25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FATIH YAŞLI’DAN ‘ANTIKOMÜNIZM, ÜLKÜCÜ HAREKET, TÜRKEŞ: TÜRKIYE VE SOĞUK SAVAŞ’ ‘Soğuk savaş Türkiye’sinin omurgası: Antikomünizm’ “Antikomünizm, Ülkücü Hareket, Türkeş: Türkiye ve Soğuk Savaş” ve Mücadeleciler: Mücadele Birliği (19641980) Soğuk Savaş’ın bugünlere kalan mirasını da tekrardan hatırlatıyor. DOÇ. DR. BEHLÜL ÖZKAN T ürkiye’nin yakın tarihine dair yapılan akademik çalışmalara damgasını vurmuş yaklaşımlardan biri, Şerif Mardin’in merkezçevre teorisidir. Buna göre 1923’ten itibaren kesintisiz devam eden otoriter, laik ve Kemalist merkezi devlet yapılanması, çevreden yükselen dindar, sivil toplumcu, demokratik yaklaşımları kimi zaman zor kullanarak, kimi zaman darbelerle bastırarak iktidarını devam ettirmiştir. Mardin bu açıdan yaklaşarak cemaatleri sivil toplumun neferleri, Siyasal İslam’ı da Türkiye’yi demokratikleştirecek ideoloji olarak görür. Türkiye devlet ve toplum yapısını; merkezçevre, Kemalistİslamcı gibi karşıtlıklarla açıklamaya çalışan yaklaşımlar özellikle de 1970’lerden itibaren milliyetçi, muhafazakâr ve İslamcı cenahta ciddi rağbet gördü. 1960’lardan itibaren siyasete ve ekonomiye ağırlığını koyan sınıfsal mücadele, öğrenci hareketleri ve yükselen sola karşı Türk sağ entelijansiyasının dört elle sarıldığı yegâne akademik yaklaşımdı merkezçevre teorisi. Ancak Mardin’in yaşamının sonuna doğru bizzat kendi teorik yaklaşımı Fatih Yaşlı 8 2 Mayıs 2019 nı “mahalle baskısı” gibi terimlerle sorgulamaya başladığını vurgulayalım. SANIK KOLTUĞUNDAN TANIK KOLTUĞUNA Son dönemde çıkan iki kitap Türkiye Soğuk Savaş müesses nizamının, antikomünizm çerçevesinde yükselen sola karşı, Mardin’in iddiasının tersine milliyetçi ve İslamcı gruplarla nasıl işbirliği yaptığını gözler önüne seriyor. NATO üyesi Soğuk Savaş Türkiye’sinde antikomünizmin istisnai olmadığının, tüm Batı ittifakı içinde benzer örgütlenmelerin oluşturulduğunun altını çizmek gerekir. Burada Türkiye’nin farklılaşan özelliği; SSCB’ye komşu bir NATO üyesi olmasından dolayı antikomünizmin tamamen ordu ve istihbaratın kontrolünde, paramiliter örgütlerin de kullanıldığı son derece karanlık bir kulvarda seyretmiş olmasıdır. Fatih Yaşlı’nın Yordam Kitap tarafından yayınlanan Antikomünizm, Ülkücü Hareket, Türkeş: Türkiye ve Soğuk Savaş başlıklı kitabı bu dönemin karanlığına ışık tutan önemli eserlerden. Yaşlı, doktora tezini Türk milliyetçiliği üzerine yazmış, Türk sağı üzerine çalışan bir akademisyen. Kitap Yaşlı’nın da vurguladığı gibi bir Türkeş biyografisi değil; Türkeş’i merkeze alarak Soğuk Savaş’ta verilen antikomünist mücadeleyi masaya yatırıyor. 1944 IrkçılıkTurancılık davasında tutuklanan Türkeş’in ka riyeri, Soğuk Savaş’ın başlaması ve ırkçıların sanık koltuğundan sola karşı tanık koltuğuna geçmesiyle değişir. Türkeş 1948’de Türkiye’den ABD’ye gerilla harbi için eğitime gönderilen 16 kişiden biri olur. 10 yıl sonra yine ABD’ye gider ve bu sefer NATO daimi komitesinde görev alır. 1960 dar besini düzenleyen 38 kişi içinde yer alan Türkeş, istihbarat ve orduyla yakın ilişkilerini ömrünün sonuna kadar sürdürür. Fatih Yaşlı, Türkeş’in 1960 darbesinin hemen sonrasında sermaye kesiminin yardımıyla gazete çıkarmasını, iktidarı ele geçirmek için dernekler üzerinden örgütlenmesini ayrıntılarıyla inceliyor. Kitapta, Türkeş’in dünürü Şahap Homriş’in MİT içinde yüksek mevkilere gelmesine dikkat çekiliyor. 12 Eylül öncesinde Türkeş’in devlet içindeki gücünün artmasıyla; dünürü Şahap Homriş, damadı Hamit Homriş ve Hiram Abas’ın MİT ve Özel Harp Dairesiyle ilişkileri Türkeş’e yakınlıkları dolayısıyla kesilir. Aynı sebeple 1977’de Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun da emekliye sevk edilir. Kitapta 1970’li yıllarda Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul ve savcı Doğan Öz’ün önce MHP yöneticileri tarafından hedef gösterilip sonra cinayete kurban gitmeleri gibi çok sayıda karanlık olayla Türkeş’in kontrolündeki örgütlenme arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor. Türkeş’in toplumsal tabanını genişletmek için 1960’ların ortalarından itibaren Türk milliyetçiliği ve İslamcılığı sentezleyen bir ideolojiyi benimsemesi, Necip Fazıl Kısakürek’in 1977 seçimlerinde MHP’yi desteklemesine de Yaşlı mercek tutuyor. Sonuç bölümünde yer alan şu satırlar kitabın özetini oluşturuyor: “Ülkücü Hareket’in Soğuk Savaş’ın Türkiye cephesinde üstlendiği paramiliter rol, basitçe Türkeş’in ve hareketin kendiliğinden harekete geçmesiyle, milliyetçi bir refleksle açıklanamaz, ortada hem emperyalizm hem de Soğuk Savaş ve bu ikisinin kurumları, mekanizmaları, yöntemleri, kişileri vardır. Ülkücü Hareket emperyalizmin ve Soğuk Savaş’ın ürünüdür, ülkücülük bir Soğuk Savaş ideolojisidir.” MÜCADELE BİRLİĞİ (19641980) Ekin Kadir Selçuk’un İletişim Yayınlarından çıkan Mücadeleciler: Mücadele Birliği (19641980) başlıklı kitabının konusu, güvenlik ve istihbarat kurumla rıyla yakın ilişkileri olan İslamcı örgütlenme Yeniden Milli Mücadele Derneği (YMMD). YMMD, Cemil Çiçek, Melih Gökçek, Hüseyin Gülerce, Ahmet Taşgetiren Taha Akyol gibi Türk sağına damgasını vuran isimlerin içinde yer aldığı bir örgütlenme. Bu örgütlenmenin çarpıcı yanıysa, bazı önde gelen isimlerinin de itiraf ettikleri gibi yükselen solla mücadelede devletin merkezi tarafından bizzat desteklenmeleri. Selçuk, YMMD’nin yayınlarını tarayarak ve hayattaki liderleriyle röportajlar yaparak Soğuk Savaş Türkiyesi’nin dehlizlerinde kurulan karanlık ilişkileri gün ışığına çıkartıyor. Kitap, YMMD’nin örgütlenmesinde ve antikomünist ideolojisinin oluşturulmasında, emekli asker Ziya Uygur ve MİT ile yakın ilişkileri olan Mehmet Emin Alpkan’ın önemli roller üstlendiğine dikkat çekiyor. Selçuk, YMMD’yi Türkiye’nin içinde bulunduğu ittifak ya pılanması içinde değerlendiriyor: “Mücadele Birliği’ne yönelik bu ‘devlet desteği’ni Soğuk Savaş süresince ABD kaynaklı olarak çevre ülkelerdeki her türlü muhalefeti sindirmeye yönelik gayri nizami harp doktrini çerçevesinde düşünmek gerekir.” Bu bağlamda Mücadelecilerin Pinochet’nin Şili’de, Franco’nun İspanya’daki faşizan uygulamalarını desteklemeleri, Türkiye’de de yükselen sola karşı benzer metotlar uygulanmasını istemeleri tesadüf değildir. Kitabın çarpıcı noktalarından biri, Türk sağının iddia ettiğinin aksine İslamcılığın yoksul kesimlere takındığı vesayetçi tutuma dikkat çekmesi. YMMD, işçilerin ve yoksul kesimlerin küçük hesaplar ve menfaat endişeleri nedeniyle Türkiye üzerine oynanan “oyunların” farkına varamayarak komünistlerin tuzağına düştüklerini iddia ediyor. Dolayısıyla işçileri ve yoksul kesimleri bu aymazlıktan kurtaracak olanın da Mücadeleciler olduğunu savunuyor. YMMD’nin 12 Mart darbesine, ordu ve güvenlik kurumlarının siyaset üzerindeki vesayetine verdiği desteği de inceleyen kitap, Türk sağının önemli isimlerinin içinde yetiştiği bu örgütlenmenin militarist karakterini de gözler önüne seriyor. Her iki kitap da Soğuk Savaş Türkiye’sini daha iyi anlamamız için önemli bilgi ve veri sunarken, okuyucuya Soğuk Savaş’ın bugünlere kalan mirasını da tekrardan hatırlatıyor. n Antikomünizm, Ülkücü Hareket, Türkeş: Türkiye ve Soğuk Savaş / Fatih Yaşlı / Yordam Kitap / 416 s. / 2019 Mücadeleciler: Mücadele Birliği (19641980) / Ekin Kadir Selçuk / İletişim Yayınları / 264 s. / 2018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle