Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DENİZ GEZGİN’DEN ‘AHRAZ’ Kasabanın ifriti Deniz Gezgin “Şeytan yükümüzü sırtlanan günah keçisi değilse nedir?” diyerek başladığı romanını, cennet, cehennem, iyilik, kötülük gibi çelişkilerden aldığı esinle kurmuş. SACİDE ALKAR DOSTER Ş eytan’ın cennetten kovuluş hikâyesi Tanrı’nın insanı yaratması ile başlar. İnanışa göre Tanrı tüm meleklerini insanın önünde secde etmeye çağırmış ancak Şeytan çamurdan olma bir varlığa secde etmeyi kabul etmeyince hem cennetten hem de Tanrı’nın huzurundan kovulmuş. O günden sonra Şeytan insanoğlunun kaypak ruhunu Tanrı’ya ispat etmek için ant içmiş, insansa işlediği tüm günahların şeytanla can bulduğuna inanmış. Zamanın ilk günah keçisi Şeytan artık kötülüğün adıyla anılacaktır. Deniz Gezgin “Şeytan yükümüzü sırtlanan günah keçisi değilse nedir?” diyerek başladığı romanını, cennet, cehennem, iyilik, kötülük gibi çelişkilerden aldığı esinle kurmuş. Ahraz’ın yazarın öteki kitaplarında da sıklıkla başvurduğu mitolojik ve dini unsurlar yoluyla derinleştiği görülüyor. Tüm kasabanın nefret ettiği, adını “İfrit” koyduğu Adile, kasabadaki tüm uğursuzlukların, hatta doğal afetlerin bile sebebi olarak anılır. Oğlunun doğuşuyla kasabalının gözünde günahı ikiye katlanan Adile, çocuğunun adını İsrafil koyar. İslam’a göre, dört büyük melekten biri olan İsrafil, kıyamet günü geldiğinde Tanrı’nın emriyle iki kez Sur’a üfleyecek ve herkesin öleceği kıyamet gününün habercisi oluşuyla bilinir. Deniz Gezgin, İsrafil’i ahrazlığına, tüm kasabanın nefretine ve yaşıtı çocuklardan yediği dayaklara rağmen herkese ve her şeye iyilikle yaklaşan, içinde ne öfke ne de kin tutan bir çocuk olarak tanımlıyor. İsrafil’deki iyilik bir melek ile özdeş kılınmış. İsrafil sakin, naif ve yaşam aşkıyla doluyken, Adile, bezgin, öfkeli ve kin ile doludur. Öyle ki, Adile’nin yüreğindeki kin lanetli bir dile dönüşmüştür. Dinselmitolojik bir başka öğe Yusuf karakteri ile karşımıza çıkar. İsrafil’in kasabadaki tek arkadaşı, Adile’ye ve İsrafil’e yardım eden tek kişi marangoz Yusuf’tur. Kasabalılarla anlaşamayan, kendi kurduğu marangozhanenin tozunda talaşında yaşayan bir ağaçadam olarak anlatılır Yusuf. Romanda Yusuf’un bir adamotunun kökü sayesinde annesinin rahmine düştüğü anlatılır. ADAMOTU Adamotu ile ilgili mitolojik birçok hikâye var. İran mitolojisinde Tevrat’ta adamotu yoluyla çocuk sahibi olanların öyküleri anlatılır. Türkler ise bu gizemli ota “abdüsselamotu” adını vermişler. Adamotunun topraktan koparıldığında acı içinde çığlık attığına ve kendisini topraktan ayıran kişiye ölüm getirdiğine inanılmış. Yusuf’un doğum hikâyesinde de bu bağlantıyı görüyoruz. Çocuğu olmayan kadın adamotunu topraktan ayırmış ve bunun sayesinde bir evlat sahibi olmuştur. Ancak adamotu rivayetin devamında anlatıldığı gibi genç kadına kendi ölümünü getirmiş. İsrafil Meleğinin evvelden cehenneme bakmakla görevlendirilişi, Nuh Peygamberle olan bağı ve gaddar Nemrut’a kadar hem dinsel hem de mitolojik birçok öğe ile karşılaşıyoruz. Deniz Gezgin’in romanın geneline yaydığı bu öğeleri ustalıkla kullandığı, hatta yazarın bunu bir tür yazınsal kimlik haline getirdiği söylenebilir. 2012 yılında Sel Yayıncılık tarafından ilk baskısı yapılan Ahraz bugün Can Yayınları etiketiyle yeniden raflarda. Sırtında dünya yüküyle doğmuş Adile ve İsrafil’in hikâyesi okuru kendi ruhundaki karanlığa davet ediyor. n Ahraz / Deniz Gezgin / Can Yay. / 200 s. / 2019 26 7 Kasım 2019 ‘KÜRESEL VE BÖLGESEL GÜÇLERİN ORTADOĞU POLİTİKALARI’ Değişen dengeler, yeni tutumlar! EMİNE TOPRAK O rtadoğu’da yaşananlar, dış politika gündeminden günlük yaşama, ekonomiden ulusal güvenliğe dek her şeyi öylesine etkiliyor ki, sadece konunun uzmanları ve ilgilileri değil, sıradan insanlar da dış politika konularında giderek daha fazla bilgi sahibi oluyorlar. Buna koşut olarak konuyla ilgili yayınlarda da ciddi bir artış yaşanıyor. Bu kapsamda son çıkan yayınlardan biri de Küresel ve Bölgesel Güçlerin Ortadoğu Politikaları başlıklı kitap (Nobel Yayıncılık, Ankara, 2019). Alt başlığı “Arap Baharı ve Sonrası” olan kitabı Tarık Oğuzlu ve Ceyhun Çiçekçi derlemiş. Uluslararası ilişkiler disiplininin çeşitli alanlarında uzmanlaşan ve farklı dünya görüşlerine sahip bilim insanlarının ortak çabasının ürünü olan kitapta dokuz makale bulunuyor. Kitabın editörleri Tarık Oğuzlu ve Ceyhun Çiçekçi, seçilen ülkelerin günümüzdeki dış politikalarını, güvenlik politikalarını tahlil ederken, tarihsel arka planı da dikkate aldıklarını vurguluyorlar. Kavramsal modellerin önemine dikkat çekiyorlar. ARAP BAHARI’NDAN BU YANA NE DEĞİŞTİ? Tarık Oğuzlu, Ortadoğu’da değişen dinamikleri, kavramsal bir tahlil yaparak ele alıyor. Behlül Özkan, Bush ve Obama’nın başkanlık dönemlerinde ABD’nin Ortadoğu politikalarını inceliyor. Emre Erşen, Arap Baharı ve izleyen dönemde Rus dış politikasında Ortadoğu’nun artan önemini yorumluyor. Çağdaş Üngör, Çin’in Ortadoğu’ya nasıl baktığını tartışıyor. Sinem Kocamaz, Avrupa Birliği’nin Ortadoğu politikalarını mercek altına alıyor. Barış Doster, Türkiye’nin devlet kapasitesinin sınırlarını ve Ortadoğu politikasının sonuçlarını ele alıyor. Bilgehan Alagöz, İran’ın Ortadoğu siyasetini ve bölgesel liderlik yönün deki çabalarını anlatıyor. Özden Zeynep Oktav, Suriye bunalımında Arap dünyasında değişen dengeleri ve Suudi Arabistan’ın değişen tutumunu inceliyor. Ceyhun Çiçekçi ise İsrail’in Ortadoğu politikasını yorumluyor. BAŞAT GÜNDEM ORTADOĞU... Kitapta, dünya siyasetinin her zaman başat gündem maddelerinden biri olan Ortadoğu’daki gelişmeleri, bölge ülkelerinin ve küresel güçlerin değişen politikalarını yorumlayan uzmanlar, dış politikayı, savunma ve güvenlik politikalarını ve bunların arka planını okuyucunun dikkatine sunuyorlar. ABD’nin bölgedeki nüfuzunu, Rusya ve Çin’in artan etkilerini, İsrail ve Suudi Arabistan’ın ABD’yle ilişkilerinin boyutlarını, Suriye, Mısır ve Irak’ın yaşadıkları iç çelişkileri, Avrupa Birliği’nin etkisinin sınırlarını tartışıyorlar. Kitap, konunun uzmanı bilim insanlarının, gazetecilerin, diplomatların ve politikacıların yanında Ortadoğu’daki gelişmelere meraklı okurlar açısından da faydalı bilgiler ve dikkate değer yorumlar içeriyor. n Küresel ve Bölgesel Güçlerin Ortadoğu Politikaları / Derleyenler: Tarık Oğuzlu, Ceyhun Çiçekçi / Nobel Yayıncılık / 253 s. / 2019.