23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

29 Ekim 2010 Cuma 330 35 rih kitabından öğrendim ve Cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Hakikaten Selçuki idaresinin bölünmesi üzerine Anadolu’da teşekkül eden küçük hükümetlerin isimlerini okurken bir ‘Ankara Cumhuriyeti’ni görmüştüm. Tarih sahifelerinin bana bir Cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’yı ilk defa dığı için, milletvekilliğine aday bile olamayacaktı. Öneri reddedilir ama Atatürk’ü çok yaralayan bir olay olarak da tarihe geçer. Bu günlerde birçok il Atatürk’e fahri hemşerilik teklif eder. Ankara Belediyesi’nin teklifini kabul eden Atatürk, üst üste beş dönem Ankara milletvekili olur. 1922’de Fransız Gazeteci Berthe Gaulis’e verdiği demeçte “Siyasi başkentimiz Anadolu’nun ortasında kalacaktır. Batı’nın ve Doğu’nun temsilcileri bizimle burada temas binanın yetersiz kalmasıyla aynı caddedeki yeni binasına taşınır. Bina halen Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak yaşatılıyor. Üst katındaki odalarda, Kurtuluş Savaşı’nın bütün evrelerini ve Meclis çalışmalarını yansıtan fotoğraf, tablo, belge ve tarihi objelerin sergilendiği binanın Toplantı Salonu, Başkanlık Odası, Bakanlar Kurulu Salonu ve diğer bölümleri orijinal haliyle görülebilmektedir. Birinci TBMM’nin kuşkusuz en önemli kararı Cumhuriyetin ilanıdır. 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyetle birlikte Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk Cumhurbaşkanı olur. Bu önemli kararı ertesi gün İsmet İnönü’nün ilk hükümeti kurarak başbakan olması ve diğer kararlar izler. Artık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yepyeni bir dönem başlamıştır… Yolu Daha sonra Ankara’ya ve Direksiyon Binası’na dönen Atatürk, gece geç saatlere kadar çalışmaktadır ve gündüz gürültüden dinlenememektedir. Bu dönemde Çankaya’da yaptığı bir at gezintisi esnasında beğendiği eski bağevi Atatürk’ün üçüncü evi, Çankaya Köşkü’nün de ilk adımı olacaktır. Kasapyan Bağevi olarak tanınan iki katlı yapı, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’nin önderliğinde Ankaralılardan toplanan paralarla, Bulgurluzade Tevfik Efendi’den satın alınarak Atatürk’e hediye edilir. Atatürk’ün Milli Savunma Bakanlığı’na bağışlanmak şartıyla kabul ettiği bu ev basit bir onarımdan sonra kullanıma hazır hale gelir. Dekorasyon’daki Fikriye Hanım tercihleri, daha sonra Atatürk’ün özel hayatındaki gelişmelere bağlı olarak bambaşka sorunlar yaratacaktır. 26 Ağustos’ta Afyon’da başlayan ve 9 Eylül 1922 tarihinde sona eren Büyük Taarruz’dan sonra İzmir’e giden Atatürk, burada beklenmedik bir karar alır. Latife Hanım, Büyük Önder’in eşi olacak ve Atatürk, yalnız ayrıldığı Ankara’ya iki kişi olarak dönecektir. dir. 5 Ekim 1922 tarihli mektubunda satırlarına “Beni Ankara’nın hamiyetli hemşerileri arasına girmeye davet suretiyle tecelli eden iltifatınıza samimi ruhumdan arzı şükran eylerim…” diye başlayan Atatürk, söz konusu mektubunun devamında Ankara’ya ilk gelişindeki içten karşılanışını hatırlatır. Esasında Atatürk’ün Ankara’ya ilgisinin başkent olmadan çok önce başladığı bilinir. 1924 yılında gazeteci Yunus Nadi’ye verdiği bir mülakatta şunları söylüyordu: “İstanbulumuz güzeldir, fakat Ankaramız bütün noksanlıklarına rağmen daha az güzel değildir. Onu bilhassa bizler biliriz değil mi?.. Ben Ankara’yı coğrafya kitabından ziyade ta ‘Ankaralıya hemşeri’ Bu dönemde yaşanan gelişmelerden biri de; Ankara’ya gelişinden üç yıl sonra Ankaralıların teklifini kabul etmesiyle Atatürk’ün Ankara’daki misafirliğinin, hemşeriliğe dönüşmesi geldiğim o gün gördüm ki, aradan geçen asırlara rağmen Ankara’da hâlâ o Cumhuriyet kabiliyeti devam ediyor…” Tekrar hemşerilik konusuna dönersek, Atatürk’e hemşerilik teklif edilmesine giden süreç, teklifi anlamlı kılan bir gelişmeyle başlar. Atatürk’ün yaklaşan seçimlerde milletvekili seçilmesini engellemek amacıyla, kanun değişikliği öneren üç muhalif milletvekili, taliplerin ancak “doğdukları veya en az beş yıl süreyle yaşadıkları yerlerden aday olmalarını” istiyorlardı. Bu da Mustafa Kemal’e milletvekilliği yolunu kapatıyordu. Doğdum yeri olan Selanik yeni sınırların dışında kaldığı ve cepheden cepheye koşan Atatürk hiçbir yerde beş yıldan fazla yaşama edecekler, her türlü diplomatik meseleler burada görüşülecektir. Milletin sinesinden doğan Hükümet burada çalışacak, memleketin iç ve dış politikası burada idare edilecektir” diyen Atatürk’ün öngörüsü, ertesi yıl İsmet İnönü ve arkadaşlarının “Türkiye Devleti’nin makarrı idaresi Ankara şehridir” şeklindeki teklifin kabul edilmesiyle 13 Ekim 1923 tarihinde gerçek olur. Bu önemli kararın alındığı ve aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın yönetildiği yer olan Kurucu Meclis Binası; Cumhuriyet Ankarası’nın tanıkları arasındaki gezimizin son durağı olacak. 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 tarihinde açılır. Ulus Meydanı’nda İttihat ve Terakki Cemiyeti Kulübü binası olarak inşa edilen binada çalışmalarına başlayan TBMM, zaman içinde Atatürk, Sakarya Savaşı’nı Alagöz Karargâhı’nda yönetir. Ankara’ya dönünce Çankaya Köşkü’nün ilk binası kendisine hediye edilir. Cumhuriyet, birinci TBMM’de ilan edilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle