Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
48 ‘Cumhuriyetçağdaşlaşmadır’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentteki üniversitelerin rektörleri Cumhuriyeti “demokrasi”, “çağdaşlık” ve “tam bağımsızlık” ifadeleriyle tanımlarken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete herkesin sahip çıkması gerektiğini vurguladılar. Başkentin eğitim yaşamına yön veren üniversitelerin rektörleri Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Cumhuriyet Ankara’ya verdikleri demeçler şöyle: Üniversite rektörlerinin Cumhuriyet mesajları... 29 Ekim 2010 Cuma 330 A Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan Cumhuriyet, ülkeyi sembolize eden devlet başkanı başta olmak üzere tepedeki yönetim kademelerinin halkın seçimi ile tayin edildiği rejim demektir. Cumhuriyeti, kendinden önceki yönetici elitlerin seçiminin hanedanlığa ya da geleneğe bağlı olduğu rejimlerle karşılaştırarak daha iyi anlayabiliriz. Bu rejimlerde halk, ortak hayata ilişkin kararlarını kendileri verecek reşit vatandaşlar olarak değil, yönetici elitlerin kararlarına uymakla mükellef kul statüsündeki insanlar olarak görülmüşlerdir. Büyük Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken sadece modern bir devlet değil, aynı zamanda tüm siyasal kültürü modernlik istikâmetinde değiştiren bir yeni toplumsal ve politik yapı inşa etmiştir. Cumhuriyet rejimimiz, daha kuruluş aşamasında halka tayin ettiği özel yer dolayısı ile demokrasiyi kucaklayan bir karakterde hayat bulmuştur. Çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkma hedefinin maddi ve moral kültüre ilişkin değişimler kadar siyasi yapıda da güncellemeleri gerektireceği hususu, her tür tartışmanın ötesinde sürecin niteliği icabıdır. Dolayısıyla çok partili hayatla birlikte demokrasiye yönelik gelişmeler, onu destekleyen toplumsal çevreler kadar Cumhuriyetin kuruluş aşamasındaki anlayış ve yaklaşımla ilişkilidir. ‘Cumhuriyet çağdaş toplum yapısına geçiştir’ Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Araz Cumhuriyet tarihimizde önemli bir aşamayı oluşturmaktadır. Yerinde bir söylemle bir başlangıçtır. “Neyin başlangıcıdır?” diye sorulursa: Çağın gereklerini çeşitli iç ve dış nedenlerle takip edememiş, engellenmiş, çağ dışında kalmış, yarı sömürgeleşmiş bir imparatorluk ve tutsak edilmiş toplumundan tam bağımsız ve çağdaş ulusdevlet ve toplum yapısına geçiştir. Dogmaların egemen olduğu din devletinden eğitimde ve fel ‘Cumhuriyetimizsancılı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Cumhuriyetin 87. yılında “sancılı” olduğunu vurgularken “Köşk’te cumhuriyetin temel değerlerini sindirememiş bir kişinin oturuyor olması cumhuriyeti kanatan bir durum ortaya koyuyor” dedi. AKP’nin son döneminde Ankara’nın içinin boşaltıldığını savunan Ateş, iktidarın Ankara’nın başkent olmasını halen daha içlerine sindiremediği gibi bir durumun ortaya çıktığını kaydetti. CHP’li Ateş, “Cumhuriyetin 87. yılında ortaya çıkan siyasal tabloyu” şöyle değerlendirdi: “Cumhuriyetimiz sancılı. Cumhuriyetin temel değerlerini içine sindirememiş, AKP çekirdek kadrosundan gelen bir kişinin Köşk’te oturuyor olması Cumhuriyeti kanatan bir durum ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanının Cumhuriyetin temel değerleriyle hiçbir şekilde kafasında bir çelişkinin olmaması gerekir. Sözde değil, özde içine sindirmiş olması gerekir. Sıkıntıların temel nedenini bu oluşturuyor.” Ateş, “başkent” milletvekili olarak da, Cumhuriyetin 87. yılındaki Ankara’nın kendisini üzdüğünü anlattı. Ateş değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Ankara, Anadolu’da yaşayan bütün medeniyetleri şu anda kendi bağrında yaşatan bir kent. Ama aynı zamanda bütün mazlum halkların başkenti konumunda. Maalasef Ankara sonradan arabeskleştirildi, kent kimliğinden uzaklaştırıldı. Avrupa başkentleri arasında çok geri bıraktırılmış bir kent. Bu biraz da bilinçli yapılıyor. AKP iktidarı döneminde Ankara yoksullaştırılarak önemli kurumlar başka yerlere kaydırıldı. Malalesef Ankara katiline aşık biri konumunda. AKP’nin son döneminde Ankara’nın içi boşaltılıyor, Merkez Bankası’ndan tutun, önemli kamu kurumları başkentten götürülmek isteniyor. Ankara’nın ekonomi yönünden çökertilmesi bize başkent olduktan sonra, bazı batılı ülkelerin kendi büyükelçiliklerini 23 yıl İstanbul’da tutmalarını çağrıştırıyor. Bu iktidar halen Ankara’nın başkent oluşunu içine sindirememiş gibi bir durum arzediyor.” sefede akıl ve bilimin egemen olduğu laik ve demokratik devlete geçiştir. Devletin sahip olduğu felsefenin şekillendirdiği dini hukuktan çağdaş hukuka, ümmet ve onun kul, köle düzeyindeki toplumsal yapısından ulusa ve tüm hak ve özgürlüklerine sahip kılınarak saygın yerine oturtulmuş özgür, kişilikli, cesur vatandaşların oluşturduğu çağdaş topluma geçişi ifade etmektedir. Kısaca Atatürk Devrimi ile kurulan Cumhuriyet, devlet ve toplum yapısı, hukuk ve eğitimi toplumsal görünüm ve yaşam biçimi ile çağdaşlaşmadır. Toplum ve bireyler olarak Cumhuriyetin kazanımlarını iyi değerlendirmeli ve ödünsüz sahip çıkmalıyız. ‘Tam bağımsızlık ve aklın üstünlüğüdür’ Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ Cumhuriyet özgür ve onurlu bir yaşam demektir. Anadolu aydınlanmasının köşe taşıdır. Ankara Üniversitesi Cumhuriyetin kurduğu ilk üniversite olmanın bilinciyle, Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı kalarak kendini yenilemektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinde “tam bağımsızlık” ve “aklın üstünlüğü” vardır. Ankara Üniversitesi de bu felsefeyi sürdürme sorumluluğunun bilincindedir. ‘KurtuluşSavaşı’nıhâlâyaşıyoruz’ BİR KERE Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından, Cumhuriyet en büyük kazanımımızdır. Özellikle 1. Dünya Savaşı’ndan sonra, korumamız ve geliştirmemiz gereken bir değerimizdir. Tabii Cumhuriyet Bayramı bütün yurtta coşkuyla kutlanıyor. Bu kutlamalar, belki de bir erkek çocuk olmam nedeniyle, askerlerin geçişi, düzeni, tanklar, teçhizatı beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bana her zaman Kurtuluş Savaşı’nı ve o zamanı hatırlatmıştır. O cephede çarpışmalar, Sakarya’da düşmanın geri püskürtülmesi, Türkiye’nin makus tarihinin kırılması. Ufaklığımdan beri hayal ederim, topların patlaması, siperlerin bombalanması, askerlerin savrulması gözümün önüne gelir. Ama zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Dinlerin ve medeniyetlerin yürüdüğü topraklarda yaşıyoruz. Belki dünyada en çok devletin kurulup yıkıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz. O yüzden de Kurtuluş Savaşı’nı hâlâ yaşıyoruz. Bu Cumhuriyet değişir, yerine başka Cumhuriyet gelir mi? Hayır. Bu Cumhuriyet hiçbir yere gitmez. Mehmet Âkif’in dediği gibi “Allah kimseye istiklal marşı yazdırmasın.” Ama bu geçtiğimiz, bir süreç. Toplumun evrimsel gelişmesiyle beraber bir takım değişiklikler sancılar olacaktır. Ama bu Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır. Atamızın dediği gibi. Ben Türk milletinin o kanındaki asalete, cevhere inanıyorum. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir: