Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Türkçe bilen Macaristan Büyükelçisi Szabó: 29 Ekim 2010 Cuma 330 ’ ? e d e r e n i z e k r e m n ı n ’ a r a ‘Ank da kılık kıyafet, tabii sözü edilen türban, Türkiye’de sorun değildi. Sonrasında bu sorun haline dönüştürüldü. Ama her ne olursa olsun Türkiye yurtdışında, Macaristan’da da çağdaş bir ülke olarak tanınıyor. Ankara’da da çağdaşlaşma devam ediyor. Örneğin Cermodern. Çok müthiş bir yer. Çok seviyorum Cermodern’i. Hep düşünürdüm. 4 milyon nüfusa sahip bir kentte neden büyük çapta bir tiyatro, konser ve sergi salonu yoktu diye. Cermodern, bu ihtiyacı karşılayabilir. ğin Rusya’da Moskova ve St. Petersburg gibi. Ancak Ankara başka bir kent. 20. yüzyılda küçük bir kasaba. Beypazarı bile o dönem Ankara’dan kat kat büyüktü nüfus olarak. Kent 20. yüzyıldan sonra gelişmeye başladı. Yani son 8090 yılda çok büyük mesafe katetti. Eğer 20. yüzyıldaki, yani Atatürk dönemindeki Ankara’nın fotoğraflarına bakarsanız, Atatürk Bulvarı’nın çok daha geniş olduğunu görürsünüz yayalar için. Kurtuluş Parkı da çok güzeldi. 1980’li yıllarda da öyleydi. 1980’lerden sonra Atatürk Bulvarı’na yeni binalar yapılırken ne yazık ki estetik kriterlere dikkat edilmedi. Bir sürü beton küp var bulvar üzerinde. Ama umut ediyorum ki değişecektir, sonsuza dek böyle kalmayacaktır Atatürk Bulvarı. Keza bulvar üzerinde hâlâ çok güzel yapılar var, Celal Bayar Köşkü gibi. ‘En çok Augustus Tapınağı’nı seviyorum’ NKARA Yıllarını Ankara’da geçirmiş bir diplomat Macaristan Cumhuriyeti Büyükelçisi István Szabó. Bu nedenle de, diğer diplomatlardan farklı olarak çok iyi Türkçe konuşuyor. İlk kez 1985 yılında Ankara’ya gelmiş, zaman içinde kültür ataşesi ve müsteşar olarak görev yapmış. Sonraları ülkesine dönmek zorunda kalsa da ne Ankara’dan kopabilmiş, ne de Türkiye’den. 2001 yılında yeniden Ankara’ya geldiğinde, kentin çok büyük değişimler geçirdiğini tespit etmiş. Ankara gözüne daha yeşil bir kent görünmüş ancak ona göre kentin en büyük sorunu, Budapeşte’deki Kahramanlar Meydanı gibi bir meydana sahip olmaması. O nedenle soruyor: “Ankara’nın merkezi nerede?” Macaristan Cumhuriyeti Büyükelçisi István Szabó’ya Ankara’yı nasıl değerlendirdiğini sorduk: A SELDA GÜNEYSU Ulusvecivarındaki turizmedaha fazlaağırlık verilmesi gerektiğini mi düş ünüyorsunuz? BenençokAnkara’daki parkla ki tarihi yapıları seviyorum. Örn rıveUlus’taeğin eski BakırcılarCaddesiçokgüzeldi. Şimdio nu restorasyondan geçirmişler, eskisi gibi değil. Eski hali yenilenmemiş, yeni bir yer yapılmış. Bana göre Ankara’daki en güzeltarihiyapıAugu stusTapınağı.Hacıbayram Camisiyanındakiyapı M.S 25 yılında inşa edilmiş. 2 bin sene geçti tabii üzerinden, çok zarar gör dü Şimdilerde orada bir restorasyon . yapılıyor.Tapınak bir Ankara’dab irde İtalya’da var. Ancak İmparato r Augustus’un yaptıklarına ilişkin me tniAnkara’daki tapınakta dahag üzel. Metin hem Yunancahem de Latince. Turistlerbunu pek bilmiyo rlar. Ben orada hep Japon turistl eri görüyorum ama Macarlar bilmiyorlar. AnadoluMedeniyetl eri Müzesi de eşsiz bir yer. Birkaç saatte zevkle,çokrahatlıklag ezilebilecek veçokdeğerlieserleri n bulunduğu bir müze. olağanüstü görünmüyor ama içi, salonları çok güzel, çağdaş. Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan iki TBMM binası da çok güzel. Mimarlık bakımından çok değerli. Ankara’ya Macar turistler geliyor mu? Çok değil. 1990’lı yılların başında yaşanan Yugoslavya Savaşı’ndan sonra Macar turist sayısı da azaldı. Çünkü Macarlar arabalarıyla geldikleri için yolu biraz tehlikeli gördüler. Ama her şeye karşın sayı artıyor. 100 binden fazla Macar turist geliyor Türkiye’ye. Bu rakam 3 milyon Rus turistle ve Alman turistlerin sayısıyla kıyaslanamaz ama yine de iyi bir rakam. Macar turistler daha çok güney bölgeleri tercih ediyorlar. Deniz, kum ve güneş... Dağlar da ilginç geliyor Macarlara. Macaristan bir ova olduğu için... En yüksek dağımız 1000 metre. Ancak her yer yemyeşildir Macaristan’da. Sizce Ankara’nın en büyük sorunu nedir? Bence Ankara’nın en önemli sorunu, Budapeşte’deki Kahramanlar Meydanı gibi bir meydanının olmaması. Ankara’nın merkezi nerede? Bence 1930’lu yıllarda çalışan Türk ve yabancı mimarlar Ankara için bir merkez düşünmediler. Bir zamanlar Ankara’nın merkezi Kurtuluş Parkı idi. Ama Kurtuluş Parkı’nın çevresi, bugünkü gibi büyük betonlarla çevrili değildi. Çok daha iyi konumdaydı. Yani özetle, Ankara’nın bir merkezi olması gerekiyor. Kızılay için meydan diyorlar ama orası bir meydan değil. Çok güzel restoranların, barların, balık alabileceğiniz yerlerin bulunduğu bir yer ama meydan değil. Üstelik çok sıkışık. Binalar iç içe. Türkçeye çok hâkimsiniz. Genellikle yabancılar dilimizin çok zor olduğunu düşünür ve İngilizce konuşmayı tercih ederler... Türkiye’ye 1985 yılında geldim. Uzun yıllar ülkenizde bulunduğum için öğrendim Türkçeyi. Çok çeşitli görevler yaptım Ankara’da. Kültür ataşeliği, müsteşarlık, son olarak da büyükelçilik... Şimdi 1980’li yılların AnkBüyükelçiSzabó,CumhuriyetAnkaraekiarası ile bugünkü AnbineMacaristan’ınAtatürkBulvarıüzekara’yı kıyasladığımda ortaya şöyle bir sonuç rindeki rezidansını gezdirirken, yapı çıkıyor: Ankara o yıllaiçinde bulunan ağaçları anlatıyor tek ra oranla daha yeşil bir tek... Ihlamurlar, çınarlar, çam ve selkent şimdi. Çünkü dikilen fidanlar büyümüş, viler...Ağaçlarınbirçoğu güzelleşmiş kent. Pek yenidikilmiş.“50yılsonçok da parkı var. Göksu Park, Dikmen Vadira gelip gördüğünüzde si, benim çok sevdiğim burası çok güzel, yemyerler. Her yerde piknik yeşilbiryerolacak”diyor. yapabilirsiniz. Macarlar için de ilgi çekici bir kent bence Ankara. Ankara’yı mo Ankara’yı İstanbul ile kıdern bir kent olarak değerlendi yasladığınızda ortaya nasıl bir soriyor musunuz? nuç çıkıyor? Yabancılar genellikle Ankara 1980’li yıllarda 2 mil İstanbul’u ziyaret etmek istiyoryon nüfusa sahipti. Şimdi 4 milyon. lar... Çok büyük göç aldı. Bu göçün bü Tabii ki Ankara’nın İstanbul ve yük bir kısmı da köylerden geldi. Bursa gibi kentlerden çok büyük Onlar alıştıkları kıyafetlerle kentte farkları var. Bursa ve İstanbul imdolaşıyorlar. Ancak 1980’li yıllar paratorlukların başkentiydi. Örne ‘TBMM binası dünya çapında ünlü’ Ya Ulus? Ulus’u da çok güzel bulurum ben tiyatro, opera binalarıyla... Meclis binanız üzerinde durmak istiyorum biraz. Çünkü sizin şu anda kullandığınız Meclis binası çok güzel. Avusturyalı mimar Prof. Clemens Holzmeister tarafından inşa edilmiş. Ancak bence binaya Ankara’ya gelen turistler açısından yeteri kadar önem verilmiyor. Belki bina dıştan