06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> Evren algısının değişmesine neden oldu. Bugünse yıllar süren araştırmaların sonunda, yüzlerce gezegenin keşfine tanıklık ediyoruz. Stuart Clarks, Dünya’nın İkizini Aramak ile günümüze kadar gelen bu keşifleri ele alıyor. Erimiş lav ile kaplı; kasırgaların aşındırmasına maruz kalan, iki yıldızı olanlar, daimi olarak küresel okyanusların altında kalanlar... Clarks, üzerinde yaşadığımıza benzer bir gezegenin, kendi tabiriyle Dünya’nın İkizi’nin keşfinin çok yaklaştığı vurgusuyla evrendeki buzla kaplı çöllerden, yabancı denizlerden ve kızgın volkanlardan oluşan gezegenlerle dolu bir yolculuğa çıkıyor. Kleopatra’nın Gölgeleri / Emily Holleman / Çeviren: Peren Demirel / Maya Kitap / 320 s. Romanda, İskender’in soyundan gelen Kral Ptolemaios’un parlak zekâlı kızı Arsinoe, bir gün kan ağlayan heykeller gördüğü bir rüyadan uyanıp kendini çok daha kötü bir gerçekğin içinde bulur: Darbe olmuştur ve ablası Kleopatra hem de babası tarafından terk edilir, sarayda yapayalnız kalır. Arsinoe’nin üvey ablası Berenike ise tahtı ele geçirmiş ve kana susamış bir kraliyette hüküm sürmeye başlar. Arsinoe’nin bu yeni düzene tutunma çabası, onu saraydan çıkarıp savaştan harap olmuş İskenderiye sokaklarına götürür. Kraliçe Berenike’nin başı, ölümün eşiğindeki zalim annesi, iki kocasının yanı sıra babasının sürgünden dönme tehlikesiyle derttedir. Babaları Ptolemaios ve Kleopatra, Roma ordusuyla şehrin kapılarına dayandığında Arsinoe bir seçim yapmak; Berenike ise tahtını korumak için savaşmak zorunda kalır. Emily Holleman, Kleopatra’nın Gölgeleri’yle ihanetlerle dolu bir Mısır hanedanı yaratıyor. Marx ve Sonrası / Kurtul Gülenç, Önder Kulak / İthaki Yayınları / 302 s. Marx ve Sonrası adı altında derlenen makalelerin odak noktası, Marx’tan başlayıp Marksist düşüncenin temellerini oluşturan klasiklere dair kapsamlı okumaların birer sonucu olarak, ayrıntılı serimlemeler ve yeni katkılar sunabilmek. Böylesi bir odak noktası oluşturmanın temel nedeni ise klasiklerin yeniden okunarak, hem metinlerin sunduğu çerçevede temellerin kuvvetlendirilebileceği hem de hermeneutik sınırlar içinde yeni adımlar atılabileceği fikri. Bu fikri içeren çabaların özellikle Marksist teorinin bu gün yaşamış olduğu bunalımı anlamaya ve hem bu bunalımı tetikleyen hem de bu bunalımın yaratmış olduğu problemleri mercek altına alması öngörülüyor. Rus Dili ve Edebiyatının İzinde / Kolektif / Çeviribilim Yayınları / 454 s. Rus Dili ve Edebiyatının İzinde ile edebiyat, sinema, dilbilim, dil eğitimi, Sovyet dönemi alfabe politikaları ve Sovyet sonrası Rus Edebiyatının oluşum süreci gibi birçok farklı konu Rus Dili ve Edebiyatı uzmanlarınca ele alınıyor. Çalışmalarıyla OsmanlıRus ilişkileri üzerine yoğunlaşan Prof. Dr. Altan Aykut’a armağan edilen kitap; Lada Aksüt, Orçun Alpay, Hülya Arslan, Vladimir Buday, Hanife Çaylak ve Lola Utrikovna Zvonaryova gibi isimlerin makalelerini bir araya getirirken Puşkin, Dostoyevski, Turgenyev, Tolstoy, Çehov, Sologub, Senkovski, Ulitskaya, Zinovyev, Andreyev, Nabokov, Hakan Günday, Selim İleri üzerine yapılmış incelemeler bağlamında Rus Dili ve Edebiyatı bilim dalının Türkiye’deki izdüşümleri gözler önüne seriyor. Osmanlı Reformları, Taşrada Uygulanışı ve Etkileri / Itzchak Weismann, Fruma Zachs / Çeviren: Oktay Etiman / Islık Yayınları / 308 s. Itzchak Weismann ve Fruma Zachs, Osmanlı ıslahatlarının getirdiği modernizasyonun taklide dayalı bir Batılılaşma projesi olmayıp aksine Osmanlı modernleşmesi günümüzün Ortadoğusu’na somut katkılarda bulunduğunu savunuyor. Weismann ve Zachs, Osmanlı Reformları, Taşrada Uygulanışı ve Etkileri’nde, konuya ilişkin bu iki temel bakış akışını savunan on bir makaleyi derlemiş. Tarihçi Butrus AbuManneh’e armağan kitap olarak hazırlanan çalışma, Tanzimat Dönemi’nde hilafet meselesinden devletaşiret ve devlettarikat ilişkilerine, İstanbul ve Arap vilayetleri arasındaki bağlarda süreklilik ve değişime, şehircilikten basınyayın faaliyetlerine kadar uzanıyor. İkili, Osmanlı reformlar çağını bu dinamiklerle anlatmayı hedefliyor. Liseden Arkadaşlar / Selçuk Aydemir / Küsürat Yayınları / 222 s. Mahalle kültürünün son demlerinin yaşandığı, ilk arkadaşlıkların okuldan değil de apartmandan kurulduğu, bakkala diye evden çıkıp arkadaşlarla sokaklarda oynanan zamanlar… Küçükçekmece’nin küçük bir mahallesinde büyüyen ve artık gerçekten büyüdüğüne inanan Selçuk, çetecilik işlerini bırakıp gideceği “süper” lise ile hayatında başka bir sayfa açma hayalleri kurarken evdeki hesap çarşıya uymuyor. Selçuk ne kadar beladan uzak durmak istese de arkadaşları Mete, İsmet ve Serkan’ın da farkında olmadan yaptıklarının katkısıyla belanın tam ortasında buluyor kendini. Selçuk Aydemir, on beş yaşındaki bir ergenin gözünden ilk aşkları, arkadaşlıkları, hayalleri, aileyi ve mahalle yaşamını anlatıyor. Şiir Irmağı – Tüm Şiirler / Hasan Akarsu / Öğretmen Dünyası / 590 s. Hasan Akarsu daha önce yayımlanmış on dört şiir kitabının ve Güz Sonrası adlı yeni şiirlerinin yer aldığı kitabı Şiir Irmağı okurla buluştu. Sunuş yazısında Akarsu şu ifadelere yer veriyor: “Bilişim çağındayız. Her şey hızla gelişiyor ve zamana yetişmekte zorlanıyoruz. Şiir olmasa işimiz daha da zor. Şiir, yazınsal türlerin en eskisidir ve en yenisi olmayı da sürdüreceğe benziyor. Yaşantıları imgelerle, duygusal boyutlarıyla özlü olarak yansıttığı için şiir önemlidir.” Şair Gibi Sevmek – Şairlerle Aşka Dair / Mehtap Meral / İnkılâp Kitabevi / 296 s. “Aşka dair söylenmemiş söz kaldı mı? Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama ben dünya üzerindeki insan sayısı kadar tarifi olduğuna inanıyorum aşkın. Hatta bir ömürde bile aşkın tarifinin değişeceğine...” Mehtap Meral, aşkın dilinin şiir olduğuna inanan biri olarak bu soruyu şairlere yöneltiyor. İki aşk şiirinin de yer aldığı kitapta, ilk aşklardan yola çıkıp nasıl âşık olunacağına kadar pek çok konu gündeme geliyor. Ataol Behramoğlu’ndan Enver Ercan’a, Haydar Ergülen’den Pelin Batu’ya pek çok isim kitabın sayfalarına konuk oluyor... Rabıta – Uğur Mumcu’dan Sonra / Hüseyin Hakkı Kahveci / Ulak Yayıncılık / 432 s. “Kaynaklara göre ‘Rabıta’, şirktir çünkü İslami gözükerek Yahudi ve Hıristiyanlığa hizmet etmektedir. Bu çizgide İslam, artık insanlara erdem kurallarını aşılayan ve barışa ulaştıran bir din olmaktan çıkar; muhterislerin, dar kafalı yobazların tatmin ideolojisi durumuna düşer” diyor kitabın yazarı Hüseyin Hakkı Kahveci. El Kaide, IŞİD çizgisinin arkasındaki anlamın da bu olduğunu öne sürüyor. Bugün Ortadoğu’daki çatışmaları, Suriye’yi, Irak’ı, hatta Türkiye’de olanları, gündemdeki Anayasa tartışmalarını anlamak için Uğur Mumcu’nun açtığı pencereden bakarak Rabıta’yı anlatma uğraşına giriyor bu bağlamda. Kahveci, kitabıyla Rabıta üzerinden yaşanan gerçeklere, sürüklenilen tuzağa dikkat çekiyor. Bağrıyanık Ömer / Mahmut Yesari / Özgür Yayınları / 134 s. Mahmut Yesari’nin 1930’da yayımlanan ve Bağrıyanık Ömer adını taşıyan kitabı, Ömer adlı kahramanının acıklı yaşamını anlatır. Roman, kahramanı çocuk olan ilk eser kabul edilir. Kahramanı bir çocuk olmasına karşın, büyüklerin de zevkle okuyabileceği bir yapıt. Dili yalın, betimlemeleri gerçekçi. Yazarın kullandığı, bugünün gençlerinin anlayamayacağı düşünülen kimi eski sözcüklerin anlamları, sayfa altı dipnotlarıyla verilmiş. Uçma Sanatı / Antonio Altarriba, Kim / Çeviren: Murat Tanakol / Aylak Kitap / 214 s. Antonio Altarriba’nın babası 4 Mayıs 2001’de, doksan yaşında kaldığı huzur evinin dördüncü katındaki pencereden atlayarak intihar etti. Hüsranla dolu hayatına son noktayı bu şekilde koydu. Onun yaşadığı yüzyılda onun gibi bir çok erkek ve kadın daha adil bir dünya için mücadeleye girişti ve tarih onlara sırt çevirdi, hayali kanatlarla uçmak istediler ve yere çakıldılar. Uçma Sanatı da tam olarak bu meseleye odaklanıyor birneslin hikâyesi çizgi roman boyunca canlanıyor. Uçma Sanatı, şaşırtıcı bir düzeyde çizgi romanın ifade etme kapasitesini bir adım öteye taşıyor. Mustafa Kemal’in İsyan Hatırası / Kerem Çalışkan / Remzi Kitabevi / 216 s. Kerem Çalışkan kitabında, Mustafa Kemal’i Millî Mücadele’nin liderliğine taşıyan gizli muhtıranın bilinmeyen öyküsünü anlatıyor. Yüz yıl önce, 20 Eylül 1917’de yazılan bu belge okunmadan Büyük Nutuk anlaşılmaz iddiasında yazar. Muhtıranın, Millî Mücadele’nin önceden ilan edilmiş gerekçesi ve önsözü olduğu vurgusunu yapıyor. Aynı zamanda ileride liderliğini yapacağı Kurtuluş Savaşı’nın da işaret fişeği. Bu muhtıra, Samsun, Erzurum ve Sivas’ta oluşan isyancı ruhun önemli bir belgesi niteliğinde. Çalışkan’ın incelemesi, bu konuda bir ilk çalışma olarak önem taşıyor. n 36 20 Nisan 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle