Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Gözümün önünde eriyip gidiyor Ankara’ Tolga Çandar, sanatta gerilemeyi anlattı: NKARA Çok değil, Çandar, kentte birer birer kasadece bundan 20 yıl panan sinema ve tiyatroların ayakkadar önceki Ankata kalabilmesi için kuşak olarak ra’yı “yaşayan bir çok çaba sarf ettiklerini ancak kent” olarak tanımlıbaşarılı olamadıklarını vurguluyor. yor Türk Halk Müziği’nin sevilen “Yeni nesile göre biz çok şansesi Tolga Çandar. Üniversite öğslıydık. Ama o dönem şans gibi rencisi olarak geldiği kentte birçok görünen pek çok şey, şimdilersanatsal aktivitelere katıldığını, de ızdıraba dönüştü bizim için. kent ulaşımının şimdilere oranla Gözümüzün önünde yok oldudaha kolay olduğunu, Cumhurilar, gittiler...” diyor. Çandar, kuyetten çok büyük izler taşıdığını beşağının yeni nelirtiyor. Ancak silden özür diledaha sonra bu mesi gerektiğini izlerin teker de vurguluyor: sıl yansıdığını” soruyoruz Çan lanabileceği bir meydan söyleteker kaybol“Özür dile dar’a. Şöyle yanıtlıyor: yebilir misiniz? Hayır, çünkü duğuna dikkat memiz gereki“Kent ne yazık ki canlı değil. yok. Kızılay Meydanı diyorlar. çekiyor. Geliyor çünkü biz Hani insanlar canlı yaratıklar Oysa Kızılay bir meydan değilşigüzel yapılan den hesap sorma olunca, kentlerin de canlı olma dir, kavşaktır. Ya ‘demokrasi’ altüstgeçitler, ? Eskiden vardı. Arı hakları var. ‘Bu ka sı beklenir, ancak bu anlamı için kullandığımız Abdi İpekçi şkentteki kültürsanat lar ası gibi. En azınBa bir bir kapanan siem dar biliyorsunuz da taşımıyor artık kent. yapısının yetersizli Sin 002000 kişilikti. alt Parkı? Orası da bir park.” nemalar ve tiyatron 18 neden izin verdiniz Oysa benim öğrenden de yakınan Çan da ğin rae bil na bu n gü bu lar, içinden yalnızBiz be kardeşim?’ diye cilik yıllarımda Andar, şu değerlendirmeyi ca araçların aktığı zıyız. Onu da devletin r: bilirler. Biliyorsu kara yaşayan bir ıyo yap kurumu aldı. Oysa caddelerle bugünün nuz, son referan kentti. Şimdi gözü“Ankara’da bugün bir böyle kurumları Ankarası, Çandar’ın vlet dumda da sanatçı mün önünde eriyor. ç tane konser salonu de ka içini acıtıyor. genişletmek ve halkın larımız üç kuruşluk Kimliğini kaybetti, rdır? Var mıdır 10 va Aslen metine açmak anlaçıkar uğruna ‘evet’ en önemlisi de bu. lerce insanın konser hiz sahip olmalıdır.” bin Milaslı yışına dediler. Saygı du Kentler meydanlaeyebileceği mekânizl Türk Halk yuyorum ancak rıyla simge hale geMüziği sabir sanatçının özün lirler, Moskova’nın natçısı Tolayırıp, bu arkaş de muhalif olması beklenir. An Kızılmeydan’ı gibi... ga Çandar... larımıza destek cak bunları yapmayıp, ‘evet’ Meydanlarıyla anAncak çok olurlardı. Sonra demeleri, sanat ortamının da lamlıdır demokrauzun süredir si ve Cumhuriyet. bu anlayış An kirlendiğini gösterir.” Ankara’da Bana Ankara’da, kara’dan tüm yaşamını sürinsanların sistemi Türkiye’ye, ül ‘Demokrasi sınıfta kaldı’ dürüyor. “Sanatın kirlenmesinin, baş protesto edebilecekemin kurumÇünkü Ankalarına yansırdı. kent Ankara’ya ve topluma na ği, yüz binlerin topra onun için Peki şimdi ne çok değerli. oldu? Kentte Henüz 20’li önce sinemalar, yaşlarda, ünitiyatrolar kaversite eğitipandı. Sonra mi almak için sanat kugeldiği kentin, rumları... Eskiden sakendisine çok şey kazandırdığına vurgu yapıyor. nat evleri vardı ve Çandar, kentte sanat ibadet edebileceği bir cami açarken, aynı “Hepimiz, bizim kuşak gençliği, buralar halka adına tüm bu süreçler anda tiyatro, opera, bale ve konser izeleyebiAnkara’ya bir ‘halk kahramanı’ açıktı. Şimdi yaşanırken, bir başka leceği mekânları, bırakın bunlara yenileri ekedasıyla gelmişti. Çok güzel iş sanatçıları gelişmeye de dikkat lemeyi, kapatıyorsanız, orada da halkın iraler yapacaktık ülkemiz için. göremiyorçekiyor. Sayısı bin desine ne kadar sahip çıktığınızı sorgulamaÜlke adına bir şeyler yapmak... sunuz. Anleri bulan camile nız gerek. İşte ben kent kimliği derken, tüm Büyüklerimiz üniversitelere bizi cak para re... “Kimsenin bunları kast ediyorum. Çünkü tek başına külbu amaçla gönderdi. ‘Çok çalış’ verip, kondinsel inancı beni türsanat etkinlikleri, ya da tek başına halkın dediler. ‘Çok çalış çünkü, bu ül serlere giilgilendirmez, yaşam koşullarının iyi olması yeterli değil ki. kenin size ihtiyacı var...” diyor. derseniz... başı açık mı ka Şimdi Ankara’da kent merkezleri hem ya“1970’li yılların Ankarası na Oysa para palı mı? O, insan yalara hem de araçlara kapatılıyor. Nasıl disıldı? Nasıl kutlanırdı o dö verip, konseların bireysel ter yeceksiniz? ‘Sola dönülmez’ deniyor. Bundan nemde Cumhuriyet Bayramla re gidebilecek cihidir ancak siz siyaset üretmek istiyorlar. Halkın zihnine rı ve siz bugünkü Ankara’yı kaç kişi var bukentte 10 bin kişinin ‘sol tehlikelidir’ imajı veriliyor.” nasıl buluyorsunuz?” diye sor gün?” 42 29 Ekim 2010 Cuma 330 A SELDA GÜNEYSU duğumuzda, Çandar, “içinin acıdığını” söyleyerek şu yanıtı veriyor: “Türkiye ve dolayısıyla Ankara enerjisini kaybetti ve bunu bilerek, isteyerek yaptılar. Oysa eskiden insanlar birbirleriyle dayanışma içinde olmak için adeta yarışırdı. Üniversitelerde asla dışanlamazdık. Aldığı kredilerle geçinmek zorunda olan arkadaşlarımız vardı. Geliri biraz daha yüksek olanlar, üçbeş kuruşunu bir kenara ‘Kuşağımız yeni nesilden özür dilemeli’ ‘Eskiden Arı Sineması vardı’ ‘Soltehlikelidirdemekistiyorlar’