştuktan sonra tanısakatlıklar oluştuktan sonra tanınıyor. Oysa erken nemde, sakatlıklarbulgularıyla saptanan her nıyor. Oysa erken bulgularıyla saptanan her çeşit cüzam, tipine göre, çeşit cüzam, tipine göre 6 ayla 2 yıl arasınsürede kesinlikle 6 ayla 2 yıl arasında değişen bir sürede kesinlikle da değişen biriyileşmektedir. ve hiçbir iz bırakmadan ve hiçbir iz bırakmadan iyileşmektedir. Yine bu hastalığa tanı konsa bile hastaların çoğu kez bilisiz (cahil) oluşundan, tadevasinin düzenlilik ve süreklilik gereğini kavrayamamasından, istese bile yoksulluktan ve yaşadığı yerlerin sağlık kuruluşlarından çok uzak oluşundan dolayı düzenli tedavi sağlanamamaktadır. Bütün bu olumsuz koşulların aşılması için yoğun bir sağlık eğitimi gerekmektedir. Hastanın iyice bilinçlendirilmesi, ilaçla tedavinin yanında sakatlıkların oluşmaması için el, ayak ve gözlerini nasıl koruyacağının öğretilmesi, kısaca rehabilitasyonu büyük önem taşınıaktadır. Cüzam hastalığında insan vücudunda bozulmuş olan direnç mekanizmasını canlandırmak için bazı uyarıcı ilaçlarla immunolerapi denen bir yöntem de yardımcı tedavi olarak deneme aşamasındadır. Bundan sonra başkalarının cüzama yakalanmamaları için tek tek her hastaya ulaşılarak tedavisi ve böylece enfeksiyon zincirinin kırılması gerekmektedir, bu ise çok güç bir iştir. Dünya Sağlık örgütü, devleıler ve pek çok gönüllü kuruluş erken tanı ve yeterli tedavi konusunda canla başla çalışmakıaysalar da kesin sonuç henüz çok uzaklardatlır. Gelecek nesilleri cuzamdan korumak için ise ası çalışmaları geçenlerde yayımlanan bir yazıda belirtildiği gibi oldukça olumlu bir aşamaya gelmiştir. Brezilya'da Dr. Conviı, Hindistan'da Dr. Deo ve ekipleri belki de birkaç yıl sonra, bizlere geliştirdikleri aşıların uygulanmasından elde edecekleri olumlu sonuçları müjdeleyebileceklerdir. D Halley'in ölümü Halley, 76 yılda bir dünyamıza görünüp kayboluyor. Güneşe yaklaşırken kuyruğu uzuyor, sonra gene kısalıyor. Bu arada madde de kaybediyor Son gelişinde, 'kirli kartopu' denen ana kütlesinden 150 milyon ton yitirmiş. Avrupalıların fırlattığı Giotto uzay aracının yapımcılarına göre Halley, böyle kilo vere vere yakında tükenip bitmeyecek. Daha 250.000 yıl yaşayacağı haber veriliyor. Bu da 33 bin ziyaret demek oluyor. Yani Halley, daha 33.000 kez dünyamıza gelecek. Mavi günler Mavi haftalar. Mavi yolcuiuk için en güzel servis. R D U T U en güzel yatlar O R MO R Denizde tatil bambaska BODRUMTOUR 'tatilinizi değerlendirir" BODRUM TURIZM TICARE1 VE SANAYI A S Cumhutıyet Caddesı 22 Elmadağlstanbul Tel 1416518 1416519 1467894 Tele» 27853 botolt BODRUM N Tevlık Caddesı 218 Tel 9(6140 1786 30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle