16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şehirde taze kahve var ADNAN BİNYAZAR Kadının onur savaşımı lbet kötüsü, iyisi var; ama dizi filmler toptan silinip atılmamalıdır. Gösterim sanatlarını algılamada belli düzeydekiler için gereksiz görünen birçok olay, kitlesel aydınlanma yönünden niye yararlı sayılmasın! Orhan Kemal’in romanından uyarlanan “Hanımın Çiftliği”ne getirmek istiyorum sözü. Adana’nın en yoksul kesiminin yaşadığı kenar mahallede oturan romanın kadın kahramanı, yoksul ama o ölçüde onurlu ve dürüst olan Güllü, çalıştığı fabrikanın sahibi, eşraftan Muzaffer Bey’in ilgisini çeker. Muzaffer Bey’le evlenerek çiftliğe yerleşir. Bey, bir süre sonra, Güllü’nün, aynı zamanda şoförü olan Kemal’le gençlik aşkını öğrenince onu dışlar. Hamile olduğu için çiftlikte kalmasına izin verilen Güllü, artık “hanım” değil, bir sığıntıdır. Onuru zedelenen Güllü’nün önünde iki yol vardır: Ya köşkte sığıntı olmayı kabul edecek, ya da anasına ve kendisine sürekli şiddet uygulayan babasını da dışlayarak kendine yetmeyi seçecektir. Ani bir kararla çiftliği terk eder, eski arkadaşı Pakize’yle yaşamaya başlar. Ona da yük olmaz, bir manavın yanında iş bulur. *** Kadın günlerinde herkes onu yüceltici sözler etmek için sıraya giriyor. Oysa bu, sözle olmuyor, ona eylem bilinci kazanacak olanaklar sağlamak gerek; Güllü’nün yaptığı gibi... Olayın nasıl gelişeceği şimdiden kestirilemez. Şapkadan kuş da çıkar, tavşan da... Güllü, emeğine güvenerek çalışma yolunu seçiyor. Nice genç kız ise, şarkıcı ya da artist olma uğruna et pazarlayıcılarının eline düşüyor. Her yıl, evden kaçanların, çaresiz kalınca canına kıyanların oranı gün gün yükseliyor. Yalnızca üstündeki giysiyle evden ayrılan, boşanmaları ugünlerde yolunuz Galata’ya düşerse, meşhur Camekân Sokak’taki Cherrybean Coffes’a uğrayıp sımsıcak bir fincan kahve ile içinizi ısıtmadan dönmeyin. “Şehirde Taze Kahve Var” sloganıyla yola çıkan Cherrybean Coffees, dünyanın sayılı kahve üreticisi ülkelerinden kahve çekirdeklerini Türklerin damak tadına uygun B E söz konu olduğunda kocasından nafaka bile istemeyen Güllü’nün onur savaşı onlara örnek olamaz mı?.. İnsanın her darlıktan kurtuluşu kendi elindedir. Yoksullukları geride bırakarak bir yerlere gelenlerin göz yaşartıcı serüvenleri filmlere, tiyatrolara konu olmuştur. Onurlu davrananlar kurtuluşa ermiş, onun bunun güdümüne girenler de kişilik çürümesine uğramıştır. Onur, insanın algılaması, duyumsaması, kendine yetme yeteneğiyle beliren özgüven duygudur. Sorun, bu duyguyu kişiliğin bir parçası kılmakta. Aileyi geniş ölçüde ayakta tutan, kadının onurudur. Ne yazık ki, kadınlığın onuru hep görmezden gelinmiştir. Savaşta talan malı mı sayılmamış, esir pazarlarında satışa mı çıkarılmamış, odalara kapatılıp onlara mahpus hayatı mı yaşatılmamış, çarşaflanıp peçelenerek bir namus nesnesi haline mi getirilmemiş?.. Bilimle uğraşması şeytan işi sayılıp meydanlarda yakılan kim bilir kaç kadın var!.. İnsanlık 21. yüzyılın ortalarına doğru yol alırken, babaların başkalarına sattığı, ya da berdel denen töre gereği değiş tokuş yöntemiyle evlendirildiği, baba da içlerinde olmak üzere en yakınların cinsel tecavüzüne uğrayan kadının başına gelenler, şu günlerde bile gazetelerin baş konusu... Kadın özünde barındırdığı güçle varlığını kanıtlayacak güçtedir. Onu koca eline bakan bir köle durumundan kurtarıp bağımsızlığa erdiren de bu güç olacaktır. Çağımızın kadını düşüncesiyle, duygusuyla, yaratıcılığıyla ailenin soylu bir ana kuşu olmadığı sürece, kendini şiddetten kurtaramayacaktır. G [email protected] olarak seçiyor ve harmanlıyor. Sonrasında ise kahvenin harmanına bağlı olarak günlük kavuruyor, özenle öğütüyor, içim veya satışa hazır hale getiriyor. Dilerseniz, eşsiz bir aromaya sahip kahvenizi paket yaptırıp evinizde içerek atarsınız yorgunluğunuzu, dilerseniz Cherrybeen’in barında tarih kokan sokağa bakarak yudumlayabilirsiniz. Yüzyıllar öncesine ait bir yazıtta kahve için; “gece kadar koyu, şeytan kadar siyah, cehennem kadar sıcak” denmiştir, kimileri için hayat sıvısı olan bu içeceğe. “Kahve Yemen’den gelmiş” sonrasında uzunca bir süre, türkülere girmiş; atalarımız “kahveyi kaynatmışlar, fincana damlatmışlar”… Kimi zaman kırk yıllık hatır olmuş vefa gibi; acı da olsa, kimi zaman uzun sürecek bir gecenin iksiri ahşap masalarda… Yazıttakinin aksine cennetten çıkma sayılmış bazen kokusu, Arapların şarabı sayılmış, fazlasının sarhoş ettiği kulaktan kulağa yayılmış. Yeşil çekirdekten gelen kahvenin kavrulması, soğutulması, çekilmesi ve fincanın içindeki son halini alması, yaydığı o eşsiz kokuyla beraber, sayısız insanın yaşamında “acı” bir bağımlılık halini almış kısa sürede; dünyada petrolden sonra en çok ticareti yapılan sıvı haline gelmiş. İşte bu eşsiz sıvıyı Cherrybean Coffes’ede yudumlarken hoparlörden yayılan müziğin tınısı da ısınmanıza eşlik ediyor kahvenizin dumanıyla birlikte. “Bu meret de tek başına içilmiyor ki” diyenlerdenseniz eğer, Cherrybean Coffees için özel olarak üretilen çikolata, lokum, draje, badem şekeri, dilim jöle ve diğer şekerlemelerin de tadına bakabilirsiniz. G Bereketzade Mah. Camekan Sk. No:10 Galata / İstanbul Tel: 0212 252 80 83 C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle