Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rnaları ve dev filolarla yapılan aşırı avlanma sonunda nesilleri tükenmeye başlayan orkinoslann değeri hızla artmaya başladı. DUnya balıkçılığında söz sahibi ülkelerden olan Japonlann geleneksel yemeği "sashimi" üzerine soya sosu dökUlmüş ve çig yenilen orkinostan ba$ka bir şey değildi. Diğer Ulke balıkçıları gibi modern donanımh Japon filoları da son yıllarda artık eskisi gibi orkinos sürülerinin izini bulamaz oldular. Japon balıkçı filolarının bereketli avlar yaptığı yıllarda halkın geleneksel yemeği olan "sashimi" son zamanlardaki orkinos sıkıntısı nedeniyle lüks oluyordu. Güçlü balıkçı filolarını okyanuslarda peşinde koşturan orkinosların gizli cennetinin Marmara olduğunu geç de olsa keşfeden Japonlar, gözlerini buraya diktiler. Japonya'dan getirilen orkinos ağları ve balık bulucu cihazlarla donatılan Türk balıkçıları bereketli avlar yapmaya başladılar. Aşk yuvalarında kendilerine yıllarca dokunmayan insanoğlunun saldınsı karşısında ihanete uğradıklarına inanarak burayı terk eden orkinoslar, bölgeden yıllar önce olduğu gibi, yıne ta/.la u/aklaşmadılar. Ülkenin tamamen larıma dayalı olduğu yıllarda ilkel olan balıkçılığın yanı sıra henüz kirlenmemiş olan dcnizler balıkların hızlı üremesini kolaylaştırıyordu. Bir iç deniz niteliği taşıyan Marmara, kirliliğin bugünkü düzeye ulaşmadığı yıllarda birçok balık türünün üreme ve konaklama yeriydi. Karadeniz'de üreyen torik, palamut, lüfer ve diğer balık türlerinin Marmaradaki yatak yerleri Izmit Körfezi'ydi. lzmit bir sanayi şehri haline gelmeden önce körfez bir balık cenneti olarak bilinirdi. Marmara'daki orkinoslar balık sürülerinin peşinden girdikleri körfezden, aylarca çıkamazlardı. lzmit Körfezi'nde küçük bir köy olan Ulaşlı'da "Kambur Salih" adıyla anılan balıkçı, Türkiye'de ilk orkinosu tutan kişi olarak biliniyor. "Kambur Salih"in kendi ıcadı "dikili yem" sistemı ıle 60 yıl önce başlattığı orkinos avı, bolgenin bir sanayi şehri haline gelmesine kadar sürdü. Hula gelişen ve Türkiye'nın en buyük sanayi şehirlerinden biri olan lzmit'te kurulan yüzlerce fabrikanın, rafinerinin artıkları körfezi yaşanmaz hale getırince diğer balıklarla birlikte orkinoslar da burayı terk etti. Orkinosların bundan sonraki avcıhğı "dikili ve canlı yem" sistemleri ve parekete ile lstanbullıı balıkçılar tarafından sürdurüldu. Boğaz ve Adalar çevresinde olta balıkçıları tarafından avlanan ve sayıları günde uçu beşi aşmayan orkinoslar, iç piyasada guçlükle tüketiliyordu. 40 yıldan bu yana tstanbul Boğazı ilc Sarayburnu önlerinde orkinos avlayan Kumkapıh Irfan Reis, "Bundan 56 yıl öncesine kadar orkinos para etmezdı. Biz orkinosu 'şan' olsun, 'nam' olsun dıye tutardık. Tuttuğumuz balıkların birçoğu balıkhanedeki salın uzerinde günlercc bekler, satılmayınca dcnize atılırdı" diyerek geçmiş gunleri özetliyor. Turkiye'de başlatılan ihracat seferberliği ve bu konuda gösterilen kolaylıklar kısa surede balıkçılığa da yansıdı. Çeşitli ülkelere gönderilen balıklar arasında yer alan orkinosların çoğunlukla "yazılı orkinos" olduklan Japonlar tarafından farkedildi. Avrupa'daki Japon lokantalarının beyaz eti çok değerli yazılı orkinosa "sashimi" için gereksinmeleri vardı. Avrupa'da bahkçılıkla uğraşan Japon firmalarının gönderdikleri uzmanlar İstanbul'da yaptıkları incelemeden sonra orkinoslar için tehlike çanları çalmaya başladı. Boğaz'da ve Adalar çevresinde avlanan orkinosların çok az bir bölümü "kamçıkuyruk", diğerleri "yazılı orkinos"tu. Türk balıkçılarının yaptıkları ihracat bu nedenle kısa sürede Avrupa'yı aşıyor ve Japonya'ya yöneliyordu. Türklere öğretiyordu. Japonların geleneksel yemeği sashimi yapımı için taze orkinosa gerek vardı. Buzhanelerde dondurulmuş orkinos Japonların işine yaramıyordu. Orkinosları tutulduktan hemen sonra Tokyo'ya taze olarak ulaştırmak gerekiyordu ve Türkler bu işi kısa sürede öğrendiler. Gırgır takımları bir yıl önce hallaç pamuğu gibi attıklan aşk yuvasında günlerce arayıp bulamadıkları orkinoslar için rotalarını çeşitli yönlere çevirdiler. Kısa bir süre sonra beklenen haber Boğaz'ın Karadeniz çıkışı ile Şile bölgesinden geldi. Orkinoslar peşlerine takıldıkları istavrit sıırülerini kovalıyorlardı. Karadeniz'in Şile ve Boğaz ağzında başlatılan orkinos avı içinde bulunduğumuz günlerde Marmara'da Hayırsıza .t. tstanbul Atatürk Havaalanı'ndan uçaklara yüklenen orkinoslar, 4 saat süren bir uçuştan sonra getirildikleri Londra'dan diğer bir uçağa aktarma ediliyorlar. Orkinosların bundan sonraki yolculuğu 16 saat sUrüyor ve Alaska üzerinden Japonya'ya ulaşıyor. Saat farkları da gözönüne alınırsa, Türkiye'den sabah yola çıkan orkinoslar, Tokyo'da akşam "sashimi" olarak Japon sofralarını süslüyor. Kısa süre öncesine kadar Türk balıkçılarının ilgisini çekmeyen, ancak ihracat seferberliğinden sonra bir numaraya yükselen denizlerimizdeki orkinos türleri böylece yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyorlar. Uçsuz bucaksız okyanuslarda bilc aşırı avlanma nedeniyle nesli hızla tükenen orkinosların ülkemizde korunmasını düşünmek hiç kimsenin aklının ucundan geçmiyor. Yıllar önce Marmara bir uskumru deposuydu, geçen yıllarda ithal edildi. Bugün Marmara'da tek bir uskumru yakalamak büyük şans. Yolunuz Kumkapı'daki Su Orünleri Hali'ne düşer de, "Lüfer var m ı ? " diye soracak olursanız alacağı' nız yanıt, "Lüfer için adam vuruyorlar" olacak ve ardından bir kahkaha duyacaksınız. Tanesi 1800 liradan satılan minik palamutları görüp torığin \ kaç para olduğunu hiç duşUnmeyin; çunkü olmayan bir şeyin değerini ölçnıek zordur. Doğu Karadeniz hamsi .ambarıydı, sahil şerıdine 10'dan fazla fabrika kuruldu. Yüzlerce gırgırın her biri gecede 5080 ton arası hamsi avlardı. Fabrikalar bu hamsileri tavuklara yem, sanayiye yağ olarak işledi. Şimdi Doğu Karadeniz'den gelen haberler şu: "Havalar sıcak gittiği için hamsi avı yeterli miktarda yapılamıyor. Fabrikalar üretimlerini yarıya düşürürken, zor durumda kaldılar" Iğneada'dan Hopa'ya kadar olan binlerce kilometrelik sahil şeridinde, tstanbul Boğazı'nda hatta Marmara Denizi'nde kalkan avcılığı yapılırdı. Sahillerimizdcki kalkanlar kısa sürede tüketildi ve balıkçılarımız Bulgaristan, Romanya ve Sovyetler'e kadar uzandılar... Kalkancılar kısa süre içinde Bıılgarlardan aşırı sert tepki görürkcn zamanla Sovyetler'e gidemez oldular. Bu sezon lüfer, kofana, torik ve palamut dcnizlerimizde görülmedi. Kumkapı'da Uslenen yüzlerce gırgırın bir kısmı geceleri istavrit avlarken, diğerleri gündü? orkinosların pcşine düşüyordu. Marmara'da son yılların en büyük istavrit katliamı yapılırken, bundan orkinoslar da payını alıyor. Uskumrunun, hamsinin, palamut, torik, kofana, orkinos, istavrit, kıİıç gibi balıklarla karidesin, ıstakozun, kısacası tüm deniz ürunlerinin nesilleri büyük bir hızla ve "devlet dcsteği" ile tüketiliyor. Çeşitli balık türleri büyük bir hızla ve amansızca yok edilirken, denizlerimiz kendisini kanatları altına alıp koruyacak bir "baba torik" bekleyişindedir. Rasgcle değil, "geçmiş olsun!" fYakalanan orkinoslar yedek teknelerle ^ Istanbul Kumkapı'daki balık haline gönderillr. Açık arttırma usulüyle yapılan satışlardan sonra, balıklar kesilip temiılenir. Kafaları ve kuyrukları testeı eyle kesilen orkinosların kanını iykt akıtabilmek için balıklar a masaj yaptlır. n Orkinoslar tekneye çekillyor. Her biri 150200 kilo ağırlığındaki orkinoslardan 277 tanesi ömer Reisin, "Yakup Kurşun" adlı gırgınna yüklendlğinde, tekne 40 tonluk balık yuküyle Tekirdağ limamna donecek. Bu av tam bir ay surecek... Sahah orkinos, akşam "sashimi" Japon balıkçıhk uzmanı Hamaya tstanbul'a gelir gelmez Türklerle kaynaşıp kısa sürede herkesin arkadaşı oldu. Sabahın erken saatlerinde balık haline gelen Hamaya, güler yüzüyle hemen dikkatleri üzerine çekiyor, ilk günlerde öğrendiği tek Türkçe kelime "merhaba" ile herkesi saygıyla selamlıyordu. Aradan günler geçiyor, Hamaya Türkçeyi öğreniyor, lslamiyeti kabul ediyor ve bir Türk kızına âşık olup evleniyordu. Bu süre içinde balıkçıhk konusunda bildiği hemen her şeyi bir "enişte" olarak da önlerinde devam ediyordu. Yakalanan orkinoslar yedek motorlarla en kısa süre içinde Kumkapı'daki balık haline gönderiliyor. Hale gelen balıkların açık arttırma usulü yapılan satışları ihracatçı firmaların rekabeti nedeniyle heyecan fırtınası içinde geçiyor. Seyircisi bol olan açık arttırmalarda fiyatlar astronomik rakamlara ulaşıyor. Birkaç yıl öncesine kadar satılmadığı için denize atılan orkinoslar, kilosu 10 bin liranııı üzerinde müşteri buluyor. 200500 kilo arasında olan orkinoslar 25 milyon lira arasında alıcı bulduktan sonra Japon uzman Hamaya veya artık işi öğrenen diğer Türk bahkçılar tarafından özenle temizleniyor. Kafası ve kuyruğu testereyle kesilen orkinoslara, iç organları temizlendikten sonra kanının akıtılması için masaj yapılıyor. Yakın zamana kadar ülkemizde domuza benzeyen kırmızı lop eti nedeniyle guçlükle alıcı bulan, aslında beyaz eti çok değerli olan yazılı orkinoslar un haline getırilmiş buzun içine gömülüp bir gün bekletiliyor. Buzuh içinde bir gün bekletilen, kanından arıtılmış ve soğutulmuş orkinoslar, on binlerce kilometrelik bir uçuşa hazırlanıyorlar. Bütün gece süren bir çalışmadan sonra tabut şeklindeki sandıklara konan orkinosların etrafı buz ve eksi 78 derecelik suni buzla dolduruluyor. Sandıklanan orkinoslar Japonya yolculuğuna haıır: 20 saat sürecek, Londra ve Alaska üzerinden aktarmalı bu gezinin son durağı Tokyo'daki sofralar.