Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
eskisehir c 32 21 Mayıs 2011 Cumartesi Prof. Dr. Mustafa Çakır (Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu Öğretim Üyesi) Yaşayanların gözüyle Eskişehir E skişehir, öyle bir şehir ki insan başını kaldırıp etrafa bakınca, “eski” adıyla tezat oluşturan pek çok yeniyi görüyor; içine yaşama sevinci doluyor. Burada yerleşik olmayanlar, gelip gördüklerini gittikleri çevrelerde sanki büyülenmiş gibi anlatıyorlar. Peki ya içinde yaşayanlar? Çocukluğunun bir dönemini ve üniversite yıllarını bu kentte geçirip, dünyayı dolaştıktan sonra yine buraya yerleşen birinin gözünden işte içinde yaşayanların Eskişehir’i: kezindeki Çiçek Izgara’yı unutup onlara haksızlık yapmayalım. Yalaman Adası Porsuk Çayı’nın, Atatürk Caddesi Köprüsü ile Köprübaşı Köprüsü arasında kalan şenlik ve eğlence alanına geçmişte “Adalar” veya “Yalaman Adası” denirdi. Bugün Porsuk Bulvarı denen ve yüksek katlı apartmanlar ile genellikle üniversite öğrencilerinin gittiği kafeteryaların bulunduğu bu nehir kenarında eskiden yazlık sinemalar ile iki ayrı lunapark vardı. Lunaparklar, Yalaman ailesince işletiliyor; semt de Yalaman veya Yalaman Adası olarak anılıyordu. Sıcak yaz geceleri ailece gidilen Yalaman sinemalarının önü panayır yeri gibi kalabalık olur, yer bulunamazdı. Sinema kapısındaki kebap mısır, pamuk helvası, limonata, dondurma satıcılarının renk cümbüşü arasında girilirdi içeriye. Yalaman çay bahçelerinde çayın dışında sunulan en güzel içeceklerden biri “Ankara Gazozu” en popüler eğlencelik ise leblebi ve çekirdek idi. ‘Flamingo Yolu’ TRT’nin tek kanallı, siyahbeyaz yayın yıllarında, ünlü diziden esinlenerek şehrin en yeni binalarının bulunduğu “Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi”ne “Flamingo Yolu” ismi takılmıştı. Eskişehir’deki genç, bakımlı hanımlar ile yakışıklı beylerin TRT dizilerinde gösterilenler Batılılar gibi akşamları şehrin caddelerinde hava almaya çık Erenler Lokantası’ndan Tatlıdil’e Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde Vilayet Meydanı’na yakın bir yerde, bugün artık fotoğraf stüdyosuna dönüştürülmüş olan “Erenler Lokantası” öğrenciler için dar zamanda sığınılan bir limandı. “Kalabak Suyu”nu ilk defa burada içtim. Sonra bir de 1932’den beri bir geleneği yaşatan ve Eskişehirli esnafın olduğu kadar, öğrencilerin de uğrak yeri olan Tatlıdil Köftecisi’ni öğrendim. Dedemler köyden şehre alışverişe geldiklerinde mutlaka buraya uğrar, köfte yerlerdi. Küçükken çarşıya çıktığımızda babam bizi buraya götürürdü. Babamla çarşıya çıktığımız zamanlar babam “Gelin size köfte yedireyim” der, Tatlıdil’e götürür. Zamanla Eskişehir büyüdü. Biz de büyüdük. Şimdileri yemek için birçok seçenek var ama Tatlıdil Köftecisi ben ve benim gibi Tatlıdil lezzetini bilenler için her zaman ilk tercihlerimizden. Gelen misafirleri de heyecanla götürdüğümüz bir yer burası. İşin sırrı kuşaktan kuşağa aktarılan tatlı dil ile güler yüzde… Eskişehirlinin sinema ve havacılık tutkusu Eskişehir’de sinema denilince akıllara, artık anılarda kalan Kılıçoğlu ile Arı Sineması gelir. Bu iki salona ek olarak Akademi Sineması da özel hazırlıkların yapılıp, arkadaşlarla sözleşilip gidilen sinema salonuydu. Buralar, birçok başarılı yönetmen ve yapımcının kanına sinema tutkusunun aşılandığı, yerli yabancı ayırımı yapılmaksızın en güncel filmlerin gösterildiği salonlardı. Bugün ise modern alışveriş merkezleri ve bu merkezlerde birden fazla film gösteriminin aynı anda yapılabildiği, her türlü altyapısı hazır Cinebonus, AFM, Yapay gibi şirketlerce işletilen modern sinema salonları faaliyet gösteriyor. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali yılları geride bıraktı. Başrollerini Yetkin Dikinciler, Fadik Sevin Atasoy, Şevket Çoruh ve Hasibe Eren’in paylaştığı, yönetmenliğini Bahadır Karataş’ın üstlendiği “Usta” filmi Türkiye’de de büyük ilgi gördü. Usta filmi, hem üniversite hem de Eskişehirliler için çok özel bir anlama sahip. Çünkü filmin yapımcı ve yönetmeni Anadolu Üniversitesi mezunu; öykü Eskişehir’de geçiyor. Filmde de Eskişehirlinin havacılığa olan tutkusu anlatılıyor. Tıpkı 48 yıl önce Eskişehirlilere havacılık tutkusunu aşılayan “Şafak Bekçileri” filmi gibi. Halit Refiğ’in yönetmenliğini yaptığı, bir pilot üsteğmen ile bir ağa kızının aşkı üzerine kurgulanan film 1963 yılında Eskişehir’de ve 1 Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı’nda çekilmişti. İstasyon köftecileri Öğrencilik dönemlerinde çalışmaya ara verip, gecenin ilerleyen saatlerinde 24 saat açık olan köftecilerde lezzetli köfteler yerdik. İstasyon köftecileri zaman içinde Eskişehir’deki mutfak kültürünün bir parçasına dönüştü. Burada yaşayıp, Eskişehirspor sevdalısı Ali’nin köftelerini yemeyen neredeyse yoktur. Ali’nin seyyar tezgâhının başında büyük bir sevgi ve şevkle bağlandığı işini büyütüp gök kubbeyi aydınlatan yıldızların altından floresan lambaların aydınlattığı beton tavanlı dükkâna terfi ettiği yılları hatırlarım. İstasyon köftecilerinin yanı sıra, Bayatpazarı’nın (Bitpazarı) popüler simalarından, Kebapçı Hüsmen’i, Köfteci Ahmet’i, Büyükşehir Belediyesi’nin hemen arkasındaki Dökümcüler Çarşısı’nda faaliyet gösteren Köfteci Abdüsselam’ı, şehir mer maları, günün şartlarına göre modern sayılabilecek pastanelerde buluşup görüşmeleri son derece olağandı. Caddeye adını veren Kızılcıklı Mahmut Pehlivan, Sultan Abdülhamid devrinin son başpehlivanlarındandı. Anısını yaşatmak üzere, Eskişehir’in en önemli caddelerinden birine adı verilmiştir. Bugün Eskişehirspor’un en ateşli taraftar grubu da gücün simgesi olarak hatırlanan bu pehlivanla özdeşleşen “Kızılcıklı” yakıştırması ile anılmaktadır. Doktorlar Caddesi Eskişehir’in bir başka “sosyalleşme” mekânı da Doktorlar Caddesi’dir. Aslında Doktorlar Caddesi diye bir cadde yokmuş ve buranın asıl adı İsmet İnönü Caddesi’ymiş. Ancak, Eskişehirliler Cadde üzerindeki binaların dış cephelerine kimi zaman üst üste, kimi zaman yan yana asılı duran doktor muayenehanelerini gösteren tabelalardan dolayı buraya bu adı yakıştırmışlar. Tıpkı Sıcaksular Mevkisi’nde bulunan banyo ve hamamlardan dolayı, merhum Süleyman Çakır’ın adını taşıyan caddeye Hamamyolu Caddesi denmesi gibi.