Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘NESLİHAN ÖNDEROĞLU’NDAN ‘SEN NE İSTERSEN’ ‘Edebiyat insanı güzelleştirmek için var’ Neslihan Önderoğlu yirmi beş öyküden oluşan Sen Ne İstersen’de de, çarpıcı gözlemlerle genç kuşağa ayna tutuyor. GAMZE AKDEMİR gamze.akdemir@cumhuriyet.com.tr Ö ykülerinizde kendi ilkgençliğinizden izdüşümler de var hiç kuşkusuz. O lise yıllarının etkisi, gençliğin hayal leri, enerjisi, umudu... Öykülerinizdeki yansımalarından bahse der misiniz? Öykülerimde elbette kendi gençliğim den izdüşümler var çünkü yazdıklarımız aslında yaşadıklarımızı dışa vurma biçi mimiz. Bu açıdan, bir yazarın yazdığı bü tün metinler onun iç dünyasından ve geç miş deneyimlerinden izler taşır. Doğaldır. Ancak benim gençlik öykülerim daha büyük oranda anneliğimdeki gözlemlerim ve deneyimlerimden kaynaklanıyor. Ara larında dokuz yaş fark olan bir erkek ve kız çocuğu yetiştirdim. Onların ilkgençlik çağlarına tanık oldum ki bu benim yaşa dığımdan çok farklı. Tıpkı kendi anne ve babamın yaşadıklarının benimkin den farklı olduğu gibi. DÜNYA KARŞISINDA KONUMLANAN GENÇLİK n Öykülerinizde öne çıkan temalar içinde başa hangilerini koyarsınız? Gençlerin kendilerini dünya karşısında konumlandırmaları diye özetleyebiliriz aslında. Kendilerini, içinde bulundukları sosyal sınıfı, yaşıtlarını, karşı cinsi, etraflarında olup bitenleri algılayıp anlamaya çalıştıkları öyküler bunlar. Kendi varlığını sorgulama, başkalarının hayatıyla karşılaştırma, sosyal sınıf farklarını görme ve bunun karşısında gelişen duygular, rekabet, özenme, ilk aşk, kıskançlık, hayal kırıklığı, isyan. Kısaca gençliğe, insana dair ne varsa o. n “Sen Ne İstersen”de üniversitenin eşiğindeki gençlerin, lise dönemlerinin izini sürüyoruz. Keşfe hazır enerjik, dinamik, kaygılı, heyecanlı, romantik bir dünya genç portre… Aralarında doğayla iç içe olmaya, hayatlarını saran teknolojiyle KURTULUŞ ARI arasında bir denge kurmaya çalışan gençler de var... Dışadönük ya da içe kapanık olanlar da... Varsılı da var, gençlik başında duman olamayan dar gelirlisi de… Tam anlamıyla bunu yapmaya çalıştım. Yani her sınıftan gencin değişik duygu durumlarını, hayata karşı duruşlarını yakalayıp yansıtmaya… Teknoloji ve do ğa arasındaki çelişkiye de özellikle dikkat çekmek istedim. Bunun dengesini bulmada zorlandığına inanıyorum gençlerin. ‘EN BÜYÜK SORUNLARI YALNIZLIK’ n O noktada genç bireyi nasıl çözümlüyorsunuz? İlgi alanlarını, neler yaptıklarını, bir araya gelince neler konuştuklarını gözlemliyorum genellikle. Bence en büyük sorunları yalnızlık. Görünürde, hemen fark edilebilen bir yalnızlık değil bu. Bilakis, sosyal medya üzerinden ilerleyen korkunç bir sosyal olma durumu da var. Bir yandan teknoloji tüm olanaklarıyla hizmetlerinde ama diğer yandan da bunun getirdiği korkunç bir yalnızlık var. İnsan ilişkilerinin ve iletişimlerinin çok önemli bir bölümü sanal ortamlar üzerinden ilerliyor. n Genç kafasının sadık yâri muzip bir mizah da yer yer başını uzatıyor öykülerinizde. Mizaha bakışınızı anlatır mısınız? Mizah sıkça başvurduğum bir tarz değil yazdıklarımda. Genelde hayatın sert ve acımasız yanlarını tuttuğum söylenir. Ama konu gençlik olunca iş değişiyor. Gençlerin zekâdan kaynaklanan inanılmaz bir mizah anlayışları var. ‘DİDAKTİK YAZMAM!’ n Kötümser hele ki didaktik öyküler değil hiçbiri. Bu bağlamda yazarken nasıl harekete geçersiniz? Genellikle iyi bir gözlemciyim. Nerede olursam olayım insana ait haller ilgimi çeker. Bir lokantada, parkta, sokakta, alışveriş merkezinde, otobüste çevremde olup bitenle ilgiliyimdir. Yazarken didaktik olmamaya özellikle dikkat ediyorum. Hele ki söz konusu gençler olunca. Kendilerine dayatılan ya da mesaj verirmiş gibi sunulan söylemlere pek itibar etmediklerini biliyorum. Vermek istediğiniz duygu ve düşünce metnin içinde saklı olmalı. Okurun gözüne sokmadan yapılmalı bu. n Öykülerinizde dikkati çeken noktalardan birisi de içeriğinde sıklıkla kitap olması. Kitap okuyan, kitaba zaman ayıran, önem veren gençleri yazıyorsunuz. Hem de öyle böyle kitaplar değil! Okumayanları tatlı sert eleştiriyor da kimi öykü kişileriniz. Böyle yorumladım. Ne der yazarı? Çok doğru bir tespit. Kitap okumayı önemsiyorum. Kendi çocuklarımı yetiştirirken en önemsediğim konu buydu. Kitap okumayı bir gereklilik gibi görmelerini istedim. Sanırım bunda başarılı da oldum. Gençlerin çok okumalarını, çok film izlemelerini, sergi gezmelerini, tiyatroya gitmelerini, kısacası sanatla iç içe olmalarını isterim. Sanatın bütün kolları gibi edebiyat da insanı zenginleştirir, derinleştirir ve bunun sonucunda da güzelleştirir. Yani edebiyat dünyayı güzelleştirmek için değil, insanı güzelleştirmek için var. Çünkü dünya zaten güzel bir yer, onu çirkinleştiren insan. n Sen Ne İstersen / Neslihan Önderoğlu / Günışığı Kitaplığı / 148 s. / 2019. 18 7 Kasım 2019