23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

66 29 Ekim 2010 Cuma 330 ÖNCE SAĞLIK DR.ALPKORKUTPERÇİN ÖzelTOBBETÜHastanesi KulakBurunBoğazUzman apercin@tobbetuhastanesi.com.tr S ÇağdaşÇalışmaOrtamları veBurnumuz öncelikle burun tıkanıklığı, hava açlığı, konsantrasyon güçlüğü, başağrısı gibi belirtilere neden olurlar. Bu durumun uzaması burundan geçen havanın iyice azalmasına; oksijen isteyen organların örneğin kasların gerekli oksijeni alamaması sonucu halsizliklere ve erken yorulmalara, beynin oksijenlenmesinde azalma sonucu konsantrasyon güçlüklerine, tolerans azalmalarına, agresiviteye varan psikolojik gerilimlere, ciltte solmaya, kalp damar sisteminde dokulara gerekli oksijeni gönderme çabası nedeniyle çarpıntıya varabilen belirtiler olur. Burnumuzun söz konusu ortamlarda uzun süre soluması; burun komşuluğundaki pek çok organın da bu olumsuz koşullardan etkilenmesi sonucunu doğurur. Bunların başında sinüsler gelir. Sinüslerimizde; silialı hücreler adını verdiğimiz ve hareketleriyle adeta bir süpürge gibi sinüs boşluğumuzu temizleyen hücrelerin hareketleri bu ortamlarda yavaşlar hatta durur. Bunun sonucunda sinüslerimizde salgı birikir ve mikropların üreyebileceği mikrobik sinüzitlere neden olabilecek zemin oluşur. Kişileri rahatsız eden sürekli geniz temizleme ihtiyacına neden olan geniz akıntılarının en sık nedenlerinden biri budur. Kulaklarımızda sinüslerimize benzer bir mekanizma ile östaki tüpü aracılığıyla temizlenir. Çevresel koşullarda meydana gelen değişiklikler; kulaklarda negatif basınç belirtisi olan bir vakum hissi ile birlikte derinden işitmeye neden olurlar. Genelde bu his yutkunma veya geniz basıncını yükselten eylemlerle rahatlar fakat bir süre sonra tekrar eder. Özellikle çocuklarımızda okulların başlaması ile sıklaşan kulak hastalıklarının temelinde Östaki tüpünün doğru işlevini yapamaması önemlidir. Kapalı ortamda mikropları birbirlerine bulaştırdıklarında, sinüsler gibi kulaklarda da bu mikrobun kolayca üreyebileceği ortam oluşmaktadır. Burada temel nedeni ortadan kaldırmak yerine; örneğin antibiyotik kullanarak sadece mikrobik ajanlarla mücadele etmek takdir edileceği gibi kökten bir çözüm olmamakta, çok ilaç kullanan fakat sadece ilaç kullandığı sürece iyileşip sonra tekrar problemli hale gelen kronik hastalıklar gündeme gelmektedir. Son günlerde özellikle modern, kendi kapalı devre ısıtma ve soğutma sistemine sahip yapılarda çalışanlarda sıkça görülmeye başlanan bu belirtiler “hasta bina sendromu” adı altında incelenmeye başlandı. Yukarıda izah ettiğimiz mekanizmalar ışığında bir kurumda çalışan pek çok kişide çalışmaya başladıktan sonra başlayan ve binayı terkettikten sonra geçen başağrısı, burun tıkanıklığı, boğaz kuruması, kuru öksürük, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, göz ve burun kuruluğu, kolay yorulma gibi belirtiler gösteriyorsa; binanın havalandırma ve klima sistemlerindeki filtreler gözden geçirilmeli, sisteme dahil edilen taze hava oranlarında uygun ayarlamalara gidilerek çalışanların sağlığı korunmalıdır. Ayrıca düzenli bakımı yapılmayan havalandırma ve ısıtma sistemleri kendileri de mikrop kaynağı olabilmektedir. Çok bilinen Lejyoner Hastalığı gibi aynı ortamı paylaşan insanlarda görülen ve yüksek ateşli hastalık tablosu yapan durumlarda uyanık olunmalıdır. Sonuç olarak yaşadığımız yerlerin havalandırılmaları ve doğal koşullara uyan değerlerin doğala yakın yollardan sağlanması özellikle koruyucu hekimlik açısından önem taşımaktadır. onbaharın gelmesi ile birlikte toplu yaşanılan ortamlarda geçirdiğimiz süre uzamaya başlayacak. Gerek evlerimiz ve gerekse işyerlerimizde dış ortamla daha az hava değişimi olan ortamlarda daha çok zaman geçireceğiz. Bu durumdan en çok etkilenen organlarımızdan biri burundur. Görevi en basit olarak akciğerimize kaliteli hava göndermek olan burnumuz, havayı ısıtıp, nemlendirip, filtre ederek solunan havayı organizmanın kullanılabilirliğine uygun hale getirir. Burnumuzun içeriğindeki salgı bezlerinin kapasitesi sınırlı olduğu için, uzun süreli yapay ısıtma ve soğutma sistemlerine adapte olamaz ve giren havayı nemlendirebilmek için; halk arasında burun etleri denilen, bizim konka adını verdiğimiz, damardan ve dolayısı ile dolaşımdan zengin olan dokular şişerler ve Bu sayfa TOBB ETÜ Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / 292 99 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle