Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 14 yeniden tanımlanacaktır. Enerjietkin teknolojileri geliştirebilen ve kullanan ekonomiler öne çıkarken, diğerleri ile ve özellikle gelişmekte ya da geri kalmış ekonomiler ile aralarındaki fark daha da açılacaktır. Ekonomi alanyazınındaki adı ile KuzeyGüney arasındaki farklılık enerji fiyatlarından kaynaklanan maliyet farklılaşması ile artacaktır. Bu gelişme de uluslar arasında küresel boyutta huzursuzluk kaynağı olacaktır. Üçüncü olarak, artan petrol fiyatlarından kaynaklanan mali sermaye birikimi sermayenin serbest dolaşımı ilkesinin ulusal ekonomiler tarafından yaygın şekilde kabul görmesi ve uygulanması nedeniyle serseri mayın misali bir ulusal ekonomiden diğerine hareket ederek ekonomik istikrarsızlığa yol açacaktır. Üstelik bu kısa vadeli istikrarsızlığa sadece fakir ya da gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş ülkeler de maruz kalacaktır. Geçtiğimiz aylarda İzlanda ekonomisinin yaşadığı sıkıntılar ve küresel sermayeye teslim olması önümüzdeki yıllarda dünyanın yaşayacağı mali istikrarsızlıklara güzel bir örnek oluşturmaktadır. Küresel mali sermayenin artan gücü ulusal ekonomilerin bu güçlere artan oranlarda taviz vermek zorunda kalmasına yol açacaktır. Elbette böylesine bir gelişme küresel ekonomi için belirsizlik, istikrarsızlık ve kuralsızlık anlamına gelmektedir. İleride Kuzey ile Güney ve sermaye ile emek arasında çeşitli düzlemlerde artan çatışmaya ek olarak küresel mali sermayenin yaratacağı istikrarsızlık eklenecektir. Kısaca petrol fiyatlarındaki artışın devamı halinde dünya ekonomisine maliyeti önümüzdeki yıllarda çok ağır olacaktır. Şekilde görüldüğü üzere Türkiye’nin ham petrol ithalatının gayri safi milli hâsılaya oranı 1998’den itibaren sürekli artmış ve 2007 yılı sonu itibariyle yüzde 1,4 seviyesine yaklaşmıştır. Petrole ödenen tutar ulusa dağıtılabilecek gelirin dışarı aktarılması anlamına gelmektedir. O halde, yukarıdaki grafik Türk halkının gelirinden artan oranda geliri dışarıya aktarmak zorunda kaldığını göstermesi açısından ilgi çekicidir. yaşanan gelişmeleri uzun vadeli sosyal boyutları ile ele alarak değerlendirmesinde fayda vardır. Türkiye enerjibağımlı bir ülke olarak dünya ekonomisinin yaşayacağı maliyet enflasyonundan olumsuz yönde ve çok ciddi şekilde etkilenecektir. Hâlihazırda Türkiye ekonomisinin pek çok sektörü YTL’nin uluslararası paralar karşısındaki yapay değer kazanımı nedeni ile rekabet gücünü yitirmiştir. Petrolden Şekil 5: Ham Petrol Fiyatları ile Fiyatlar genel seviyesi arasındaki ilişki (Kaynak: ZZZ) Petrol fiyatlarındaki artış: Türkiye’ye maliyeti Küresel çerçevede bir kriz yaratması beklenen son petrol fiyat şokunun, Türkiye ekonomisi üzerine etkileri de şüphesiz derin olacaktır. Gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de enerji talebi yüksek bir sınaî gelişim mevcuttur. Sırf bu yüzden yükselen petrol fiyatları maliyet enflasyonu yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bunun haricinde şokun kalıcılığı ve büyüklüğü ile birlikte merkez bankası ve hükümetin şoka gösterdiği tepkiler ve bu tepkilere bağlı olarak ortaya koyduğu para ve maliye politikaları da bir hayli önem arz etmektedir. Yüksek petrol fiyatlarının ekonomiye etkisi bir yandan makroekonomik dengede mutlak ithalat meblağının artmasıyla kendini gösterirken öte yandan sanayi girdi maliyetlerinin yükselmesiyle üreticilerin üzerinde bir yük olmaktadır. Yukarıdaki grafikte petrol fiyatlarındaki artışın üretici fiyatlarına (maliyet enflasyonu) olan etkisi gözler önüne serilmektedir. Üretici fiyat endeksi 2008 Haziran’ında 2003 yılının aynı ayına göre yazde 60 artmıştır. Merkez bankası ve hükümet artan petrol fiyatları karşısında gereken önlemleri almış gibi gözükmemektedir. Özellikle hükümet artan enerji maliyetini vergilere yansıtmakta ve yükü son kullanıcı ve sanayicilerin omuzlarında bırakmaktadır. kaynaklanan maliyet enflasyonunun devam etmesi halinde şu anda hala rekabetçi gücünü sürdürebildiği sektörleri kaybetme riski altındadır. Bu nedenle Türkiye ekonomisi siyasa yapıcılarının petrol fiyatlarındaki artışı sadece ithal bir girdinin maliyet artışı olarak görmeyip ekonominin derininde yol açabileceği niteliksel değişimleri görerek özellikle enerji politikalarında acil değişikliğe gitmesi gerekir. Enerjitasarruf eden teknolojilerin uygulanmasının, pahalı Gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de enerji talebi yüksek bir sınaî gelişim mevcuttur. Sırf bu yüzden yükselen petrol fiyatları maliyet enflasyonu yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bunun haricinde şokun kalıcılığı ve büyüklüğü ile birlikte merkez bankası ve hükümetin şoka gösterdiği tepkiler ve bu tepkilere bağlı olarak ortaya koyduğu para ve maliye politikaları da bir hayli önem arz etmektedir. enerji kaynaklarının ucuz enerji kaynakları ile ikame edilmesinin ve enerjitasarruf eden teknolojilerin geliştirilmesi için yapılacak olan ARGE harcamalarının teşvik edilmesi gereklidir. 21. Yüzyılda enerji ekonominin hareket edebilmesi için zaruridir ve bunu sağlayamayan ekonomiler çökmeye mahkumdur. ? Sonuç yerine Petrol (kontratı) piyasasının spekülasyona açık kurgulanması ve ABD ekonomisinin yaşadığı sıkıntılardan dolayı uluslar arası fonların petrol piyasasını kullanarak azalan kârlarını arttırma çabası sonucu petrol fiyatlarında 1970’li yıllardakine benzer gelişmeler yaşanmaktadır. Fiyat artışlarının devam etmesi ve kalıcı olması durumunda dünya ekonomisinin ciddi bir maliyet enflasyonu yaşama riski söz konusudur. Böyle bir gelişme olursa hem emek ile sermaye hem de zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki uçurum daha da büyüyecektir. Böyle bir gelişme sonunda ciddi toplumsal çatışmalar ile sonuçlanarak ancak çözümlenir. Bu nedenle dünya ekonomisinin siyasa yapıcılarının Şekil 4: Ham Petrol İthalatının GSMH İçindeki payı (Kaynak: ZZZ) ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ