24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER Kamçılanma Mesafesi / Zeynep Uzunbay / Sel Yayıncılık / 114 s. Başlarındaki dumanı kahkahalarıyla dağıtan, öfkelerini, deliliklerini madalya gibi göğüslerinde taşıyan kadınlar. Bazen sokaklarda söylenen şarkılarda buluşan, bazen sadece bakışarak anlaşan, dibe vurdukları yerlerde birbirlerini anlatan kadınlar... Zeynep Uzunbay, erk dilini sözlükten silen üslubuyla, yalnızca bir cins olmaya indirgenen kadına, güçlü sesini bir kez daha anımsatıyor. Kamçılanma Mesafesi’nin ayrı ayrı görünen öyküleri, tıpkı bir nehrin kolları gibi birleşip bütün ayrı akışların, savruluşların sonunda birbirine değdiği noktada, derinliği kadınlarla ölçülen bir suya dönüşüyor. Yüreğim Dağlardadır / William Saroyan / Çeviren: Ece Eroğlu / Aras Yayıncılık / 88 s. William Saroyan’ın 1938 yılında kaleme aldığı ve aynı yıl Broadway’de sahneye konulan Yüreğim Dağlardadır kendi zamanının çok ötesinde bir oyun. 1914 yılının Fresnosu’nda, aç bir şairle oğlunun, yolunu kaybetmiş, kendini dünyadan kopmuş gibi hisseden Mac Gregor adında yaşlı bir Shakespeare aktörüyle karşılaşmasını konu alan bu tek perdelik metin, Saroyan’ın birçok öyküsü gibi, gerçeküstücü bulunmuştu. Hikâyenin merkezinde memleketine uzak düşmüş, Ermeni bir aileyle yüreği İskoçya’nın dağlarında kalmış Mac Gregor üzerinden yabancılık, gurbet, özlem, aidiyet gibi konuları işleyen Saroyan, kuvvetli kalemiyle okuyucuyu bunlar üzerine düşündürmekle kalmayıp, sadece yüreğin bildiği bir yere karşı duyulan özlemin de su yüzüne çıkmasına neden oluyor. Ters Lale / Neslihan Semiz / Alfa Yayıncılık / 320 s. Her çiçeğin bir öyküsü olduğu söylenir, her ailenin olduğu gibi. Denir ki laleler hüzne isyan ettiğinden boynunu büker. Aslında bir dik duruştur bu. Tüm çiçekler güneşe bakarken onlar bakmaz. Moran ailesi bireyleri, geleneksellik ile modernlik arasındaki tereddütle, ahlaki değerlerin sorgulandığı, aklın ve duyguların çarpıştığı hikâyelerine boyunları bükük başlar. Mehmet sanat sevgisiyle, Arda bilime olan tutkusuyla, ailenin kadınları ise kadın olmanın güçlükleriyle ataerkil bir yapıya ve maddeci bir dünyaya karşı savaş verirler. Yetiştiği toprak güneşe fazlasıyla muhtaçken lale yüzünü güneşten çevirse de yok olan değerler karşısın da bir çıkmazda kalan kahramanlar, mücadeleleriyle yüzlerini güneşe dönecektir. Bir antikçağ masalı; Tanrıçanın Gözdesi / Oğuz Adanır / Doğu Batı Yayınları / 231 s. Kahramanlarımızın yaşadığı çağda Efes, bir kölelik ve kehanet merkezidir. Bu evrende her şey talihli olmak ya da olmamakla ilgilidir. Talihli olanlar arkalarında tüm gizemli güçler ve tanrıların bulunduğuna inanırken, talihsizler bu güçlerin kendilerini olsa olsa geçici bir süreliğine terk ettiklerini düşünürler. Güzel köle Saronya ve efendisi güzel Nika’dan hangisi daha talihlidir? Ressam Pityus mu yoksa güzel konuşmayı ve öyküler anlatmayı bilen Atalis mi daha talihlidir? Tanrılar, atalar ve gizemli güçler korku içinde yaşayan bu küçük kahramanlarla oynamayı sevdiklerinden onların talihlerini belli aralıklarla değiştirerek kendilerine tapan bu çocukları ya da torunlarını kimi zaman çok üzüp, kimi zaman çok sevindirmekten zevk alırlar. Tanrılar ve insanları bir araya getiren talih bu belirsizlik evreninin ana motifi gibidir. İyi Toplum Yoktur / Nihan Kaya / İthaki Yayınları / 165 s. Nihan Kaya, çok ses getiren kitabı İyi Aile Yoktur’dan sonra, hiç farkında olmadan topluma uygun hâle getiriliş biçimlerimizi ve bu mekanizmanın hem toplumun hem de bireyin gerçekten var olabilmesini nasıl engellediğini anlatıyor. İyi Aile Yoktur’un devam kitabı olan İyi Toplum Yoktur, sünnet, nikâh, düğün, kına gibi törenlerin bize anlatılandan çok başka amaçlara dayandığını, her törenin aslında bir kurban etme töreni olduğunu savunurken doğru bildiğimiz inanışlarımızı altüst ediyor. Uyumsuzlarİnsanlığa Yön Verenlerin Hikâyesi / Şafak Altun / Destek Yayınları / 304 s. İnsanlığın bugün geldiğimiz aşamada bir “hayat tamircisine” ihtiyacı var. Hem geldiğimiz hem de yarattığımız dünyayla bir uyumsuzluk sorunu yaşıyoruz. Başarısızlığımızın, mutsuzluğumuzun ve anlam arayışımızın temel nedeni de budur. Peki ne yapmalı? Kontrolü elden bırakmadan bilimsel ve teknolojik gelişmelerden geri kalmamak için “uyumlu”, kendi hayatımızı yaşamak için de “uyumsuz” olmalıyız! İşte karşınızda dünün, bugünün ve geleceğin insanlığına yön veren uyumsuzların kısa bir hikâyesi. Size Nefesimi Bırakıyorum / Perihan Bakır / Everest Yayınları / 328 s. Cemal Süreya’nın kız kardeşi Perihan Bakır’ın belleğinden süzülen bu anılar, “Şairin hayatı şiire dahil” diyen Süreya’nın sözünü bir kere daha doğruluyor. Sürgünlük, çocukluk, anne ölümü, üvey anne, göçler, okullar, işler, ilk kitap, evlilikler, çocuklar, şehirler, sevinçler, üzüntüler… O, bizim Cemal Süreya’mız ama “Peri”nin yani Perihan Bakır’ın ağabeyi. Bu olağanüstü tanıklık, şaire bir adım daha yaklaşmamızı sağlıyor. Proleterler için Patafizik Dersleri / Onur Akyıl / Can Yayınları / 104 s. Bir saatçi dükkânı. Tamire getirilen bir guguklu saatin içinden çıkan Ulyanov küçük ve öfkeli bir adam. Ulyanov’u yutan Mihail elbette bir kedi. Ulyanov’un, Mihail’in, dükkânın peşine düşenler. Ölümden sonra hayat. Zamanın ve uzayın büküldüğü bir evrende, dönüp dolaşıp değişmeyen şeylere varan anlatı yolları. Onur Akyıl Proleterler İçin ‘Patafizik Dersleri’nde, hayallerle kayganlaştırılmış bir gerçeklik zemini kuruyor, çağrışım zincirleriyle okuru bir o yana, bir bu yana çekiyor ve insanın yaşama nasıl bağlandığını sorguluyor. Gerçeklikle oyun hamuru gibi oynayan bir ilk roman. Yeni Ülke Yeni Hayat / Bahar Çuhadar / Artemis Yayınları / 291 s. “Yeni Ülke Yeni Hayat” Berlin, Atina, Kopenhag, Vancouver, Osaka, Londra, Pekin, Atlanta, Bangkok ve Freiburg’tan uzanan bir deneyim ve duygu hattı. Türkiye, bir süredir yeni bir göç dalgasına tanıklık ediyor. Her şeye baştan başlamak, geleceklerini kurmak üzere başka ülkelere gidenlerin sayısı dikkat çekici bir biçimde artıyor. Peki yabancı bir ülkede hayata sıfırdan başlarken neler yaşanıyor? Yeni bir ülkede, yeni bir hayat kurmak nasıl bir deneyim? Yeni Ülke Yeni Hayat, son on yıl içinde farklı gerekçelerle yurt dışına göç eden on kişiye kulak veriyor. Anlatıcılar gidiş hikâyelerini, deneyimlerini, karşılaştıkları sorunları, buldukları çözümleri ve yeni şehirlerindeki yaşam koşullarını paylaşıyor. Yapabileceğimizi YapmakMinör Siyaset ve Türkiye Örneği / Onur Eylül Kara / İletişim Yayınları / 295 s. Minör siyaset, farklı bir siyaset anlayışı... Hayatın her alanında insanın eylem gücünü geliştirmeyi hedefleyen, aşkın değerlere değil eylemin içkin “oluş”una dayanan, farklılık ve eşitlik içinde çokluğu varsayan, yerelci, baskı ilişkilerinden uzak, çatışmacı ve temsilî olmaktan ziyade kurucu bir siyaset anlayışı. Te orik çerçeve, Türkiye’den minör siyaset ruhu taşıyan birçok deneyimin hikâyesiyle bereketleniyor: Göçmenlerle dayanışmadan alternatif eğitim örgütlenmesine, mahpuslarla dayanışmadan beyaz yakalı emekçilerin dayanışma ağlarına, ekolojiden yerel güçlenmeye, toplumsal cinsiyet duyarlılığından bellek çalışmasına, yurttaş gazeteciliğinden medya izleme faaliyetine, patronsuz üretim kolektifinden alternatif futbol ligine, hayatın her alanında, bir başka dünyanın tohumlarını atanların deneyimleri… Türk Âşık ve Ozanları / Ursula Reinhard, Tiago De Oliveira Pinto / Çeviren: Elif D. Yavuz / Yapı Kredi Yayınları / 298 s. Türk Âşık ve Ozanları, isimleri uluslararası etnomüzikoloji alanında Türkiye ile özdeşleşen Kurt ve Ursula Reinhard’ın 33 yıllık çalışmasının ürünü olup halen uluslararası literatürde âşıklarla ilgili alan çalışmasına dayanan en kapsamlı yayınlardan. Müzikoloji çalışmaları bakımından Reinhard’lar, TürkAlman etkileşiminin kurucularından. Geçmişte, birlikte alan çalışmasına çıktıkları öğrencileri ise bugün Türkiye Üniversitelerinde akademisyen olarak alana dair çalışmalarına devam ediyor. Dolayısıyla Reinhard’ları bir akademik kolun ekolün başlangıcı olarak görmek de mümkün. Ancak Türkiye’nin Müziği üzerine kaleme aldıkları makaleler dilimize çevrilmediği için içeriği ve sundukları bulgular adeta sır olarak kalmıştı. Türk Âşık ve Ozanları, Reinhard’ların Türkiye çalışmaları Türk müzikolojisi üzerine çalışan insanlara yol açacaktır. Aynalar Şehri / Justin Cronin / Çeviren: Dost Körpe / Doğan Kitap / 595 s. Amerikan ordusunun yürüttüğü Nuh Projesi’nin korkunç sonuçları dünyanın sonunu getirmek üzereyken, virallerin atası olan on iki denek ortadan kaldırılmıştır. Hayatta kalan insanlar, korku duvarlarını yıkmaya ve yeni bir dünya kurmaya kararlıdır. Hiçlikten Gelen Kız Amy ile arkadaşlarının şimdi yeni bir amacı vardır: Virüsün bulaştığı ilk kişiyi, hem insan hem de viral özellikleri olan Sıfır’ı yok etmek. Sıfır, onlardan çok uzakta, terk edilmiş Aynalar Şehri’nde, içinde büyük bir acıyla beklemektedir. Amy, bu büyük varoluş mücadelesinde, kendi yaratılış amacını da keşfedecektir. Epik üçlemenin son kitabında, büyük savaş sona eriyor. İnsanlığın tarihi yeniden yazılıyor. Rüzgâr Sildi Sesleri / Ali Koçak / Klaros Yayınları / 62 s. Ali Koçak’ın lk şiir kitabı Alnımda Uyuyan Güvercin’in ardından çıkan ikinci şiir kitabı şiir severlerlerle buluştu. n 24 27 Haziran 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle