01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 ENERJİ hazırlanmasında, sistemin üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin durumu ve gelişme programları büyük önem taşıdığından, TEİAŞ’ın bu raporları hazırlaması sürecinde gerekli koordinasyonun ve bilgi akışının daha çabuk ve güvenilir bir şekilde sağlanabilmesi için kamu elektrik üretimiletimdağıtım kuruluşlarının tek çatı altında toplanması yararlı olacaktır. anlaşılacağı gibi yeterli değildir. Geçmiş 67 yıllık serbest piyasa modeli uygulanmasından edinilen deneyimler ve küresel ekonomide oluşan yeni oluşumların ışığı altında 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Yasası’nda ve bu yasanın öngördüğü serbest piyasa modeli uygulamasında daha radikal değişiklikler yapılmalı, arz güvenilirliğini daha çabuk ve etkin bir şekilde sağlayabilecek kurallar getirilmelidir. ? Kemal ULUSALER EMO 40. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı ABD’de bile piyasa işlemedi Bugün karşı karşıya bulunduğumuz küresel ekonomik kriz göstermiştir ki, serbest piyasayı savunan neoliberal ekonomistlerin iddia ettikleri gibi piyasa, sorunlarını kendi içinde çözmek yeteneğine sahip değildir. Liberalizmin en büyük kalesi olan, 13 trilyon dolar büyüklüğündeki piyasaya sahip ABD’de bile zor durumdaki şirketlere, 100 milyar dolarlarla ifade edilen Hazine desteği sağlanmak zorunluluğunda kalınmıştır. Ayrıca bir daha böyle bir krizle karşılaşılmasını önlemek amacıyla ABD Hazine Bakanlığı piyasayı daha sıkı kontrol edebilmek için 119 sayfalık bir denetleme mekanizması oluşturmuştur. Bu örnekten de ders alarak bizim de serbest piyasa modelini yeni baştan gözden geçirerek, piyasada kamunun daha etkili olmasını sağlayacak yeni önlemler getirmemiz zorunludur. Önümüzdeki yakın gelecekte küresel ekonomide ve küresel likiditeden yararlanmada bir yavaşlama ve durgunluğun yaşanacağı kabul edilmektedir. Bunun sonucu olarak da ülkemize özelleştirme dışında yatırım yapmak için yabancı sermaye girişi pek mümkün görülmemektedir. Bu nedenledir ki, arz güvenilirliğini sağlayabilmek için kamu sektörünün yatırım yapma olanakları artırılmalı, özelleştirme ile gelirlerinin elinden alınması önlenmeli, kamu üretim, iletim ve dağıtım kuruluşları düşey entegre bir yapıya kavuşturulmalıdır. Özetle, arz güvenilirliğinin sağlanabilmesi için değişiklik tasarısı ile getirilmek istenen önlemler yukarıda açıkladığımız nedenlerden de Bugün karşı karşıya bulunduğumuz küresel ekonomik kriz göstermiştir ki, serbest piyasayı savunan neoliberal ekonomistlerin iddia ettikleri gibi piyasa, sorunlarını kendi içinde çözmek yeteneğine sahip değildir. Liberalizmin en büyük kalesi olan, 13 trilyon dolar büyüklüğündeki piyasaya sahip ABD’de bile zor durumdaki şirketlere, 100 milyar dolarlarla ifade edilen Hazine desteği sağlanmak zorunluluğunda kalınmıştır. Dengemizi Bozmayınız!.. ısır, öteden beri bir türlü refah düzeyini yükseltemediği yoksul kitlelerin ayaklanmaması için gıda ürünlerine özellikle una/ekmeğe yüksek sübvansiyon sağlamakta idi. Ne var ki bütçe açıkları giderek büyümekteydi ve bu durum Dünya Bankası ve IMF dayatmalarına neden oldu. Geçtiğimiz günlerde Mısır Hükümeti sübvansiyonları kısmaya karar verdi. Bu ekmek fiyatlarının artması demekti. Yoksul Mısırlılar tek ucuz gıda kaynaklarının da ellerinden alınmasına tepki gösterdiler ve çatışmalar sonucu iki gösterici öldü, pek çoğu yaralandı. Benzeri gelişmeler Haiti’de beş göstericinin ölümüyle ve Tunus’ta yaralanmalara neden olan olaylarla sürdü. Geçtiğimiz ay dünya petrol fiyatlarının spekülatif yükselişinden söz etmiştik. Benzeri bir durum bugün için dünya gıda fiyatlarında, özellikle tahıl fiyatlarında gözlenmekte. Dünya gıda fiyatları son iki yılda yüzde 26 oranında arttı. Geneldeki bu artış, tahılda yüzde 48 olarak gerçekleşti. Benzeri bir durum yemeklik yağ, pirinç ve mısır için de geçerli idi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu artışın tıpkı petrolde olduğu gibi kalıcı olacağını söylemekte. Dünya ölçeğinde adım adım halk hareketlerine neden olan bu fiyat artışlarını aslında sadece spekülasyonla açıklamak yanlış olur. Özellikle son dönemlerde tarım alanlarının plansız bir biçimde biyoyakıt için kullanılması bir başka nedendir. Güney Amerika, Meksika, Çin ve Hindistan’da oldukça büyük tarım alanları kullanımının gıdadan biyoyakıta dönüşümü, tahıl arzının düşmesine ve fiyatların artmasına neden olmuştur. Küresel kapitalizm; gıda zincirini, insanlığın ihtiyaçlarına göre değil, pazarın ihtiyaçlarına göre biçimlendirmekte. Dünyada bu gelişmeler olurken Türkiye’de de tarım arazilerinin giderek daha fazla ve sorumsuzca sanayi ve enerji santrallarının tesisine açılması söz konusudur. İçinde bulunduğumuz günlerde enerji ve gıda fiyatlarındaki artış Türkiye’de enflasyonu kamçılamıştır. Bir miktar spekülasyon ve stokçuluk söz konusu olmasına rağmen tarım alanlarının giderek daraltılması, gıda arzının düşmesine neden olmaktadır. Bu da gıda fiyatlarında artışı getirmektedir. Nitekim son yıllarda çiçek yağ yüzde 123.5, pirinç ise yüzde 180 artmıştır. Aynı biçimde buğday fiyatları da artmaktadır. Geçen ay Cumhuriyet Enerji’de yer alan Samsun’daki mobil santrallar ve yine Samsun Çarşamba’da yapılması planlanan termik santrallar gibi, aynı biçimde Tekirdağ Saray’da, İzmir Aliağa’da ve Bursa Davutlar’da tarım arazilerine ve gıda ürünlerine olumsuz etkileri olacağı kesin santral tesislerinin yapımı söz konusudur. Yıllardır yer seçiminde yapılan bu yanlışlara Elektrik Mühendisleri Odası olarak vurgu yapmamıza rağmen “Ben yaparım olur” mantığı sürdürülmektedir. Şimdi de elektrik arzındaki sıkıntı bahane edilerek Antalya’da Selimiye ve Kovanlık köyleri sınırları içerisinde verimli tarım arazilerine doğalgaz çevrim santralı yapılmak istenmektedir. Santralın inşası için Tarım İl Müdürlüğü’nün görüşlerine rağmen tıpkı Bursa Davutlar ve Samsun Tekkeköy’de olduğu gibi hukuksuz uygulamalara yasa kılıfı hazırlanmaktadır. AKP kapatma davasında hukuktan söz edenler bizatihi TBMM’de yer alan Cargill şövalyeleri ile hukuk dışı eylemlerini sürdürmektedirler. Adaletin adından başka hiçbir yerine bulaşmadığı AKP Hükümeti, Türkiye’yi bu yanlış politikaları ile hem enerjide hem de gıdada dışa bağımlılığı giderek yükselen bir ülke haline getirmektedir. Meşhur bir filozofa; “Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar yoksulsunuz?” diye sorulduğunda, “Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan” demiş. Tarımda, enerjide, madenlerde öz kaynaklarını böylesine talana açan ve sadece vatandaşın cebine eğilebilen bir anlayış iktidarda ne yazık ki. Turgut Uyar “Denge” adlı şiirinde, “Sizin alınız al inandım, Sizin morunuz mor inandım, Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da cabası Ama sizin adınız ne? Benim dengemi bozmayınız” derken; sanki, alı al moru mor öfkelenmelerin, megalomaninin ve süngüden minareli şiirlerin, dumanlarının sonuçta bir denge üzerinde oturduğu gerçeğini de vurgular gibi. Mısır’da, Haiti’de, Tunus’ta olduğu gibi bu coğrafyada da açlık duvar yıkar. Hey! Siz, uçan halıda oturmakta olan megaloman hacılar; şairin olduğu kadar halkın da dengesinin bozulmakta olduğunun farkında mısınız? M ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle