24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tekzip yerine "5. 3 0) Cumhuriyel, Türk basınmda ciddi gazeteciliğiyle iddialıdır. Halta yaplığı reklamlarda "Gazete" okuyun der. Çiinkti "boyalı basın"a dahil olmayan tek ciddi gazete odur! öncetikle şunu söylemek gerek, boyalı basın siyah beyaz da olabiliyormuş. Bunu, yeni çıkan Dergi'deki Kadın Çevresi'yle ilgili yavyı okuyunca anladık! Boyalı basın konuyla ilgisiz fotoğraflarıyla ünlüdür. Dergi'nin dokuzuncu sayfastndaki Kadın Çevresi'nden Haberkr yazısmda kullanılan fotoğrafların (sırt ve bacak) feminizmle ne ilgisi var biz anlayamadık. Bu fotoğraflarla oluşturulan kompozisyon yazının ne niyetle yazıldıgı hakkında ipucu veriyor. Feministler dünyanm hiçbir yerinde ve Türkiye'de yayın olanağı buldukları zaman. eleştirme amacı dtşında böyle kadın fotoğrafları kullanmamışlardır. "Dergi" bu fotoğrafları, "Gazete"de. pazar günleri moda yazıları yazan Necla Seyhun 'dan almış gibi geldi bize. Yazar, Kadın Çevresi'nden Haberler'e kaynak olarak "ıoplanlılar"a katılan "arkadaş"larım gösteriyor. Bugüne kadar ciddi ve doğru habercilik yapmak konusunda çok iddialı olan Cumhuriyet'ten ancak, haberi kaynağından doğrulatması beklenirdi. Oysa yazıda verilen yanlış bilgilerden böyle bir "ortak tanıdığımız" olmadığı belli oluyor. Ûncehkle Kadın Çevresi'nin yazıda ifade edildıği anlamda yöneticileri yok (*). Ayrıca da, Dergi'den, toplantı, Marksizm, l.eninizm gibi sözleri kullamrken daha özenli olması beklenirdi. Gelelim ayrılıklar konusuna. öncelikle belirtelim ki yazıda tasnif edilen "ayrılıklar" yakıştırmadır. Üstelik de bu yakıştırmalar, değil feminizm, genel olarak politikayı bile pek bilmeyen birisi tarafından yapılmış. Anlaşılan, Sayın kaynak "toplantıları" pek iyi izleyememis! Kaldı ki. biz feminisller ayrılıklardan ürkmediğımiz gibi bunu, fikir zenginliğinin bir belirtisi olarak görürüz. Demokrasi konusundaki hassaslığım belirtmekten hiç çekinmeyen Cumhuriyet gazetesinden de benzer bir tavır içinde olması beklenirdi. Ayrıca baska muhalif gruplara saygılı olmak, sanıyoruz demokrasinin bir gereğidir. Son olarak şunu merak ediyoruz. "Ve tnsanlar" sütunu Füsun özbilgen'in ülkemizde var olan toplumsal hareketlilikler üzerine yorumlarını ya da kulağına çarpan dedikoduları aktardığı bir köşe mi? Şunu unutmamak gerekir ki dedikodu dedikodudur; ama sinema yıldızları, şarkıcılar üzerine, ama politika uzerine. Cumhuriyet okurları olarak, Dergi'ye okurlarını kaybetmemek için doğru habercıliğe yönelmesini öneriyoruz. Bu haberi yazanın bir kadın olması bizi oldukça üzdii. Kadın Çevresi'nin adresi bellidir. Füsun özbilgen 'i kadın kadına sohbet eımek Uzere bir çay içmeye davet ediyoruz. Adresimiz: Klodfarer Cad. Servet Han 41/36 KADIN ÇEVRESİ KADINLARJ (*) Üstelik Kadın Çevresi'nin bugünkü Yönetim Kurulu 'nda yazıda adı geçen isimler yok. Çözüm * bizlerde Sayın Tekeli, 19 Ocak 1986 tarihli "Cumhuriyet "in ekinde, "Aşağılanmaya Hayır Deyin" başlıklı yazınızı bilyük bir ilgi ile okudum. Ve gördüm ki, gelişen zaman içersinde biz kadmlar da büyüduk, kendimize saygı duymayı Oğrendik. Düsüncelerimizi. hem de çok güzel noktalardan hareketle, ortaya koymaya başladık. Bunda geç bile kaldığımızı söylemek mümkün. Ama inamyorum ki. toplumların her birinde, her zaman bir seyler için bir "başlangıç" lazım. Toplumumuzda kişilerin kendi keyiflerine, çıkarlarına göre ucundan tutup çekiştirdiği "ahlak" anlayısı, öylesine bir sakız haline gelmişliği yaşıyor ki günümüzde. Bu kargaşada en akıllıca davrananlar, sözünti etliğimiz fotoğrafları sadece erkeklere özgü kulübün, üyelehne dev hizmeti imiş gibi sunan gazetecilerimiz ve onların gazetecilik anlayışları. Perinine düfünürsek, ortaya çıkan: Bu "bey"lerin gerçekte ne denli akıllı olduklarıdır. Toplumun can çekistiği noklasından yakalayıp, cep doldurmaya bakmaları, yaraya merhem olmayı bırakın. kangrenleşmesine neden olup bunu zevkle izleyisleri, ne kadar akıllı ve "if bitihci" olduklarını gözler önüne sermiyor mu? Gelişimini henüz tamamlamamış toplum olarak biz, Batılınm binbir savaştan geçirerek ortaya çıkarttığı bütün olgulan (benimsemek yerine), taklit etmekte o denli başarılıyız ki, toplatılan ve toplatılmayan dergilerin sadece kâğıllarındakı "kalite"ye bakmak bunun en küçük örneği olsa gerek. Bütün bunlar demek değildir kı açık saçıklığa karşıyım ve bu tür yayınlar toplatılmalıdır hayır. Bu; su aşamada hiçbir sekitde çözüm getirmeyecek, aksine başlangıcı yanlış da olsa, ilerlenmeye çalışılan yolda, gerilemeye götürecektir toplumumuzu. Bir olgunun tartışılıp, en doğru ve en güzele kavuşması mücadelesi başlamadan bitecekür. Oysa o mücadeleye bir anlamda uyanmayabelki de kadın erkek ihtiyaamız var. Çözüm, "artislik pozlar", "los ışıklar", ve onları "süsleyen" yazılara sığtnıp, okuyucuyu istediği sekilde yönlendiren, onları "sanat yapıyorlarmış" yalamnm ardında uyuşturan gazetecilerimizin tek tek yargılanması da değil. ÇUnkü toplum, özellikle erkeklerimiz bu yargılamayı kendi kendine yapacak kadar bile büyümediler. * Çözüm bizlerde o zaman. Çözüm bir hayalde değil, bir gerçekte toplanıp, ona inanmakta. "Kendine inanan insanın basarmaması için bir neden yoktur" derler. Bu söze inamrım. Dünyaya, erkeklerln koyduğu değerleri oldukları gibi kabul etmek için gelmedik. Sadece bir tek "şey" için değil, en az erkekler kadar, bütün seyler için burdayız. Duyuyoruz, düşünüyoruz, savunuyoruz, hepsinden önce "insamz". Çıplak bir kadın fotoğrafı ile karşılastığımda hep "birbirimizin aynıyız, sana anlamlıbakan gözler bana da mı öyle bakıyor" diye sormuşumdur. Yazmızla, sorumun cevabını gerçek biçimiyle verdiniz. Seslenifinize tüm kalbimle katılıyor, ççilışmalarmızda basarılar diliyorum. tçlen saygılanmla. A YTUNA TUNALI /htanbulBakırköy Yeni çıkaracağımz "Dergi" ile ilgili olarak yazdığınız tanıtım yazısmda, ilgimi çeken bir nokta uzerine bu yazıyt yazıyorum. Sayın Okay Gönensin bu konu ile ilgili yazdığı bir köseyazısmda "... gene sizlerin, okuyucuların öneri ve elestirileriyle... " diyor önerim su: önce üniversite gençliğine açık olmak üzere, herkesin kendi bransıyla ilgili konularda, öneri. çözüm, seçenekler içeren bir kompozisyon yazabilecegi bir köse açabilir misiniz? Kendi bransında, eğitimde neyin eksik olduğunu, neyin olması gerektiğinı arastırıcı olacaktır. Gençlik olarak yazacağımız çok şey var. Lütfen bu köseyı olufturun. Ve öğrencileri en iyiye motive elmek için "bu haftanın en iyi kompozisyonu" gibi bir şey yaparsanız, sanırım daha iyi olur. Bunun, gençliği araştırmaya iteceğinden eminim. Siz, bir oluşturun bu köşeyı, bakın neler var neler. Ayrıca "Dergi"mizde veya gazetemizde gençleri bilim ve sanat olayına biraz daha yönellirseniz memnun oluruz. YALÇIN GÜDEN / htanbul Garanti Bankası'nda herkes göleryuzludür ama kimse dis macunu reklamı gibi görunmez. Bir işiniz için bankaya gittiginizde karşınızda, güleryüzlü, nazik, ilgili kadrolar bulmak istersiniz. Sizinle ilgilenilmesini, işinizin zamanında halledilmesini istersiniz. Haklısınız. Banka bir hizmet kurumudur: burada güleryüz ve ilgi, bir süs değil, işin özüyle ilgili bir tavırdır. Garanti Bankası bu yüzden ilk akla gelen, aranan bankadır. Deneyimli ve nazik personeliyle Garanti Bankası, birçokları için, yorucu bir işgününde uğranılan bir vaha gibidir. Evet, iyi bir bankada güleryüzlü hizmet şarttır, ama bu gülümsemenin ardında gerçek bir hizmetin de bulunması gerekir: etkin bir organizasyon, yaygın bir şube ağı, süratli iş>m, saglam bir gelenek. //%*&&Jb\ Garanti Bankası, müşterilerine bunları verebildiği için memnundur, ' { I M S S ^ * II gülümsemektedir. Şubelerinin hepsinde aynı etkin hizmeti sünabildiği \v&*5riji Jl için rahattır, güleryüzlüdür. Süratli işlem ve güleryüzlü hizmet için Garanti Bankası'na gelin. Çok uzağa gitmeniz gerekmiyor, hemen yakınınızdayız! v
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle