08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

l BEBEK l ÇOCUK KITAP l GENÇ “Herkesin” hayatı aslında bir okul hikâyesidir Dünya çocuk ve gençlik edebiyatında milyonlarca çocuğun kalbine ulaşan, öğretmen ve ebeveynlerin de ilgiyle okuduğu Andrew Clements, romanlarının çevirmeni Mine Kazmaoğlu’nun sorularını yanıtladı. MINE KAZMAOĞLU n Türkçe’ye çevirdiğim sekiz kitabınızda da, onların benzerlerinde de hep okul yaşamı önde… Okul yaşamı dünyadaki herkesin ortak deneyimi olduğu için okul hikâyeleri, çocuklar, öğretmenler ve okullar hakkında öyküler yazmaya devam ediyorum. İnsanların yaşamında okul kadar iz bırakan çok az deneyim vardır. Hatta, “herkesin” hayatı aslında bir okul hikâyesidir. Hiçbir zaman iyi bir eğitim alma olanağı bulamayan bir insanın hayatı da eğitim “yoksunluğunun” damgasını vurduğu bir okul hikâyesinden ibarettir. Okul; beslenme, giyinme, barınma ve güçlü aile bağlarıyla birlikte, insanların ve kültürlerin başarı ve mutluluğunu belirleyen önemli bir öğedir. Savaş ya da doğal afet mağduru bir ülkede yaşamın düzelip düzelmeyeceği, basit bir soruyu yanıtlayarak anlaşılabilir: Bütün kız ve erkek çocuklar okullarına dönmüş müdür? Yanıt olumluysa, o toplumun yaralarını sarıp toparlanarak ilerleme şansı var demektir. Okul artık çocukların hayata hazırlanmak için gittikleri bir yer değil, hayatlarının büyük bir bölümünü geçirdikleri bir yerdir. Çocuklar bütün yaşamsal deneyimlerini de her gün okula taşırlar. Okul hayatı üzerine yazmayı sürdürmek niyetindeyim. n Kahramanlarınız acar çocuklar ama hep masumane sınırlar içinde davranıyorlar aslında... İtaatsizlikleri zekâlarıyla oranlı, haşarılıkları ciddi zararlara yol açmıyor hiçbir zaman. Olumsuz davranışların haylaz okurlarınıza örnek oluşturmasından kaçındığınızı düşünebilir miyiz? Güçlü bir kavrayış sergileyen sorunuz için teşekkür ederim! Yaramazlıkların temelinde çoğu zaman zekâ yatar. Andrew Clements Yaramazlık yapan çocuklar çoğunlukla çok zekidirler, genellikle yeni ve ilginç bir şeyler denemek ister ya da protestolarını özgün bir biçimde ortaya koymaya çalışıyor olabilirler. Çocuklar henüz olgunlaşmamış kişiler olduklarından da, yetişkinlerin yapmayacağı davranışlarda bulunabilirler. Şu da var ki, zeki bir yetişkin grubu sıkıcı bir konuşma cıyı dinlemek durumunda kalır ve bu çok uzun sürerse, o yetişkinler de çoğu zaman kesinlikle çocukça davranışlar sergilemeye başlar. Çocukların doğuştan yaramaz olduklarına inanmıyorum. Zeki ve olgunlaşmamış çocuklar, olgunluk gerektiren hedefler koyan ve bir etkinliği sürdürüp geliştirmeye çalışan öğretmen ve velilere yaramazlık gibi gözüken şeyler icat edebilirler. Ancak, çocuklar açısından, yaramazlıklar onlara dayatılan alışılmış çalışma yöntemlerini kırmak için yaptıkları komik ya da özgün denemelerden ibarettir. Çocukların zeki, yaratıcı ve komik olmaları iyi ve normaldir ve okulda böyle olabilmeleri için onlara daha çok olanak sağlayabilirsek, belki bu sözümona yaramazlıkların da azaldığını görebiliriz. n İşlediğiniz yaş grubundaki çocukların yaygın olarak birbirlerine sergiledikleri olumsuz davranışların ana karakterlerinizin parlak zekâ gerektiren fikir ve yöntemler geliştirmesine yol açtığını görüyoruz… İnsanlık tarihi zaten varoluş sorunlarıyla, iyi ve gelişim gösteren bir yaşam sürme uğraşıyla akıl ve zekâyla baş etmenin hikâyesinden ibarettir. Okul, çocukların zorbalık ve merhametsizliklere göğüs germek, gerçek ya da zihinlerinde yaratılmış haksızlıkların üstesinden gelmek, otoriteyi kabullenip ardı arkası gelmeyen hedefler için çalışmak zorunda kaldıkları ilk yerdir. Burada tehditler karşısında nasıl tepki vereceklerine karar vermek zorunda kalırlar. Yaşları ne olursa olsun, zeki insanlar zorbalıklara direnmek gerektiğini kavrar ama bunun güç kullanmadan da yapılabileceğini bilirler. Güçlü bir karaktere sahip olmak ve akıllı davranmak daima kazandırır. Çocukların, zekâ ve iyi niyetle nerdeyse bütün sorunların çözülebileceğini keşfetmelerini sağlamaktan zevk alıyorum. n Haylazların Kralı’nda öfke kontrol sorunu yaşayan ve tutuklanmış bir abi ile karşılaştık. Kaybedenler Kulübü’ndeki Kent’te de olumsuz bir karakterin olumluya dönüşümünü izliyoruz. Çocuklara kötü örnekleri alt etmenin mümkün olduğunu mu göstermek istiyorsunuz? Hem kendi çocukluk ve ergenlik dönemlerimde, hem de yedi yıllık öğretmenlik sürecimde, bazı çocukların kötü şöhretlerinden kurtulamadıklarını göz lemledim. İnsanın kendisi hakkında kabullendiği belirli kanılardan kurtulmasının ve başkalarının yerleşmiş algılarını değiştirmesinin ne kadar zor olduğunu bizzat gördüm. Haylazların Kralı’nda böylesi bir düzelmenin olabilirliğini araştırmak istedim. Böyle bir değişikliğin mümkün olduğunu gerçek hayatta gördüğüm için biliyorum ve hikâyemdeki ana karakterin bu sorunlarını nasıl çözeceğini keşfetmek ilginçti. Evet, çocukların ve herkesin, daha iyiye doğru sağlam ve kalıcı bir değişimin gerçekten olası olduğunu bilmelerini istiyorum. n Çocukluğunuzdan, öğretmenlik yaptığınız okullardan, hatta kendi çocuklarınızdan da romanlarınıza pek çok ayrıntı girmiştir diye düşünüyorum… Çocukluğumu hâlâ keyifle anıyorum. Annemle babam üniversite mezunu değillerdi ama her ikisi de kitapları ve okumayı çok sever, üç erkek ve iki kız kardeşimle benim her zaman kendimize ait kitaplarımızın olmasına dikkat ederlerdi. Bizlere her gün kitap okumayı da ihmal etmezlerdi. Ailemle birlikte her yaz çok güzel bir ormanlık alana gider, büyükanneler, büyükbabalar, teyzeler, dayılar, halalar, amcalar ve kuzenlerimle birlikte, göl kenarındaki kulübelerde çok basit koşullarda bir iki ay geçirirdik. Yazları bu gölün oraya gelen çocuklarla ömür boyu sürecek dostluklar kurdum. Okul, muhteşem bir yaz daha geçireceğim Maine’e dönebilmem için başarıyla tamamlamam gereken dokuz aylık bir engelli parkur gibiydi. Çok başarılı bir öğrenci olmasam da, her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışır dım. Aslında yaramaz bir çocuk değildim, ama öyle çok arkadaşım vardı ve ben de hep keskin bir gözlemciydim – ki bu, yazarlığın temellerinden biridir. Bence yazar gibi düşünmek diye bir şey var ve geriye baktığımda, ömrüm boyunca hep böyle düşünmüş olduğumu görebiliyorum. Yazar gibi düşünen biri için her yer, en sıradan olaylar bile çeşitli hikâyeler barındırır. n Gelecekte bir kahramanınız Mars’a okul gezisi yapabilecek mi? Önümüzdeki yaklaşık yüz yıl içinde pekâlâ da Mars’ta yaşayan gerçek bir Dünyalılar kolonisi olabilir. Ve bu kalıcı bir koloniyse, çocuklar da olacaktır ve çocuklar varsa, öğretmenler ve okul da olacaktır. Bu dünyada ve şu anda benim amacım, Mars’taki o okula gidecek çocukların da hâlâ okuyacakları, hâlâ gerçekçi, eğlendirici ve ilginç bulacakları okul hikâyeleri yazmak. İşte “bu” önemli bir amaç! n 16 8 Ağustos 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle