22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 MART 2010 / SAYI 1252 Tek vasfım Kenan’ın sevgilisi olmak değil Hırsları ve hedefleri olmayan bir oyuncu Zeynep Beşerler. Süper bir oyuncuyum gibi bir iddiası da yok. Her gün yeni bir şey öğrendiğini söylüyor. Şimdilerde yine bir diziyle ekranlarda olsa da magazin basınının deyimiyle Kenan İmirzalıoğlu’nun sevgilisi olarak anılmak sinirlendiriyor güzel oyuncuyu... SİNEM DÖNMEZ eynep Beşerler, yaklaşık 10 yıl önce hayatımıza girmiş, kendi çabalarıyla oyunculukta belli bir noktaya ulaşmış genç bir kadın. Ancak ne yazık ki ismi her nedense durmadan Kenan İmirzalıoğlu’nun sevgilisi olarak anılıyor. En büyük derdi de bu Beşerler’in. Dizilerde, haberlerde, magazin programlarında sık sık görüyoruz aslında onu. Ama pek de tanıdığımız söylenemez. İzmir’den üniversite okumak için İstanbul’a gelmiş. Hayatımıza ise oynadığı reklam filmiyle girdi. Ki bu reklam filminden sonra okulu bırakmış. Uzun bir süre de program sunuculuğu yapmış. Oyunculuğa adım atışı ise Uğur Yücel’le tanışarak Alacakaranlık dizisiyle rol almasıyla gerçekleşmiş. Sonrasında pek uzun soluklu olamayan birkaç dizide daha rol aldıktan sonra bir süre kabuğuna çekilmiş. Şimdilerde ise Aşk ve Ceza adlı dizinin Nadya’sı olarak ekranlarda. Aşk ve Ceza ile ekrandasınız. Öncesinde ise bir süre görünmediniz. Uzak mıydınız projelere? Açıkçası o süreçte hiçbir şey yapmadım. O dönemde Kenan askerdi. Edirne’ye gittim geldim sık sık. Ondan sonra da sıkıldım ve artık çalışma zamanı dedim kendime. Uzak durmanız biraz da kendi içinize dönmek miydi? İlk zamanlarda dünyanın en mutlu insanısın. Sonra bir şeyler tırmalamaya başlıyor çalışmadığın süreçte. Bir şeyler yapmayı hep istedim ama tutmayan, abuk sabuk işlerden sıkılmış, insanlarla uğraşmaktan yorulmuştum. Oturayım Z evimde, kitabımı okuyayım, müziğimi dinleyeyim diye düşündüm. Çünkü öbürü daha yorucu. Bu piyasada sözüne güvenilecek adam çok az. Aşk ve Ceza’ya nasıl ikna oldunuz? Bu işi çok istedim. Çok güvenilir bir ekip. Onlarla çalışmak zaten büyük bir sebep. Dizide oyunculuk çok mu hızlı tüketiliyor? Mümkün değil dizide oyunculuğu yansıtmak. Sürekli o enerjiyi ve içselliği kendi içinde tutabilmek set koşuşturmasında mümkün olmuyor. Aceleye geliyor her şey. O yüzden daha çok sinema filmi çekilsin istiyorum. Diziler de aslında sinema filmi kadar uzun... Her hafta bir sinema filmi uzunluğunda bir şey çekiyoruz. Kolay değil. 90 dakika. İnse 45 dakikaya... Ama mümkün değil, inanın hiç umudum yok. Çünkü ne kadar uzun dizi, o kadar çok reklam, o kadar çok para, dizi anca yürüyor... Birkaç yıl önce “Oyunculukta bir iddiam yok” demişsiniz. Hâlâ yok. Ben süper bir oyuncuyum diye bir iddiam yok. Sürekli bir şeyler öğreniyorum. Ki takdiri bana düşmez. Peki oyunculuk hedefleriniz neler? Benim hiç hedeflerim yok, hiç sevmem hedef koymayı da. Hayatta hırslarım hiçbir zaman olmadı. Ben yaptığım işten alnımın akıyla çıkayım, başka bir şey istemiyorum. Peki hırslar olmadan bu cadı kazanı zor değil mi? Zor tabii ki. Ama hırslı insanlar beni çok korkutuyor. Biraz hırs yaptığı işin daha iyi olmasını sağlar ama sektörde çok büyük hırsları olan insanlar var. O insanlardan uzak duruyorum. Büyük hırsların zararı da büyük olur. Hırs insanı kemiriyor. Hırsları ve egoları olan insanların nasıl tepetaklak olup sonra nasıl tekrar kendilerini toplamaya çalıştıklarını gördüm bu sektörde. Büyük, şişkin egolar insanı gerçekten tepetaklak eder. Benim anlayışıma çok ters. Ben hayatımı hırs ve Zeynep Beşerler “Aşk ve Ceza”da Nadya rolünde. Fotoğraf: Vedat Arık egolarım üzerine kuramam. Yaptıkları hiçbir şeyden Bu biraz da ataerkilliğimizden kaynaklanıyor. memnun olmuyorlar, hiçbir şey onlara mutluluk vermiyor. Sonuçta 6 yıldır birlikte yaşıyoruz çok normal birlikte Bir şeyin peşine takılıp ömürlerini yiyorlar ve farkında yazılıp çizilmesi ama bu biraz erkek egemen toplumun değiller. Çok acınası bir durum bu. baskısı ve dayatması. Bu kadar başarılı ve güçlü bir adamın yanında sen hep ikinci plandasın. Tamam ikinci plandayım KADIN DA GÜÇLÜ OLABİLİR ama ben bir bireyim bunu unutuyorlar. Onun yanındaki kadın da güçlü olabilir fikri onlara ters geliyor. Adınızın sürekli Kenan İmirzalıoğlu’yla çıkması gibi bir Bir de evlilik konusunda üstünüze geliniyor sanırım... durum var. Evlenmiyorlarsa ayrılsınlar, biz bunlardan sıkıldık. Evet bu magazinin yarattığı bir durumdu ve öyle de kaldı. Evlenmeden bu kadar ilişki mi yürür gibi bir durum var. Ben alıştım, bu adam benim sevdiğim adam olduğundan Evlenmiyoruz da ayrılmıyoruz da. Bir derdiniz varsa kendiniz adımın onunla anılması çok da umrumda değil. Ama çözün diyorum. Neden evlenmek mecburiyetindeyiz ki? karşınızda duran insan sadece onun sevgilisi değil, tek vasfı Yarın öbür gün bir çocuğumuz olsun dersek o zaman bu değil. Kenan’dan önce ve sonra yaptıklarım da var. evleniriz. Zaten çok güzel bir hayatı paylaşıyoruz niye illa Sonuçta ben bu adam sayesinde bir şey yapmıyorum. evlilik olsun? Bu Türk zihniyeti işte. İkimizin de kendine ait Herkes onun sayesinde iş buluyorum sanıyor. Ben kendi hayatları var. Bu neden anlaşılmıyor bilmiyorum. G emeğimle bir yerlere geldim. Onun adıyla değil. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle