Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 22 değişken fiyatına bağlıdır. Petrol fiyatlarında yaşanan değişim zincirleme olarak uluslararası piyasalarda üretilen tüm mal ve hizmetlere yansımaktadır. 1973 yılındaki petrol krizi hariç petrol fiyatları 1920 yılından 2000 yılına kadar sabitleştirilmiş fiyatlarla ortalama 20 dolar/varil (± 4) iken Tablo 2 Metal Üreten Şirketlerin Piyasa Hakimiyeti (%) 2000 yılından sonra Metal Adı En Büyük En Büyük İlk 3 En Büyük İlk 10 enerji darboğazı gerekçe gösterilerek yaklaşık Şirket Payı Şirket Payı Şirket Payı yüzde 900 artmış, Demir 23,2 46,2 70,2 varili 11 petrolün 14,9 35,4 74,6 Bakır 100 doların dolardan Altın 12,3 29,9 57,4 çıkmış, 2008 üzerine Kalay 31,5 65,6 79,3 Mayıs ayında 135 doları Çinko 12,2 30,1 57,1 aşmıştır. Durum böyle Kaynak: Magnuz Ericsson; Mart 2002, Sayfa 176181 olunca madenciliğin ekonomisindeki yeri önemli olan birçok Metal borsalarında yaşanan ulus devlet ve çok uluslu şirketler 90’ından fazlası toplam 10 şirketin elinde bulunmakta, nikel pazarının yüzde 51’i, alüminyum pazarının ise yüzde 38’i ve kurşun üretiminin yüzde 58’i söz konusu sektörlerde faaliyet gösteren ilk beş şirket tarafından denetlenmektedir. 2000 yılından günümüze kadar geçen süre içinde Avro karşısında yüzde 68 oranında değer kaybeden Dolar, metal fiyatlarının artmasında bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Tamamı Dolar bazında yapılan metal satış anlaşmalarının, Dolar temelinde fiyatları artarken, Avro temelinde o kadar da artmamıştır. olarak bu durum metal fiyatlarına da yansımaktadır. Plastik, hurda ve geri dönüşüm Birçok kişiye geri dönüşüm sorulduğunda, onlar kullanılmış alüminyum kutuların, şişelerin ve gazetelerin belirli yerlerdeki konteynırlarda toplanması olarak düşünmektedir. Oysa ABD’de hurda geri dönüşüm sektörü yılda 65 milyar dolarlık bir pazardır. Global çelik endüstrisi, 2006 yılında 1 milyar 129 milyon tonluk ham çelik üretimini gerçekleştirebilmek için, 462 milyon ton hurda tüketmiştir. Bugün dünya alüminyum talebinin yüzde 35’i geri kazanım üretiminden karşılanmaktadır. Dünya ticaret rakamları incelendiğinde çelik, bakır, kurşun ve kalay gibi geleneksel metallerin kullanımı düşerken, seramik, plastik ve polimer kökenli malzemelerin kullanımı giderek artmaktadır. Bununla birlikte çevre sorunları ve enerji fiyatlarının yüksek olması nedeniyle hemen tüm metallerin üretiminde geri kazanım (recycling) önem kazanmıştır. Cevher nakliyesi ve navlun bedellerindeki artışlar Günümüzde uluslararası ticaretin yüzde 95’i deniz yoluyla yapılmaktadır. Çok uluslu şirketlerin deniz aşırı ülkelerde maden üreterek, işlenmemiş madeni kendi ülkelerine ya da dışsatım yaptıkları ülkelere taşımaları ile metal madenciliğinde deniz taşımacılığı önemli bir yere gelmiştir. Son yıllarda oyunlar Günümüzde borsalarda yaşanan dalgalanmalarla tüm doğal kaynaklarda yaşandığı gibi metal piyasalarında da fiyatları belirlemeye yönelik birçok spekülatif hareketlerin ve manipülasyonların varlığı gözlenmektedir. Dünya bakır pazarında Mayıs 2006’dan önceki 4.5 yılda fiyatlar yüzde 575 artmıştır. Oysa bakır talebi 19802005 arasında yılda yalnızca yüzde 2.5 artmış, bu dönemde Çin’in talebi yılda yüzde 12.6 artış göstermiştir. Bakırda piyasalarda bir arz fazlası bulunmuş ve bu fazlalık 2005 ve 2006’da 1 milyon tona ulaşmıştır. Bu durumda uzmanlar, fiyatların artmasını son derece spekülatif bulmaktadırlar. Yine bu uzmanlara göre dünyada bir yılda üretilen bakırın 2 katı Londra Metal Borsası’nda (LME) el değiştirirken, bir de böylesi bir spekülasyon metal pazarında işlerin nasıl yürüdüğünü çok iyi ortaya koymaktadır. Benzer bir durum alüminyumda da bulunmaktadır. Financial Times ve Reuters’a göre, bir kuruluş 2003 yılında LME’de bulunan alüminyum stoklarının yüzde 93’üne denk miktarda, yaklaşık 1.7 milyar dolar değerinde metali stoklamıştır. Sonuç Dünyada sanayileşmenin olabilmesi ve gelişmenin sağlanabilmesi başta yeraltı kaynakları olmak üzere doğal kaynakların kullanılması ile mümkündür. Bu nedenle madenler kalkınmanın temel unsurlarından en önemlisidir. Günümüzde, dünyada yıllık 1.5 trilyon ABD Doları değerinde, 10 milyar tonun üzerinde maden üretilmektedir. Bu rakamın yüzde 75’i enerji hammaddeleri, yüzde 10’u metalik madenler ve yüzde 15’i endüstriyel hammadde üretimine aittir. Günümüzde gelinen noktada gerek fiyatları gerekse de arztalep dengeleri ile başta petrol, kömür gibi enerji kaynakları ve metaller olmak üzere tüm madenler küresel bir ağdan ve tek merkezden yönetilmekte; Londra, New York ve Toronto borsaları madencilik işlemlerindeki en önemli kavram olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Gelinen bu noktada metallerin rezervi, tenörü, zenginleştirilebilirliği, ekonomik getirisi gibi kavramlar yerini tahvil, hedge fonlar, yatırım gibi kavramlara bırakmış, hiç maden ocağı görmemiş madenciler türemiştir. Emeği ve insanı odağına koymayan, kamu yararı gözetmeksizin insan için üretmeyen böylesine bir sanayileşmenin sorgulanmaması, krizler yaşamaması ve tıkanmaması mümkün değildir. Günümüzde gelinen noktada yaşanan krizlerle birlikte finans kapital sorgulanır olmuş, hatta kapitalizmin sonuna gelindiği tartışmaları yapılır olmuştur. ? KAYNAKÇA Tamzok, N., 2004, “Küresel Politikalar ve Türkiye Madencilik Sektörü” Emre, E., 2004, “Küreselleşmenin Madencilik Üzerine Etkileri”, Öngör T., “Yeraltı Kaynakları ve Sosyalist Kalkınma” The World Bank, Global Development FinanceAnalysis and Summary Tables Avşaroğlu N., “Madencilik Sektörü ve Özelleştirme Raporu” Avşaroğlu N., “Türkiye Madencilik Sektöründe Yabancı Sermaye” Aytekin A., “Madencilik Sektöründe Küreselleşme” ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Para bolluğu ve emtialara yöneliş ABD’nin 2001 yılında yaşadığı mali sarsıntıdan sonra ortaya koyduğu yeni politika, tüm dünyada bir likidite bolluğu yaratmıştır. Dünya piyasalarındaki nakit para bolluğu ve para birimlerine olan güvenin azalması, beklenmedik gelişmelere yol açmıştır. Çin ve Hindistan ekonomilerinde son beş yılda görülen hareketlilik ve yüksek büyüme oranı, başta enerji ve madenler olmak üzere birçok endüstriyel emtia fiyatının yükselmesinde etkili olmuştur. Bu süreçte ABD durgunluğa girse bile dünya ekonomisi Çin, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerin önderliğinde eskisi gibi büyümeye devam etmiştir. Dolayısıyla büyüyen ekonomilerin sanayileşmeye yönelmesi sonucunda başta metaller olmak üzere emtialara bir yönelme yaşanmış, bu durum da metal fiyatlarının artmasına neden olmuştur. Dünyada yıllık 1.5 trilyon ABD Doları değerinde, 10 milyar tonun üzerinde maden üretilmektedir. Bu rakamın yüzde 75’i enerji hammaddeleri, yüzde 10’u metalik madenler ve yüzde 15’i endüstriyel hammadde üretimine aittir. Günümüzde gelinen noktada gerek fiyatları gerekse de arztalep dengeleri ile başta petrol, kömür gibi enerji kaynakları ve metaller olmak üzere tüm madenler küresel bir ağdan ve tek merkezden yönetilmekte; Londra, New York ve Toronto borsaları madencilik işlemlerindeki en önemli kavram olarak karşımıza çıkmaktadırlar. açısından üretilen madenlerin fiyatlarının belirlenmesinde yükselen petrol fiyatlarının önemli bir yeri bulunmaktadır. yüzde 4.55’lik yıllık ortalama bir artışla taşınan toplam yük miktarı 2007 yılı itibarıyla 7.5 milyar tonu aşkın taşımacılığın yarısından fazlasını maden nakliyesi oluşturmuştur. Taşınan yükün yüzde 27.4’ü ham petrol, yüzde 7’si petrol ürünleri, yüzde 9.6’sı demir cevheri, yüzde 10’u kömür, yüzde 3.8’i tahıl, yüzde 1.1’i boksit ve alüminyum, yüzde 0.42’si fosfat ve yüzde 40.8’i diğer yüklerden oluşmuştur. Deniz aşırı ülkelerden sanayileşmiş ülkelere gerçekleştirilen bu nakliyata paralel olarak taşımacılık ve navlun ücretleri de hızlı bir artışa geçmiştir. Doğal ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Dolardaki düşüş Küreselleşmenin tüm hızıyla yaşandığı günümüzde uluslararası ekonomik ilişkilerde ve mali finansal sektörlerde ABD para birimi olan Dolar kullanılmaktadır. Devletler arasında gelişen ekonomik ve ticari ilişkilerde bu kadar etkin bir para birimi olan doların düşmesi veya yükselmesi de dünya ülkelerini ve bu ülkelerin ekonomilerini derinden etkilemektedir. ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Petrol fiyatlarındaki değişimler Yaşadığımız dünyada tüm ekonomik yapılar petrole ve onun ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ