20 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 Mayıs 2011 Cumartesi 15 eskisehir c SarıcakayaVadisi’nde üretilen sebzeler, üretici ve tüketicinin yüzünü güldürüyor... Sorkun’untoprağıçömleğedönüşüyor İnsanoğlu 8.000 yıldır toprak kaplar yapıp kullanıyor. Eski uygarlıkların hepsinde pişirilmiş topraktan kaplar, testi ve fıçılar yapıldığını görüyoruz. İşte Mihalıçcık’ın Sorkun köyünde bir avuç insan hâlâ bu işi sürdürüyor. Köyde çömlek yapımı ile geçinen 60 aile var. Çamur karma ve pişirme aşamalarında kadın işgücü yoğun olarak kullanılıyor. Ekilebilir arazinin sınırlı olması, hayvancılığın zorlaşması nedeniyle köyde yaşayanlar atadan kalma çömlekçilik işine sıkı sıkı sarılmışlar. Çömlek yapımına uygun toprak sadece Sorkun’dan çıkıyor. Bu nedenle köylüler toprak kaynaklarını iyi koruyor. Zahmetli bir iş ama köyün tek geçim kaynağı çömlekçilik. Çömlek geleneksel yöntemlerle çam odunu ateşinde açık havada pişiriliyor. Geçmiş yıllarda etraftaki çam ormanları tahrip edilmişse de artık kaçak kesim bitmiş. Odun orman idaresinden satın alınıyor. Yapılan çömlekler Doğu illeri hariç her yere gönderiliyor. Denizli, Uşak illerini kendilerine rakip görüyorlar ama yinede en kaliteli çömleğin Sorkun’da yapıldığını söylüyorlar. Çömlek yapımında tüm aile bireyleri çalışıyor ve bir ailenin ortalama yıllık geliri 20 bin TL kadar. Sorkun köylüleri bir marka olamadıkları için ürünlerinin gerçek değerinden satılmadığını söylüyorlar. Bozkırda bir Çukurova... Eskişehir’in Çukurovası olarak bilinen Sarıcakaya Vadisi’nden adeta bereket, bolluk ve zenginlik fışkırıyor. Vadide üretilen marul, maydanoz, roka, tere, soğan, ıspanak ve domates gibi sebzeler, başta İstanbul olmak üzere Ankara, Eskişehir, Bursa ve Kütahyalı tüketicilerin sofrasına gidiyor. En kaliteli ürünler, doğrudan İstanbul Bayrampaşa Hali’ne gönderilirken üreticilerin deyimiyle ile sosyete pazar ve manavlarında satışa çıkıyor, çalışanların ve üreticilerin de yüzleri gülüyor. Vadide üretim neredeyse tamamen seracılığa dönmüş durumda. Lâçin’den, Alpagut’a, İğdir’den, Sakarıılıca’ya kadar her yer bembeyaz seralarla kaplı. Sakarıılıca köyü muhtarı Hasan Hüseyin Çabuk, 10 dönüm serası olduğunu her gün 3 kamyon ürünü İstanbul’a gönderdiğini belirterek, “Sadece Sakarıılıca beldemizde 200 aile sebzecilikten geçiniyor. Her gün tonlarca ürünü İstanbul’a gönderiyoruz. 120 bin lira harcayarak büyük bir sera kurdum ve şimdi çok memnunum. Ailecek hepimiz çalışıyoruz. Hatta Eskişehir’in Esentepe ve Yeşiltepe mahallelerinden çalıştırmak üzere işçi getiriyoruz. Vadinin lokomotifi bizim köyümüz, çok kaliteli üretim yapıyoruz. Markalaşmaya başladık, şoförlerimiz Bayrampaşa Hali’ne bizim kamyonumuz yanaşınca malımızın kapışıldığını övünerek anlatıyorlar” dedi. Sarıcakaya ve Mihalgazi’nin merkez ve köylerindeki onlarca küçük hal binalarında cumartesi günü hariç her gün hummalı bir çalışma ve zamana karşı yarış var. Saat 12.00’ye kadar seralardan toplanan sebzeler yıkanıp kasalara konuyor ve saat 15.00’e kadar bütün iş bitiyor. Kamyonlar ise bütün gece yol alıp, sabahın erken saatlerinde en uzak illerdeki hallere ulaşıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle