Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
uyuklamaya başlarmış. "Muhabbetin içine etmek için" kadın, uyuklayanlara daha da içki verir, sızdırırmış. Sarhoşlar, arkadaşlarının kollarında, evlerine götürulüp yatırılırmış. lçkiye dayanamayan bıı tiplere "cilga" derlermiş. Böylece yataıı yatar, uyumadan oturabilenler, alemi surdürürmüş. Mehmet Usta bir sigara yaktı. O günlerin tadı damağında kalmış gibi yutkundu. "Bu hovardalık Konya'ya mahsustur efendim" dedi. öteki kentlerde yaşayan erkekler alınnıasın. "Konyalı doğuştan çapkındır." Ben de sigaramdan bir soluk alıp, " N e vardı buralarda doğacak?" dedim, içimden. Oturakçılık 4550 yaşlarına kadar sürermiş. "Bırakabilirse, 50 yaşında bırakır" diyor Usta, "Bırakamazsa, biz ona teneşir keli deriz". Usta 53 yaşında ama bııgün bir alem diı/.enlense, oturacak. Soruyorum: Usta, nedir bu Konya hovardalığı? Ikinci bir karı bulup, onu kendine bağlamak. O kaııya efe olmak... Evli adamın bu çapkınlığı hoş görülür mü? Görülür efendim, detikanlı evlendikten sonra bir sure oturak aleminden uzak durur. Zaman geçtikçe, yavaş yavaş hanımı bile tedirgin olur. "Bu benim kocam niye alemlere gitmiyor? Gitse deerkek sıfatına karışsa" der. Evli crkek, kendi evinde oturak alemi düzenler mi? Düzenler. Efe adamın evi haremlik selamlık olur. Böyle aleme alışık insanlar bağ evlerinde oturur. Mcranı Bağları'nda? Evct. Orası, jandurmaya bağlı olduğu ıçın, serbesttır. Havası, suyu güzeldir. Ova köylüsü yazın çalışır, kışın oturur. Ne yapsın? Altı ay kışın vakit geçirecek, eğlcnecek... Mezeleri kim hazırlar. Ev sahibinin hanımı. Çocuklar da orada mı? Tabii... Hepsi içeriye hi/met ederler. İçeride kadın oynatıldığını bilirler demck? Bilirler efendim. "Babamgiller oturııyor" derler. Orta malını da görürlcr. Ona mezeleıi verirleı. Baba da, "Oğlum hovarda olsun" dcr, "Şiındiden bilsin, pısırık kalmasın." Usta'ya selamlıktaki alemi i/leyen kız çocuklarının ne olacağını soramadım. Anneleri mezeleri hazırlar, tepsiye doldurur, selamlığın kapısına bırakırnıış. Orta malı da doncak gelir, tepsiyi kapıdan alırmış. Evin hanımı, "öylc asil bir kişiliğe sahip olurmuş k i " dönüp de bakmazmış bile. Baksa da, "Kocam nasıl biriyle cğleniyor?" gibilerden bakarmış. " H o varda adamın kaıısı da hovarda olur"muş. "Jandarma gelse, hovaıdanın elinden o karıyı alamaz"mış. Rakıyı ktıfeylc içernıişsiniz usta, onu anladık. Yanmda rıeler yerdinız? Konya'nın kış kavurmaları. Kavurma her yerde kavurma usta... Yumurta kııması... Pastırmaya kırılır. Ayrıca, pastırma... Zeytin, peynir. Bir kuzu, sabahtan tandırda pişirilmiştir. F.kşi tıırşıı katiyyen sofraya koııulmaz. "Sarhoş olmak için içiyoruz. Niye ayılalım?" derler. Mehmet Usta efelik yapmamış. Sesi güzel olduğu için, tum oturak alemlerine çağrılırmış. Kaşığı da güzel çalarmış. Aşka gelip, muhabbetin ortasında bir ga/cl atınça, kadın dayananıaz, kucağma oturuverirmiş. "Çalgıcıların çoğu csnaftır" dıyor, "Öyle parayla pulla gelirilme?. Zaten Konyalı çalgıcıların gizli kalması bundandır. Oturak alemi yapan adam, bara pavyona gitmez. Çok ayıptır. Bi/ gençliğimizdc gcnclevin yüzünü görmedik." Ne yapardınız? Dost tııtulur... Tutamayanlar, dostu olanlardan geçiniı. Maddi durıımu iyi olanlaı, ki bunların çoğunun turlası, kirada evi, dükkânı vardır. Olmayanları aleme davet eder, onlar da böylece bir mulıabbet görmüş olurdıı. Oturak aleminde en çok hangi sa/lar çalınır? Ut, kanun, bağlama, üç de ağaç kaşık. Orta malının elinde dört ağaç kaşık olur. Açılış, "Konya Peşrevi"yle yapılıı. Arkadan oyun havası. Mesela, "tnce çayır biçilir mi, soğuk su da içilir mi?.." Bekâr erkek kentten kadın gctirirsc, nerede oturtur? Şehir bekârı, anne babasının yanında oturduğu için, karı getiremez. Ancak köy bekârı getirir karıyı. Köyün odaları vardır. Bir de babalar, oğulları cvlcnince otursunlar diye, köyün çeşitli yerlerine ev yaptırır. Oturak alemlerinde sazlar susunca, açık saçık fıkralar anlatılırmış. Bu fıkralar muhabbetin arasındaki boşluğudoldururmuş. "Hem de dedikodu olmasın diyc anlatılırdı" diyor Mehmet Usta, "Onun bunun karısından, kızından konuşulmasın diye..." Fıkralardan biri şöyle: Karıkoca horoz almaya gitmişler. Horozlar vitrinde. Hanım, "Bu horoz kaç para?" diye sormuş. Adam, "Yirmi beş lira" deyin ten, çoğunluk, alemi onlar tertip ettirirler... Kadınsız muhabbetin tadı olmaz. Kadınsız muhabbet olursa, içimizde kadını olan biri durumıı görür, hemen tesbihini çıkarır. Bir çocuğa verir. "Git oğlum, şunu götür, benim hanıma vcr. Kanyı yanına taksın, al getir" der... Toplantılarda haşhaş içilir mi? tmkânsız!.. O tip insan hiçbir yerde kişiliğini bulamaz. Oturak alemi yapan adam, Konya'nın en azade, en asılzade, en güzide insanıdır. Dışarıya, eğlenceye gidemez. Giderse, söz olur. Alemlerin gizli kalmasmın sebebi de bu... lbadet de, kabahat da gizli... Evet öyle... Efe adam, ortaya çıkmaz. Bir sabah, 35 arkadaş oturaktan kalkmış, evlerine dönüyorlar... O sırada ezan okunuyormuş. Artık o kafayla, kimi abdestli, kimi ab • i 1 Dayak mı? Eh, biraz... Mehmet Usta, oturak alemlerinin kökenini bilmiyor. "Aslı semahtır efendim" diyor, "Topluca oturup, eğlenmek." Diline, "delikanlılık, çapkınlık" sö/cükleııni dolamış. "Delikanlıya, evlenmeden önce, bir eğlencc düzenlenir. Bunun adına biz semah deriz. Bununla, delikanlının babası tum Konya vilayetine oğlıınun evlendiğini ilan etmiş olur. Delikanlı hovarda mesıcp oldıığundan, yanına düşürmüş olduğu kadın ailesidir, haberiniz ola demek için." Anlaşılan, bu duyuru yapılma/.sa, delikanlılar kızı rahat buakmazmıs. Bırakmaz, Konyaiı bu. Çapkııı... Usta, düğün hazırlıklarını şöyle sıralıyor: Askerden gelmiş genç için evlenene kadar yapılan törenlere semah deriz. Kı/ evine gidilmiş, kız istenmiştir. Srtz kesilir. Kadınlaı her türlü hazırhğı yapar. Oııdan sonra, sıra çetneviregelir. Çetnevire, mahallede, çarşıda ne kadar tanıdık varsa çağıılır. 35 ayrı odada sofralar kurulur. Her odada ayrı bir saz takımı vardır. Çctnevirde içki içilmez. Kızevinden, bir kadının başı üstünde taşıdığı tcpsi içinde, artık badcm şekerinden tut da bademine, pestiline kadar her >ey gelir. Buğdaydan bulgur pişirilir, tepsilerle ortaya konur. Bulgur avuçla yenir. tçinde yıizük vardır. Yıı7iiğü kim bıılursa, delikanlının parmağına o takar... Aradan 1015 gıiıı geçer. Yine bir cumartesi günü, semah başlar. Damada 2030 kişi davetli gelir. Semahta içilir. Karı getirilmişse, onlar aşağıda bir odada bekletilnıektedir. Duğün sahibi, hatırlı biriyse, 35 karıyı biıden getirir. lçkiye dayanamayan eılgalaı gittikicn sonra karılar ortaya çıkar. Daha iyi oynanıak için birbirleriyle yarışırlar. Semahta, davetli çok olduğundan, karılaı soyunma/. Açık saçık fıkralar anlatılır. Karılar da anlatır. l)amat içki almaz. Sabah, berber gelir. Tıras oluı. Yatsı namazına, camiye gider. Caminin cemaatı onu gerdeğe katar. Hııysıı? olmasın dive, zifaf odasına girerken, arkadaşlaıından biıi sırtına yunıruk atar... HPPP Askerden gehniş genç için, evlenene kadar yapılan törenlere setnah deriz. Kız evine gidihniş, kız istenmiştir. Aradan 1015 gün geçer. Bir cumartesi günü semah başlar. Damada 2030 kişi davetlidir. Semahta içilir. ce, "Aaa, niye o kadar pahalı?" demiş. Adam da, "Bu horo/, sabahtan akşama kadar 1015 tavuğa biner de undan" diye cevap vermiş. Kadın, "Aman, bir daha söyle, kocam duysun" deyince tavukçu, "Duydu, duydu hanımefendi" demi>, "Acaba, beyefendi bir tavuğa mı biner, yoksa mahalleliye mi? Oylesini bul, bir de ben bineyim!" Birer sigara daha yaktık. Bi/im muhabbet de koyula^tı. Bııram, buıaın cinsellik kokmaya basladı ortalık. Kadınsız muhabbetlerüc hızmet eden erkekler eşcinsel yapılı nııdır? Hayır. Kaıiyyen öyle bir $ey yok. Öylc bir insan Konya'da toplum içine giremez. Tersine onlar, en çok sevdiğimi/ ve saydığımız ki>ilerdir. Ellerinden, çalıp soylemek gelmez ama esnaftan, hatırı sayılır kimselerdir. Za Mehmet Usta anlattıkça, " a h " diyorum içimden, "Şinıdi burada, Konya'nın hovardası değil de o alemlerin orta malı bir kadın olsaydı. Nclcr anlatırdı kımbilır?" Oturaklarda soylenen türkıılere bakıyorum, hepsi de, "vay anam"lı, "aman, aman of'lu. Çoğıı, belden aşağı. "Eminem, Enıinem, çakır Eminem, göbeğinin altı çukur Eminem..." gibi. Küfeyle içmek bir yana, insan o tekduze kaşık şakııtısında bayılır da, bir daha yerinden kalkamaz. Arada ortamalı da söyluyor: Tenhalarda, menhalarda buluşalım. Vay, vaay.... Ah, gece gelme, gündüz gel. Perişanım vay, vaaay... Saffet Efendi, beni buralardan al, git efendiiii... Ustanın anlattıklarından, bağdaş kurmuş, tesbih çeken, bıyık buran, kaşık çalıp cıscıbıl kadın oynatan, işi tıkırında, tuzu kuru, erkekMğine, sapına kadar erkek bir Konyalı tipi çıkıyor ortaya. Bunlaıdan korkulur. Bunların, "ıçtiği konyak,mezeleri kaymak. Sen kimın yarisin yavrum? Her yanın oynak!" Usta, gizli kalmış yeteneklerden. Attı elini şakağına, yumdu gözlerini, söylcnıeye başladı: Fırın üstünde minder, bulbül kafeste inİer. Benim aklımda sensin, seniıı kalbinde kimler? Aman, senin kalbinde kimler? destsiz caıniye giıivermişler. Sabah olduğunHoptaraleyli, leyli, leyliii, tombul badan, hocanın sesi temiz. Birinin hoşuna git kıyooor... mıs, "Yaşa hocaaam!" diye narayı basnııs... Y:\ atına da binmiş, name yapıyooor. Oturakta oynayan kadının, efesi dışınFırın üstünde kürek, haydi ne yanarsın be daki eıkeklerle kaçamaklan olur nıu? Olur. Efesi, davetli olduğu bir eve, ka yurek? Ele düğün bayram, aman, bize ne yapmak rıyı getiriı. Bir aıa, karı tuvalete çıkmak ister. Tuvaletler dışarıdadır. Hava da soğuk ol gerek? Haydi, bize ne demck gerek? duğuııdan, evin sahibi sırtına bir palto verir. Hoptaraleyli, leyli, leylii... Ah, taraleyli, Köpckten falan korkmasın diye, ba>ında bekler. Ev sahibinin karıda bir ar/usu varsa, efe leyli... Üzüm de asması, nerelerden gclıyor kıınin si pirelenir. "Niye geç kaldın?" diye azarlar. yosmasm? Oturaktakiler tarafından yatıstırılır. Söyleşimizin sonunda ben de çileden çıktım. O aradu biı ^ey olmu^sa?.. Ev sahibiyle karının dostu arasında, olay Parmaklarım şıkır şıkır oynuyor. Şimdi aklımgizli kaldığı için, pek kavga çıkmaz. Cenıaat da ne kira var, ne yarına kadar yahıılnıaji geivinde olursa. i> vuıuşmaya kadar gider. Ama reken oğlanın yemek parası. Uç tahta kaşık : alıp çalmalı. Şıkır da şıkır... ertesi gün, karı dostunun elinden çok çeker. 19