08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MERHABA Ruhları ayarlama enstitüsü Önemli olan o hayatın ayarını bulmaktır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü bu yaşamsal gereksinimin romanıdır. Tanpınar, bire bir gerçekliği değil, gerçeği anlatmıştır. Server Dayoğlu’nun İstanbul Muvakkithaneleri (İBB yayını, 2010) kitabını okudunuz mu? Eski zaman İstanbulunun yaşamında merkezi önem ta tanbul’unda birkaç merkezi müslüman mahallesinde saat uyumu olsa da, gayrimüslimlerin, taşranın, imparatorluğunun çeşitli yerlerinin aynı zamanı paylaştıkları şıyan muvakkithaneleri tanı söylenemez. mak, hangilerinin günümüze kalıp, han Tanpınar bu! Geçmişe yakıştı gi köşelerde ziyaretimizi beklediğini öğ rılan uyumla da gırgır geçmesini renmek bakımından çok güzel, yararlı bir bilir. “Avrupa saatçiliğinin en bü yapıt. yük müşterisi daima Müslüman Muvakkithane deyince, Tanpınar’ın Sa lar ve onlar içinde en dindar olan atleri Ayarlama Enstitüsü (SAE) gelir aklı memleketimiz halkı imiş.” sözün mıza. Zaman ve saat anlayışımızın deği deki alayı atlarsanız bu romanı şimi üzerinden ironik bir toplumsal eleştiri okumamış olursunuz. Osmanlılar, başyapıtı. Konuyla bir bilimsel bir çalışma daha doğrusu Saray halkı ve pa okudum. İsrailli Avner Wishnitzer’in Re ralı İstanbullu Müslümanlar, Av ading Clocks, Alla Turca (2015, Türkçe rupa malı saatlere çok düşkün si Alaturka Saatleri Ayarlama, Çev: Ercan aşkın değişim süreci 1926’da Cumhuriye düler. Avrupalı saatçiler keşfe Ertürk, İş Ban. Yay. 2019). Zaman ve saat tin uluslararası saat düzenini benimseme dince madeni, İstanbul’a mitili atıp bu anlayışımızın evrimi üzerine sağda solda siyle son durağına varmış oldu. Saatin ta rada da saat yapmışlar. JeanJacqu güzel çalışmalara rastladım ama bu kadar rihi modernleşmenin de tarihidir. es Rousseau’nun babası İsaac bunlar doyurucu olanını henüz göremedim. Geçmişe özlemle bakış bizim gibi ken dan biridir. İsaac’ın İstanbul yılları üze di kabuğundan çıkarak dünyaya ayak uy rine güzel bir kitap çıktı. Türkçesi: Sa OSMANLININ KOZMIK DÜZENİ durmak zorunda kalmış toplumlarda çok rayın Saatçisi ( 2011 İnkilâp kitabevi). Wishnitzer, alaturka zaman ve saat an görülür. Modernleşmenin güçlükleri, gi Cenevre’de Philippe Patek müzesinde layışından, dünyaya ayak uydurmak için derek başarısızlıkları, ülküselleştirilen bir de Osmanlı için yapılmış nice saat görür alafrangaya geçişin ne kadar uzun, gi geçmiş imgesiyle dengelenir. İçselleşti sünüz. “Gurubî saatlerin ne kadar yanlış rift, zorlu, bir o kadar da zorunlu bir süreç rilerek gerçekliğine inanılan bir imge yo ve gayri muntazam işle”diğini öne süren olduğunu anlatır. Osmanlının anlayışını ğun yurtsama duygularının konusu olur. Ahmet Samim, “hemen her sene tamire Refîi Kâlâyî’nin (Ermenice Türkçe söz İmgenin gerçekliğe uygunluğunu Wishnit ve birkaç tamirden sonra tecdide ihtiyaç lük de yazmıştır) bir gazelini çözümleye zer’inki gibi çalışmalarla ölçebiliriz. arz eden saatlerimizi zikr etmek. Bu yüz rek betimler. Osmanlının algıladığı kozmik Örneğin, Şirketi Hayriye’nin vapur se den Avrupa fabrikalarına karşı nasıl haraç düzen ile on iki saatten oluşan günlük ferleri 1950’lere kadar Yeni Cami Muvak güzar olduğumumuzu anlatmak zâiddir” düzeni örtüştürme çabasını açıklar. Ken kithane’sinin saatlerine göre hazırlanmış der. Kısacası, dış kaynaklı saatlere dayalı di içinde tutarlı, daha iyi tanımamız gere tır. Dolayısıyla, SAE’sinin karşılığı olan yıl bir zaman ve saat anlayışı! ken bir dünyadır bu. Geçmişimizi bilmedi larda İstanbul’da hâlâ işleyen muvakkit Yerli ustalar yetişmiş elbette: Muvakkit ğimiz ölçüde geleceğimiz eksik kalır. hane varmış. Cumhuriyetin Başmuvakki Nuri Efendi. Tanpınar’ın ideal tipidir. Ya Alafranga saatli hayatıysa, Ahmet Ha tinin (Ahmet Ziya Akbulut) de SAE yılların bancı saat düşkünlüğünü tiye alan odur. şim, “Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz za da yaşadığını unutmayalım. Kozmik zaman ile güncel zamanı saniye man içinde kaybolmuş kimseleriz.” di sine kadar örtüştürebilen, bilge dolayısıy ye eleştirir ünlü Müslüman Saat makale SAAT, DAKIKA VE SANIYE la yalnız bir kişidir. “Zemberek, tulumba, sinde. SAE’nin başkişisi Hayri İrdal da, SAE’de Hayri İrdal eskiyi anlatırken, 19. çarklar her biri ayrı fabrikalardan, ayrı iş Osmanlı mahallesinde herkesin saatleri ve 20. yüzyılların eklemlendiği dönem çilerden gelmiş” saatlere “Tıpkı bizim ha ni ona göre ayarladığı muvakkithaneler den söz etmektedir. Aslında değişim sü yatımız!” der. Önemli olan o hayatın aya den ve uyumlu günlük hayattan söz eder. reci belki yüzyıldır işlemektedir. Herkesin rını bulmaktır. SAE bu yaşamsal gerek Kastettiği herhalde alaturka saat ayarıdır. muvakkithaneye göre ayarlayacak saat sinimin romanıdır. Tanpınar, bire bir ger Ahmet Haşim gibi Hayri İrdal da özlemle lerinin olması bu süreçin bir evresidir. Es çekliği değil, gerçeği anlatmıştır. anar o günleri. ki düzenin simgesi gibi sunulan Muvakkit Saatlerimizin çoğu gene dışarıdan ge Ne ki, namaz vakitleri dışında takribîliği Nuri Efendi, “Ayar saniyenin peşinde koş liyor. Hiç değilse, teknik anlamda saat yeğleyen ve dakikliği bilmeyen bir vakit maktır” der. Saatte dakika ve saniye gös ayarlama sorunu kalmadı. Buna karşılık, anlayışı ve yaz kış değişen saat düzeniyle tergeleri bulunmasını gerektiren dakikliğin SAE’nin konusu olan ayarlı hayat gerek sanayi toplumunun, askeri ve sivil çalış güzel bir tanımıdır bu. Nuri Efendi de de sinimi henüz giderilebilmiş değil. Bunu ma hayatının disiplinini sağlamak olanağı ğişim süreci içinde yer almaktadır. Tan sağlamak için, bence, insan hakları, hu yoktu. Greenwich’e ayarlanmamış, hâlâ pınar tarihsel gerçekliği tam olarak yan kuk devleti ve demokrasi temelinde ruh alaturka saatle yaşayan bir toplum dü sıtmaktan çok toplum içi uyumu anlatan ları ayarlama enstitüsü kurmak gerekli şünebiliyor musunuz? Osmanlının yüzyılı bir alegori yapmıştır. Yoksa o günün İs dir (!).n KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir Gürer Mut l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Ozan Alper Yurtoğlu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Y aşar Miraç, 70’li yılların ikinci yarısında edebiyat dergilerinde görünmeye başladığında şaşırtıcı bir şair olarak karşılanmıştı. İlk bakışta Karadeniz türkülerini andırıyordu yazdıkları ama öte yandan yepyeni, çağdaş bir şiirdi ortaya koyduğu. Bu tartışmalar içinde ilk kitabı Trabzonlu Delikanlı yayımlandığında, gördüğü ilgi daha da büyüdü. 12 Eylül paşası Kenan Evren, bir konuşmasında onu hedef gösterince, kitapları yasaklandı, devlet gücüyle ortalıktan çekilmek zorunda kaldı. Ama elliye yakın şiiri, adını koyduğu Yeni Türkü topluluğunun, İnci Çayırlı’nın, Sezen Aksu’nun, Volkan Konak’ın ve nice ses sanatçısının albümlerinde varlığını sürdürdü. Yaşar Miraç’ın şiirimize getirdiği yeniliklerin ötesinde bir özelliği de şiir sanatı karşısındaki soylu duruşudur. Şiiri hep en yüce değer olarak görmüş, şiirlerinde de insanlık değerlerini yüksekte tutmuştur. Soma faciasından sonra oraya giden, günlerce madencilerin arasında yaşayıp acılarına ortak olan ve dahası madencilerle ilgili şiirlerinin yer aldığı Kömürkirchen kitabının bütün satış gelirini de oradaki madenci çocuklarına dağıtan yine odur. Günümüz şairlerinin pek çoğunu saran esnaf tutumların izi görülmez Yaşar Miraç’ta. İşte yıllar sonra hem yeni şiirleri, hem de Trabzonlu Delikanlı ile okurların karşısında. İyi okumalar. [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle